KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli Genel Müdür ve ekibi, çok değerli denetçiler, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bu 6741 sayılı Kanun çıkarken Necati Bey de, Sayın Kalaycı da buradaydı, hep beraber kanun görüşmelerini yaptık. Ben böyle bir düzenlemenin yapılmasına karşıydım, biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak karşıydık çünkü Türkiye'de bütçe açık veriyor, cari açık veriyoruz sürekli olarak, dış ticaret açığı veriyoruz; böyle bir ortamda fazla vermesi hâlinde anlam ifade eden bir yatırım olarak gördüğümüz için -ki dünyada da böyledir varlık fonları- buna karşı olmuştuk. "Zaten sermaye sıkıntısı çekiliyor, sıkıntılar had safhada, bunun bir anlamı yok." demiştik. Geldiğimiz noktada da maalesef öyle olduğunu görüyorum ama ne olursa olsun her şeyden önemlisi ülkemizdir; madem kanunlaştı, bu noktaya geldi elimizden geldiğince düzgün çalışması için gayret göstermemiz gerekiyor.

Gördüğüm kadarıyla sıkıntılar var yani Varlık Fonu kurulmasaydı, Varlık Fonuna bağlı olan bu bankalar, şirketler ne yapardı? Yani biraz önce Sayın Başkan söyledi, şu kadar kârlı, şu duruma geldi, bu duruma geldi; bunlar zaten bu gelişmeleri gösteriyorlardı, onlardan çok daha fazla, normal performanslarının üzerinde bir sonuç mu aldık? Mesela hepimiz tarafından sorulması gereken bir soru bu. Bunlar, normal olarak bulundukları yerde, bulundukları pozisyonda devam etselerdi, Hazineye bağlı olarak devam etmeleri durumunda bu bankaların ya da PTT, ÇAYKUR gibi diğer kuruluşlarımızın, 46 gayrimenkul var, bunların ya da 2 lisans var, onların bir başka alternatif modelde çalışmaya devam etmeleri hâlinde durum ne olurdu? Bunu da görmemiz lazım.

Sayın Genel Müdür açıkladı sağ olsun, mesela diyor ki: "Öz kaynaklarda bir yıl içerisinde artış var 286'dan 395'e çıkmış, bir önceki yıla göre artış yüzde 38." Şimdi, bu nominal bir rakam, bunu enflasyondan arındırdığımız zaman öz kaynaklardaki yüzde 38 artışın bir anlamı olmadığını görüyoruz; tam tersine, bir eksilme bile var. Aktif büyüklüğüne bakıyorsunuz, orada da yüzde 45'lik bir artış var ama aslında orada da gerçek anlamda bir azalma söz konusu. Bu, Türkiye için var aslında; tüm Türkiye'nin değerleri enflasyon dolayısıyla aşındı yani Türkiye zaten varlığını kaybetti. Burada da bir kayıp söz konusu, net anlamda bir kayıp söz konusu olmuş sonuçta. Mesela, bir önceki yılda -2020 için- bundan bahsetmek mümkün değil belki ama 2021, 2022 yılları için kayıplar söz konusu. Bunları dikkate almak zorundayız.

Ben de bunları sordum Selim Murat Bey, siz Denetleme Kurulu olarak bize verdiğinizde siz de denetim yapmıyorsunuz yani biz Meclis olarak denetim yapmıyoruz, biz siyasi bir denetimde bulunuyoruz ama siz de teknik olarak daha önce yapılan, kendi ifadenizle "denetim çalışmaları" üzerinden denetim yapıyorsunuz. Sizin bize vermeniz gereken bilgiler şunlar olmalıydı: "İşte, şu, şu, şu rasyolara göre başarılıdır. Sektörüne göre başarılıdır, değildir. Sektörünün kârlılığı şudur, onun altında şu kadar altında kalmıştır ya da üzerine çıkmıştır, başarılı olmuştur." gibi sonuçları da bizimle paylaşabilmeliydiniz. Mesela biz sizden bunu özellikle arzu ederdik. Yoksa, bağımsız denetçiler gelmiş, denetim yapmışlar; siz de o denetimi denetliyorsunuz. O denetimin denetlenmesinin bizim için çok anlamı yok, onu da yapın ama çok anlamı yok; biz sonuçlarla ilgiliyiz burada, sonuçlara bakıyoruz. Özellikle Sayın Genel Müdürün verdiği bu finansal tablolar üzerinde bir okuryazarlık siz inşa ederseniz bize, bunun bize bir anlamı olur, faydası olur, yararlanabilir durumda olurduk. "Evet, Türkiye Varlık Fonu şu şartlar altında doğru çalışmış, iyi çalışmış ya da şu bakımlardan da eksik çalışmaları, başarılı değil ya da başarılı." diyebilirdik Bize bunu bu konuda yol gösterirseniz memnun oluruz.

Ben size de sırası gelmişken bazı şeyler sormak istiyorum. Mesela bana dediniz ki: "Bizim raporlarımızda var." Şimdi, raporlarınızdan sormak istiyorum. Ha, öncelikle, şunu sormak istiyorum: Bağımsız denetçi PricewaterhouseCoopers'ın raporlarını almışsınız ama Sayıştay denetimini neden esas almamışsınız? Hiç Sayıştay denetiminden bahsetmiyorsunuz. Sayıştayın yaptığı denetim raporlarını da dikkate alarak bunları yapmanız lazımdı, oradaki sonuçları da -yani birçok kurum üzerinde Sayıştayın yaptığı denetimler var, onları- neden dikkate almadan bunu yaptınız, bu raporları hazırladınız? Onu öğrenmek isterim.

Bir de bu fon raporunuzda (ii) bölümünde "PTT'nin TVF Yönetim AŞ'nin bilgisine sunulması gerektiği..." diyorsunuz. Burada bizim de bilgimize sunmanız gereken detaylı olarak sizin konuşmanızda olması gerekirdi. "TDS'ye uygunluğu konusunda gerekli inceleme ve değerlendirme yapılmasını teminen konunun KGK'ye bildirilmesinin uygun olacağı..." Şimdi, bu konuyla ilgili açıklama yaparsanız memnun olurum, özellikle PTT, ÇAYKUR ve BOTAŞ konularında. Bu konularda Sayıştay raporları da var, onların da dikkate alınarak yapılması lazımdı.

Bir de şirket raporunun sonuç bölümünde sormak istediğim konular var. Sonuç (i)'de şöyle: "Çalışma kâğıtlarında bu konuda değerlendirmeye yer vermemiş olması hususu hakkında değerlendirme yapmak üzere Kamu Gözetimi Kurumuna (KGK) konu gönderilmiştir." diyor. Bununla ilgili bilgi verebilir misiniz?

Yine, (ii)'de "Pay imtiyazlarının dikkate alınmaması konusunda TVF Yönetim AŞ'ye PricewaterhouseCoopers bağımsız..." KGK'ye sorulmuş bunlar da.

(iii)'de, TVF Bilgi Teknoloji İletişim Hizmetleri Yatırım Sanayi ve Ticaret AŞ'nin sermayesinin ve kanuni yedek akçelerin tamamının karşılıksız kalması durumu söz konusu olmuş. Bu Enerji, Ticaret AŞ'nin sermayesinin ve kanuni yedek akçelerinin üçte 2'sinin karşılıksız kalması, ondan sonra Petrokimya Sanayi ve Ticaret AŞ sermayesinin ve kanuni yedek akçelerinin tamamının karşılıksız kalması... Bunlarla ilgili, burada bahsettiğiniz konularla ilgili bilgi verebilir misiniz? Bu TTK 376'ya göre sermayelerinin yetersiz kalması söz konusu tabii.

Yine, (iv)'de BDS 230 ve BDS 620 standartları kapsamında yapılan tespit ve değerlendirmelerle ilgili olarak bağımsız denetim firması hakkında değerlendirme yapmak üzere KGK'ye bilgi sorulmuş. Bununla ilgili de bilgi verebilir misiniz? Konu nedir? Bu bağımsız denetçiyle ilgili sorun nedir?

Sayın Genel Müdürüm, yine, Uluslararası Danışma Kurulunun henüz teşkil edilmemiş olması bu denetçi raporunda eleştiri olarak yer almış, geçen yıl da bu eleştiri vardı. Bu neden yapılamıyor? Şimdi, Sayın Başkanım, bunu normal olarak Sayın Genel Müdüre sormamamız lazım; bu, Yönetim Kuruluna sorulması gereken bir konu ama Yönetim Kurulu yok. Şimdi, böyle bir eksiklik var yani tabii, bu doğru değil, Yönetim Kurulunun burada olmaması.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, Yönetim Kurulu buraya geldiğinde biz burada Yönetim Kurulunu sadece eleştirecek değiliz; Yönetim Kuruluyla bu Varlık Fonunun amaçları doğrultusunda konuşmamız gerekecek, müzakere etmemiz gerekecek "Daha iyi nasıl yapılabilir."i, "Ne yapılabilir."i.

Şimdi, biz aldık, kamuda olan bazı kuruluşları Hazineden çıkardık, onlara bir özerklik verdik; hiçbir şekilde vergiye tabi değil, şu kanunlara, bu kanunlara tabi değil. Biliyorsunuz, 6741 sayılı Kanun'da yazıyor; 1 sayfa muaf olduğu, istisna kapsamına giren kuruluşlar, kanunlar vesaire her şey yazıyor. İşte, Sayıştay denetimine tabi değil, şu kanuna... Peki, bütün bunlardan sonra ne oldu? Yani buradan aldık, Hazineden çıkardık, bu tarafa aldık, istisna tanıdık, bir yığın teşvik verdik vesaire, sonuçta ne oldu? Bu kıyaslamayı yapabilmemiz lazım, bunu görebilmemiz lazım; bunu yapamadıktan sonra bir anlamı yok. Bize de Denetim Kurulunun bu konuda yardımcı olması lazım ki olayı netleştirelim, görebilelim, değerlendirebilelim, "Doğru olmuştur, yanlış olmuştur." diyebilelim, "Şu şekilde çalışın bundan sonra, şunları yapın, şunları yapmayın." diyebilelim. Bu yönde bir şey görmeyince değerlendirme yapmamız da zorlaşıyor tabii ki.

Şimdi, Sayın Genel Müdürüm, bir de 2020'den 2021'e bir tane şirket artışı var yani bu aktif toplamında artış var, öz kaynak artışı var ama bir de şirkette artış olduğu için oradan kaynaklanan bir artış söz konusu. Kârla ilgili olarak hatırlayamadım ben, kârla ilgili bilgi verdiniz mi?

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ SALİM ARDA ERMUT - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ne kadardı kâr artışı, konsolide kâr? 2020'de 10 milyardı, 2021'de?

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ SALİM ARDA ERMUT - 11,3 milyar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani çok fazla bir artış söz konusu olmamış 2020'den 2021'e.

Evet, bir de kaç şirket ve fon bu arada kâr etti, kaçı zarar etti? Onları da bilebilirsek bunun içeriğinde nasıl bir değişim söz konusu olmuş, o da önemli.

Bir de Sayın Genel Müdürüm, 2020'de kredi derecelendirme kuruluşu Fitch not vermeye başlamıştı, değerlendirme yapmaya başlamıştı. 2021'de bu not ne oldu, bir de onu öğrenebilir miyim? Verdik mi onu?

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ SALİM ARDA ERMUT - Verdik.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Kaçırmışım onu da belki ama.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Onu tekrar cevabınızda kısaca Bülent Bey'e cevap verirseniz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Memnun olurum.

Şimdi, 2020'de siz, enerji, petrokimya ve sigorta şirketlerini kurdunuz, devreye aldınız. Bunlar doğruydu ama bana göre ilave olarak yüksek teknolojiye yönelik yatırımlar da yapılması lazım, özellikle teşvik edilmesi lazım. Teknoloji bütün dünyada risk, çok önemli bir risk. Yani teknolojinin hangi yönde gelişeceği belli değil. Bir şeyler yapıyorsunuz, inovasyon çalışmaları yapılıyor, bir şeyler bulunuyor, onların ticarileştirilmesi aşamasında bir bakıyorsunuz bir başka ülke, bir başka alanda hiç beklemediğiniz bir yerden çok daha iyisi ortaya çıkıyor, sizin yaptığınız yatırım boşa gidiyor. Özel sektörün, özellikle müteşebbisin, yatırımcının en önemli riski bu şu anda teknoloji konusunda, yatırım yapamıyor. Devletlerin, kamunun bu konuda yardımcı olması gerekiyor, Varlık Fonunun özellikle bu konuda yardımcı olması lazım. Bana göre Varlık Fonunun kurulmaması gerekirdi ama kurulmuş madem özellikle bu konuda, Türkiye'deki yatırımcılara teknoloji riski konusunda destek olması gerekirdi diye düşünüyorum, en fazla bu konuda yatırım yapmanız lazımdı. Bu konuda neler yaptınız, onları da öğrenmek isterim, memnun olurum.

Sayın Başkan, bu arada hem Sayın Genel Müdüre hem de Denetim Kuruluna sorduğum sorular var. Onların cevaplarını alabilirsem memnun olurum çünkü geçen yıl bu cevapları da alamadık, onları da değerlendiremedik, tutanaklara baktığımda görüyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Genel Müdürümüz, tabii, birçok milletvekilimiz soru soracak, onları ismen süre sonunda cevaplamanızı istiyoruz. Ayrıca, Denetleme Kuruluna da biraz önce sorulan sorular var ki biraz sonra da başka sorular olacaktır, onları ismen not alırsanız milletvekillerimiz sorularının cevaplarını alsınlar.

Buyurun Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Bir de bu İstanbul Finans Merkezi konusu var, bilgi verdiniz. Şimdi, Sayın Genel Müdürüm, İstanbul Finans Merkezî'yle ilgili geçen yıl "Bu yıl içerisinde açılacak, birkaç ay içerisinde açılacak, bitiyor." demiştiniz. Ancak tamamlanmadı yani en son da biz ziyaret ettiğimizde ekimde açılacaktı ama hâlâ bitmedi, bu sene içerisinde bitmesini bekliyoruz. Ama neden faaliyete geçmedi? Fiziki bir engel mi yoksa konjonktürel bir sebep mi var? Onu da öğrenmek isterim.

Bir diğer konu da bu 3 kamu bankasıyla ilgili 2020'de de siz -hatırladığım kadarıyla- 21 milyar liralık bir çekirdek sermaye artırımı yapmıştınız, şimdi 2021 içerisinde de yaptınız galiba değil mi, 2022'de de söz konusu oldu.

TÜRKİYE VARLIK FONU GENEL MÜDÜRÜ SALİM ARDA ERMUT - Evet.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu ne? Her sene kamu bankalarına bu sermaye artırımlarının şeyi nedir? Yani yüksek miktarda da yapılıyor, bunun anlamı nedir? Kamu bankalarındaki rakamlar çok net değil, Durmuş Bey daha iyi bilecektir. Maalesef kamu bankaları kullanılarak bazı taraflara sermaye transfer ettiriliyor, bazı kesimler teşvik ediliyor, çok ucuz krediler veriliyor. Şu anda Merkez Bankasının gösterge faizi 9 ancak piyasada onun kat kat üzerinde faizler ama yine de enflasyonun çok altında kalıyor ve kamu bankaları vasıtasıyla birçok kişiye maalesef ayrıcalıklı krediler veriliyor; siz sonuçta bunlara mı aracılık etmiş oluyorsunuz bu sermaye artırımlarını yaparak? Bu kaynak transferine sebebiyet veren bir kurum hâline mi geldiniz; bunu da öğrenmek isterim. Tabii bu da siyasi bir soru, cevap vermeniz mümkün değil ama görüyorsunuz Sayın Başkanım, böyle bir eksikliği var bu çalışmaların yani bu şekilde, bu usulle...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tabii ki sizin değerlendirmelerinizi de not alacaklardır, oradan da istifade edeceklerdir mutlaka, düzeltilmesi gereken şeyler varsa da tabii ki dikkate alınacaktır.

Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım, tamamladım.