KOMİSYON KONUŞMASI

ORHAN YEGİN (Ankara) - Teşekkür ediyorum Başkanım.

Şöyle, haksız ve bence manipülatif bir dille oturma sırasının oluşturulmasından bahsedildi. Buradaki bütün gruplar, bütün gelen giden bürokratlar hepsi bilir ki hiç kimsenin oturma sırasına burada özellikle misafirlerin geldiği bölümde hiç kimse müdahale etmez. Sadece Komisyon Başkanı arka sıralarda oturan kişi söz aldığında, sesi salon tarafından duyulmadığında kendisinden önlerde mikrofon bulunan masalara gelmesi hususunda arkadaşların yardımcı olmasını, hatta önde oturan birisi varsa kalkıp yer verip onu oraya almasını rica eder.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Aynen öyle.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Bu, her zaman yaptığımız bir şeydir ama burada bir manipülasyon olsun, bir şirinlik oluşturulsun belki -hani hafif tabiriyle- maksadıyla yapılan bir istismara, bir sapmaya, bir saptırmaya hep beraber tanıklık ettik. Bunun üzerinden belki işte geniş çevrelere bir mesaj verme istismarı yapıldı ama buradaki herkes biliyor ki buranın usulü her zaman budur. Bir başkası bir başkasının önüne bile isteye geçirilmez, geçirilmemiştir, hiçbir zaman da böyle bir şey olmamıştır.

Sayın Tanal daha önce koltuk üzerinden bir gerginlik üretmişti hatırlarsanız aşağıdaki bütçe görüşmelerinde. Onunki daha orijinal bir tespitti, kutluyorum yani daha orijinal bir şey yakalamıştı.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - İlk önce İç Tüzük'ün 56'ıncı maddesine göre kravatınızı takın, öyle Komisyonda konuşun. İşte hukuksuzluğun dik âlâsı.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sayın Tanal...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Komisyonda öyle bir kural yok.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Nasıl yok kardeşim? Olur mu öyle şey? İç Tüzük 56'ncı madde boşuna mı yazılmış? Yapmayın!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok. Sayın Tanal, hukukçu olabilirsiniz ama Meclis hukuku ayrı bir hukuk.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani burada kravatsız Komisyonda gelip söz alacaksın, ondan sonra laf atacaksın.

ORHAN YEGİN (Ankara) - O zaman laf atmıyorum, daha orijinal bir tespit yap.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Orijinal değil, ilk önce kanuna göre söz al; ilk önce kanuna göre, kılık kıyafete göre Meclise gelin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Komisyonda bu şart yok.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Neyse daha orijinal bir tespit yapmıştı. Ben yine de düşüncemi değiştirmeden devam edeyim. Ama Sayın Tanal, bugün, gördüğünüz gibi, bakın, teklif sahibinin de koltuğu yüksek bir koltuk. Onu o zaman izah etmiştim, burada bunu tekrar söylemiş olayım.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - İlk önce İç Tüzük hükümlerine göre hareket edin, 56'ncı madde açık.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey tamamlayın, buyurun.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Başkanım, şimdi bir de usul hakkında söz almakta ısrar eden arkadaşlar oldu. Bunun Komisyon kuralları ve İç Tüzük gereği uygun olmadığını, bütün Komisyonlarda böyle bir durumun söz konusu olduğunu söylediniz ve tartışma uzadı, ara vermek zorunda kaldınız. Benim özellikle burada belki usule ilişkin söyleyeceğim şey şu olur: Bundan sonra da benzer tartışmalar olursa burada her partinin grubundan Komisyon üyesi arkadaşlarımız var; bu tartışmayı, bu gerilimi yatıştırmak o gerilimi üretenin ait olduğu grubun yöneticilerine, Komisyon üyelerine ve başkanlarına düşerse daha rahat, daha sakin bir ortam geçirmiş oluruz.

"Saraydan çıkan emir" "saraydan gelen emir" "Oradan gelen emire göre burada hareket ediliyor." "Cumhurbaşkanı öyle diyemez, böyle diyebilir, böyle diyemez, şöyle konuşamaz." cümleleri oldu. Bunlara zinhar katılmıyoruz. Biz aldığı bütün kararları istişareyle, biz aldığı bütün kararları bir istişare zinciri içerisinde alan bir ittifakız, bir hareketiz. Dolayısıyla, istişareler yapılır, bunu Cumhurbaşkanımız açıklar; biz de ona göre Meclisin yetkisinde olan şeyler varsa o yetkileri canıgönülden büyük bir memnuniyetle yerine getiririz. Buradan da bir abukluk üretmenin hiçbir manası olmadığını düşünüyorum.

Son olarak, hitabet dili içerisinde parmağını, elini kullanan, beden dilini kullanan bir arkadaşa "Terbiyesiz!" ifadesini kullanmak hakikaten çok ayıp olmuştur. Bugün bu Komisyonun mehabetini, bugün bu Komisyonun huzurunu bu hamle bozmuştur. Bu sözün geri alınması gerekir. Yoksa her beden dilini kullanana, elini kullanana, parmağını bir şey ifade ederken söyleyene burada o ifadeyi kullanmak durumunda kalırsak en çok da bu ifadeyi kullanan ondan mağdur olur.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.