KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, bir de salonda sükûneti temin edebilirsek ben de konuşmamı yapabileyim çünkü...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şu an itibarıyla var gibi, buyrun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli sivil toplum kuruluşları temsilcileri, değerli basın mensupları ve değerli teklif sahibi milletvekili arkadaşımız; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.

Şimdi, çok önemli bir konuyu görüşüyoruz arkadaşlar. Sonuç olarak emekli aylıklarında ve kamu görevlilerinin aylıklarında artış yapılmasıyla ilgili bir teklif var önümüzde. Bununla ilgili hiçbir muhalefet partisinin veya iktidar partisinin milletvekillerinin, tümünün, aykırı bir görüşte olması beklenemez herhâlde. "Daha fazla artırın." deriz ama "Artırmayın." demeyiz. Dolayısıyla böyle bir teklifi de geciktirmek, engellemek gibi bir tavrımız söz konusu olamaz Sayın Başkanım. Sanki usulle ilgili bazı konuları gündeme getirmemiz böyle anlaşıldı, bu doğru değil bir kere.

Ancak ben de usulle ilgili konuya girmek istiyorum çünkü çok çok önemli bir konu. Sayın Kalaycı da değindi, Sayın Elitaş da değindi. Şimdi, usul olarak, evet, böyle bir konuyla ilgili, Sayın Cumhurbaşkanının, yürütme erkinin tutup da bir artırım yapmak istemesinde anormallik yok, bunu Meclise göndermesinde de anormallik yok. Ya, anormal olan kısım şu: Bununla ilgili bir yöntem vardı eski Anayasa'mızda, referandum öncesi değiştirdiniz. Eskiden "hükûmet tasarısı" denen bir müessese vardı, gelirdi, burada görüşülürdü. Şimdi, böyle bir teklifi yürütme bilir değil mi? Ne kadar parası var, ne kadar artış yapması gerektiğini yürütme bilir. Yürütme normal olarak buraya bunu gönderirdi hükûmet tasarısıyla, burada da görüşülürdü. Meclis olarak kabul ederdik etmezdik o ayrı bir konu ancak bunu kaldırdınız. Efendim, "Kesinlikle yasama ile yürütmenin bağı kesilecek." dediniz, hükûmet tasarısı kalktı. E, şimdi, hukuki dille en azından muvazaa diyebileceğimiz ama çok dürüst olmayan bir yöntemle bunlar geliyor, bizim eleştirdiğimiz bu; o zaman biz o Anayasa'yı niye değiştirdik? Mantıklı olan tabii ki yürütmeden gelmesidir bunun. Siz, bir milletvekili olarak, yasa yapmaktan sorumlu bir milletvekili olarak hükûmetin rakamlarını nereden bileceksiniz ve böyle bir teklif getireceksiniz? Yani sonuçta yürütmeden sorumlu olan, bu rakamları vermesi gereken yer yürütmedir; onlar bilecekler tabii ki, bir milletvekilinin bunu bilmesi mümkün değil. Biz burada Hükûmetten gelirse, gelir tartışırız, anlarım ama durup dururken siz Hükûmet tasarısını devreden çıkarın, ondan sonra "Mantıklı olan budur." deyin. Bu, millete karşı yapılmış, bu referandumda Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle yapılmış çok büyük bir yanlışlıktır; bunu ifade ediyorum yoksa yöntemde bir yanlışlık yok ancak bunu Anayasa'dan çıkarmanız büyük bir yanlışlık.

Sayın Elitaş, dediniz ki: "Anayasa'da Plan ve Bütçe Komisyonu geçiyor." Geçmiyor, bahsettiğiniz 161'inci maddeye bakın. Eskiden Plan ve Bütçe Komisyonu ayrıntılı olarak anlatılırdı "40 üyeden oluşur, en az 25'i iktidar partisine mensup olur." derdi ve bütçenin -tabii ki hükûmetlerin iradesidir, bütçe olmadan herhangi bir icraat yapamazlar- geçmesi için Anayasa elinden geleni yapardı ve bununla ilgili olarak Anayasa'da 161, 162, 163, 164'üncü maddeler vardı. Şimdi sadece 161'inci madde var, onu da anlatacağım. 162, 163, 164'üncü maddeler mülga vaziyettedir.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - 161'de birleşti hepsi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şu anda da Plan ve Bütçe Komisyonu geçmiyor, "Bütçe Komisyonunda görüşülür." diyor, bütçe teklifi Bütçe Komisyonunda görüşülür. Bütçe Komisyonuyla ilgili ne olduğu da belli değil, Komisyonun elli beş gün içinde kabul edeceği metin, Genel Kurulda görüşülür ve mali yıl başına kadar karara bağlanır. Kesin hesapla ilgili olarak bunu da söylemiyor maalesef.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Biliyorsunuz, Bütçe Komisyonunun kanunu var.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi sonrası, bu referandum sistemi sonrası mevzuatımız, Anayasa'mız altüst edilmiş vaziyette, biz de bunu anlatıyoruz. Ya, bu yapılan artırım işi doğrudur, Hükûmetten gelmesi de yürütme erkinden gelmesi de doğrudur ama bunların Anayasa'dan çıkarılması büyük bir yanlışlıktır, saçmalıktır. Böyle bir garabet yaptık, şimdi de bunu tartışıyoruz. "E, mantığı yok mu?" Var tabii ki. Bütün dünyada, çıkması gereken, ihtiyaç olan yasaları yürütme erki bilir önce, icracı, icraatçı olan bilir, o işle uğraşan bilir. Yasanın nasıl yapılması gerektiğine, olması gerektiğine meclisler, parlamentolar karar verir, ihtiyacı yürütme saptar. İhtiyaç ve çıkan yasayla ilgili yanlışlık, noksanlık, usulsüzlük, bu konularda da yargı karar verir. Şimdi, bunu altüst ettiniz, bizim eleştirdiğimiz de budur, bu garabettir.

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Bütçe Komisyonu aynı.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Aynı, değişmemiş

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - "Plan ve Bütçe Komisyonu" olarak geçen Komisyon şimdi "Bütçe Komisyonu." olarak geçiyor.

İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Eski Anayasa burada, ikisinde de aynı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, hayır, hayır; orada 161'inci, 162'nci maddelere bakın, 163'e bakın; üye sayısından da bahsediyor, öyle geçiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İç Tüzük'te Plan ve Bütçe geçiyormuş, Anayasa'da eskiden de "Bütçe" şeklinde geçiyormuş, arkadaşlarım söyledi.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - E ama "40 kişi" diyor, 25'ten bahsediyor, yetkilerinden bahsediyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Biz zaten o sayıları değiştirdik, bütün maddeleri birleştirdik

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - En önemlisi hükûmet tasarısı diye bir müessese var yahu, söylemek istediğimiz o yani Sayın Kalaycı'nın da sizin de yani "Cumhurbaşkanı AK PARTİ'nin Başkanı olarak böyle bir yasa sevk etmesin mi?" Etsin tabii ki doğrusu bu diyoruz ancak bunu çıkardınız. Edemez, hiçbir şekilde bakanlar, Cumhurbaşkanı Meclise yasa sevk edemez ama ediyor, biz de onu söylüyoruz, ediyor; bu bir garabettir. Etmesi gerekir, doğrusu odur ancak bunu çıkardınız, şimdi de sevk ediyor, sanki yokmuş gibi böyle bir mevzuat çıkarıldı. Hukuki dilde muvazaa ancak kaba bir şekilde, siyaseten, sahte bir yöntemle bunu getiriyoruz; doğru değil bu, bunu söylüyoruz. Bunların dikkate alınması lazım, biz artık son döneme geldik, bundan sonraki dönemde burada oturacak arkadaşlarımızın bunu dikkate alması lazım. Niye böyle bir yöntem uygulayalım? Makul olanı niye bu şekilde kulağımızı öbür türlü göstererek uygulanmasını sağlayalım? Bunu ifade etmek istiyorum.

Şimdi, bir diğer konu, bugün 9 Ocak, daha ocağın başı; bütçenin uygulanacağı ilk aya geldik. Daha ilk aydan bütçe dengeleri bozuluyor- Sayın Yılmaz'ın söylediği konu- daha ilk ay ve bütçe dengelerini altüst ediyoruz. Evet, bütçe bir tahmindir ancak daha ilk günlerinde mi bütçe bu tahminini bozar, ilk günlerde mi bozulur?

Bakın, SGK'ye Hazineden aktarılacak meblağ 2023 için 582 milyar lira olarak öngörülmüştür. Buna göre, sizin verdiğiniz rakamlara göre ilave olarak 131 milyar daha gelecek yani 700 küsur milyarı geçecek bu rakam, 700 küsur milyar liraya çıkıyor bu rakam. Bu rakam bütçe dengeleri içerisinde nasıl bir etki yapacaktır? Burası Plan ve Bütçe Komisyonu, bunu da görmek zorundayız; Çalışma Bakanlığının ve Sosyal Güvenlik Kurumunun bununla ilgili etkilerini de görmek zorundayız, nasıl etkilenecektir, onları bilmek zorundayız. Onun için özellikle bu konuyu sormak istedik. Bundan dolayı ne kadar prim tahsilatı azalacak, ne kadar artacak ve hazineden gelecek yük ne kadar olacaktır? Bunları konuşmayalım mı? Bunları bilmemiz gerekir. Etki analizinde bunların da sizin tarafınızdan verilebilir olması lazım.

Şimdi, ayrıca, Sayın Başkanım, konumuz siyasi bir konu yani emekli aylıklarında ilave olarak yapılacak zam, şu andaki yasal mevzuatın dışında yüzde 5 artırılıyor ve kamu çalışanlarına da ilave yüzde 5 geliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Devam edelim lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.

Ortalama emekli aylığı nedir? Türkiye İşçi Emeklileri Derneği burada, bildiğim kadarıyla ağırlıklı ortalamaya bakarsak 8 bin lira emekli aylığı var. Yani yasal prosedürün dışında yüzde 5'lik bir artışı tartışıyoruz. Neye tekabül ediyor? 400 liraya. 400 lira için bu kanunu çıkarıyoruz. Şimdi, ben "Niye 400 lira için bu kanunu çıkarıyoruz, neden daha fazla bir artış yapmıyoruz, gerçek enflasyon neden dikkate alınmıyor?" diye soracağım siyasetçi olarak.

Sayın Elitaş da siyasetçi ama yürütme erkinden değil. Bana nasıl cevap verecek? Şimdi sistemle ilgili tartışıyorsak siyaseten sorumlu olan bir kişinin burada oturması lazım. Ya, öyle garip bir sistem ki siyaseten seçilmiş yürütme erkinde tek kişi Sayın Cumhurbaşkanı. E, Cumhurbaşkanı buraya gelemez, anlıyorum ama yürütme erkinde seçilmiş tek bir kişi yok onun dışında buraya gelecek, bizimle tartışacak, hesap verecek; ne kesin hesapla ilgili hesap verebilecek bir kişi var ne de gelip de bu tür konuları tartışabileceğimiz bir kişi var. Evet, çok değerli arkadaşlarımız var, Bakan Yardımcıları var...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüzde 5'i nereden çıkardığınızı...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Elitaş, bu yorumları biriktirelim, topluca bir cevap verin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ancak Sayın Bakanlar bile gelse bir anlamı yok.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Zihinsel bir şey sormak için, yüzde 5'i nereden çıkardı diyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben de onu tam anlayamadım doğrusu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 25'ti 30 oluyor.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüzde 16...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok, 5 değil, yani o ilk enflasyona göre olan 5 değin Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii ama sonuçta 25 olarak açıklandı, 30 oluyor; ben de siyaseten bunu soruyorum diyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yüzde 25'i yüzde 30'a çıkardığımız konusunu mu diyorsunuz?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, yani ben de siyaseten diyorum ki: Niye yüzde 5? Bu, yüzde 15 de olur...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Refah payı dediğimiz değil de ilk ilan edilenle son edilen arasındaki farkı söylüyorsunuz, öyle mi?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet. Ayrıca refah payını da...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Refah payı olarak ilaveten yüzde 5'i...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Orada yüzde 5'lik... Bakın, Sayın Cumhurbaşkanının açıklamasının ertesi gün bir açıklamayla yüzde 5'lik bir artış söz konusu. Ben "Neden yüzde 5?" diye sorarım siyasetçi olarak, "Kime soracağım?" diyorum.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi 16,48 yerine 17 yapsaydık yine kanun getirecektik.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tamam, emekliler için de aynı durum söz konusu, onlarda da 15,5 olacaktı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Normal memur maaş artışı için de emekli için de 15,5.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - O fark için ayrıca getirmeniz gerekecekti ancak Sayın Cumhurbaşkanı 25 olarak açıkladı.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Onda da kanun ihtiyacı vardı.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii ama ertesi gün 30 oldu. Ben de onu diyorum, bunları konuşmak gerekir, tartışmak gerekir siyaseten; neden tartışamıyoruz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Tartışıyoruz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, sizinle niye tartışayım ki ben? Tabii ki tartışacağım ancak bu işin sorumlusu siz değilsiniz, siz olmadığınız için ben burada, siyaseten yürütme erkinde seçilmiş, siyasi gücü olan birisiyle bu konuları tartışmak durumundayım. Burası Parlamento, doğrusu budur yani yanlış bir yöntem söz konusu, bunları ifade ediyorum. Bunlar doğru değil, bunlar düzeltilmesi gereken işler, bunu söylemek istiyorum.

Ayrıca, bütçeye getirdiği yük konusunun da görüşülmesi, konuşulması gerekir; yeni bütçe dengelerinin nasıl olduğunun görülmesi, anlaşılması gerekir. Maliye Bakanlığı belli ki bu konuda zorlanıyor, sıkıntı içerisinde. Bunların konuşulması gerekir. Bunları sizinle konuşamam ki, teklif sahibi olarak siz bir milletvekilisiniz aynı zamanda, sizinle bu konuyu tartışamam ki. Siz de ayrıca tartışmak zorundasınız yani benim kadar siz de yürütme erkiyle bu konuyu tartışmak durumundasınız. Siz de herhâlde daha fazla zam yapılmasını; çalışanların, kamu çalışanlarının veya emeklilerimizin daha fazla almasını istersiniz, değil mi?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Yürütme de öyle istiyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu sizin gönlünüzden geçen oran değildir, değil mi? Ancak yapamıyorsunuz. Neden?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Para bitti, para; dağıttık parayı!

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çünkü idarenin, yürütmenin rakamlarıyla bağlısınız. Ancak bunu tartışabilmeliydik, sorabilmeliydik.

Şimdi, şunu ben soracağım, size mi soracağım bunu; sormamam lazım. Kur korumalı mevduat hesabı sahibi 1 milyon kişi var, aşağı yukarı 2,5 milyona yakın hesap var ancak 1 milyona yakın da hesap sahibi var; 1 milyon. Bunlara verilen para 2022 yılında 300-400 milyar lira arası. 2023'te bu -kura göre değişecek ama- 1 trilyona kadar çıkabilecek. Şimdi, kur korumalı mevduat hesabı sahiplerine, varlıklılara, 1 milyon kişiye 1 trilyon lira veriyor iken neden burada aşağı yukarı 20 milyona yakın kişiye -16 milyon, EYT'liler ile beraber emekliler; 4 milyon da kamu çalışanı, 20 milyon yapıyor- neden verile verile ilave olarak bu para veriliyor? Çok daha küçük bir meblağ yani getirdiğiniz rakam "131+128" 260 milyar bile yapmıyor. 260 milyarı 20 milyon Türk vatandaşından esirgiyorsunuz ama 1 milyon kişiye bu sene için 1 trilyon lira verebilmenin önünü açıyorsunuz. Ben bunu eleştireceğim tabii ki, 1'inci partiye mensup değerli arkadaşlarım da eleştirecekler. E, siz mi bana bu konuda cevap vereceksiniz? Tabii ki değil. Ama siyaseten birilerinin bu konuda cevap verebilmesi lazım. Böyle bir sistem olamaz. Burada siyaseten...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Şimdi, 1 trilyonu nasıl buluyorsunuz, onu anlayamadım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Ya, ne kadar artış olabileceğini, kurda ne artış olabileceğini... Mesela dolar kurunun 18 küsur liradan 30 liraya çıktığını varsayalım ki olmayacak bir şey değil, böyle bir artış söz konusu olabilecek. Tabii ki böyle bir artış söz konusu olabilecek. 2022 için 300-400 milyar arasında oldu kur bu kadar baskılandığı hâlde, bu sene seçim senesi. Bakın, yıl sonu için, son günlerde çıkardığımız kanunla biliyorsunuz on bir ayda 20 milyar açık vermişti bütçe, ancak 473 milyar lira idare bizden borçlanma yetkisi aldı. Aralığın son günlerinde çıkan bu yetki 2023'te kullanılacak. 473 milyar; e, 660 milyar da 2023'te var; 1 trilyona yakın ilave olarak seçimler için kullanılacak meblağ. Bu, ülkeyi çökertir, bir de bu tarafı var.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Seçimler için mi kullanılacak?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Seçimler için kullanılacak bu borçlanma yetkisi, bu biriken meblağlar.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Yani kur korumalı mevduata mı vereceğiz, yoksa vatandaşa mı dağıtacağız?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bilmiyorum artık nereye vereceğinizi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Elitaş, topluca bir değerlendirme yapalım, ikili diyalog usulümüz yok.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sorunuz çok güzeldi, keşke birisi olsa burada sorumlu da "Bunu kur korumalı için mi harcayacaksınız, yoksa emekli için mi harcayacaksınız?" diye sorabilseydik ama soramıyoruz işte, sizin de sorduğunuz soru doğru bir soru ama cevabı verecek kimse yok burada.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Kuşoğlu, toparlayabilirseniz, yirmi dakikaya yaklaşıyoruz...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, diğer bir taraftan şunu da eleştireyim: Emekli aylıklarında ilave yük 131 milyar ancak en düşük emekli aylığı toplam 21 milyar 900 milyon lira. Bunun getirdiği yük bu kadar dediniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Efendim, en düşük emekli aylığı alan sayısı az olduğu için.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Az olduğu değil, şimdi "En düşük emekli aylığı alan, asgari emekli aylığı alan kişi sayısı 2 milyon 721 kişi." dediniz. Yani 3 milyona yakın. 3 milyona yakın kişi bugün, 3.500 lira mı alıyor, yoksa bu düzenleme sonrası mı 5.500 liranın altında alacak?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Soruları hep not edelim, topluca cevaplayalım lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Emeklilerin yaklaşık yüzde 20'sine tekabül ediyor.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Çok önemli bir meblağ.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teknik arkadaşlar da bu sorularla ilgili çalışmalarını iletsinler.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 5.500 liranın altındaysa da 3 milyona yakın kişinin bu kadar düşük bir meblağ alması ki dediği gibi Sayın Vekilimin bunun da emekli aylıklarının yüzde 20'si yapması çok önemli. Yani ağırlıklı emekli aylığı ben 8 bin lira dedim ama demek ki çok daha altında bir meblağ yapıyor bu. Bunu dikkate almak lazım ve en düşük emekli aylığı açlık sınırının da altında, asgari ücretin de altında demek ki.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Kuşoğlu, son cümlenizi alalım, yirmi dakikanız doldu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Diğer taraftan, itiraz etmeyeceğiz ama futbolla ilgili olarak getirilen düzenleme. Tamam, Türkiye'de bu işlerin yapılması lazım, gurur duyarız finallerin Türkiye'de oynanmasından ancak Katar, nasıl rüşvet vererek Dünya Kupası düzenliyorsa, Türkiye'nin de bu tür rüşvetler vererek -ki açıkladınız rakamları- KDV'den 110 milyon lira almayacağız, vazgeçiyoruz, kurumlar vergisinden de 120 milyon, yani 230 milyon liradan vazgeçiyoruz 2 maç için. Yani rüşvet vererek bunları almayalım. Türkiye itibarlı bir ülkedir, Türkiye'de bu işi yapmak için, bu finalleri oynamak için yarışmaları lazım, rüşvetle değil.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkanım.