KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli sivil toplum kuruluşu temsilcileri, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum

Sayın Başkan, kapitalist bir düzende adaletten bahsedilemez ama özellikle iktidarın son iki yıldır uyguladığı bu epistemolojik heterodoks nöro ekonomi politikaları; işçiyi, memuru, emekliyi perişan etmiştir değerli arkadaşlar

Sayın Elitaş, dersini çalışmadığı için şimdi çalışıyor, beni dinleyemiyor tabii ki. İşçi, memur, emekli perişan Sayın Elitaş. Şimdi, bu işçinin, memurun, emeklinin perişanlığının bir miktar olsun giderilmesiyle ilgili bir tartışma yürütüyoruz ve bu tartışmada da baktığımızda, Sayın Cumhurbaşkanı, biliyorsunuz tek adam olarak şu iddiadaydı yıllardır: "Faiz sebep, enflasyon sonuç. Buna karşı çıkan da bu işi bilmiyor, ben ekonomistim. En büyük ekonomist benim, en kahraman Rıdvan benim:" dedi

Şimdi, Sayın Lütfi Elvan bile buna karşı çıktığında görevden alındı, yerine Sayın Nebati getirildi, sonuçlarını yaşadık. Enflasyon patladı, dolar patladı, faizler patladı ve şu anda bunun sonucunda değerli arkadaşlar, işçi, memur, emekli perişan hâle geldi. Çünkü en adaletsiz vergi nedir Sayın Elitaş? Bak, pek çok vergi topluyoruz. En adaletsiz vergi enflasyondur ve enflasyon da şu anda TÜİK'in rakamlarına göre baktığımızda 2022 yılında yüzde 64. Sayın Elitaş, siz, Kayseri'de hiç alışveriş yapıyor musunuz? Yani en son ne zaman markete gittiniz bilmiyorum. Sizin evin alışverişini kim yapıyor?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ben yapıyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz yapıyorsunuz. Son bir yılda yüzde 64 ne arttı Sayın Elitaş? Kayseri'de peynir fiyatı... Ben Diyarbakır'dan örnek vereceğim, geçen yıl Diyarbakır pazarında 30 lira olan peynir şu anda 150 lira. Kayseri'de peynir kaç para? Size soruyorum, alışveriş yapıyorsunuz ya, geçen yıl 30 liraydı Diyarbakır'da peynir, şu anda 150 lira, süt geçen yıl 6 liraydı, şu anda 25 lira. Yani çarşıya, pazara göre baktığımızda gıda fiyatlarında, yani yurttaşlarımızın temel ihtiyaçlarına yüzde 200, yüzde 300, yüzde 400 zam gelmiş durumda

Şimdi, TÜİK diyor ki: "Enflasyon yüzde 64."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Enflasyon 2 ürüne göre mi belirleniyor?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz de diyorsunuz ki: "Bu enflasyona göre ben, işçiye, memura, emekliye zam yapacağım." Hatta "Efendim enflasyon böyle çıktı ama ben size refah payı vereceğim." diyorsunuz değil mi? Yani enflasyon yüzde 16 çıktı ikinci altı ayda. "Ben size 13,5 da refah payı vereceğim." diyorsunuz değil mi Sayın Eltaş? Sayın Elitaş, siz buna inanıyor musunuz? Siz Kayseri'deki alışveriş yaptığınız çarşıdaki pazardaki enflasyonunuz kaç? Size net bir şekilde soru soruyorum; sizin bir yıllık enflasyonunuz kaç?

Bakın, kira, Kayseri'de ne kadar arttı? Geçtiğimiz yıl Kayseri'de ortalama kira 2.500-3.000 liraydı, şimdi Kayseri'de 7-8 bin liranın altında ev var mı? İstanbul'da yok, Diyarbakır'da da 6-7 bin liranın altında ev kalmadı, oturulabilecek evler 8-10 bin liradan başlıyor. Yani, kiraya yüzde 200 zam var, gıdaya en az yüzde 200 zam var, faturalara da yüzde 150, yüzde 200 zam var, ulaşımda yüzde 150, yüzde 200 zam var. Peki, işçi, memur, emekli neye para harcıyor Sayın Elitaş, neye para harcıyor; söyleyin. Karnını doyurmaya çalışıyor, kirasını ödemeye çalışıyor, faturalarını ödemeye çalışıyor ve ulaşmaya çalışıyor; bunlar için para harcıyor, bunun dışında bir lüksü yok. Lüks lokantalara gitmiyor, sizin zenginleştiğiniz kesimler gibi lüks arabaları alma peşinde değil; karnını doyurma peşinde. Şimdi, siz "İşçi, memur, emeklinin çarşı enflasyonu yüzde 150, yüzde 200'ken ben size yüzde 64 enflasyon üzerinden zam yaparım, ha orada da lütfederim efendim bir yüzde 13,5 da refah payı veririm." diyorsunuz. Siz, işçi, memur, emekliyi böyle kandırmış olabileceğinizi düşünüyor musunuz? İşçi, memur, emekli çarşıda, pazarda gerçekliği biliyor Sayın Elitaş; peynir fiyatının yüzde 400, yüzde 500 arttığını biliyor, süte yüzde 300, yüzde 400 zam geldiğini biliyor, kiraların yüzde 200 arttığını biliyor ama siz "Yüzde 64'ün üzerine yüzde 16 daha, 13 daha koyarım ve işçiye, memura, emekliye lütfederim." diyorsunuz, bunu kimse yemiyor Sayın Elitaş. Bakın, Sayın Elitaş, usul tartışmasında... Burada belge, Sayın Cumhurbaşkanı "tweet" atmış, ne diyor "tweet"inde, buyurun okuyalım: "2023'te işçi, memur, emekliye artış oranı yüzde 30 olarak uygulanacaktır." diyor. Bakın "Uygulanmasını yüce Meclise öneriyorum." demiyor "Uygulanacaktır." diyor yani padişah fermanı yazmış, buraya, Meclise diyor ki: "Ey, AKP, MHP çoğunluğu siz bu fermana bir mühür basın."

Sayın Elitaş, siz de bu mührü basmışsınız, ilk mührü basan siz olmuşsunuz, ilk imza sahibi sizsiniz. Arkanızda da çok sayıda AK PARTİ'li milletvekilleri imzalarını koymuşlar fermana. Bir ferman daha var: "En düşük emekli maaşı 5.500 TL olacaktır." diyor, bakın, altındaki imza ne? Bakın, "tweet" atmış Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. Bakın, Recep Tayyip Erdoğan imza atmış, fermanı yazmış, siz de buraya bir mühür basmışsınız Sayın Elitaş. Nerede kaldı milletin, Meclisin iradesi?

Sayın Elitaş, Sayın Cumhurbaşkanı "Faiz sebep, enflasyon sonuç." dedi ya, sonucunda da bu şeyleri yaşadık ya, şimdi de diyor ki: "Ben fermanı yazarım, AKP'li milletvekillerine, MHP'li milletvekillerine mühür basmak düşer." Yılların vekilisiniz burada, siz bunu kabul ediyor musunuz? Siz bunu kabul etmişsiniz ki buna imza atmışsınız. Buna dair bir eleştiriniz var mı? İşte, tek adam rejimi yüzünden buraya geldik. "Faiz sebep enflasyon sonuç." dedi, bu noktalara geldik, şimdi de bir fermana bir mühür basmayla karşı karşıyayız.

Sayın Elitaş, bu yüzde 13,5 refah payını ben sizinle tartışmak istiyorum. Bakın, TÜİK yüzde 64 buldu yıllık enflasyonu değil mi? İstanbul Ticaret Odası (İTO) ne buldu? O da vallahi, muhalif bir kurum değil; onu da söyleyeyim ha, bayağı iktidara yakın bir kurumdan bahsediyoruz. İstanbul Ticaret Odası yüzde 92 buldu, aradaki fark ne; yüzde 28. ENAG ne buldu; yüzde 137. TÜİK ile İTO'nun arasında yüzde 28 puan fark var, ENAG'la da, efendim, yüzde 75 fark var. Ben size ortalamasını söyleyeyim yüzde 50. Hani ENAG ve İTO'nun ortalamasını bulalım, yüzde 50; yüzde 50'den fazla da yüzde 50.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - ENAG da senin gibi hesaplıyor 2 ürünle.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu yüzde 50 nedir biliyor musunuz? İşçinin, memurun, emeklinin cebinden çaldığınız alım gücüdür, net; bu kadar net. İşçinin, memurun, emeklinin yüzde 50 alım gücünü çalmışsınız ve ona diyorsunuz ki: "Ben size yüzde 13,5'unu lütfediyorum." Sayın Elitaş, TÜİK eliyle Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluğunu yaptınız, iddiayla söylüyorum. Hani, birkaç milyarlık yolsuzluk buluyoruz ya, birkaç yüz milyonluk yolsuzluk; orada 1 milyar çalınmış, orada 5 milyar çalınmış, orada 10 milyar çalınmış; bunları buluyoruz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nereden buluyoruz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama şimdi, trilyonluk, trilyonlarca liralık bir yolsuzluk var, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluğu. 14 milyon emekli, 4 milyon kamu emekçisi; etti mi 18 milyon? 18 milyon yurttaşımızın cebinden -işçinin, memurun, emeklinin cebinden- trilyonlarca lira çalıyorsunuz bu şekilde. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluğunu yapıyorsunuz ve bu parayı da bütçe politikaları çerçevesinde yandaşlarınıza, aşırı güvenlikçi politikalara aktarıyorsunuz. Bak, bunun ben size belgesini de göstereceğim, üstelik de hangi kurumdan göstereceğim? Bakın, kaynak TÜİK üzerinden göstereceğim, Sayın Elitaş, buraya bakar mısınız? Kaynak ne? TÜİK. Neyi gösteriyor bu tablo biliyor musunuz? Sermaye ve iş gücünün gelirden aldığı payı. 85 milyon yurttaşımız çalışıyor; şimdi, zaten adaletsiz bir dağılım vardı, 2020 yılına kadar emeğin aldığı pay, yüzde 40, yüzde 39 yani zaten işçi, emekçi üretiyor, o üretimden düşük bir pay alıyordu, yüzde 39, yüzde 40 pay alıyordu; geldi epistemolojik, nörolojik, heterodoks politikalar, işçinin aldığı pay yüzde 24'e düştü. Haydi buyurun, yüzde 40'tan yüzde 24'e; işçinin memurun, emeklinin cebinden yüzde 16 çalmışsınız. Kime vermişsiniz? Hani, kamuya aktarılsa, vergi olsa anlayacağım. Nereye aktarmışsınız? Zenginlere, patronlara, yandaşlara aktarmışsınız ve patronların payını yüzde 40'tan yüzde 55'e yükseltmişsiniz. Yani yüzde 15-16 işçiden çalınmış, aynen patronlara aktarılmış.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - TÜİK'e inanmaya başladın en sonunda.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, TÜİK rakamlarına göre bile diyorum, TÜİK rakamlarına göre bile.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İki dakika önce başka bir şey söylüyordun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hani, TÜİK rakamlarına göre bile böyle tabloyla, bu kadar vahim bir tabloyla karşı karşıyayız.

Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Enflasyon yüzde 64, Sayın Cumhurbaşkanımız da yüzde 13,5 lütfediyor ve işçiye, memura, emekliye yüzde 30 zam yapacağız." Peki, işçi, memur, emeklinin alacağı para ne olacak Sayın Elitaş? Buyurun, tablo burada, siz vermediniz, ben size vereyim, çalışmamışsınız dersinizi çünkü. Bu zamların sonunda en düşük emekli maaşı kaç para olacak? 10.400 lira. Sayın Elitaş, hadi buyurun, 10.400 lirayla beraber geçinelim; buyurun, var mısınız?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın lütfen.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bütün arkadaşlara öneriyorum: 10.400 lira en düşük emekli maaşı, bir emekli İstanbul'da, bir memur İstanbul'da kiralık ev arasa, diyelim ki Bayburt'ta yaşamış, okumuş, İstanbul'a atanmış bir memur kiralık bir ev arasa, 7-8 bin liranın altında kümes bulamıyor, oturacak bir ev bulamıyor. O memurun gıda masrafı 8.500 lira -öyle değil mi, açlık sınırı 8.500 lira çünkü- ulaşım masrafı 2-3 bin lira, faturalara 2-3 bin lira gidiyor. Neyi buluyoruz? Yoksulluk sınırını buluyoruz 26.500 lira. Bir memurun evine 26.500 lira girmiyorsa o memur yoksul. Siz yüzde 30 zamla ne veriyorsunuz? 10.400 lira veriyorsunuz, hadi buyurun, geçinsin o memur bakalım! Buyurun Sayın Elitaş, 10.400 lirayla deneyelim, bir ay geçinebiliyor musunuz, geçinemiyor musunuz?

Başka, efendim, en düşük emekli maaşına gelelim. Sayın Elitaş, 5.500 lirayı Sayın Cumhurbaşkanı böyle, müjde olarak gösteriyor ya, gerçekten hep beraber hayıflanmamız lazım. Bakın, 5.500 lirayı müjde olarak gösteriyor. Nerede bu belge? Recep Tayyip Erdoğan da nal gibi amblem yapmış, 5.500 lira en düşük emekli maaşı. Ya, arkadaşlar, memlekette 2 tane kuyruk var, biliyorsunuz değil mi, bir lüks araba kuyruğu -zenginleştirdiğiniz patronlar lüks araba kuyruklarında- bir de ekmek kuyruğu, ucuz ekmek kuyruğu var.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Parmak sallıyorsun Paylan, hareketlerine dikkat et.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Abartmayın.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Müdahale edin Sayın Başkan, hareketlerine dikkat etsin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani çarşıda, pazarda ekmek 5 liraya çıkmış -5 lira, 6 lira; 5 liraya bile bulmak zor- şu anda "En düşük emekli maaşını 5.500 lira yapacağım." diyorsunuz ve "İşçi, memur, emekli, o ekmek kuyruğunda devam etsin." diyorsunuz siz. Biz ne öneriyoruz biliyor musunuz Sayın Elitaş? En azından en düşük emekli maaşını...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sabah kendiniz söylüyordunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uğur Bey, insicamımı bozamazsınız boşuna uğraşmayın, boşuna uğraşmayın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sizin söylediğinizi hatırlatıyor.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama niye parmak sallıyorsun Sayın Paylan?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - En düşük emekli maaşının 8.500 lira olmasını öneriyoruz, en azından -yetmez 8.500 lira olmasını öneriyoruz. İşçiye -tabii, burada, işçi kamu emekçisine- ve emeklilere yüzde 100 zam yapılmasını öneriyoruz. Açıkça söylüyorum, emeklilere ve kamu emekçilerine yüzde 100 zam yapılmasını öneriyoruz. Bak, Sayın İsmail Bey gülüyor, siz de gülüyorsunuz; niye gülüyorsunuz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Paylan, aramızda bir şey konuşuyoruz, ona gülüyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Gerçekçi bulmuyorsunuz çünkü, değil mi? Gerçekçi bulmuyorsunuz değil mi?

Bakın, yüzde 100 zam yapsak en düşük emekli maaşı 16 bin lira olacak, yine yoksulluk sınırının altında olacak; 16 bin lirayla emekli geçinir mi? Geçinemez. Emekliye yüzde 100 zam yapsak en düşük emekli maaşı 8500 lira olacak, geçinebilir mi? Geçinemez. Sizin TÜİK üzerinden çaldığınız alım gücü farklarını biz yerine koymuş olacağız Sayın Elitaş, biz bunu öneriyoruz. Yüzde 100 zam yaparsak nasıl bunu finanse edeceğiz, size söyleyeyim: Kur garantili mevduatı durduracağız yani yoksulun vergisinin zengine aktarılmasını, dolar sahiplerine aktarılmasını durduracağız. Yandaşlara akıtılan yüz milyarlarca lirayı bütçeden keseceğiz. Bunu yaparsak kamu emekçilerinin paylarını ve işçilerin, emeklilerin paylarını yükseltiriz, yeniden bu yüzde 24'ten alırız, yüzde 40'a çıkarırız Sayın Elitaş. Bunu yapmadığınız sürece işçi, memur ve emeklinin alım gücünü toparlayamazsınız. Bir şey daha var; enflasyon duruyor mu ya?

Sayın Cumhurbaşkanı geçtiğimiz yıl -hatırlar mısınız- asgari ücreti açıklarken "Müjde..." diye açıklamıştı değil mi "...4.250 lira." Ama daha işçinin cebine girmeden o 4.250 liranın alım gücü gitmişti. Şimdi de "Müjde..." diyorsunuz "...en düşük emekli maaşı 5.500 lira." En düşük emekli maaşı daha emeklinin cebine girmeden alım gücü alıp gidiyor.

Değerli arkadaşlar, size naçizane tavsiyem şu: Sayın Cumhurbaşkanı fermanı yazmış olabilir "En düşük emekli maaşı 5.500 lira." demiş olabilir.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Allah başımızdan eksik etmesin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Veya "Memur maaşlarına yüzde 30 zam." fermanı yazmış olabilir ama saraydakiler vicdanları kurumuş, halktan kopmuş durumda, halkın hâlinden anlamıyorlar; onlar lüks, şatafat içindeler.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Allah sağlık afiyet versin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Milletin vekilleri olarak, işçinin, memurun, emeklinin hâlinden daha iyi anlayan milletin vekilleri olarak yapmamız gereken, daha vicdanlı bir şekilde bu dengeyi değiştirmektir, memur maaşlarına, kamu emekçisi maaşlarına, emekli maaşlarına yüzde 100 zam yapmaktır değerli arkadaşlar ve buna karşı da enflasyonla mücadele programını ortaya koymaktır. Eğer ki işçiye, memura, emekliye bu zamları yaptıktan sonra enflasyonla mücadele programını ortaya koymazsak elbette bu zam da bir cepten girip öbür cepten çıkar değerli arkadaşlar. Bu açıdan, benim hepimize önerim değerli arkadaşlar, bu memur ve emekli maaşlarını enflasyon kayıplarını giderecek şekilde yapmamızdır.

Size bir sorum daha var Sayın Elitaş: Dul aylıkları bu 5.500 lira rakamını tutacak mı, yetim aylıkları mesela? Yani "en düşük emekli maaşı" dediğimiz şey, en düşük maaş olarak dul aylıklarında uygulanacak mı mesela, bilginiz var mı bu konuda?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - "Emekli maaşı" diyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam ama dullar kaç para alacak? Milyonlarca dul var, öyle değil mi? Kadınlar genellikle de. Onların hâlini hiç düşündünüz mi siz? Yetimler var, onlar kaç para alacak Sayın Elitaş? 3 bin lira alacak. Ya, sizi davet ediyorum, 3 bin lirayla, 3.500 lirayla bir ay yaşayın bakalım dul olarak? Engelli maaşları var.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya yapma "dul olarak" falan deme ya.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Niye?

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Hanımdan mı ayrılayım dul olmak için?

GARO PAYLAN (Kayseri) - Sayın Elitaş, Allah gecinden versin, hepimiz -biliyorsun- ölebiliriz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Ya, kötü örnekler veriyorsun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Elitaş, kötü örnekler vermiyorum, milyonlarca insanımız bunu yaşıyor. Şimdi, engelli maaşları var, dul maaşları var, yetim maaşları var yani "en düşük maaş" derken bunları da kapsıyor mu? Hayır, kapsamıyor. Burada emekliler temsilcimiz gelecek, konuşacak, en düşük dul maaşının 3 bin liralarda kaldığını göreceğiz. Çalışma Bakan Yardımcımız burada, söylesin. Peki, AKP'li ve MHP'li milletvekillerine sorarım: Arkadaşlar, hiç bunları düşünmediniz mi bu imzayı atarken? Hiç mi dul maaşlarını düşünmediniz?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunları düşünmesek iktidarda olmayız, rahat ol.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hiç mi engelli maaşlarını düşünmediniz? Hiç mi yetim maaşlarını düşünmediniz arkadaşlar? Bak " 'en düşük emekli maaşı' dedim." diyor "Dullara, yetimlere, engellilere bu artış yok." diyor "Onlar 2-3 bin liraya talim edecek." diyor Sayın Elitaş, böyle bir vicdansızlık içinde. Peki, bu vicdansızlığı siz de taşıyacak mısınız değerli arkadaşlar?

Bakın, bir konu daha var; emeklilerle ilgili mutlaka intibak yasasını çıkarmamız lazım arkadaşlar. Şimdi "En düşük emekli maaşı 5.500 lira." diyorsunuz, şöyle bir haksızlıkla karşı karşıyayız: Ülkemiz en düşük emekli maaşlılar ve asgari ücretliler ülkesi olmaya doğru gidiyor. Bir emekli var ki otuz yıl boyunca prim ödemiş, öyle değil mi? Kimi var on beş yıl prim ödemiş, kimi yüksek prim ödemiş ki emekliliğimde daha iyi gelir sahibi olayım diye, kimi daha düşük prim ödemiş. Şimdi, herkesi aynı maaşa eşitlemiş oluyorsunuz. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Edilemez. Yani en düşük emekli maaşını belirlemeliyiz elbette 8.500 lira olarak ama daha çok prim ödeyenin daha çok maaş alacağı bir düzen yapmalıyız ki bugün çalışan yurttaşlarımız da "Ya, ben daha çok prim ödeyim ki emekliliğimde daha çok maaş alayım." diyebilsin Sayın Elitaş. Böyle bir adaletsizlik olur mu? En düşük emekli maaşını gerçekten açlık sınırının üzerine yani 8.500 liranın üzerinde bir rakama mutlaka çıkarmalıyız ama daha çok prim ödeyenin daha çok maaş alacağı...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Yükseltmeyelim mi yani onu mu demek istiyorsun?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yükseltmek mi adaletsizlik?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yükseltelim diyorum arkadaşlar.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ya, sen emekliden yana değilsin yani.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - En düşük emekli maaşını...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, sırası gelince fikirlerinizi ifade edersiniz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - "3.500'de kalsın." diyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sıra gelince... Katılmak zorunda değilsiniz, herkes kendi fikrini ifade ediyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Emekliden yana değilsin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size sıra geldiğinde siz de kendi fikrinizi söylersiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İsmail Bey, arkadaşlar, en düşük emekli maaşını 8.500 liraya çıkaralım diyorum ama daha çok prim ödeyenlerin 8.500 liradan daha çok maaş alacağı bir intibak düzenlemesi yapalım. Sayın Elitaş, böyle bir adaletsizlik var. 2000'den önce emekli olanlar ile 2000'den sonra emekli olanlarla ilgili şu anda ciddi emekli maaşı ayrımları var. Şimdi, EYT'liler, 2 milyondan fazla kişi emekli olacak değil mi?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız, yirmi dakikaya yaklaşıyor da...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Son cümlemi söylüyorum.

EYT'liler, 2 milyondan fazla yurttaşımız emekli olacak değil mi Sayın Elitaş? Kaç para maaş alacaklar? Pek çoğu bu 5.500 lira civarında maaş alacak arkadaşlar, pek çoğu. Ya, bu kadar yıldır mücadele ediyor bu insanlarımız emekli olmak için, bir emekli olacak, bakacak ki 5.500 lira. Ya, kirayı bile ödemez 5.500 lira, kirayı bile ödemez. EYT'lilere buradan çağrımdır: Sırf emekli olmak için değil, maaşlarınız için de mücadele edin, tüm emeklilerin maaşları için mücadele edin. Şu anda Avrupa'da bir kişi emekli oluyor, geliyor, Antalya'da tatil yapıyor, Hans, George; Ahmet'im, Mehmet'im, Zeynep'im, Ayşe'm orada ırgatlık yapıyor Hans'a, George'a. Böyle bir şey kabul edilebilir mi? Bizim de emeklimiz, refahı yüksek bir şekilde yaşamayı hak ediyor Sayın Elitaş. O açıdan, böyle torba yasalarla değil, emeklinin alım gücünü koruyan, kamu emekçisinin alım gücünü koruyan, gerçek anlamda reformist düzenlemeler yapmamız lazım değerli arkadaşlar.

Hepinize saygılar sunarım.