KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli Başkanım, sayın milletvekilleri, değerli Bakan Yardımcıları, sayın bürokratlar, sayın basın mensupları; ben de sizleri saygıyla selamlıyorum.

2021 sonundan beri aslında, bu politika faizinin, daha doğrusu, Çin modeli-Türk modeli bocalaması sonrası dengelerin altüst edilmesinden beri, biz rakamlar üzerinde afaki konuşuyoruz çünkü rakamların pek bir değeri kalmadı ve netice itibarıyla, Türk ekonomisi, Türkiye'mizin ekonomisi bir millî güvenlik sorunu hâline geldi diye ben hep konuşmalarımda da dile getiriyorum. Hatta Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterine de Kurulun gündemine Türk ekonomisini de almalarını bütçe konuşmalarında tavsiye etmiştim; Türk ekonomisini ve bu hâle getiren müsebbipleri de almalarını kendilerine teklif etmiştim.

Burada, milyonlarca insanımızı ilgilendiren çok önemli maddelerden bahsediyoruz. Tabii ki karşı değiliz ama bizim karşı olduğumuz, bunların eksik olması; daha fazla olması lazım geldiğini söylüyorum. Burada bir üzüldüğüm nokta da bu teklifin çok ciddi bir şekilde bize sunulamamış olması. Maalesef -benden önceki milletvekilleri de söylediler- teklif sahibi kimseler ve sayın teklif sahibi -ki son derece tecrübeli bir milletvekilimiz, Grup Başkan Vekilimiz- çok hazırlıksızlar. Burada sora sora bize cevaplar verilemez. Burası Plan ve Bütçe Komisyonu -kendileri de ifade ettiler, üyeleriymiş- ve Plan ve Bütçe Komisyonunun bugünkü hâlini ve belki de bizlere biraz burun kıvırarak, aşağılar gibi bir konuşma oldu fakat Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum yapacakların da o ciddiyete vâkıf bir şekilde, ciddi hazırlanmış bir şekilde buraya gelmeleri lazım. Son derece hazırlıksız gördüm; benim bugüne kadar gördüğüm - neredeyse bir senedir Plan ve Bütçe Komisyonu üyesiyim- en hazırlıksız ve en gayriciddi sunumdur.

Bu tekliflerle aslında AK PARTİ bir samimiyet testinden geçiyor. Bu teklifler, EYT gibi teklif... Burada önümüzdeki rakamlar da neden bugün, neden seçime üç gün kala, neden yumurta kapıya dayandığında... Ve bu samimiyet testinden geçerken de bazı milletvekillerimizin ifadelerini ben hakikaten çok üzülerek dinledim, sanki milletin patronuymuş gibi bir psikoloji oluşmuş; bunu ben çok sakıncalı ve sağlıksız bulurum. Buradaki 2 değerli milletvekilimizden biri -burada beraber mesai yapıyoruz- "Yüzde 30 verdik ya!" dedi, biri de "Patronuz." gibi bir ifade kullandı. Hayır, biz patron değiliz, biz vekiliz. Biz burada hizmetkârız, ülkenin hizmetkârlarıyız.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Öyle mi anladınız Sayın Cinisli?

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Ben öyle anladım, vallahi öyle anladım yani samimiyetle öyle anladım ve üzüldüm.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Öyle değil ama.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - E, peki, inşallah öyle değildir.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - İzah etti zaten, tutanağa da geçti.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - İzah etmek...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Konuşacak başka bir şey bulamayınca farklı manaları çıkarıp...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O tartışmayı yeterince yaptık arkadaşlar.

Devam edelim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Şuuraltı dışarı vurdu.

Bu arada, Sayın Elitaş bize 2001, 2003 rakamlarından bahsediyor, biz 2023 yılındayız; 2023 yılındayken 2001, 2003 yılları rakamlarından bahsetmek bugünü izah etmekte zorlandıklarının bir kanıtı. 2001, 2003 bunlar çok gerilerde kaldı. Bizim önümüze bakmamız gerekirken -bütçe görüşmelerinde de biz bunu çok yaşadık- hep 2002, 2003, oralarla karşılaştırılıyor bugün. Bunu da artık tükenmişliğin bir tezahürü olarak görüyorum.

Değerli Başkanım, bizim 2'nci maddede ve 4'üncü maddede önergelerimiz olacak. Tabiatıyla biz buradaki rakamları hakikaten son derece yetersiz ve aziz milletimize bir hakaret olarak da görüyoruz aslında. "Siz bunlarla yaşayın, daha fazlası size ne lazım." der gibi. 3.500 liradan emekli aylığını 5.500 liraya yükseltmek ayıptır. "Asgari ücret" diye bir tabir var. Neden asgari ücret? Adı üzerinde "asgari" daha aşağısı olamaz benim anlayışıma, bizim partimizin anlayışına göre. Bu rakamda bugün 8.506 liraysa emekli maaşları da 8.506 liradan aşağı olmamalı, "asgari" adı üstünde. Benden önceki milletvekillerimizin söyledikleri çok kıymetli sözler ve yorumlar var, tekrara düşmek istemem ama yoksulluk sınırı yine 26.481 lira olarak açıklandı, açlık sınırı malumunuz yine son derece yüksek. Bunlar varken emekli maaşını 5.500 lira olarak açıklamak bana kalırsa hakikaten ayıptır.

Maddelerde tabii daha detaylı konuşacağız ama yine bu yüzde 30 artış son derece az. Hele ki bir gün önce yüzde 25 deyip de bir gün sonra yüzde 30 demek son derece keyfî bir tutum. Sayın Genel Başkanımızın grup toplantısından bir saat sonra bu artışın yapılmış olması da son derece düşündürücü ve bizim açımızdan mutluluk verici ama az bulduk açıkçası. Yani keşke bunu daha iyi düşünüp taşınsalardı da bir saat içinde -grup toplantımızdan bir saat sonra yapılacak toplantıya kadar- alelacele böyle bir karar alınmasaydı. Bu hesaplar ne kadar ciddi, ne kadar bilimsel yapılıyor ciddi şüphelere düştük. Bundan önce asgari ücretliler ile memurlar arası bir denge varken bugün bu dengeyi göremiyoruz.

Yine, bu 400 liraya çıkarılmış olması da bizim için mutluluk verici. 250 liradan 400 liraya çıkması... Yine o grup toplantısında Sayın Genel Başkanımız "400 yüz lira olsun." demişti ve bir saat sonra 400 lira olarak açıklandı, biz teşekkür ederiz.

Bunun dışında söyleyeceğim, yine bu futbol, Şampiyonlar Ligi meselesi, evet, çok mutluluk verici. Ben bir sporsever, bir futbolsever, bir sporcu babası olarak, bizim Türkiye'de bu tip organizasyonları yapmamızı çok mutlulukla karşılarım. Fakat bu kadar tavize ne gerek var, bilmiyorum. Yani her sene bir ülkede bu organizasyonlar yapılıyor, her ülke bu tavizleri veriyor mu? Bunu da bir soru olarak zatıalinize sunmak isterim. Bizden başka böylesine tavizler veren ülkeler var mı? Varsa kimlerdir? Bilmek isteriz. Ayrıca tabii, organizasyon yapmak güzel, bizim organizasyon yeteneğimiz son derece güçlü, çok önemli uluslararası organizasyonlara senelerdir imza atıyoruz ama asıl maharet, bu organizasyonlarda yer almaktı. Yani 2002 Dünya Kupası'ndan beri futbolda bir başarı ben pek göremiyorum Millî Takımlar bazında, kulüpler bazında da çok matah bir başarımız maalesef yok ki son derece aşağı giden bir grafik çiziliyor. Kadın voleybolcularımız dışında -onlara da teşekkür ederim buradan- uluslararası başarı gösteren üst düzey sporcularımız yok. Altyapılarda tabii var ama altyapıdaki başarıları da üst yapılara bir türlü taşıyamıyoruz. Bunların da yapısal sebepleri var, bu yapısal sebepleri konuşmak buranın konusu değil tabii, yeri burası değil ama biz, sportif başarılarımızla da bu organizasyonlarda yer almak isteriz.

Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim.