KOMİSYON KONUŞMASI

KANİ BEKO (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 14 milyon emeklinin ekonomik, demokratik, sosyal hakları Mecliste konuşulurken ülkemizde hem çalışanlar hem de emekliler içinde yaşadığımız bu ağır ekonomik krizin de etkisiyle ekonomik ve sosyal olanaklardan yoksun bir biçimde yaşamaya çalışıyorlar. Bugün 14 milyon emeklinin yaklaşık 8 milyonu yani yarısından fazlası emekli aylıklarıyla geçinemedikleri için çalışmak zorunda kalıyorlar. Emekli aylıklarındaki düşüş 2 faktörden kaynaklanıyor:

Birinci neden; emekli aylıklarının hesaplanmasında daha önce büyümenin yani refah payının katkısı yüzde 100 iken AKP döneminde yani 2008 yılında çıkarılan 5510 sayılı Yasa'yla bu oran maalesef yüzde 30'lara düşürülmüştü.

İkinci faktör ise emekli aylığı bağlanma oranlarındaki düşüştür. Bundan önceki işçi emekli aylıklarının bağlanma oranı yüzde 85 idi ve 5510 sayılı Yasa'yla bu oran yüzde 50'ye maalesef düşürüldü. BAĞ-KUR emeklisinin aylık bağlama oranı 1999 öncesi yüzde 70 iken 2008'den itibaren bu oran yüzde 50'ye kadar düşürülmüştür. Emekli Sandığına bağlı memurların emekli aylığı bağlanma oranı da yine aynı şekilde 1999 öncesi yüzde 100 iken 2008'de yüzde 50'ye indirilmiştir. Emekli aylıkların alt sınırı da bu süreçte düşürülmüş oldu. 1999 öncesi en düşük işçi emekli aylığı bağlama oranı yüzde 70 iken bu oran 2008'de yüzde 35'e kadar maalesef düşürülmüştür. 2002 yılında en düşük memur emekli aylığı 376 lira, asgari ücret ise 185 lira yani asgari ücretin yüzde 104 üstündedir. Bugüne geldiğimizde ise en düşük memur emekli aylığı 8600 lira, asgari ücret ise 8500 lira yani asgari ücretin sadece yüzde 1'i üzerindedir. En düşük işçi emekli aylığı 2002'de asgari ücretin yüzde 32'si kadar daha fazla iken bugün AKP iktidarıyla birlikte 2022'de yüzde 163'ü kadar daha düşük kalmıştır.

Sonuç olarak, emekli aylığını belirleyen 2 temel faktör küçültüldüğü için yani refah payı ve bağlama oranlarındaki düşüş nedeniyle emekli aylıklarında çok ciddi düşüşler gerçekleşmiştir. Yirmi yıl önce asgari ücretin 2 katını geçen en düşük kamu emekçisi maaşı, bugün geldiğimiz noktada asgari ücretin maalesef altında kalmıştır. Emekliler uzun süredir sefalet ücretleriyle geçinmek zorunda bırakılmışlardır. Bu ay itibarıyla, 5.500 liralık asgari ücret 2023 yılı için yüzde 54,5 oranında artırılarak 8.506 liraya yükseltilmiştir. Bu rakam bizce yeterli değil, ancak emekli aylıkları da hiç değilse asgari ücret oranında artırılmalıdır. Bunun yanı sıra da en düşük emekli maaşı insanca yaşayacağımız bir düzeye çıkarılmalıdır. Asgari ücretin de altında maaş alan, yaşam mücadelesi veren milyonlarca emeklinin dörtte 1'i seyyar satıcılık yapmaktadır. Emekliler ve yanı sıra da ölüm aylığı alan hak sahipleri asgari ücretin altında kesinlikle maaş almamalıdır. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret kadar olmalıdır. Emeklilerimize adaletli bir intibak yasası bu Meclisten mutlaka çıkmalıdır. Türkiye'deki emeklilerin ekonomik, demokratik, siyasi ve sosyal haklarını korumak adına Avrupa'da olduğu gibi sendikalı olmaları gereklidir. Anayasa'nın 90'ıncı maddesine göre de bu, emeklilerin anayasal hakkıdır. Emekli ikramiyeleri bugünün koşullarına göre asgari ücret düzeyinde artırılmalıdır.

Son olarak, bildiğimiz üzere, son dönemde gerçek enflasyon ile TÜİK rakamları arasında çok büyük fark var. TÜİK'in inandırıcılığı zaten artık kalmamıştır. O nedenle yüzde 100'leri geçen enflasyon oranları ortada dururken memur ve emekliye âdeta dalga geçer gibi "Yüzde 25 olmadı, hadi yüzde 30 yapalım." diyerek kimseyi kandıramazsınız. Memurun da işçinin de emeklinin de hak ettiği maaş artışını bu Komisyondan hep birlikte geçirelim.