KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Teşekkür ederim bütün temsilcilere, dinledik. Yalnız şunu hatırlatmak isterim; işveren temsilcileri de burada, işçi temsilcileri de burada, kamu yöneticisi temsilcileri de burada, bu tablo elinizde var mı bilmiyorum. Ya, bu tabloya dair ben işverenlerden bir şey duymak isterdim yani ciddi bir paylaşım krizi yaşıyoruz arkadaşlar. Hep beraber üretiyoruz, emekçiler daha çok çalışıyorlar, hep beraber çalışıyoruz öyle değil mi, daha çok emekçiler ağır şartlarda çalışıyorlar. Avrupa'da en uzun süre çalışan ve en az gelire sahip emekçiler bizde, büyük bir sömürü düzeni var ve son bir yılda emekçinin gayrisafi hasıladan aldığı pay yüzde 39'dan yüzde 24'e düştü arkadaşlar. Patronların yani yüzde 1'in aldığı pay... Bakın, yüzde 99'un aldığı pay yüzde 39'dan yüzde 24'e düşmüş, yüzde 1'in yani patronların aldığı pay yüzde 42'den yüzde 55'e çıkmış arkadaşlar. Şimdi, böyle bir durum var, hani "Kurt böyle bir paylaşım yapmaz kuzulara şah olsa." diye meşhur bir laf var ya, böyle bir durum var. Patron servetine servet katmış, işçi perişan olmuş. Vicdanlı vekiller ne yaparlar böyle bir durumda? "Ya, bu paylaşımda bir kriz var arkadaş, ne yapmamız lazım? İşçiden yana, emekçiden yana daha çok tedbirler almamız lazım ki bu paylaşım krizini değiştirelim." dememiz lazım, değil mi? "24 olmaz, bu payı en az tekrar yüzde 40'a, 40'ın üzerine çıkarmamız lazım, patronların payını da yüzde 40'ın altına düşürmemiz lazım." demesi lazım, değil mi? Bunu neyle yaparız? Vergi politikalarıyla yaparız, değil mi? Yani "Patronlardan daha fazla vergi almamız lazım, işçiden daha az vergi almalıyız." dememiz lazım, değil mi? Sizin bu getirdiğiniz düzenlemeyle şimdi ne oluyor arkadaşlar? Siz diyorsunuz ki "Patronlara 400 lira teşvik vereceğim işçi başı." Kimin parasıyla? İşçinin parasıyla, İşsizlik Sigortası Fonu'nun parasıyla. Elbette işverenlere katkı sunuyorlar ama adı "İşsizlik Sigortası Fonu" arkadaşlar. Yani bir işçi işsiz kaldığında geçimini sağlayabilsin diye bu Fon var.

Değerli arkadaşlar, sizi tekrar vicdana ve adalete çağırıyorum. Bir şey daha söyleyeceğim: İŞKUR temsilcisi burada mı bilmiyorum. Sayın İŞKUR temsilcisi, İşsizlik Sigortası Fonu'nun karşılığı 30 milyar doların üzerine çıkmıştı, 30 milyar dolar. Bugün kaç para? 5-6 milyar dolara düştü. Karşılık olarak TL olarak pek bir anlamı olmadığı için dolar olarak söylüyorum. Yani yağmalandı İşsizlik Sigortası Fonu. Ne şekilde? Bir, patronlara destek verilerek yağmalandı. İki, İşsizlik Sigortası Fonu parayı nereye yatırıyor? Hazine faizlerine yatırıyor değil mi, hazine bonosuna yatırıyor. Yüzde kaçla yatırıyor? Yüzde 8'le, meşhur Sayın Nebati'nin epistemolojik politikalarına para yatırıyor. Enflasyon kaç? Yüzde 80-yüzde 180 yani işçinin parası orada da yağmalanıyor. Düşük faizde tutuluyor ve bu şekilde değeri yok edilmiş oluyor, 30 milyar dolarlık fon 5, 6, 7 milyar dolara düşürüldü; hadi buyurun. Bunda bir zarar görmüyor musunuz siz? Bu açıdan yapmamız gereken, arkadaşlar, İşsizlik Sigortası Fonu'nun -işveren temsilcisi söyledi, katılıyorum- daha kolay faydalanılabilir hâle getirilmesi lazım, bununla ilgili mutlaka yasal düzenleme yapmamız lazım, işsizlerin faydalanabilmesinin şartlarını kolaylaştırmamız lazım ve işsizin fonu olarak kullanmamız lazım.

Sayın Elitaş, eğer siz ağalık yapmak istiyorsanız, imza attıysanız buna, bunun da yükünü Hükûmetinizin taşıması lazım yani hazineden bunu karşılamanız lazım, İşsizlik Sigortası Fonu'ndan değil.

Bizim de önerimiz şu arkadaşlar: Bakın, kurumlar vergisi olarak biz 180-200 milyar TL geçtiğimiz yıl hedef belirledik değil mi; kaç para topluyorsunuz? Sayın Hazine Bakan Yardımcımız burada, 500 milyar para toplayacaksınız değil mi yüzde 20'den yani patronlar 2,5 trilyon lira para kazanmış demektir bu, öyle değil mi? Patronlar 700-800 milyar kazanacağına 2,5 trilyon lira para kazanmışlar demek.

Değerli arkadaşlar, böyle bir durumdayken mutlaka ve mutlaka artık patrondan yana değil emekçiden yana düzenlemeler yapmamız lazım ve bunu işçinin parasından yapmamamız gerekiyor. Bu anlamda hepinizi vicdana ve adalete davet ediyorum arkadaşlar. Gelin, bu düzenlemeden vazgeçin ve önerimiz de şu: Küçük esnaf ve KOBİ'ler yani "KOBİ" tanımını beraber yapabiliriz. Böyle bir destek verilecekse verilsin ama işçinin vergisinden düşmek üzere verilsin, patronun değil; işçinin vergisinden düşmek üzere verilsin. Büyük işletmelere, büyük sermayeye de böyle bir destek vermeyelim ya; büyük sermaye, biliyor musunuz, gidin, arabalar... Görmüyor musunuz o lüks arabalara biniyorlar, lüks yatlar alıyorlar, efendim, lüks evler, konutlar alıyorlar, servetlerine servet katmış durumdalar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Paylan.

Son bir cümlenizi alalım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitti mi sürem?

Böyle bir durumda adaleti sağlamak vicdanlı milletin vekilleri içindir. Sayın Elitaş ve bütün arkadaşları vicdana davet ediyorum.