KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekillerimiz, çok değerli bürokratlarımız ve sivil toplum örgütümüzün çok değerli temsilcileri ve çok değerli basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, bu, sözleşmelilerin kadroya geçirilmesiyle ilgili Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesi üzerine görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Tabii, bu kanun teklifi yüz binlerce insan tarafından beklenmekteydi. Bu kanun teklifindeki sözleşmelilerin birtakım zorlukları var, benden önceki konuşmacılar da ifade etti. Bu sözleşmeli personelin en büyük zorluğu üç artı bir, dört yıl süreyle aile birliklerinin olmaması. Fakat tabii, "Neden sözleşmeli personel tercihi yapıldı?" derseniz, tabii, 1965 yılında çıkan Kanun'un, 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesi, özellikle bizim Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde, oralarda memur bulundurmada sıkıntılarımız oldu ve doluluk oranları yüzde 50'lerde, 60'larda o seviyelerde oldu. AK PARTİ iktidarlarıyla beraber bunlara çözüm bulabilmek amacıyla ve 2006 yılında 657 sayılı Kanun'un 4/B maddesinde değişikliğe gidildi ve Millî Eğitim Bakanlığı tarafından süresiz çakılı kadrolar oluşturuldu. Burada görev yapan personelin ne kadar süreyle burada kalacağı belli değildi ve dolayısıyla da ömür boyu gibi telakki ediliyordu. Tabii, bu, sürdürülemez bulunduğu için 2009 yılında kaldırıldı. Daha sonra, tabii, bir tarafta çalışanlarımızın talebi var, bir tarafta kurumlarımızın talepleri var, vatandaşlarımızın talepleri var, bunları tabii ki örtüştürmek adına 2016 yılında 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle bir düzenleme yapıldı. Bu düzenlemede ne denildi? Özellikle Millî Eğitimde... Yani biz bu Kanun Hükmünde Kararname'yi hayata geçirmeseydik, bugün, belki Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki okullarımızın çoğu öğretmensiz kalacaktı çünkü bundan önceki sistemde öğretmeni atıyorsunuz, bir yıl orada kalıyor ve memuriyet adaylığı kalktıktan sonra Türkiye'nin diğer taraflarına tayin isteme hakkı oluyor ve gidiyordu. Ve diyelim ki öğrenci 1'inci sınıfta bir öğretmende, 2'nci sınıfta diğer öğretmende, 3'üncü sınıfta diğer öğretmende, 4'üncü sınıfta da diğer öğretmende okuma zorunluluğunda kalıyordu. Bunu ortadan kaldırmak amacıyla, o dönemde, 2016 yılında çıkarılan kanunda 4+2 ortaya çıktı. Şimdi, bizim benzer sorunlarımız Sağlık Bakanlığında da olduğu için Sağlık Bakanlığı da aynı şeyi uyguladı. Sağlık Bakanlığında hekimlerimiz için bir mecburi hizmet var çünkü oradaki hekim açığını gidermemiz için. Ama hemşirelerimiz ve yardımcı sağlık personelimiz için böyle bir mecburi hizmet olmadığı için onlar da aynı şekilde aday memuriyetleri kalktıktan sonra tayin isteyebiliyorlardı. Bunu da tabii ki, bu altı yıllık uzun süre aileden uzak kalma problemi oluşturdu ve neticede 2019 yılında bu 3+1'e dönüştürüldü. Tabii ki 3+1, "Niye 3+1?" derseniz, tabii, ilkokul dört yıl, en azından bir öğretmen bir öğrenciyle başladığı zaman ilkokuldan onu mezun etsin diye. Dolayısıyla da bu yönden hem o dönemde bu kanun hükmünde kararname yayınlanmadan Güneydoğu ve Doğu Anadolu'daki bizim öğretmenlerdeki doluluk oranımız yüzde 60'tı, bugün yüzde 90 arkadaşlar. Şimdi, bugün, Türkiye'de sözleşmeli bulunan öğretmen sayımız 95 bin. Bunlardan 35 bini evli, tayin hakkı getirdiğiniz zaman 35 bin kişi daha buradan ayrılacak demektir. Bu, öğretmenlerimizin hakkı ama bir tarafta da böyle bir zorluğumuz var. Bu kanun maddesiyle biz... Tabii ki, diğer taraftan niye getiriyoruz? Aslında sözleşmeli personele tüm kamu kurumlarında bundan sonra bir yol haritası çiziyoruz yani bunların nasıl alınacakları ve diğer taraftan bunların alındıktan sonra ne kadar süre sonra çalışıp ve ne şekilde devlet memuru, 657'ye geçecekleri burada tarif edilmekte. Aynı şekilde bunların özlük haklarının düzenlenmesi ve disiplin cezalarının düzenlenmesi bu maddede geçmektedir. Birtakım dezavantajları olsa bile konunun bütünlüğü bakımından baktığımız zaman bu maddenin oldukça yararlı olduğu görülmektedir diyorum ben.

Teşekkür ederim.