KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ SERTER (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Tabii, Meclisin bu döneminde yani acaba bu yasaların, bu kanunların getirilmesi gerekir mi gerekmez mi diye kendi kendime düşünüyorum ve Cumhuriyet Halk Partisinden birçok arkadaşımı da dinledim, o kadar güzel şeyler anlattılar ki bazen de tabii, birbirimizi tekrar eder hâle geldik.

Ben şuradan başlayacağım: 2002 yılında AK PARTİ iktidara geldiğinde dendi ki: "Devlet pijama üretmez, devlet tekstil yapmaz, devlet terlik satmaz, devlet bot üretmez." Şu masanın etrafında bulunan 50 yaşın civarında ve üstündeki arkadaşlarımın hepsi tahmin ediyorum Sümerbank ürünleriyle hayatlarını idame ettirdiler, ailelerin geçimleri, babalarımızın, annelerimizin geçimleri ancak onu idame ettiriyordu ve gelir gelmez o kısımları kapatıldı, "Serbest piyasa ekonomisi." dendi, insanların varlıklarıyla -zaten zor bir dönemdeydi- geçilmeye başlandı, kabullenildi. Onun arkasından "Devlet şeker üretmez." dendi. Devletin şeker fabrikaları, arazileri bir yığın yandaşa peşkeş çekildi, makinaları hurda olarak satıldı, inanılmaz derecede zararlarla karşılaşıldı.

Son süreçte Rize'de ÇAYKUR'umuz bitmek üzere, zarar üstüne zarar yazıyor, KİT Komisyonunda bunları dinliyoruz. Ve son sürece geldik, 2018 seçimlerinde -sizlere hatırlatmak isterim ki- devlet her sokağın başına çadır marketler kurdu. Madem on altı yıl önce "Devlet pijama üretmezdi.", "Devlet bot üretmez.", "Devlet takım elbise üretmezdi.", neden on altı yıl sonra devlet, patates, soğan satışında haksız rekabete sebebiyet verdi? Size sormak istiyorum. Arkasından...

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Stokçularla mücadele için.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Hiç de yaramadı işe. Yine stokçular stokçuluğunu yaptı.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - FETÖ abileri sattılar malları, elinde kalmadı.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Sonuçta geldik 2022 yılına. 2022 yılında enflasyonun önüne geçemediniz, enflasyonu frenleyemediniz, frenleyemeyince fiyatlar aldı başını gitti. Geçen sene, bir yıl önce 2.835 lira verdiğimiz asgari ücretteki insanlar adam gibi geçinirken şimdi 5.500 lira veriyoruz, aç bırakıyoruz insanları. 8.500 lira yaptık yine aç kalacaklar.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Simit 7,5 lira olmuş, nasıl geçinecekler ya!

BEDRİ SERTER (İzmir) - Yine aç kalacaklar. Simit 7,5 lira, çay 5 lira, peynirin yanına yanaşılamıyor, en adi teneke peyniri 120 lira kardeşim, düzgün bir şey almaya kalkarsan 200 lira.

Ne yaptınız? Marketlerin üstüne çullanmaya çalıştınız. Demin Çetin Osman Budak Başkan anlattı, biz bunu üç, dört yıldır haykırıyoruz, tonlarca market açtırttınız, 41 bin adet market açıldı. Oradaki mahallenin bakkal amcası kalmadı, bakkal teyzesi kalmadı, insanların anahtarı teslim ettiği, onlara güvendiği kimse kalmadı. Bir tane market, 2 tane personel ama hamuduyla giden paralar; raflar, dolu, her şey dolu, stoklar dolu. Üreticiye dönüyor amcam diyor ki: "Kardeşim, ben 10 bin market sahibiyim. Her bir tanesinin bir rafına bal koysam 10.001'den bal alacağım ben senden." Ne yapacak üretici? Verecek çünkü satış yapayım, üretim yapayım diye bekliyor, sonra haksız rekabet, bütün bakkallar kapanıyor. Geçenlerde bunu kürsüde de söyledim, size çok basit bir örnek: Bergama Bakkallar Odasına gittim. Bergama'da köydeki bakkal amca 675 lira aidat ödüyor, oradaki üç harfli market de 675 lira ödüyor. Gelin, bu yasada o zaman 100 liraya düşürelim onu. Bakkalları 100 liraya düşürelim, marketler 675 lira kalsın. Nasıl rekabet edecek? Bu çok basit bir rakam ama onlar için çok kıymetli. O 575 lira o bakkal için inanılmaz kıymetli bir değer. Arkasından, demin çok güzel söylediniz, vekilim söyledi: "Eskiden eczaneler 800 metre arayla açılırdı ve eczanelerimiz para kazanırdı, iş yapardı." Şimdi, dip dibe her dükkân eczacı oldu, neden? Tamam, "Avrupa Birliğine gireceğiz." dediniz hikâyeler anlattınız, ettiniz; binalar kurduk, üniversiteler açtık ama içi bomboş, öğretmen olmayan binanın ne kıymeti var ki!

OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) - Doktor olmayan hastaneler...

BEDRİ SERTER (İzmir) - Doktor olmayan hastanenin ne kıymeti var ki! Oralarda çok basit şekilde eğitilen eczacılarla haksız rekabete sebebiyet verdiniz. Bunlara tabii ki bakkaldan geldik, eczane örneği verdiği için söylüyorum. Çok önemli noktalar bunlar.

Size şunu söyleyeceğim: Arkadaşlar, yirmi yıldır iktidardasınız. Tabii ki yirmi yıldır olduğunuz yerde bekleme hakkınız yok, bu memlekette vatandaş vermiş size oyunu iktidar yapmış, çalışmak mecburiyetindesiniz. Yarın biz geleceğiz, biz de çalışmak mecburiyetindeyiz. Lüks değil ki bu, hiçbir şekilde lüks saymayın bunu. Sadece yol yapmakla, betonla bir yerleri inkişaf ettirmek... Bizim İzmir'de açılmayan şehir hastanesine milletvekilleri "Bir yıldır açılacak." diyor, sonra en son şubat ayında Sayın Cumhurbaşkanı "Açılacak." dedi, inanın daha yolu yok, yolu, yolu. Yolu yok, nasıl gideceğimizi bilmiyoruz.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Belediye yapsın.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Nasıl gideceğimizi bilmiyoruz.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Belediye yapsın işte.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Siz yapmadan önce düşünsenize nasıl gideceğinizi.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Belediyeniz yardımcı olsun Sayın Vekilim, evet, yapsın.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Ne demek belediye yardımcı olsun!

Siz yapmadan önce oraya nasıl gidileceğini düşündünüz mü?

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Somut öneriniz ne?

BEDRİ SERTER (İzmir) -2018'den beri aynı şeyi söylüyorum, yolu yok yolu.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Somut öneriniz ne, somut, somut?

BEDRİ SERTER (İzmir) - Paraşütle mi indireceğiz hastaları?

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Eleştirdiğinizin çözümü ne? Çözümü söyle.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Çözüm, yapmayacak. Yaparken önce projeyi büyüteceksin.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Yaptığımız hastanenin yolunu yapamıyorsunuz.

BEDRİ SERTER (İzmir) - 2002 yılında yeni doğmuş, anası, babası olmayan çocuk bugün 20 yaşına geldi, askere gidiyor, büyüyor. Hayata gelen her şey büyümek mecburiyetinde, ondan dolayı da hiç de böyle gerile "Biz şunu yaptık, bunu yaptık." demeyin.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Yaptık Sayın Vekilim, yaptık.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Türkiye'yi getirdiğiniz hâl 5 lira ekmek, 7,5 lira gevrek, 200 lira peynir. Bu mu sizin getirdiğiniz yer?

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Ucuzlatsana, hadi ucuzlat, formülün ne?

BEDRİ SERTER (İzmir) - Üç öğün gevrek -peynir yese şu anda 8.500 lira yetmiyor para. Bu mu getirdiğiniz yer? Memnun musunuz bundan?

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Sadece şunu söylüyorum: Seksen senede yapılanların çok daha fazlasını yirmi senede yaptık.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Hadi parayı bul, parayı.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Arkadaşlar, hatip bitirsin.

FAHRİ ÇAKIR (Düzce) - Ya, bu kadar eleştiriye ne yapalım...

BEDRİ SERTER (İzmir) - Memnun musunuz bundan? Nüfusun yüzde 99'u aç. Yüzde 1'i sizin tarikatlar doyuyor.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Övünmüyoruz, görevimiz, sadece seksen senede yapılanlardan daha fazlasını yaptık.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Toparlıyoruz Bedri Bey.

Teşekkür ederiz.

BEDRİ SERTER (İzmir) - Evet, hayırlı uğurlu olsun ama hakikaten ne hayrı kaldı ne uğuru kaldı ama çok az kaldı, bu memleketi kurtaracağız inşallah.