| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri (Devam) a) Sağlık Bakanlığı b) Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü c) Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ç) Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu d) Türkiye Halk Sağlığı Kurumu e) Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 10 .02.2016 |
NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan, özellikle konuşmanız sırasında sağlık hizmetlerinde şehit olanları rahmetle andınız, onlara minnet duygularınızı ilettiniz, biz de aynı şekilde teşekkür ediyoruz, ancak şöyle bir söz kullandınız, dediniz ki: "Silahların gölgesinde bu hizmeti nasıl verelim?" Ama ben hiçbir bakandan da bu vahim durumun yaratılmasını ve vahim durumdan bugüne gelinişi, çözüm sürecinden bu noktaya nasıl geldiğimizi, maalesef hiç duymadım. Yani sizden de bu konuda şey bekleriz.
Bakın, bir yolda gidiyorsunuz, kocaman bir kaya önünüzü kesmiş, bir de yanında küçük çakıl taşları var, kayadan söz etmiyorsunuz Sayın Bakan, küçük çakıl taşlarından söz ediyorsunuz.
Orada, gerçekten devletin ulaşamadığı, hiçbir şekilde taraf olmayan, devletine, Türkiye Cumhuriyeti'ne bağlı vatandaşlar acı çekiyor. Gittik, gördük.
Diyarbakır Ofis'te, sabahleyin çocuğuna kahvaltı hazırlayan bir öğretmen gelen bir kör kurşunla bir gözünü kaybediyor. Daha bunun niceleri var. Dolayısıyla, bu ortamı yaratan, bu vahim süreci, gerçekten bunların sorumlularının da sorgulanması gerekir.
Ben, özellikle, bu üniversitelerin çekmiş olduğu bu ızdıraptan, Sayın Bakan, bir önceki bahsettiğim bakan sizin bir çalışma yaptığınızı söyledi. Yani "Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapıyor." diyor ama biz, bu arada, Sağlık Komisyonu olarak üniversiteleri dolaşıyoruz, rektörleri dolaşıyoruz, başhekimleri görüyoruz. Yani bir söz söylemeye çekiniyorlar, ama acı içindeler. Personel açığı var, ellerinde yoğun bakım üniteleri var, yanık üniteleri var, sadece doktorla yürümüyor ki bu iş.
Bir de robotik cihazlar aldık pek çok, kaç tane olduğunu öğrenmek istiyorum. Kaç tane robotik cerrahi cihazımız var Türkiye'de? Ama inanır mısınız borcunu ödeyemediği için, ihaleye girmedikleri için birçoğu boş, çalışamıyor, ameliyat yapamıyor. Neden? Çünkü borcu var, borcunu ödemediği için de ihaleye girilmiyor. Yazık değil mi, bu, ülkenin parasıyla alınmış bir şey, bizim hakkımız var mı, sizin hakkınız var mı bunları çalıştırmamak için?
Dolayısıyla, sadece "Cihaz aldım.", "Uçak aldım.", "Helikopter aldım." demek, karşı taraftan da alkışlamak yetmiyor. Yani bunları dostça konuşmak lazım, bunların sorunlarını çözmek gerekiyor.
Bir de siz geldiğinizde Bakanlık daha iyi hizmet verir noktasındaydı. Sayın bürokratlar da buradayken söylüyorum, ama şimdi gittiğimizde, maalesef, o hizmeti, o güler yüzü göremiyoruz. Herkes namaz saatini takip ediyor. Böyle bir şey olur mu Sayın Bakan? Nalınlarını giyip, kim önce namaza duracak? Lütfen... Diyanet İşleri Başkanlığını geçmiş durumda Bakanlık. Yani her iki tarafa da gidiyoruz, görüyoruz; önce vatandaş, önce hizmet, daha sonra ibadet. Saygımız var ama Bakanlık maalesef bu noktaya geldi. Ben bu konuda yine dostane bir eleştiri olarak size iletmek istiyorum.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.