KOMİSYON KONUŞMASI

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Deniz Bey teknik olarak gerçekten çok anlamlı ve değerli bir sunum yaptı ve bu sunum TTK'nin verilerine dayanan bir sunum ve bizi ilerleteceğini düşünüyorum.

Yalnız ben başından beri bir rahatsızlığımı ifade etmiştim yani burada gerçekten ben de zor durumda kalıyorum ifade ederken çünkü sonuç olarak önemli bir konudan bahsediyoruz ve TTK yetkilileriyle de aynı masada çalışmaktan rahatsızlık duyduğumu ifade etmiştim, yine etmek istiyorum. Bunun sebebi şudur: Bilirkişi raporunda da açıkça görüldüğü gibi, TTK yetkilileri de bu maden faciasından sorumlu ve sorumluluklarının referansı bilirkişi raporunda da var. Bunun savcılık raporunda olması gerektiğini de ben düşünüyorum. Şimdi, daha önce benzer bir şey, diğer katliamlar, maden katliamlarında da yaşandığı için Anayasa Mahkemesine yansımış, örnek var, onu hemen bulup size aktarmak istiyorum. Bilirkişi Soma maden ocağında meydana gelen ölüm ve pek çok kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan olaya ilişkin olarak yürütülen ceza soruşturması kapsamında kamu görevlisi olan bazı şüpheliler hakkında soruşturma izni verilmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği yönünde bireysel başvurular oldu Anayasa Mahkemesine. Biliyorsunuz, o dönemde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevini siz yürütüyordunuz yani o izni vermeyen kişi sizsiniz. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi sonuçlarına göre -ben şimdi, yine, zaman almak istemiyorum, atlayarak gidiyorum- "Bireylerin hayatının tehlikeye girmesine neden olan kişiler aleyhine hiçbir suçlamada bulunulmaması ya da bu kişilerin yargılanmaması, yaşam hakkının ihlaline neden olabilir." gerekçesiyle bu karar verildi.

Yine, TTK Kozlu Taşkömürü İşletme Müessesesinde, 2013'te meydana gelen katliamda hayatını kaybeden maden işçilerinin yakınları tarafından sorumlulukları bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olan, dönemin TTK Genel Müdürü -burada isimleri var- Yönetim kurulu üyeleri hakkında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından soruşturma izni verilmemesi ve bu karara yapılan itirazın Ankara Bölge İdare Mahkemesinin 2014 tarihli kararıyla kesin olarak reddedilmesinin yaşam hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle yapılan bireysel başvuruları inceleyen Anayasa Mahkemesi, yine, 2018 tarihinde aşağıdaki gerekçeyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Yani yine -zaman almamak için- bunu sunabilirim Komisyona, bu tür kararlar var, "Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 17'nci maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usule ilişkin boyutunun ihlal edileceğine karar verilmesi." gibi kararlar var. Sorumlulukları tespit edilmesine karşın soruşturmaya dâhil edilmeyen TTK yetkililerinin yürüttükleri idari soruşturmayla tanık ifadelerinin de manipüle edildiğine yönelik iddialar var. Yani bu soruşturmayla ilgili... Bizim tutanaklarda var, buradaki milletvekili arkadaşlarımızın sorularıyla aslında kendini gösteriyor. 3 Ocak 2023 tarihinde Amasra'da Türkiye Büyük Millet Meclisi Araştırma Komisyonuna yaptıkları sunumda 31/10/2022 tarihli bilirkişi raporunu tamamen görmezden gelerek katliamın işçi hatasından kaynaklandığını dile getirdikleri ve bu iddianın bazı işçi ifadelerine dayandırıldığı görüldü. TTK tarafından dayandırılan ifadelerin soruşturma kapsamında alınmadığı, Kurumda hâlen çalışmakta olan işçilerin TTK yetkililerince sorgulanarak elde edildiği Meclis Araştırması Komisyonu tutanaklarında mevcut, ayrıntıları da var. Arkadaşlarımızın sorularıyla, Yusuf Aydın'ın ifadeleriyle bu zaten teşhir oluyor. O kısımda şöyle diyor Yusuf Aydın: "Sonuçta, biz bu müessesede çalışıyoruz." Dolayısıyla da o anlamda bir soruşturma bir sorgulanma anlamına gelmiyor. Dolayısıyla, bu dosyanın içerisine böyle ifadeler giriyor. TTK'nin işçi hatası olarak göstermeye çalıştığı dinamit atımı uygulaması 7 Ocak 2013 tarihli Kozlu katliamında bilirkişilerce tarif edilen kusurlarla aynı. Kozlu katliamına girmedim, oradan bakılabilir, girebilirim aslında ama zaman almak istemiyorum. Dolayısıyla, TTK yetkililerinin bu soruşturma dosyasına, savcılığın fezlekesine girmemiş olması aslında burada yaşam hakkının ihlali anlamına geliyor. Burada biraz önce, sanıyorum Ünal Bey sunmuştu.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Anayasa'yı da ihlal etmiş oluyor o zaman.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Evet, Anayasa ihlali de söz konusu. Siz dediniz ki: "Zaten savcılık istememiş bu sefer Bakanlıktan." Daha önce savcılık istemiş ama Taner Yıldız Bey vermemiş, o zamanki Bakanımız, şimdi de savcılık istememiş. Ama sonuçta, fark etmiyor, her durumda yaşam hakkının ihlali burada söz konusu.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Rapor kusurlu kabul ediyor.

SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Üstelik, vahim olan bir başka şey de şu: Bizim, TTK yetkilileriyle aynı masa etrafında bu maden faciasını aydınlatmaya çalışmamızla aslında bu çalışmaya da gölge düşmüş oluyor. Biraz önce de gördük, aslında çapraz sorgu gibi de oldu, Deniz Bey'in yönelttiği sorulara verilen cevaplar ile burada yapılan sunumlardaki, raporlardaki birbirini tutmayan yönlerle açığa çıkan bazı meseleler var. Bir de yer altına inmeden de tamamen emin olmayacağımız şeyler var. Bütün bunları düşündüğümüz zaman, gerçekten, savcılık fezlekesinde TTK yetkililerinin olmaması ciddi bir konu.

Ayrıca, şunu da belirtmeliyim ki: Yer altına inme konusunda... Süreyi bir ay uzatma noktasında burada oy birliğiyle aldığımız kararı önemsiyorum. Bu aynı zamanda, Amasra madenine inmek, hakikati açığa çıkaracak çalışmaları yapmak için de bir fırsat olacak. Bunun Komisyon Başkanımız ve Divan tarafından özellikle değerlendirilmesini istiyorum.

Teşekkürler.