KOMİSYON KONUŞMASI

METİN ÇELİK (Kastamonu) - Sayın Başkanım, Anayasa Komisyonumuzun değerli üyeleri, değerli milletvekilleri ve kıymetli katılımcılar; temel hak ve hürriyetlerin korunarak kullanılmasının önündeki tüm engellerin kaldırılması, demokratik, laik ve sosyal hukuk devletinin en temel görevidir. Anayasa'mızda buna yönelik olarak açık hükümler mevcut olmasına rağmen yakın tarihimizde ve özellikle 28 Şubat sürecinde yapılan bazı idari düzenlemeler ve fiilî uygulamalarla getirilen başörtüsü yasağı ile din ve inancı nedeniyle başını örten kadınlar Anayasa'mızda yer alan eğitim, öğrenim, çalışma, kamu hizmetlerine girme, seçme, seçilme gibi temel hak ve hürriyetlerini kullanmaktan mahrum bırakılmış, din ve vicdan hürriyetine yönelik düzenlemeler baypas edilmiş, bu haksız ve hukuksuz idari düzenlemelere ve fiilî uygulamalara da laiklik ilkesi gerekçe yapılmaya çalışılmıştır. Bu dönemde, maalesef, başlarını örten öğrenciler üniversitelerde kurulan ikna odaları gibi insan onuruna yakışmayacak uygulamalarla başını açmak ile eğitim hakkından vazgeçmek arasında tercih yapmak zorunda bırakılmış, başlarını açmayan öğrencilerin hayatları karartılmış, hayalleri yok edilmiştir. Başörtülü şekilde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna katılan bir milletvekiliyle ilgili yaşanan hadiseler hafızalarımızda hâlâ tazeliğini korumaktadır. Bu haksız uygulamaların tam tersine Anayasa'mızda ifadesini bulduğu üzere, laiklik ilkesi kişinin istediği inanca sahip olabilmesi, ibadetlerini yapabilmesi, dinî inancından dolayı diğer vatandaşlardan farklı muameleye tabi tutulmaması anlamına gelmektedir.

Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasıyla din ve vicdan hürriyeti şüphesiz kadınların başlarını örtme ya da açma yönündeki kişisel tercihlerini de kapsamaktadır. Demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti kadınların bu tercihlerini koruyarak temel hak ve hürriyetlerini bu tercihlerine uygun olarak kullanmalarının ve kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmalarının önündeki engelleri kaldırmakla yükümlüdür. Bu hukuk dışı uygulamalar AK PARTİ'nin iktidara gelişiyle birlikte son dönemde ortadan kaldırılmış ve bugün ülkemizde başının açık ya da örtülü olması nedeniyle kadınlar hiçbir ayrıma tabi tutulmayıp, hiçbir hak mahrumiyetine uğramamaktadır. Ancak görüştüğümüz Anayasa teklifiyle, kadınların başının açık ya da örtülü olması veya kıyafet tercihlerinden dolayı yasal ve idari düzenlemeler ya da fiilî uygulamalarla bir daha aynı haksız, insan onurunu rencide edici ve ayrımcı uygulamalara tabi tutulamamaları adına değiştirilmesi nitelikli çoğunluk gerektiren anayasal güvenceyi getirmekteyiz. Milletimiz de bizden iktidar ve muhalefet olarak bunu beklemektedir.

Yine, Türk toplumunun temelini oluşturan ailenin yapısını bozmaya yönelik her türlü tehlike ve son dönemde artan sapkın akımlara karşı aileyi korumak devletin asli vazifesidir. Anayasa değişiklik teklifimizde Anayasa'nın 41'inci maddesinde yapılacak düzenlemeyle milletimizin varlığının ve geleceğinin teminat altına alınması için ailenin çekirdeği olan evlilik birliğinin ancak kadın ve erkek arasında kurulabileceği açıkça belirtilerek evlilik birliğiyle ilgili bu temel esasın kanunla değiştirilebilmesi engellenmektedir. Milletimizin menfaatine yönelik olarak yapılacak bu önemli düzenlemelerin Anayasa Komisyonumuzda ve Genel Kurulda kabulü dileklerimle sizleri saygıyla selamlıyorum.