İFFET POLAT (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok Değerli Komisyon üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben hukukçu değilim, burada bir hukuki mütalaa da yapacak değilim fakat Komisyonumuzu ve Meclisimizi dikkatle takip eden milyonlarca kadın ve genç kız adına burada söz almak istiyorum. Çünkü hukuki kodların arasına gerçek yaşamdan, gerçek hikâyelerden bir ruh yansıtılması gerektiğine inanıyorum.

Ben 1980 yılında imam-hatip ortaokuluna başladım ve orta 3'üncü sınıfta iken başörtü yasakları 1980 darbesini yapanların emirleriyle katı bir şekilde okullarda uygulanmaya başlandı. Bu dönemde ben de ortaokul 3'üncü sınıftayken bir gün okula müfettişler geldi ve müfettişler sınıfları dolaşmaya başladı. Benim başım örtülüydü ve müfettişler gittikten sonra okul müdürü beni tahtaya çıkarıp herkesin içerisinde bir tokat attı. Sebebi de benim başörtülü olmamdı. Ben 14 yaşındayken, 14 yaşında bir çocukken sadece inançlarımdan dolayı başımı örttüğüm için şiddete uğradım. Buna kadına şiddet, çocuğa şiddet, ne derseniz deyin ama bu gerçek bir olguydu. Ve daha sonra, yine, 1980 darbesinin okullara getirdiği bir millî güvenlik dersi vardı, orada askerler bizatihi başını örten öğrencileri takip ediyordu. İşte, bu askerî vesayetle beraber Türkiye'nin gündemine giren başörtü yasakları yıllarca peşimizi bırakmadı. Liseyi zar zor bitirdik, üniversiteye geldik, üniversite kapılarında okullara alınmadık, ayrımcılığa uğradık, okullarımızı ya zamanında bitiremedik... Birçok insan -buna şahidim ki- hastalandı, akıl sağlığını kaybetti, okuyamadılar, evlerine geri dönüp yanlış evlilikler yaptılar ve hayatta kendilerini inşa etme fırsatı bunlara verilmedi. Var mıydı bir yasal engel o zaman? Yine yoktu ama basit bir yönetmelikle bizi yıllarca zulme uğrattılar, yıllarca kendimizle mücadele ettik, sabrettik, "Bir gün gelir, bu yanlış düzeltilir." diye düşündük. DGM'lerde yargılanan arkadaşlar, hapislere düşen arkadaşlar yani önündeki fırsatları değerlendirme fırsatı verilmeyen insanlar bugün bizden haber bekliyor ve diyorlar ki: "Evet, bize o zamanlar bu yanlışlar yapıldı ama bu yanlışların yine aynı şartlar gerçekleştiğinde yapılmayacağına, bu zulümlerin tekrar uygulanmayacağına dair bir güvence yok. Biz, bu Anayasa değişikliğinin, bu Anayasa teklifinin gerçekleştirilmesini istiyoruz." Ben inanıyorum ki bu Komisyon ve bu yüce Meclis 14 yaşında başını örttüğü için şiddete uğrayan İffet'e ve milyonlarca genç kıza ve kadına bu teklifi kabul ederek geçmişe yönelik bir özür borcunu da ifa etmek zorundadır.

Ben Komisyonunuzu saygıyla selamlıyorum, teşekkür ediyorum.