KOMİSYON KONUŞMASI

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Evet, Sayın Başkan, çok teşekkür ederim.

İki konu üzerinde duracağım, basına da vereceğim Sayın Bakana verdiğim rakamları.

Birinci konu şu: Gerek Hükûmetin verdiği sunuş konuşmalarında gerekse Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının sunuş konuşmasında işsizlik rakamları var. Şimdi, çok açık bir şey ifade edeyim: İki yıl önce bu Komisyonda işsizlik verileriyle ilgili Hükûmetin yanlış veri verdiğini anlatmıştım. İki yıl geçmiş, aynı hata devam ediyorsa o zaman bu Hükûmet ısrarla yalan söylemek istemektedir, bu sonuç çıkıyor.

Şimdi, birincisi, bu işsizlik rakamlarını verelim. Bir: Hükûmet Programının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanının sunuş konuşmasında var, sayfa 5'te, işsizlik oranları; Maliye Bakanlığının Ekonomi Raporu'nda var sayfa 31'de. Bakınız, o ilk, renkli tabloda genç işsizlik oranını veriyorsunuz 15-24 yaş arası ve diyorsunuz ki: "Türkiye iyi bir noktada. Hatta son birkaç yılda da iyileşti." Siz de telaffuz ettiniz, "Yüzde 18,2'ye geldi." dediniz. 2'nci sayfada sunduğum, ILO'nun Eurostat raporu aynı. 2007'yle 2013 arasındaki fark var, Türkiye en tepede. Niye yalan söylüyorsunuz, niye yanlış rakam veriyorsunuz? Ayıp değil mi? Türk halkı niye yanlış rakamları görüyor? Türkiye en yüksek işsizlik rakamına sahip ve abidik gubidik yapılmasının temel nedeni de şu: O yaş grubunu daralttığınız zaman, askerlik oraya geliyor genç işsizlikte yani eğitimli olmayan genç işsizlikte ve Türkiye'de askerlik süresi uzun olduğu için Türkiye'de işsizlik oranı düşük çıkıyor. Niye milleti aldatıyorsunuz, neden? Yani, bu memlekette hiçbir milletvekili ekonomi bilmez, istatistik bilmez, veri bilmez mi zannediyorsunuz? Bu çok ayıp bir şey.

İkinci nokta şu: Bakınız, Türkiye'de 9,8 gibi, 9,3 gibi rakamlar veriyorsunuz işsizlik oranıyla ilgili. O rakamlar doğru değil, doğru değil. Neden doğru değil? Çünkü, benim "umutsuz" dediğim, iş gücü piyasasına girmeyen ama girmemesinin de açıklamasını da şöyle yapan: "Ben iş bulduğum takdirde çalışırım ama iş bulamıyorum." diyen, ne yazık ki Türkiye'de çok ciddi bir orana gelmiş durumda, yüzde 9,3 çıkıyor. 2 milyon 580 bin umutsuz var. Düşünebiliyor musunuz, ne rezalet? Peki, siz iktidara geldiğinizde bu rakam neydi? Siz iktidara geldiğiniz zaman bu rakam 946 bindi. Sizin iktidarınız döneminde, evet, işsizlik oranı düşmedi ama aynı kaldı, hadi ona da olumlu diyelim ama ne yazıktır ki şu da oldu: Türkiye'de iş bulma umudunu yitiren oran giderek büyüdü ve siz kalkıp diyorsunuz ki: "İşsizlik oranı 0,4 düştü. Şu iyidir, bu iyidir." Sizin iktidara geldiğiniz seneye göre -ki tam bir büyük krizin ardındaydı- oransal olarak resmî istatistik düşmedi, çarpıttınız. Umutsuzları da koyduğunuz zaman Türkiye'de fiilî işsizlik yüzde 19,7'dir. Niye bunu telaffuz etmiyorsunuz? Böylesine büyük umutsuzluk var mı dünyada, böylesine bir oran var mı? "Ben iş bulsam çalışırım ama iş bulamayacağım için aramıyorum." diyen milyonlarca insanın olduğu bir ülke var mı dünyada? Bunlar bana kalırsa çok büyük ayıptır. İşsizlik oranlarıyla bu kadar yalan söyleyen bir Hükûmet cumhuriyet tarihinde gelmedi. Çok açık söylüyorum, bunu düzelttirin. Böyle hesap olmaz, bu bir.

İkincisi, kazalarla ilgili konu. Şimdi, bakınız, arkadaşlarım ifade ediyor bu iş kazalarıyla ilgili. Hep ölüm rakamları veriliyor, uzuv kaybetmeden hiç bahsedilmiyor. Uzuv kaybetme çok yüksek.

ADNAN KESKİN (Denizli) - Bahsettik.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Siz kesin bahsettiniz, onu duydum.

Yılda 800 ila 1.000 işçimiz uzuv kaybediyor, olağanüstü yüksek bir rakam. Şimdi, bununla ilgili de önlem gerekiyor.

Şimdi, 4 Eylül 2014 tarihinde, 62'nci Hükûmet Programı hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Genel Kurulda konuşurken dedim ki: Her gün ortalama bir işçi inşaatta ölüyor, her gün. 4 Eylül 2014. 6 Eylülde ne oldu, hatırlıyor musunuz, 6 Eylülde ne oldu? Aynı şey oldu.

Şimdi, bakınız, hep madencilik ve madencilikle ilgili alınacak önlemler konuşuluyor. İnşaatlarda inşaattan düşme sayısı olağanüstü yüksek. Sadece asansör değil, inşaattan düşme. Şimdi, inşaatlarla ilgili ne yapıyoruz? Niye bizde inşaat, maden ve tersanelerde bu kadar işçi kazası var, neden?

Şimdi, bakın, açık konuşalım. Bunun nedeni teknoloji.

BAŞKAN - Sayın Güneş, toparlayın lütfen.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Türkiye'deki maden kazalarının çok yüksek olmasının temel nedeni madencilikte uyguladığımız teknoloji, çok geri bir teknoloji. Bu kadar işçiyi bu kadar yerin dibine bu kadar ilkel teknolojiyle sokarsanız tabii ki ölürler. Teknolojiyi değiştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla, biraz önce arkadaşlarımın söylediği eleştiriler doğru. Orada hem yönetsel bir değişiklik lazım -mutlaka- hem teknoloji değişikliği lazım. Eğitim önemli.

Bir konuyu daha söyleyeyim: Ben açıklamıyordum açıkçası. Çünkü yani daha önce bulunduğum sektörle ilgili, fakat dün basında gördüm. Ben Türkiye'de dünyanın en büyük risk yönetim şirketinin uzun yıllar başkanlığını yaptım, uluslararası bir şirket tabii. Biliyorsunuz, bir tek Türkiye ve Polonya'daki madenler sigortalanamıyor. Rezalet bir durum değil mi? Yani, hepsi sigortalanabiliyor. Bu iki ülkeye Lloyd's piyasasında sigorta bulamıyorsunuz. Diyorlar ki: "Türkiye'yi elleme, rezalettir. Orada büyük kazalar olur." Şimdi, bu bilinen bir gerçek. Bu bilinen gerçeğe rağmen hiçbir risk yönetimi olmaması büyük bir zafiyet.

BAŞKAN - Sayın Güneş, lütfen toparlar mısınız. Son sözünüzü alayım.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Şimdi, eğitim önemli, şu önemli, bu önemli ama mutlaka teknolojik değişimi getirmeniz lazım. Biraz önce bir arkadaşım söyledi: Evet, sözleşme yapılıyor. Sözleşmeyi siz denetliyor musunuz? Sözleşmede iş güvenliğiyle ilgili neler konulmuş, denetliyor musunuz? Kamunun orada büyük sorumluluğu var. İş kazalarıyla ilgili, açıkça ifade edeyim ki Türkiye'de şu anda getirdiğiniz, Hükûmetin getirdiği yasal önlemler iş kazalarını indirici düzeyde değil. Sadece birtakım palyatif önlemler geliyor. İşte, şapkasını taksın da bilmem ne olsun. Bu teknolojik yapıyla her zaman kaza olur. Dedim ya siz mi yaptınız o konuşmayı diye. "Evet." dediniz. O konuşma doğru bir konuşma ama o konuşmanın gereğini Hükûmet olarak yapmanız gerekir. Eğer o teknoloji yoksa o zaman o madenleri toptan gözden geçirin çünkü o kazalar olmaya devam edecektir. Sizin ona baret vermeniz veya oksijen tüpü vermeniz veya, işte, maske vermeniz, bunlar palyatif önlemlerdir. O teknoloji ölüm getirir. Almanya'da bu teknoloji yok, Güney Afrika'da da bu teknoloji yok. Büyük makinayı yukarıdan...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Son cümlenizi alayım lütfen.

HURŞİT GÜNEŞ (Kocaeli) - Dolayısıyla, toparlamak istersem, Hükûmetiniz maden kazaları konusunda gaflet içindedir, işsizlik konusunda ve veri vermede ise yalan söylemektedir.

Teşekkür ediyorum.