| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Aydın Milletvekili Mustafa Savaş ve 71 Milletvekilinin; Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4892) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .01.2023 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları, değerli sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşlarının temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, öncelikle belirteyim ki çok üzüldüğüm bir kanun teklifini görüşüyoruz. Gerçekten, Mustafa Bey çok sevdiğim, değer verdiğim, çok kıymetli bir arkadaşımız; keşke onun teklifi olmasaydı bu çünkü birçok sıkıntıyı da beraberinde getiren bir teklif bu. Arkadaşlar, muhakkak ki konut sektörünün, inşaat sektörünün desteklenmesi lazım. Özellikle 2022 yılında inşaat sektörü büyümede geri kaldı; 1'inci ve 2'nci çeyreklerde büyümenin altında kaldı büyümesi, 3'üncü çeyrekte de 14-15'e yakın negatif bir büyüme söz konusu hatırladığım kadarıyla. Dolayısıyla muhakkak desteklenmesi lazım ancak desteklerken devleti yok etmek olmaz arkadaşlar. Bu memleketi, bu ülkeyi seviyorsak, milliyetçi, vatansever, yurtseversek bu şekilde olmaz gerçekten de. Bu şekilde, ülkeyi, ekonomiyi yok ediyoruz; gelen bu kanun teklifleri epeyden beri, gerçekten, ülkeyi yok eden, tam bir yıkım ekonomisi uygulayan kanun teklifleri.
Bakın, Mustafa Bey dedi ki: "İşte, bütçe performansımız başarılıdır, son yirmi yılın en iyi bütçe performansı." Şimdi, son yirmi yılın en iyi bütçe performansı... 130 milyar mı açık verdik 280 milyar açık vermek gerekiyorken? Peki, bütçe açık vermezse ne olur? Borçlanmazsınız, onun için bütçenin açık vermemesi, düşük açık vermesi iyi bir şeydir borçlanmadığınız için. Peki, biz ne kadar borçlandık? 493 milyar borçlandık. "Bütçe açığı küçük."müş, peki, niye borçlandık? Bütçe açığının küçük olmasının sebebi, güzel tarafı bütçe açığının küçük olmasıyla borçlanmanın küçük olmasıdır. Biz 493 milyar borçlandık, ne kadar küçük olursa olsun. Niye fazla borçlandık? Çünkü seçimde kullanacağız o parayı. E, o zaman ne esprisi kaldı? 280 milyar değil, 130 milyar değil burada yazıldığı gibi, demek ki 493 milyar gerçek açık söz konusu o kadar borçlandığımıza göre. Kendimizi niye kandırıyoruz? Onun haricinde söyleyeyim ki bu borçlanma, bütçede gösterilen rakam yıl içerisinde eylülden itibaren birkaç kere aşıldı, yıl sonunda 130 milyara denkleştirildi. Buna rağmen böyledir yani yıl içerisinde aşıyor ödemelerle, ondan sonra denkleştiriliyor. Hâlbuki bana göre, onun da bu usulle olmaması lazım, o da yanlış. Yani dolayısıyla son yirmi yılın en iyi bütçe performansı söz konusu değil arkadaşlar; bir.
İkincisi: Dediğim gibi, konut sektörünü desteklememiz şart. İnşaat sektörü sıkıntıda, Türkiye'nin lokomotif sektörüdür inşaat, desteklenmesi şarttır, çok önemli bir konu ancak bu şekilde olmaz. Siz bütçeye ne olduğu, ne kadar olacağı belli olmayan -ama sınırı getirilmiş- 442 milyarlık ilave bir yük getiriyorsunuz. Nasıl getirilir böyle ilave bir yük? 659 milyardır 2023'ün bütçe açığı "442 milyar daha gelebilir." Ne oluyor? 1 trilyon 101 milyar olabilecek, 1 trilyon 101 milyar olabilecek arkadaşlar. Bunu niçin yapıyoruz? Niye bu usulle getiriyoruz bunu? Bu inşaat sektörünün desteklenmesiyle ilgili, müteahhitlere ve konut alacaklara gidecek parayla ilgili olarak da bütçeye yeni bir ödenek ekliyoruz bu tutarda ve bu konuda Meclisin, Türkiye Büyük Millet Meclisinin yetkisi olduğu hâlde bunu bütçe kanunuyla ilaveten yapmıyoruz ama götürüyoruz, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'da değişiklik yaparak yapıyoruz. Bakın, hiç konutla ilgili, inşaatla ilgili... Bu geçici maddenin numarası 37'dir, geri kalan 36'da böyle, buna benzer bir hüküm var mı? İlk defa düzenleniyor böyle bir şey. Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında -Kanun'un adı üzerinde ya-amacına, 1'inci ve 2'nci maddesine bir bakın. Bu kanun teklifi bunun için mi getirilir, burada mı düzenlenir bu? Ayrıca bakın, bu kanun teklifi 3 sayfa, bu kanun teklifinin en az 5-6 maddeden oluşması gerekiyor. Böyle toplu "1 madde getirdik." diye getirilir mi? Bu, usul müdür? Ve burada getirilen ayrıntılar sadece bürokratı korumak amacıyla getirilmiş. Biliyorsanız bürokrasiyi, kanunu bir okuyun, bürokrat kendisini korumak amacıyla getirmiş. Bunun uygulaması sorunlu, sıkıntılı olacaktır. Bürokrat sadece kendisini korumak amacıyla getirmiş ama önemli yanlışlar var.
Gerçek kişinin hane geliri... Şimdi, şurada, 3'üncü bendin (a) fıkrasında söylüyor: "Gerçek kişinin hane geliri" Nedir? "Gerçek kişinin hane geliri" diye bir gelir duydunuz mu siz? TÜİK'in ya da bir başka kamu kurumunun tespit ettiği böyle bir şey var mı? "Gerçek kişinin hane geliri" Yok böyle bir şey, böyle bir kavram yoktur; bunu nasıl tespit edeceğiz? "Gerçek kişinin hane geliri." "Hane halkı geliri" falan da demiyor. Yani onunla ilgili de epeyden beri çalışma, tespit yok da ama böyle "Gerçek kişinin hane geliri" diye bir şey tespit edilmemiş şimdiye kadar.
Şurada, 6'ncı fıkrada diyor ki: "Hazine ve Maliye Bakanlığınca bu madde kapsamında -altını çiziyorum- sağlanan finansmanın menkul kıymetleştirilmesi amacıyla bu Kanunun 2 inci maddesinde..." Hangi kanunun 2'nci maddesi? 4749'un 2'nci maddesi mi, yoksa bunun 2'nci maddesi mi? Bunun 2'nci maddesi yok, bu 1 madde, 2'nci maddesi, yürürlük maddesi.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - 4749'u mu kastediyor burada?
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - 4749.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - 4749'un 2'inci maddesi ise "...sayılan kuruluşlar ve bunların kuracağı fonlara ikrazen..." Orada sayılan kuruluşlar, 2'nci maddedeki kuruluşlar mı? "...bunların kuracağı fonlara..." Onlar mı fon kuracaklar yani belediyeler vesaire? Bir dakika yani bunları izah etmeniz gerekirdi, bunları düzenleyen arkadaşların bunlarla ilgili notlar vermesi gerekirdi; bunu anlamak mümkün değil.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Onlara geleceğiz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bunları not edelim, söz verdiğimde açıklayalım lütfen.
MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Açıklayacağız.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, buradan bir para yaratılmaya çalışılıyor, bütçe kullanılarak bir para yaratılıyor ve bütçe kanunu rezil ediliyor. Diyor ki: "Evet, bütçeye bir ödenek konacak, 400 küsur milyar ödenek konacak ama bu, açık olarak hesaplanmayacak." Bunun için "Devlet iç borçlanma senetleri tutarı bu Kanunun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesi kapsamında yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile belirlenen limitin hesaplanmasında dikkate alınmaz." Niye dikkate alınmaz ya, niye dikkate alınmasın? Kanunda "Dikkate alınır." diyor, bunun için niye dikkate alınmayacak? Yani borçlanabilecek. "Varlığa dayalı menkul kıymetlerin değerinin belirlenmesine, bu menkul kıymetler ile ilgili yapılacak işlemlere ilişkin usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkilidir." Yani keyfekeder bir yetki veriyoruz. Limiti belli değil, usulü esası belli değil, Hazine ve Maliye Bakanlığına bir yetki veriliyor; bir şeyler çıkarılacak, bürokrasi de sağlam. Ya, nasıl ve niçin? Yani vıdımık çıkarılıyor, DİBS çıkarılıyor ve bu ödenek yazılıyor, bu da ödenek yazılıyor. Ya, böyle bir şey duydunuz mu Sayın Başkanım, siz Bakanlık yaptınız, Türkiye Cumhuriyeti'nde, Türk devlet geleneğinde var mı böyle şeyler? Ha "Önemli değil." diyorsanız, tabii ki önemli değil, hiç önemli değil o zaman, siz "Önemli değil." diyorsanız. Bunlar çok önemli şeyler, ya askerden kaçmaktan daha önemli şeyler bunlar.
Konut meselesi çok önemli. TÜİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması'na göre 2002 yılında -yani Ekrem Bey dedi de "Biz bu kadar konut yaptık." diye- konut sahipliği oranı yüzde 73'tü, 2022'de bu oran yüzde 55 düzeyine geriledi, bu kadar çünkü herkes şehirlere, Türkiye'de 20 metropol var buraya gidiyor, İstanbul doldu, taştı artık; niye bu teşvik yapılıyor İstanbul'a? Bakın, inşaat sektörünü destekleyelim ama İstanbul'da değil, Ankara'da değil -bunlar hadlerini aştı- başka yerlerde desteklenmesi gerekiyor. Niye İstanbul'u... Bu bölgeselciliği yapıyoruz. Bütün yatırımlar İstanbul'a, bütün kamu-özel işbirliğiyle olan yatırımlar bakın, İstanbul'a ve Marmara Bölgesi'ne, doğru mudur bu arkadaşlar?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayın lütfen, süreniz doldu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim.
Yani bir şeyler yapıyoruz, doğru yapalım. İnşaat sektörünü bu şekilde destekleyemeyiz, bölgesel kalkınma bu şekilde olmaz, bunlar hep yanlış işlerdir. Seçim öncesi getiriyoruz, bütçeyi altüst ediyoruz, ekonomiyi altüst ediyoruz. Sıkıntı var. Bakın, Türkiye'de en son bina sayımı 2000 yılında yapıldı, o yıl tespit edilen bina sayısı 7 milyon 838 bin 675 oldu, yirmi iki yıldır sayım yapılmadı, yirmi iki yıldır. Şimdi de 12 milyon bina var -tahmin ediliyor bu da- ama nüfus da 67 milyondan 84 milyona çıktı, 10 milyon da yabancı geldi. 10 milyon yabancı geldi yani sığınmacılar var, bir de yabancılar gelip konut alıyor ve bu konut arzının çok daha fazla olması lazım ama İstanbul'da mı olması lazım? Değil. Bunlar yanlış, yanlış işler, üst üste yanlışları koyuyoruz, yanlış yapıyoruz arkadaşlar.
Şimdi, Mustafa Bey, özellikle rica ediyorum; şimdi, ne kadar konut stoku var? Bilmemiz lazım, konutla ilgili bir şeyler yapıyoruz. Nerelerde bu konut stoku yani şu an müteahhitlerin elinde olan konut stoku nerelerde? Bunlar kaçar metrekare? Lüks konut mu? Bunları bilerek bunları yapmamız lazım, destekleri de buna göre vermemiz lazım, özellikle destekleyeceklerimizin de düşük geliri olan kesimlerin olması lazım. Türkiye'de artık, ücretli olan, işçi olan, memur olan bundan sonra ev alamaz arkadaşlar, o hâle geldi. Bunlara çare bulmamız lazım, hep beraber sorumluluğumuz var, bu konulara çare bulmamız lazım. Bunları buraya yatırmadan, bunları konuşmadan bu konular nasıl getirilir? Ve çok önemli bir iş yapıyormuşuz gibi, hâlbuki altüst ediyoruz, bütçemizi de altüst ediyoruz, kurallarımızı da hukukumuzu da Anayasa'mızı da altüst ediyoruz bunu yaparken, yapmayalım lütfen, yapmayalım; yanlış işler yapıyoruz.
Teknik olarak da -Sayın Başkanım sürem yetmiyor ama- sormam gereken birçok konu var. Bütçeye bir ödenek ilave ediyor Hazine ve Maliye Bakanlığı; süresi, nasıl olacağı, miktarı tam belli değil, yüzde 5'le sınırlama var ama miktar belli değil, keyfekeder biraz. Peki, ondan sonra neye göre bu vıdımık çıkarılacak, DİBS çıkarılacak? Neye göre ihraç edilecek? Ne zaman yapılacak bütün bunlar?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu soruları not edelim, topluca cevaplayalım lütfen.
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bunların nasıl etkileri olacak? Bunların ekonomik yönden de değerlendirilmesi lazım. Maliye Bakanlığı bunlarla ilgili ödenek ilave etmeye, tertiplere, eklemeye; nerede, nasıl çıkarılacağını, vesaire özelliklerini belirlemeye falan yetkili. Bunlar doğru işler değil arkadaşlar.
Sonuçta, konut sektörünü destekliyorsak yer seçimi konusunda ve desteklenmesi gereken ihtiyaç sahipleri konusunda daha detaylı bilgilere ihtiyacımız var.
Sayın Başkanım, çok teşekkür ediyorum.