KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hazırunu saygıyla selamlıyorum.

Mustafa Bey, bu teklifi getirmişsiniz, teşekkür ederiz; arkadaşlarınız da imzalamış ancak... Bir bankacısınız siz tabii ki, ama pek çok konuda da bir bankacının, -bir banka yöneticisisiniz geçmişte, bir finansman uzmanısınız ama- finansman uzmanlarının dahi sahadan haberdar olmaları gerekir yani ilgilendikleri sektörlerde -öyle değil mi- en fazla bilgi sahibi olması gerekir. Bilmiyorum siz nerede oturuyorsunuz yani oturduğunuz yerde konut fiyatlarından herhâlde haberiniz vardır. Yani geçtiğimiz yıl ortalama 1 milyon lira olan evlerin şu anda 3 milyon lira olduğunun farkında mısınız, değil misiniz, bilmiyorum. Bir emlakçıyla herhâlde, bu yasa teklifi geldiğinde, konut fiyatları ne durumda diye görüşmüşsünüzdür.

İkinci olarak da eğer kirada oturuyorsanız da kiranın farkındasınızdır. Benim mal sahibim bana yüzde 200 zam yapma talebinde bulundu. Ben bunun ciddi anlamda farkındayım ve "Yoksa çık." dedi. Mesela, bana yüzde 200... Yüzde 25 kanun çıkardı Meclis. "E, Sayın Vekilim, sen 'Enflasyon yüzde 200.' demiyor musun? 'Gerçek enflasyon yüzde 70 değil.' demiyor musun?" dedi, yüzde 200 zam talebiyle karşı karşıya bıraktı beni ve tüm kiracılar da bu anlamda bunu yaşıyorlar. Yüzde 200, yüzde 300 zam talepleriyle karşı karşıyalar ve büyük şehirlerde, Mustafa Bey, şu anda 10 bin liranın altında oturulabilecek ev yok. Ya, bu neye tekabül eder? Bir barınma krizine tekabül eder. Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük barınma kriziyle karşı karşıyayız. İddiayla söylüyorum bakın, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir barınma krizi yaşanmadı. Belli mahallelerde on yıllar boyunca oturan yurttaşlarımız şu anda o mahallede oturamıyorlar. Kiralarını karşılayamadıkları için ya başka mahallelere taşınıyorlar ya başka illere taşınıyorlar; bunun farkında mısınız bilmiyorum; bu bir krizdir.

Şimdi, bu krize karşı -Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız var, bilmiyorum onlarla birlikte mi çalıştınız bu yasayı, Sayın Bakan Yardımcımız da burada- Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız -maalesef diyorum, bütçede de aynısını söyledim- bu meseleye yalnızca konut üretme vizyonu olarak bakıyor. "Ya, barınma krizi varsa benim konut üretmem lazım." Allah, Allah! Şimdi, memlekette 28 milyon konut var yaklaşık olarak -Sayın Bakan Yardımcısından onun detaylarını da rica ettim- mesela 28 milyon konuta 85 milyon kişi oturur mu diye baktığınızda, oturur. Yani 28 milyon x 4 yapsanız, 112 milyon kişi oturur, x 3 yapsanız da 80 küsur milyon kişiyi yani 80 milyon kişiyi oturtursunuz ama "Memlekette konut krizi var." deniliyor, neden biliyor musunuz arkadaşlar? Çünkü konut bir barınma aracından çok bir yatırım aracına dönüştü, özellikle son iki yılda. Bu epistemolojik heteredoks nöroekonomi politikaları millete dedi ki: "Ya, sen paranı TL'de tutma, paranı bankada tutma." Niye? "Çünkü enflasyon yüzde 150, yüzde 200. Bu epistemolojik politikalarla biz mevduata yüzde 10, yüzde 15 faiz vereceğiz, sen git paranı başka yere götür." Ya, dolara gitti, doları patlattı ya altını patlattı ya da konutu patlattı. Millet gayrimenkule doğru yöneldi çünkü gayrimenkulü bir yatırım aracı olarak gösterdiniz ve siz de biliyorsunuz, fiyatı yükselen şeye doğru koşar yurttaşlarımız, öyle değil mi? Yani bir yılda yüzde 100, yüzde 200 fiyatı artmış şeye "Aman bak, burada bir daire var, bunu kapat, bu sene 2 milyon, seneye 4 milyon." deyip oraya koşar ve buna kimler koşabiliyor Mustafa Bey? Bu dar gelirli yurttaşlarımız mı koşabiliyor? Hayır, parası olan koşuyor. Yani 3 evi, 5 evi, 10 evi, 50 evi olan "1 evde daha alayım, 5 ev daha alayım, 10 evde daha alayım." diye buna koşuyor. Başka kim koşuyor? Yurttaşlarımız yoksullaştı. Ya, ben yabancı yatırımcıları görüyorum, 10 milyon dolar, 20 milyon dolar, 50 milyon dolarla piyasaya giriyor. E, işte Avrupa'da diyelim ki konut 1 milyon euro, burada 200 bin euroya daire var, ne güzel. Geliyor burada ev kapatıyor; kapatıyor da kapatıyor, bir de nereden buldun diye de onlara sorulmuyor çünkü kara para merkezi olduk. Vergisiz kazanılan çeşitli ülkelerdeki paralar buraya getiriliyor ve konut piyasasına giriyor. Ya, şimdi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın bu duruma dair herhangi bir regülasyon önerisi var mı arkadaşlar? Şuraya, bu durumu, bu yakıcı durumu regüle edecek bir yasa teklifiyle geldiler mi, bir reformla geldiler mi?

Antalya'ya gidiyor... Şimdi, Antalyalı Ahmet, Mehmet, Agop, Ayşe, Fatma evini alamayacak; Hans gelecek, George gelecek, İgor Rusya'dan gelecek, oradaki evleri kapatacak. Şimdi, Antalya'da fiyatlar şişmiş, 1 milyonluk ev 5 milyon olmuş, 10 milyon olmuş; Çevre Bakanlığımız izliyor, Hükûmet izliyor bu durumu. Ya, Kanada ne yaptı biliyor musunuz? Belki Sayın Çevre Bakan Yardımcımızın haberi vardır, yabancıya satışı yasakladı. Niye? Fiyat çok şişti diye. "Kore'den, Çin'den insanlar geliyor, evleri alıyor, benim yurttaşım alamayacak bu evi, 200 bin dolarlık ev 600 bin dolar oldu; yasaklıyorum arkadaş, taki bu fiyatlar dengeye gelinceye kadar yasaklıyorum." dedi. Ya, ben komple yasaklayalım da demiyorum. Bakın, belli illerde bir şişme var, özellikle batı illerinde yabancıların bu alana girmesinden dolayı korkunç bir şişme var; belli illerde yasaklamalar gündeme gelebilir. Bununla ilgili bir yasa çıkarmalıyız, yürütmeye yetki vermeliyiz. Belli iller veya belli ilçelerde yasaklanır. Niye bu kadar şişiriyorsunuz? Niye bizim yurttaşımızın ulaşamayacağı yere getiriyorsunuz? Ya, yurttaşlarımızın bir hayali vardır, nedir arkadaş? "Ya, çocuğumun bir evi olsun, bir de arabası olsun." diye bir hayali vardır. Hangi eve giderseniz gidin, hayal budur. Millet evlenemiyor, biliyor musunuz? Sayın Cumhurbaşkanı 3 çocuk istiyor ama 3 çocuk için önce evlenmesi lazım, gençler evlenemiyor hem resmî olarak evlenemiyor hem de evlenemiyor, ev sahibi olamıyor. Bunun farkında mısınız? Şimdi bu durumu regüle etmemiz gerekmiyor mu değerli arkadaşlar? Bakın, size söylüyorum, 28 milyon ev var. İspanya, Portekiz diğer Avrupa ülkeleri ne yaptı biliyor musunuz? Orada da yatırım amacı için kullanılan, boş tutulan evler vardı "Ben, evini boş tutana emlak vergisini 2 katı artırıyorum, 3 katı arttırıyorum; bir yıl daha boş tutarsan 5 katına kadar arttırıyorum." dedi ve boş tutmayı caydırdı. Şimdi, boş tutmak nasıl caydırılır? Belli regülasyonlarla caydırılır değil mi? Evini boş tutuyorsan arkadaş, emlak vergisini yüzde 2 ödüyorsan, binde 2 ödüyorsan binde 4, binde 8, yüzde 1'e kadar çıkarırsın boş tutmayı caydırırsın ve piyasaya sürersin. İkinci olarak ne yaparsın? Birinci evini alan gençlerimize alım satım vergisini sıfırlarsın. Biz bunu yapacağız. İlk evini alana alım satım vergisi sıfır özellikle hiç evi olmayanlardan bahsediyorum. 2'nci evi alana "Bir dakika, sen ikinci evini alıyorsun, bu senin ihtiyacın değil ki ev ihtiyaçtır." dersin. Alım satım belgesi yüzde 2'yse biz senden yüzde 4 alıyoruz diyeceğiz. 3'üncü evini alana yüzde 4 de değil, yüzde 10 alıyoruz diyeceğiz, yüzde 10. Cemal Bey, ben size sorarım, yüzde 10 vergi gelirse kim ev alır? 3'üncü evini alana yüzde 10 vergi koyduk, alır mısın evi? Almazsın, gidersin "Bunu yatırıma çevireyim." dersin değil mi? Böylece de paranın ranta değil, üretime akmasını sağlarsın. Ya, memlekette bin tane evi olan var Cemal Bey, bin tane, bak, bin tane tapusu olan var. Ya, böyle bir şey olabilir mi? Yurttaşlarımız barınamıyor, birileri bin tane ev alıyor. Ne oluyor? Mustafa Bey, fiyat şişiyor. Arz talep dengesini bilirsin yani bu anlamda fiyat şişmişse birileri o eve ulaşamaz. O noktada kim devreye geçer? Vicdanlı vekiller devreye geçer ve bu alanı regüle ederler. Bu yasa regüle ediyor mu? Ne diyor? "Ev ihtiyacı var, ben teşvik vereceğim." Mustafa Bey, sizin getirdiğiniz bu yasa neye yol açtı biliyor musunuz? Gelmeden hiç emlak sitelerine baktınız mı? Ben baktım. Emlakçılarla görüştünüz mü? Ben görüştüm. "Konut fiyatları bu yasa teklifi çıktığında yüzde 20 daha fazla arttı. "Yani bir yıl önce 1 milyon lira olan ev 3 milyon lira olmuştu, şimdi bu yasayla birlikte 3,5 milyon liraya, 4 milyon liraya çıktı evlerin fiyatları." Hadi buyurun, siz "Teşvik getirdim, 50 bin, 70 bin." diye liste getirdiniz ya bize; e, fiyatlar 500 bin lira arttı, kim kazandı? Müteahhitler Birliği kazandı, o da kazanırsa ayrı. Kim kaybetti? Yurttaşımız kaybetti. "50 bin lira, 100 bin lira teşvik vereceğim." diyorsun, öbür yerde evin fiyatını 500 bin lira, 1 milyon lira artırıyorsun. Ya, Allah'ınızı severseniz, şu arz talep meselesini iktisatta siz de okudunuz ben de okudum değil mi? Arz yoksa, sen yeni talep yaratıyorsan fiyatlar ne olur? Bir de arzı nereye yönlendirdiğimiz önemli. Niye biz İstanbul'u teşvik ediyoruz; Ankara'yı, İzmir'i teşvik ediyoruz ya? Niye yurttaşlarımızın köyüne yatırım yapmıyoruz, kasabasına yatırım yapmıyoruz; Giresun'a, Bayburt'a, Bitlis'e, Ağrı'ya yatırım yapmıyoruz da onların orada kalmasını sağlayacak yatırımlar yapmıyoruz da "Arkadaş, gel büyük şehre..." İstanbul 20 milyon olmuş... Bak, söylüyorum, kuraklık var; bu yaz İstanbul susuz kalacak. Kar yok ya. Bırak İstanbul'u, Ankara da susuz kalacak, İzmir de susuz kalacak, diğer illerimiz de susuz kalacak. Hâlâ diyorsun ki: "Ben İstanbul'a teşvik veriyorum, müteahhit İstanbul'a ev yapsın." Yazık değil mi ya, bunu regüle etmemiz gerekmiyor mu? Sayın vekilim, bu meseleye makro boyutta bakacak bir yapısal reform yapmamız gerekmiyor mu? Bakın, size söyleyeyim, kır boşalıyor Sayın Vekilim, kır. Siz Aydınlısınız, kır boşalmadı mı Aydın'da, köylerimiz boş değil mi? Trabzon'un köyleri boş, Diyarbakır'ın köyleri boşalıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Normal süreniz bitti, tamamlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Birkaç dakika rica ediyorum.

Diğer illerimizin köyleri boşalıyor. Ya, Avrupalı ne yapıyor biliyor musunuz? Köyde kalmayı teşvik ediyor yani kırı sağlam tutmayı teşvik ediyor. Bak, iddiayla söylüyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük beka meselesi nedir biliyor musunuz? Kırın boşalmasıdır, köyün boşalmasıdır. Köyden yurttaş bir kere çıktı mı geri dönmez Sayın Bakan Yardımcım. Kırı teşvik etmeniz lazım, köyleri ihya etmemiz lazım hep beraber, hayvancılığı, tarımı güçlendirmemiz lazım. Bütçeden kaynakları, kıra ve geri kalmış illere teşvik etmemiz gerekiyor. Yurttaşımızı orada tutacak yatırımlar, master planlar yapmamız gerekiyor.

Yani 20 milyonluk bir İstanbul'da su biterse ne olur biliyor musunuz? İnsanlar birbirlerine girerler, anarşi çıkar. Su olmazsa 20 milyonluk İstanbul'da, ne olur? Yani bu anlamda değerli arkadaşlar, başka bir önerim daha var, yapısal reform anlamında. Gidin, Kuzey Avrupa ülkeleri ne yapıyor biliyor musunuz? Konutların yarısını kamuda tutuyorlar, kamu. Yani satmaya çalışmıyor, dar gelirli yurttaşlar için konutların yarısını kamuda tutuyor, dar gelirliye tahsis ediliyor; işsiz kalmışa, dar gelirliye, fakire fukaraya tahsis ediyor, biliyor musunuz? Ya, bu konutları biz yapalım, biz tahsis edelim dar gelirliye yani işsiz kalmışa, dar gelirliye. "Konut tahsisi projesi" diye bir proje niye oluşturmayalım arkadaşlar?

Bak, diyorsunuz ki: "Bu projeyle 1 milyon liraya ev var." Mustafa Bey, nerede bu 1 milyon liraya ev ya? Sizin piyasadan hiç haberiniz yok, ben size söyleyeyim. Nerede? Varsa gidip alalım, ben müşteri buluyorum size. 1 milyon liraya sıfır ev. Sayın Müteahhitler Birliği Başkanımız, Yöneticimiz, 1 milyon liraya ev nerede var? Nerede yaptınız sıfır ev, 1 milyon liraya? 1 milyon liraya kaba inşaatını ancak yaparsınız. Kaba inşaat mı satıyorsunuz? İçini yapmayacak mısınız bu evin?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Mustafa Bey "sıfır ev" demedi.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, "1 milyon lira ev" dedi. "1 milyon liraya ev" dedi.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - E, Mustafa Bey ne dediğini biliyor.

ORHAN YEGİN (Ankara) - 1 milyona sıfır ev metrekaresine göre var.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya ama "1 milyon liraya ev" diye taksit belirledi.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Biliyor ne dediğini.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Sayın Paylan, benim söylediğim örnek kredi tutarıyla ilgili örnekti.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Allah Allah! 1 milyon liraya ev mi var?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Var, var, ben götüreyim sizi alacaksanız.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Belki de vatandaşın tasarrufu vardır.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yapmayın ya! Ama siz "evi olmayana, dar gelirliye" diyorsunuz.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Eğer taahhüt ettiğiniz gibi... Var öyle müteahhitler, götüreyim sizi, 1 milyona sıfır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Topluca cevap verirsiniz.

Teşekkür ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz "dar gelirliye" diyorsunuz, Mustafa Bey.

Şimdi, 1 milyon liraya ev yok, 3 milyon lira oldu sizin yüzünüzden evlerin fiyatları; 3 milyon. 3 milyon lira olursa 13.500 lira taksit oluyor. Hadi, nasıl kira öder gibi ya? 13.500... Asgari ücret 8.500 lira olacak, 13.500 lira taksit ödeyecek.

ORHAN YEGİN (Ankara) - 1 milyona sıfır ev var ama 1+1.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, söz verdiğimde fikirlerinizi söylersiniz. Herkes fikrini ifade etsin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yurttaşımız 3 milyon lira kredi olursa 13.500 lira taksit ödeyecek. Kim ödeyecek bunu ya? Yurttaşlarımızın üçte 2'si asgari ücretli. E, geri kalan da karnını doyurmaya çalışıyor, kirasını ödüyor, mutfak masrafını karşılıyor. Kim ödeyecek biliyor musunuz, size söyleyeyim. Yine zengin ailelerin çocukları alacak bu evleri, iddiayla söylüyorum. Zengin aileler...

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Zengin ailenin evi vardır zaten.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - AVM'si olanı bile bu projenin dışında bırakmamış Mustafa Bey. "Evi olmayacak." diyor.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - AVM'si olanın evi vardır zaten.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Söz verdiğimde fikirlerinizi söylersiniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - AVM'si olan bile bu projeden yararlanacak. İş yerleri olacak, bir kişinin AVM'si olacak, gelecek 0,69 faizle Müteahhitler Birliğinden daire alacak. Hadi, buyurun. 13.500 lira taksiti kim ödeyecek Mustafa Bey? O da üç yıl için, sonra bugünkü rayiçlerle 20 bin, 25 bin liraya çıkacak taksitler. Kim ödeyebilecek bunu? Gariban ödeyebilecek mi? Biz sosyal devletsek garibanlara dönük sosyal konut projesi yapmamız gerekiyor Mustafa Bey, bunun farkında mısınız? Yani arz-talep dengesi bu kadar bozulmuşken İstanbul, Ankara, İzmir bu kadar şişmişken bütün bunları yok sayan, maliyetleri yok sayan, fakir fukarayı desteklemeyen; kırı, köyü desteklemeyen böyle bir yasa teklifi olabilir mi? "0,69 faizle kredi veriyorum." Kim verecek bu krediyi? Bankalar Birliği burada olsa soracaktım Sayın Başkan. Özel bankalardan hiçbir tanesi vermeyecek, iddiayla söylüyorum. Özel bankalardan hiçbir tanesi vermeyecek, kamu bankaları eliyle vereceksiniz. Kamu bankaları eliyle bu projeyi verirken de eğer vereceksek görev zararı yazacaksak bu konuda en dar gelirliyi, konuta ulaşamayanı desteklememiz gerekiyor.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Zaten onu destekliyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Zaten orta gelirli, AVM sahibi, fabrika sahibi, dükkânı var... Arkadaşlar, bir sürü insan ev almıyor. "İş yerime para yatırırım." diye ev almıyor, iş yeri sahibi ama ev sahibi değil. Diyorsunuz ki: "Kardeşim AVM sahibi de olsan ben sana bu şeyi veriyorum, fabrika sahibi olsan da veriyorum." "Yalnızca tek şart konut sahibi olmaman." diyorsunuz; bunu kabul etmiyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tek şart değil galiba izah edecektir Mustafa Bey.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır, böyle, böyle.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Gelir limiti de var orada.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, şimdi, fabrikası olabilir ama yatırım yapıyorsa şirketler zarar gösterirler, biliyorsunuz. Yatırım dönemindeyse şirketler, zarar gözükür; öyle değil mi? Para dağıtmaz ama onun serveti olabilir, böyle bir projeden yararlanabilir. O açıdan, baştan sona yanlış olan bu projeye biz muhalefet ediyoruz. Arkadaşlar, yapmamız gereken, buraya yapısal bir reform getirmek. Gelin, bu barınma krizini bütün boyutlarıyla değerlendiren bir yasa teklifine çalışalım; bu saçma finansman projeleriyle, fiyatları patlatan projelerle uğraşmayalım.

Teşekkür ederim.