KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sayın Savaş'ın sunuşundan birçok kavram not ettim ama ikisini telaffuz edeceğim şimdi. Bir "sürdürülebilir konut hakkı", "konut arzı"; iki "bankacılık mevzuatınca kredi verilebilir yurttaş". Şimdi, tabii, aslında konut hakkı açısından ne ölçüde yaklaşıldı acaba diye aradım ama ne metinde görebildim onu ne de sizin sunumunuzda görebildim. Şimdi böyle olduğu için aslında amaç gerçekten desteklenmeli, belirttiğiniz kavramlar açısından da desteklenmeli ama tabii ki "konut hakkı" deyince o zaman yoksulların, asgari gelire sahip olan kişilerin, Anayasa madde 57'nin kenar başlığında olduğu gibi, konut hakkına yönelik bir düzenleme diye düşündüm, öyle olmalıydı ve tabii, devlet, bu ihtiyacı gidermek için gerek bir el olarak gerekse toplu konut yoluyla bunu karşılaması... Bu, bundan uzak. Ama şimdi amaç araç ilişkisi; amaç tam konulmamış ama konulmuş olan amaca bu araçla ulaşılabilir mi? O, şu bakımdan sorunlu...

Sürekli dile getirildi: "Sayı bizde, hâliyle haklılık da bizde." Tabii, bunu siz söylüyorsunuz diye değil, buradaki konuşmalardan anladığımız bu. Öyle olunca aslında sayının haklılık sağlamadığını Anayasa Mahkemesi kararında gördük -üç ay önce Anayasa Mahkemesinin açıklanan kararı, verilen kararı- açıkça gördük, bütçe kanunu, bütçe hakkı kimin tarafından kullanılır, sınırları nelerdir, genişletilebilir mi, genişletilemez mi. Şimdi burada ise...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Kaboğlu, o ifadeyi belki bana atfen söylediniz.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yok, size atfen söylemedim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Benim sadece Komisyonun öncelikleri, hani hangi konuyu görüşecek bağlamında kullandığım ifadeler onlar.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yok, size atfen demedim, genel olarak tanık olduğumuz husus.

CAVİT ARI (Antalya) - "Seçimde seçmen değerlendirir." dediniz Başkanım. Tutanakları isteyin de ne dediğinize bir bakın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi, Anayasa Mahkemesi kararı varken hiç Anayasa Mahkemesi kararı yokmuş gibi böyle bir düzenlemenin yapılması, açıkçası, Anayasa madde 153 sona aykırılık teşkil etmektedir. Şimdi, bu açıdan burada çok ciddi bir şey olarak, en azından ön sorun olarak Anayasa'ya uygunluk sorunu var, Anayasa'ya aykırılık söz konusu. Şimdi, bir, bunu gidermemiz gerekir ki bunu gidermemiz çok zor çünkü Anayasa madde 87 ve 161 açık, bunu görmezlikten gelemeyiz ve tabii ki hani, bizi dehşete düşürmesi gereken bir husus, "Evet, Anayasa'ya aykırı, Anayasa'ya aykırı olabilir ama Anayasa Mahkemesine gidebilirsiniz." Şimdi, altmış iki yıllık Anayasa Mahkemesine sahip olan bir devlette eğer bir milletvekili bunu söylüyorsa o zaman Anayasa madde 81 çerçevesinde içtiği Anayasa andını yadsıyor demektir. Bu gerçekten esef verici bir durumdur. "Gelin, bunu konuşalım, tartışalım." demek yerine "Anayasa Mahkemesine gidersiniz." demek, işte, Anayasa Mahkemesine gidersiniz, kapı gibi karar var. Şimdi, bu teklif o kadar ivecen hazırlanmış ki Sayın Savaş, şimdi "etki analizi" diyoruz, etki analizi sanki maliyet analizi gibi olmuş yani siz çok deneyimli bir politikacısınız, buna "etki analizi" denir mi? Doğrusu, sadece bu soruyu sormakla yetineyim. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Kanunlar ve Kararlar Başkanlığı bugünkü tarihi taşıyan bir bilgi notu geliyor. Şöyle düzeltilecek, böyle düzeltilecek, şu öneriliyor, bu öneriliyor ve yürürlüğe giriş tarihi bile 16/1/2023 olarak belirleniyor. Şimdi, bu kadar ivecen bir şey söz konusuysa, acil bir düzenleme söz konusuysa niçin 18 Hazirana kadar tahammül edilmiyor, o da ayrıca sorulmalıdır. Şimdi, bu bakımdan tabii ki bu konular ön sorunlardır ve ana sorun Anayasa madde 57'nin öngördüğü konut hakkına böyle bir düzenlemenin uzak durmasıdır. Uzak durduğu için Anayasa madde 65, hâliyle sosyal devletin öncelikleri burada bulunmuyor çünkü gerçekten yoksul kesim, asgari ücrete sahip olan kesim zaten kredi verilebilir kesim değildir. Yani devlet sosyal devlet gereklerini bankacılık yoluyla kredi verilebilirlik ölçütüyle mi gerçekleştirmeli? Bu da tabii, hâliyle "sosyal devlet" kuralına, kavramına ve gereklerine aykırıdır. Öyle olunca, eğer biz "bütçe hakkının devredilmezliği" kuralını tekrar hatırlayacak olursak...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlarsanız, süreniz doldu.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Toplayayım, tamamlayayım.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Anayasa madde 87, Anayasa madde 7 ve bu çerçevede çok önemli tabii ki Anayasa'nın 5'inci maddesi, esasen devletin bunu yapmak zorunda olması ve 2'nci maddesi hem hukuk devleti hem de sosyal devlet gerekleri açısından keşke değerlendirilseydi.

Daha da çok var ama şimdilik bu kadarla yetineyim.

Teşekkür ederim.