| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Aydın Milletvekili Mustafa Savaş ve 71 Milletvekilinin; Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4892) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .01.2023 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Evet, şu ana kadar epeyce değerlendirme yapıldı Değerli Başkanım. Öncelikle teşekkür ediyoruz getirdiğiniz teklif için.
Şöyle başlamak istiyorum: Birkaç noktadan değerlendirme yapacağım bu kanun teklifiyle ilgili. Neyi görüşüyoruz? Bunu da aynı zamanda kayıtlara girmesi açısından... Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni düzenliyoruz ve AK PARTİ iktidarının "Yeni Evim" kampanyası üzerine konuşuyoruz, finansal düzenlemeleri konuşuyoruz. Şimdi, bu kanuni düzenlemede usul üzerine yaptığım konuşmada da belirttiğim gibi ve birçok konuşmacının belirttiği gibi, aslında bu ödenek ekleme yetkisi tanınması sorunlu bir durum. Şimdi, bu kadar ödenek kullanılır ya da kullanılmaz bu kampanya için ama yürütmeye bütçe ödeneklerinin yüzde 10'u kadar bütçeye ödenek ekleme yetkisi vermek Türkiye Büyük Millet Meclisinin bütçe hakkından vazgeçilmesi anlamına gelir ve bu ödeneğin ek bütçe yasa teklifiyle Türkiye Büyük Millet Meclisine getirilip bütçeye eklenmesi gerekirdi ama bu yapılmadı, yine alelacele bir şekilde böyle bir düzenleme getirildi.
Şimdi, evet, inşaat sektöründe -tabii ki, biraz sektörle ilgili, baktığımız zaman- sıkıntılar var ancak bu sıkıntılar sizin ekonomi yönetiminizden kaynaklı sıkıntılar. Yeni hayata geçirdiğiniz "Türkiye ekonomi modeli" çerçevesinde önce Merkez Bankası politika faizini peş peşe düşürerek faizi değersizleştirdiniz, buna bağlı olarak kurların artmasına ve enflasyonun da hızla yükselmesine, fiyatların da hızla yükselmesine sebep oldunuz. Arkadan "kur korumalı mevduat" diye bir araç çıkardınız ve hazineden bu 1 milyon mevduat sahibine yüklü miktarda para aktarılmasına sebep oldunuz. Hem hazineden hem Merkez Bankasından milletin paraları bu hesap sahiplerine aktarıldı ama bir türlü durmuyorsunuz. Siz, enflasyonla mücadele etmeniz gerekirken enflasyona uyumlu düzenlemeler getirmeye çalışıyorsunuz. "Yani evet, enflasyon yükseliyor, hayat pahalanıyor, e, biz buna uyum sağlayalım, ne yapalım? İnşaat maliyetleri arttı, konut satışları düştü, azaldı. E, biz de o zaman bir kampanya çıkaralım da şu konut satışları artsın, müteahhitler de ellerindeki bu konutları eritsinler, satsınlar. İşte, vatandaşlarımız da -ama hangi vatandaşlarımız, şimdi ona da geleceğiz- konut sahibi olsunlar." Ya, aslında yaptığınız bu, seçim üstü giderken e, biraz da seçmene işte böyle pozitif görünelim, iyi görünelim falan filan. Ama kim yararlanacak yani bundan?
Şimdi, yatırım, ülkede yatırım yok, insanlar kendi birikimlerini de değerlendiremiyorlar. Neden değerlendiremiyorlar? 2022 yılında artık borsa konuşur oldu herkes çünkü borsa dışında hiçbir yatırım aracı insanın parasının enflasyon karşısına düşüşüne engel olamıyor. Bakın, örneğin, tasarruf sahipleri yaptıkları birikimleri son kuruşuna kadar TL mevduatında tutsa reel olarak 2022 yılında yüzde 29,3 oranında bir erimesi oluyor mevduatının. Dolarda değerlendirildiğinde yine yüzde 16,2 eriyor parası. Yine, euroda tutanların yüzde 21,5 eriyor. E, tabii bu arada parası olanlar -diğer araçlarla ilgili de konuşacağım ama- konuta yatırım yapmaya başladılar o süreçte. Ama yabancılara konut satışı yapıldı, yabancılara konut satışıyla emlak sektörü evet, biraz canlandı, talep arttı ancak bu arz-talep dengesinde elbette ki maliyetler de arttı, fiyatlar da arttı. Şimdi, Türkiye'de son iki yıldır evet, bir azalma vardı ama konut satışlarının yüzde 0,5 oranında azaldığı 2021 yılında konut fiyatları yüzde 60, 2022 yılında yüzde 174 oranında artmış. İnşaat maliyetleriyle karşılaştırdığımızda, bir yıl içerisinde bina inşaat maliyetleri yüzde 113,5 artarken malzeme fiyatları yüzde 129,61 artmış, maliyetler, gördüğünüz gibi ciddi anlamda malzeme fiyatları artış gösteriyor. Ve son altı yılda da vatandaşın durumuna baktığımızda, inşaat maliyetleri 6 kat artarken satın alma gücü 3 kat azalmış. Şimdi, tabi ki sonuç olarak konut satışlarının da yavaşlaması gibi bir sonuç ortaya çıkıyor.
Yükselen enflasyon tabii ki dar ve sabit gelirlilerin giderek fakirleşmesine sebep oldu, ülkedeki ortalama ücret, asgari ücret hâline geldi ve her ikisi de zaten açlık sınırına yaklaştı, böyle bir ortamda işte bu düzenlemeleri getiriyorsunuz. Ben, İstanbul'dan küçük bir örnek vermek istiyorum. İstanbul çok konuşuldu, bazı arkadaşlarımız "Ya, işte İstanbul'daki konut satışlarının artacağı söyleniyor." Evet, artacak, İstanbul'da konut satışı teşvik ediliyor, hazır yapılan sıfır binaların çoğunluğunun da İstanbul'da olduğunu göz önüne alırsak durum böyle. Şimdi, yine Emlak Konut Genel Müdürünün bir açıklamasından: "İstanbul'da 3+1 daire ortalama 3-3,5 milyon TL'ye bulunabilir." Kendisi diyor bunu. Yani biraz önce hani 1 milyon TL, 1,5 milyon TL İstanbul'da konut, belki o da bulunabilir ama ortalamaya baktığımızda 3-3,5 milyon TL; semtler bazında baktığımızda -Sayın Durmuş Yılmaz çok detaylı örnekler verdi, girmeyeceğim ama- tabii ki arada daire fiyatlarında uçurumlar var. Mesela, bu durumda, 3,5 milyon TL kredi çekerseniz, aylık kredi geri ödemeniz 33.830 TL olacak.
Şimdi, Türkiye'de asgari ücret 8.506 TL, ortalama ücret ise yaklaşık 11.000 TL. İstanbul'daki konut fiyatlarına baktığımız zaman bu konutlara ulaşım, dar gelirli vatandaşı bir kenara bıraktık, normal vatandaşın orta gelirli vatandaşın bu konutlara ulaşımı nasıl olacak? Biraz önce siz de bir ödeme planı paylaştınız ancak yıllar içerisinde taksitlerde çok hızlı bir artış görülüyor. Bu hızlı artış bu kişilerin, konut alan kişilerin gelecek yıllarda ödemekte zorlanacağının da aslında bir göstergesi oluyor. Teklif sahibine bunu da özellikle belirtmek istiyorum.
Şimdi, tabii, İstanbul'daki konut satışının desteklenmemesi ve biraz daha Anadolu'daki konut satışlarının desteklenecek şekilde önlemler alınarak bu kanun teklifini getirilmiş olması gerekiyordu. Bakın, İstanbul'da çok ciddi çevre problemleri de var yani sadece İstanbul'un nüfus artışı değil, bu nüfus artışı çevre problemlerini de getiriyor. Üretimin, sanayinin tamamen İstanbul'a, Marmara Bölgesi'ne sıkışıp kalmış olması orada, özellikle Marmara Denizi'nde de çevresel problemlerin arttığını gösteriyor ve oradaki yoğunlaşmanın azaltılmasına yönelik teşvik ve Anadolu'ya yönelik teşviklerin getirilmesi gerekiyordu ama bunu da bu düzenlemede pek görebildiğimizi söyleyemeyeceğim.
Şimdi, sonuç olarak şuna geliyoruz: Siz iktidar olarak öncelikle dar ve orta gelirlileri evet, zaman zaman TOKİ üzerinden konut sahibi yapmaya çalışıyorsunuz ama ne kadar başarılı oldunuz, ona da bakmak lazım. Son yıllarda hızlı bir şekilde konut kampanyaları başlattınız. Örneğin, 2019 yılında 81 ilde 100 bin sosyal konut projesi açıklandı ancak bunu vadettiğiniz gibi yürütemediniz. 2022 Eylülünde 250 bini iki yıl içerisinde olmak üzere 2023-2028 arası 500 bin sosyal konut yapılacağı açıklandı, projenin ismi "İlk Evim İlk İşyerim" idi; işte, 8 milyon başvuru oldu, 5 milyon kişinin başvurusu kabul edildi, kuraya katılım hakkı kazandı ve 4 Ocak tarihinde yeni bir konut projesi daha açıkladınız, "Yeni Evim"
Şimdi, değerli arkadaşlar, aslında, bu, sosyal konut konusunda sınıfta kaldığınızın bir itirafıdır, bu son yaptığınız uygulama da. "E, sosyal konutta çok fazla yol alamıyoruz, bari birazcık orta ve üst gelirliye bir şeyler çıkaralım, müteahhitleri destekleyelim." dediniz herhâlde. Şimdi, sosyal konutların Türkiye'deki toplam konut stokuna oranı sadece yüzde 2. Bu oranın daha fazla olması lazım ama artıramıyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, bir dakika daha rica edeceğim.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - İstanbul'dan bir örnek vereceğim: Geçen hafta KİPTAŞ on üç ayda Tuzla'da bir sosyal konut teslim etti, hemen yanında, TOKİ'nin 2019'da 50 bin sosyal konut projesi kampanyasından satışa çıkardığı proje de vardı. Aslında KİPTAŞ projesinden bir ay önce temeli atılan TOKİ hâlen yüzde 35 seviyesinde.
Sayın Murat Kurum'un, bütçe görüşmelerinde bu sosyal konutlarla ilgili yaptığı açıklamaların tutanağı da elimde var, şu anda sürem olmadığı için paylaşamayacağım ama hiçbir şekilde orada da net bir şekilde ne kadar konutun teslim edildiğini kendisi ifade edememiştir.
Evet, inşaat sektörünün gelişmesi gerektiğini biz de biliyoruz, müteahhit düşmanı da değiliz ama bu defa konutları TOKİ değil Türkiye genelinde üretim yapan büyük inşaat şirketleri yapıyor olacak. Aslında şu gerçek ki bir sermaye transferi vardır.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bağlarsanız sevinirim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Son cümlem...
Bakın, eğer hazinden bir kaynak aktarılacak idiyse sosyal konut projesi daha ulaşılabilir, daha yapılabilir hâle getirilebilirdi, hızlandırılabilirdi; müteahhitlerin stokları hazine kaynaklarıyla eritilmeye kalkılmazdı.
Teşekkür ediyorum Başkanım.
Diğer değerlendirmelerime madde üzerindeki konuşmamda devam edeceğim.