| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Aydın Milletvekili Mustafa Savaş ve 71 Milletvekilinin; Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4892) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 23 .01.2023 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Evet, 1'inci madde... Sayın Mustafa Savaş ve heyeti tabii bizi dinlemeye çalışıyor, notlar da alıyor muhtemelen ve bizim önerilerimizin ne denli somut ve önemli olduğunu onlar takdir ediyorlardır, kuşkusuz edeceklerdir. Bu nedenle bunu siyasallaştırmaya bence gerek yok.
"Seçime yönelik" derken arkadaşlarımız şunu kastediyor: Yakında seçim olacak, seçim ise siyasal münavebeyi beraberinde getirebilecek. Dolayısıyla, tabii, biz getireceğine inanıyoruz zaten. Şimdi, burada iki yönlü bir sorun söz konusu. Birincisi, yasamanın yetkisinin yürütmeye tanınması, yürütmeye aktarılması. Zaten Anayasa Mahkemesi kararı da bunu söylüyor. Şimdi diyorsunuz ki: "Bütçeye konmuyor." Ama bütçe burada yazıyor yani bütçeye konmayacak olsa o zaman burada yazmasına gerek yok, bir başka formül bulunurdu. Dolayısıyla burada var olan kelimeleri, deyimleri, kavramları okumak durumundayız. "Hayır, burada yazanı, siz onu görmeyin, nasılsa bütçeden değil." deniyor. Oysa burada açık. Ve hâliyle ne oluyor? Vatandaşların ödediği bütçelerden, ödediği vergilerden oluşacak olan bütçeden borçlanma olacak ya da bütçeden ödenme olacak. Dolayısıyla buna denk düşen bir Anayasa Mahkemesi kararı da var. Şimdi, bunu görmezlikten gelmek mümkün olmaz ama bunun biraz fazla gayriciddi olarak ele alınması ve o şekilde politik alana kaydırılması gerçekten, cidden esef vericidir.
İçerik olarak Sayın Savaş, böyle bir maddeyi ben ilk kez görüyorum. Tanzimat Fermanı bile bundan daha kısaydı. Bu kadar uzun bir yasa maddesi hukuk devletinde görülmüş bir şey değildir. Neden? Tabii ki siz yazmadınız, bir ekip yazdı bunu, kolektif hazırladınız ama bu çok yönlü olarak sorunlu. Çünkü daha baştan zaten "program" deniyor. Şimdi, hani, norm mudur, program mıdır? Bu yasa maddesi dediğimiz zaman bir norm olmalı. Şimdi, "program" olunca kenar başlık, yazılış tarzı da sanki bir program gibi olmuş ve o nedenle bir yasa maddesinde bulunması gereken deyimler ve teknikler burada kullanılmamış, daha çok program gibi olmuş. Bunu, yalnızca yürütmeye tanınan yetkiler, konu bakımından, zaman bakımından bu yetkilerin ölçüsüz olması açısından değil... Çünkü 13'üncü maddeye göre takdir yetkisi tanınsa da bu yetkilerin ölçülü olması gerekiyor. Ölçüsüz yetkiler hem zaman bakımından hem miktar bakımından; "1 katına kadar arttırılır." demek "Yüzde 100 arttırılır." demektir. Yani yüzde 5 olabilir de yüzde 100 arttırılma olunca o zaman hukuk devletinden uzaklaşıyoruz çünkü hukuk devleti bizatihi makul olandır; işlemleri makul olan, eylemleri makul olan ve takdir marjı da makul olan devlet demektir. Şimdi, buraya baktığımız zaman çeşitli paragraflara dağıtılmış olan bu yetkiler, takdir yetkileri, hukuk devleti içerisinde ve Anayasa madde 13 çerçevesinde değerlendireceğimiz yetkiler değil. O nedenle, hem burada nicelik açısından uzun ama nitelik açısından da metin anlaşılabilir, öngörülebilir olmaktan uzaktır. Uzak olduğu için, evet, bu bir madde olacak tabii ki oylanırsa, 2'nci ve 3'üncü şeyleriyle birlikte, bu bir yasa maddesi olacak ama bu yasa maddesi maddi anlamda bir yasa olmayacak. Şimdi, bunu ben tamamen bu siyasal tartışmaların ötesinde söylüyorum ve o kadar o takdir yetkilerinde ölçüyü aşan onca yetkinin yanında "erteleyebilir" "gerçekleştirebilir" "belirleyebilir"; bunlar hangi ölçütlere göre olacak? Bunlar hiç belli değil, belirsiz yani belirsizlik ögeleriyle maluldür bütün bu şeyler ve yasa tekniğine aykırıdır. Bizatihi, aslında bunu okuduğum zaman, okuduğumuz zaman 10-15 maddeye yayılması gereken bir yasadan söz ediyoruz. 10-15 maddelik bir yasa hacmi, yasa içeriği nedense 1 maddeye konulmuş ve o madde içerisinde bazı teknik ögeler var. Tamam, kamu bankası Cumhurbaşkanınca belirlenecek; hangi banka mesela, en büyük banka mı, niçin A bankası da B bankası değil? Ölçüt olmalı, bunlar kesinlikle yasanın içermesi gereken hususlar. Yani nesnel olmaktan uzak. Yarın, 14 Mayıstan sonra bir başka Cumhurbaşkanı olabilir -ki muhtemelen de öyle olacak- o zaman siz ona değil... Orada değilim ben yani bu yetkinin, yasama yetkisinin yürütmeye bu şekilde aktarılması bütçe hakkı açısından, bütçe yetkisi açısından çok sorunlu.
Şimdi, bunu Anayasa Mahkemesine götüreceğiz, hâliyle götürmemiz gerekir ama bu kez denecek ki: "Efendim, konut hakkını engellemek için Cumhuriyet Halk Partisi yine Anayasa Mahkemesinin kapısını çaldı." Yani şimdi, öyle bir çelişki içerisindeyiz ki yani bu çelişkiden burada çıkmak durumundayız çünkü siz de dâhil olmak üzere her birimiz -her ne kadar bürokratlar etmediyse de- Anayasa madde 81'e göre Anayasa'ya sadakat yemini etmiş bulunuyoruz. Anayasa'ya sadakat yemini içen vekiller topu Anayasa Mahkemesine atamazlar, burada gördükleri Anayasa'ya aykırılığı dile getirmek durumundalar ve onu gidermek durumundalar. Biz zaten sabahleyin Başkana onu önerdik; gelin, birkaç saat geç olsun ama bunu yasa yazım tekniğine göre yapalım.
Evet, şu anda tercihiniz orta sınıftır, biz ise alt sınıfları hedef alacağız kuşkusuz çünkü sosyal devletin gereği odur. Orta sınıfı da kollamak durumundayız ama yoksulları da barınma hakkı açısından, konut hakkı açısından kesinlikle düşünmek durumundayız. Dikkat ederseniz biz şunu sorgulamıyoruz; "Neden sosyal devletin gereklerini yerine getirmek amacıyla alt sınıflara, yoksul kesimlere yönelmediniz?" demiyoruz. Tamam, orta sınıflara siz dürüstçe bunu açıkladınız, biz de "Ama bunun anayasal ve yasal araçları böyle değil; bu, Anayasa'ya aykırıdır." diyoruz. Şimdi, bunu söyleyince o zaman bunun düzeltilmesi gerekir, bunun ciddiye alınması gerekir yani yasa maddesi bu şekilde yazılmaz. Bu bakımdan, bunu bir kez daha vurgulamış oluyorum ve takdirlerinize sunuyorum.
Teşekkürler.