KOMİSYON KONUŞMASI

ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, Saygıdeğer Komisyon üyelerimiz, değerli milletvekillerimiz ve kıymetli katılımcılar; Meclis Araştırma Hizmetleri Başkanlığımızın bütün dünya anayasalarında yaptığı incelemede dünyanın 23 anayasasında açıkça "din" kavramı ve din ve vicdan özgürlüğü belirlenmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin pek ünlü Türkiye kararında da başörtüsüyle ilgili din ve vicdan özgürlüğüne engel olan bir profesörün aldığı cezanın onaylandığı sabit. Bizim Anayasa değişikliğimiz, 24'üncü maddenin birinci fıkrasındaki düzenleme, genel, tüm kadınları hiçbir kısıtlamaya tabi kılmaksızın -başörtülü başı açık- tüm haklardan eşit, adil bir şekilde yararlanmasını mutlak bir anayasal güvence altına alıyor.

İkinci fıkranın ayrıntılı, gerekçeli ve uzun yazılmasının temel sebebi Türkiye'nin yaşadığı geçmişten beri gelen sıkıntılar da başörtüsü nedeniyle. Tabii ki başörtüsünü bir kavram olarak koymak gerekiyor.

İkinci kısmı, tercih ettiği kıyafetteki her ikisinde de atıf dinî bir inanç sebebiyle. Yine, Anayasa Mahkemesi, Tuğba Arslan kararında neyin dinî inanç, neyin bireysel bir tercih, neyin vicdan özgürlüğü içinde olduğunu, bunların toplumun genel kabulleriyle kolayca tespit edilecek kavramlar olduğunu belirlemiş. Benim kanaatim, bu ikinci fıkradaki "hiçbir kadın..."dan sonraki noktalı virgülün "dinî inancı sebebiyle..." kısmına konulduğunda daha doğru, ikisine de atfı tam bir tekabül ettireceği düşüncesindeyim.

Bu hususu, arkadaşlarımız, İYİ Parti ve CHP'deki arkadaşlarımız keşke açık, beraberce bu noktaya getirdiğimiz hususu da tamamlasalardı diyorum, hepinize teşekkür ediyorum.