KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkürler.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Lütfen kısa olsun ya! Bakın, saat on bir buçuk oldu gerçekten.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet ama yani geç vakit olduysa bu belki makul bir çalışma sistemine dönüştürülebilir. Neticede kanun görüşülecek, maddeler de görüşülecek. Geç saat baskısını biliyorum, ben de anlayışla karşılıyorum ama makul bir zamanlamada, takvimde çalışılabilir belki Başkanım. Komisyon üyesi değilim, bunları siz takdir edeceksiniz.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Ne yapalım, 10 maddelik şey için saat üçe, dörde kadar çalışacak hâlimiz yok ki.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet ama nitelikli bir çalışma ortamının da sağlanması gerekiyor neticede.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Ya, bakın, sekiz saattir konuşuyorsunuz yani ben kimseyi kısıtlamadım. Lütfen...

Evet, buyurun.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, teşekkür ediyorum.

Sabrınıza sığınarak şunları söyleyeceğim: Önemli bir düzenleme, kanunun belki de en önemli düzenlemesi, kanunun en önemli düzenlemelerinden bir tanesi. Üniversitelerde görev yaptık, soruşturma komisyonlarında görev yaptık, bu maddelerle, yönetmeliklerle muhatap olduk çok fazla. Tabii, uygun bir eğitim ortamının sağlanması gerekiyor, bir disiplin süreci gerekiyor, caydırıcı bir ortam da olması gerekiyor öğrenciler açısından ama tabii ki de özgürlükler ortamı noktasında da hassas bir konu. O nedenle Anayasa Mahkemesi de çok hassas davranmış, bir yaklaşımı olmuş. Burada, birincisi, uyarma cezası tamamen kapsam dışında; böyle bir ceza olmayacak artık, kınama cezası olacak. O bazen kurtarıcı olabiliyordu hani caydırıcılık anlamında. Neden çıkartıldı uyarma cezası? Muallak ifadeler var yine. Çünkü burada ne olursa olsun, işte, az evvel Kamil Hoca da söyledi, hani kopya teşebbüsü. Şimdi, bu mutlaka o gözlemcinin, gözetmenin kişisel takdiriyle de o teşebbüs olup olmadığı olabiliyor, çok hakkaniyetli davranmak gerekiyor; bu zor bir şey. Kişisel kararınızla, kişisel vicdanınızla baş başa kalabiliyorsunuz...

KAMİL AYDIN (Erzurum) - Yanlışlıkla cebine birisi koymuş...

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - ...ama burada yani o hakkaniyet ve kişisel takdirle verilen cezanın orantısı biraz sorunlu. Buna daha dikkat etmek gerekiyor çünkü bunlar kesinleşmiş kanun maddesi olarak ortaya konulmuş. Çünkü her üniversite genel kanun çerçevesinde yönetmeliğini hazırlıyordu, şimdi, doğrudan bu yönetmelik bir maddeye dönüşmüş. Şimdi, bizim üniversitemiz bu kanun kapsamında uygun olarak bir yönetmelik hazırlıyordu ve biz üniversitemizin disiplin yönetmeliğine göre karar veriyorduk, şimdi, burada kanun. O nedenle biraz daha dikkat etmek gerekiyor. Uyarma cezası mutlaka kalmalıydı çünkü bazen o kişisel vicdan ve soruşturma komisyonunun takdiriyle ceza indirimini verebiliyordu, ceza indirimi de uyarmaya dönüşebiliyordu; bu hak ellerinden alınıyor öğrencilerin.

Yine muallak ifadeler var. "...şeref ve haysiyetini zedeleyen sözlü veya yazılı..." Ya, bunlar da -soruşturma komisyonlarında görev yapan hocalarımız bilir- çok sorunlu alanlar. Neye göre, nasıl vereceksiniz? "Yükseköğretim kurumu personeli veya öğrencilerini tehdit etmek."

HACI AHMET ÖZDEMİR (Konya) - Sibel Hanım, ben hukukçu değilim ama ceza hukukunda bunların hepsi var yani.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ya, mutlaka var Hocam ama üniversite ortamından bahsediyoruz, ceza hukuku olarak genel değil.

İntihal konusu, bu konu önemli ve kişisel emeği dışında alıntı, başkalarına yazdırmak, bu çok yaygınlaşan ve temel sorun alanlarından bir tanesi. Buradaki ceza bir yarıyıl uzaklaştırma, belki bu daha ağırlaştırılabilir. Bu, bir yarıyıl değil, belki, bilmiyorum, intihal... Tabii, ispat da önemli burada, ispatla beraber yani kesinleşmiş... Erol Hocam, burada bazı alanlar o cezanın orantısından ziyade kesinleşmiş yargı kararlarını da gerektirebiliyor. Şimdi, bu ayrım nasıl olacak? Lekelenme olacak, bir suç isnat edilecek öğrenciye; biraz sorunlu alanlar olarak görüyorum. Cinsel taciz, hayvan hakları; bunların eklenmesi olumlu şeyler ama bunlarda ispat çok önemli yani bir kişi suçlu konumuna gelebilir o suçla hiç ilgisi olmazken, birbirlerini şikâyet eden, birbirlerine nefret suçu olan... Üniversite ortamında ben soruşturma komisyonlarındaki vakalardan... Bunlar sorumlu, kesinleşmiş kararlar gerektirebilir.

Bir de zaman aşımı konusuna dikkat çekmek istiyorum. Burada, 2'nci maddede, zaman aşımı konusunda kanun teklifiyle değiştirilen 2547 sayılı Kanun'un 54'üncü maddesinin (4)'üncü fıkrasında diyor ki: "...soruşturma açmaya yetkili amirlerce öğrenildiği tarihten itibaren -o vakanın, her neyse; bu çok muallak bir şey yani, ne zaman öğrenildi- kınama için bir ay; bir, iki yarıyıl çıkarmak için üç ay içinde -gibi böyle süreler belirlemişsiniz- başlanmadığı takdirde, disiplin cezası verme yetkisi zamanaşımına uğrar." Şimdi, nasıl belirlenecek öğrenildiği tarih? Bilmiyorum ben hani, şimdi okurken kendimi soruşturma komisyonunda olarak hayal ettim; şimdi, neye göre? Şimdi, kişiye özel disiplin soruşturmaları yapılacak üniversitelerde. "Ben görmemiştim, ben öğrenmemiştim; bilmiyordum." Suçsuz konuma getirmek istediğiniz kişiye bir hak verebiliyor burada. Bunu bilmiyorum, ben okurken... Siz belki bunu detaylandırabilirsiniz.

Örgüt üyeliği kısmı da (d) bendi de burada dikkatimi çekmişti çünkü biz -Sayın Tiryaki hatırlar- son, disiplin cezasıyla ilgili iptal edilen bir yönetmelikte "terörle iltisakı" kısmı vardı, onu Genel Kurulda önergeyle çıkarmıştık. Yani "Neye göre iltisak, hangi terör örgütü; nasıl ispatlayacaksınız?" diye bir önerge vermiştik, çıkarmıştık; çok iyi hatırlıyorum yani kabul görmüştü o. Şimdi, burada da (d) bendinde kurumdan çıkarma ağır bir... Ve mahkeme kararı, bu olumlu, mahkeme kararıyla kesinleşmiş olması ama (2)'nci bendinde "Suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına faaliyette bulunmak..." Bu da ucu açık, kim, ne faaliyette bulunacak ve kim diyecek ki bu faaliyeti? Yani üniversite ortamını düşünün, üniversitedeki karar vericileri düşünün...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sibel Hanım, bunları zaten Sayın Koçyiğit de ifade etti; şimdi, o konularda cevap alacağız.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bunları biraz detaylandırmak lazım diye düşünüyorum Hocam.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Saat çok ilerledi.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Bir de zaman aşımı konusu...

Teşekkür ederim.