KOMİSYON KONUŞMASI

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Sayın Başkanım, Bütçemizin çok değerli üyeleri, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle tüm milletvekili arkadaşlarımıza ve söz alanlara teşekkür ediyorum.

Gerçekten yer yer belki politik cümleler de olsa bile özü itibarıyla büyük oranda daha iyi olmasını isteyen, eleştirileri de büyük oranda yapıcı gördüğüm bir değerlendirme olduğu kanaatindeyim. O nedenle gerek iktidara gerekse muhalefete teşekkürü bir borç biliyorum.

Bir defa genel birkaç cümle söylemek istiyorum. Bunun başında gerek ülkemizde gerekse dünyada en zor alanlardan biri sağlık alanı, tıp hizmeti ve sağlık hizmeti. Zor olduğu kadar, meşakkatli olduğu kadar, sıkıntılı olduğu kadar da saygın ve onurlu bir alan. Dolayısıyla, bugün muhalefetteki bütün eleştirileri yarın onların istediği noktada yapabilme imkânımız olsa, yapsak, bir ay sonra yine burada, yine sağlıkla ilgili birçok konuyu paylaşır, eleştirir veya eksikleri konuşur olacağız. Her dakikasında yeni yeni bilimsel gelişmelerin olduğu, her dakikasında yeni bilimsel teknolojilerin geliştiği ve tedavi hizmetlerine yeni ürünlerin katıldığı bir alan. Burada güçlü bir yarışın içinde Türkiye. Bunu son on iki-on üç yıldır daha güçlü yapma gayreti içinde. Sunuş konuşmamda da söylediğim gibi, bir defa, sağlık hizmeti sunumunda aksayan yönlerimize rağmen, dünyanın gelişmiş ülkelerinin insanının yakaladığı bir hizmeti yakalamış durumdayız. Tabii, kalitesinde, standardında geliştirmemiz gereken yönleri var, aksayan alanları var ama bu odanın her tarafı şunu bilmeli ki OECD üyesi ülkelerin ortalamasının yarısından daha az hekim sayısıyla, yarısından daha az hemşire ve yardımcı sağlık elemanı sayısıyla bu hizmetleri ideal şekilde vermeye çalışıyoruz. Buradaki başarının en büyük sahibi hekimlerimizdir, sağlık çalışanlarımızdır. Onların mesleklerine olan tutkularıdır, duyarlılıklarıdır, mesleklerini saygın yapma arzularıdır, idealleridir, onlara teşekkürü bir borç biliyorum.

Her gün 1 milyon 100 bin, her gün 1 milyon 150 bin ortalama -buna cumartesi pazar ortalaması dâhil- hastaya bakıyoruz. Bu mevsimsel olarak bazen işte ocak aylarında veya kış aylarında artıyor, yaz aylarında veya geçiş mevsimlerinde azalıyor. Her gün 1 milyon 150 bin derdi olan insanın derdine deva olmaya çalışan bir yapıyı yönetmeye çalışıyoruz ve elimizdeki imkânları da en ideal yöneterek bunu başarmaya çalışıyoruz. Eleştirilecek yönlerini otursak sabaha kadar ben de dâhil eleştiririz. Methedilecek yönlerini günlerce otursak methedebiliriz. Dolayısıyla burada "Nereyi en ideal eleştiririz, nereyi de en ideal sunarız."dan ziyade geldiğimiz noktayı daha iyi noktalara hep birlikte nasıl taşıyabiliriz. Temel görevimiz Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak bugün sağlıkta gelinen nokta. Biri "başarılı" der, diğeri "başarısız" der, biri eksiklerini görür, diğeri artılarını görür ama geldiğimiz basamağı bir basamak daha yukarı çıkmak gibi bir görevimiz ve bu sorumluluğumuz var. Burada muhalefetin desteğini, süreç içinde birçok boyutuyla aldık, zaman zaman engellemelerinden de şikâyet ettik ama bir Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı bu anlamda çok geç kalmış, keşke Türkiye bunu elli yıl önce kursaydı, Türkiye bunu elli yıl önce başarabilmiş olsaydı bugün sağlıkta biz çok farklı noktaları veya çok farklı sorunları veya sıkıntıları konuşurduk. Az önce Değerli Bakanımız Zekeriya Temizel Bey söyledi. Biz Türkiye'de 1930'lu yılların vizyonunu kaybeden sonra da çatıştıran, ayrıştıran, çatıştırarak da popülist politikalarla Türkiye'nin kaderiyle oynayan bir noktaya ne yazık ki artık alet olmamalıyız. Sorun sağlık ve insan. İster HDP'li, ister MHP'li, ister AK PARTİ'li, ister şu. 78 milyon bu ülke insanının en ideal sağlık hizmeti almasıyla ilgili hepimizin sorumluluğu var, tabii ki başta şahsım olmak üzere. Daha iyi olabilmesi için her türlü veriyi değerlendiriyor, her türlü imkânın daha iyi olmasına gayret ediyoruz ama insan kaynağının, hele hele yetişmiş insan kaynağının üç yıldır önceki Bakanımız da dâhil... 20 bin uzman hekimin olduğu bir ülkeden bahsediyoruz, 20 bin uzman hekim açığı, 10 bin pratisyen hekim açığı. Aile hekimliği sistematiğinin daha güçlü kurulmasını başaramaz mıyız? Başarabiliriz ama 20-22 bin aile hekimi bugün elimde 30 bin olarak olsa işimiz çok daha kolay ama neticede gelen mezun sayısıyla, gelen uzman sayısıyla Türkiye genelinde her noktaya, her alanda ideal hizmeti verebilmenin gayreti içindeyiz. Yirmi dört saat içinde aksayan yönlerimiz, eksik yönlerimiz, başarılı olduğumuz alanlarımız var ve bunlar devam edecek. Daha iyi olması için de gayret ediyoruz ama burada özellikle "Nereden eleştiri yaparım?"dan ziyade "Katkıyı daha güçlü nasıl verebiliriz?" boyutunu inanıyorum ki önümüzdeki dönemlerde daha başarılı yapabileceğimizi inanıyorum. Ki geçtiğimiz üç yılla ilgili de teşekkür borcum olduğunu ifade etmek isterim.

Tabii, kamu-özel ve kamuyla ilgili de yine genel bir bilgi vermek istiyorum. Şu anda bizim nitelikli hasta yatağı oranımızı nitelikli olarak yüzde 45'ini başarabildik on üç yılda. Elimizde yüzde 55'lik depremle ilgili riski olan, 1960'lı, 1970'li, 1980'li yıllarda yapılmış olan bir hastane yatak stokumuz var. Bu ilave yüzde 55'lik... Yaklaşık 70-75 bin yatak kapasitesinin geçtiğimiz on üç yıla oranla gittiğinizde bizim bu planlamayı gelecek on beş yirmi yılda yapmamız lazım. Ki biz bu geri kalan yüzde 55'i de yani yüzde 45'i on üç on dört yılda yaptıysak yüzde 55'i de demek ki önümüzdeki on beş yılda yapabileceğiz. Şimdi, bu millete bunu mu layık göreceğiz yoksa arkadaş, farklı farklı finansman modellerini deneyerek ülkenin ekonomik dinamiklerini de gözardı etmeden burada hızla bir taraftan 78 milyon ülke insanına özgüven açısından daha sağlıklı, daha onurlu, daha saygın hizmet veren fiziki mekânlar diğer taraftan da hedefimiz olan sağlık turizmindeki güçlü alt yapıyı bir an önce yapabilecek miyiz? Bu tercihler farklı olabilir, bakış açıları siyaseten farklı olabilir, AK PARTİ olarak diyoruz ki: Biz önümüzdeki üç yılda nitelikli yatak sayımızı ve şehir hastanelerimizi 2018 sonu 2019'da bunu yüzde 90'lara taşıyabilmeliyiz ki evet, sağlık turizmindeki alt yapımızı tamamladık, iddialıyız, insanımıza karşı fiziki mekânları güçlendirdik, buna da hazırız... Bunun finansmanında arkadaşlar, dünyaya açık bir sistem, milletin tamamına açık bir sistem, ihaleleri uluslararası boyutuyla şeffaf bir sistem, maliyetlerinin... Şimdi zaman zaman zorlanıyorum, "Dört yılda ödediği parayı geri alacak." Ya, Türkiye'de dört yılda ödediği parayı geri alacak bir sistemse bunun ihalelerine herkes de girebildiğine göre niye arkadaşlar, bunun ihalelerine uluslararası yatırımcılar da dâhil bu kadar zorlamalı ve bu kadar sınırlı girebiliyor? Dolayısıyla burada...

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakan, tam da sizin düşünmeniz gereken bu değil mi acaba?

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Evet, burayı da ne kadar detay düşündüğümüzü... Geçtiğimiz dönemlerde de başaramadık, iki üç defa iptal etmek zorunda kaldık. Bu arada Mevlüt Aslanoğlu'nu da yine rahmetle anmış olayım yani onun döneminde. Bunun arkadaşlar, finansmanıyla ilgili ben ekonomist değilim ama finansmanıyla ilgili gerek kalkınma, gerek Maliye, gerek Hazine, gerek bizim arkadaşlar bunu kaç türlü... İşte Erhan Bey burada, süreçlerin içinde neredeyse düne kadar vardı. Bütün bunlarda bu ülkenin, bu milletin bir kuruşunun daha iyi nasıl değerlendirileceğinin derdi burada nasıl varsa burada da en az o kadar var.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - İyi de YPK'nın dediğine aykırı yaptınız, biz de onun için soruyoruz.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Şimdi, YPK'nın dediğine nasıl aykırı yapar? Bunların hiçbirinde YPK'nın dediği olmadan benim adım atmam mümkün değil. İhale bittikten sonra bile YPK...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Bakanım...

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Mehmet Bey, YPK bittikten sonra bile...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Atıl yatak kapasitesi yaratmayın." diyordu YPK, siz...

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Yaratmadık, gene düşürdük. Geçen yıl 45 binlere, 46 binlere, şimdi 43 binlere... Düşürebilsek daha da düşürmeyi hedefleriz ama bunu başarabilmek zorundayız, bu ülke insanına...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Tamam da maliyeti düşük olsun yani dediğimiz o.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Ona bir zaman ayırırsak, zamanımı ne olur... Bu anlamda size zaman ayırmaya hazırım, her zaman da bunu söylüyorum. Kamuya mal olandan daha pahalı olduğu kanaatinde de değilim, ekonomist değilim.

AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Kanaat değil ki.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Ama onlar kanaat olur, dolayısıyla ekonomistlerin bol olduğu bir ortamda sunumunu yaparız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yeniden bir dosyayı açalım, size teklifi sunduk o zaman.

BAŞKAN - Arkadaşlar, lütfen, bakın, Sayın Bakan size hiç müdahale etmedi Sayın Günal.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Şimdi, burada temel hedefimiz...

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, teklifi sunduk, onu siz de biliyorsunuz.

BAŞKAN - Ama siz herkese müdahale ediyorsunuz.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Şimdi, burada, hedefimiz 2023'e geldiğimizde bizim...

BAŞKAN - Sayın Yurdakul yanınızda diye mi?

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - ...10 bin nüfusa düşen hasta yatak sayımızın 28'lerden 30'lara -şu anda 26'lardayız- gelebilmek, bu dünyanın gelişmiş ülkelerinin de hedefleri arasında.

Şimdi, değerli arkadaşlar, tek tek sorulara bir TÜSEB Başkanımıza bir de Sayıştayla ilgili Müsteşarımıza söz verdikten sonra geçmeye çalışacağım zamanım nispetinde.

Bir şey daha söylemek istiyorum. Bakınız, bu güneydoğuda yine az önce gündeme geldi, "İşte bir binada 27 kişi var veya daha önce şu kadar kişi var." Değerli arkadaşlar, Nurettin Bey'e de üzüntülerimi ifade ederim. Ben Sağlık Bakanıyım, asla "savaş Bakanı" kelimesini hak edecek bir duruşum da olmadı, olamaz da.

NURETTİN DEMİR (Muğla ) - Beklentimiz o Sayın Bakan.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Ama bakın, Sayın Leyla Zana -ayı yanlış olabilir, muhtemelen ekim ayı- Bursa'da gelmiş bir konuşma yapmıştı, sonradan öğrendim. Bursa'da söylediği cümle şu, diyor ki: "Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da istiyoruz." Evet, ben de dört gün sonra öğrendiğimde bunu Meclis kürsüsünde de söyledim, her ortamda da söylüyorum: Bursa'da ne varsa Diyarbakır'da da olsun; Edirne'de ne varsa Hakkâri'de de, Cizre'de de, Şırnak'ta da o olsun. Bu anlamda Edirne'de ne varsa ben Sağlık Bakanlığı olarak Hakkâri'ye yaptım, Şırnak'a yaptım.

NİMETULLAH ERDOĞMUŞ (Diyarbakır) - Sayın Bakanım, orada Kürt sorunu yok.

SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Bursa) - Bursa'da ne varsa Hakkâri'ye de, Diyarbakır'a da yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Ama bir şey daha söyledim. Bursa'nın sokakları yerel yönetimler tarafından yalnız alt yapı ve şehrin gelişmesi için kazılıyor ve şayet Sur'un sokaklarına mayınlar döşeniyorsa, şayet Sur'un sokaklarına çukurlar kazılıyorsa, orada silahlı insanlar varsa arkadaşlar -silahlı çatışma değil- silahlı insanlar oradan çıkacak, o bayrak da oraya Bursa'daki gibi dalgalanacak şekle gelecek ve ondan sonra da her vatandaşımıza her türlü hizmeti sunmaya hazırız. Bu konuda da nasıl yorumlarsınız onu bilemem ama bu ülkenin sokaklarında Silahlı Kuvvetlerin ve emniyet güçlerinin dışında bir başka silahlı güç varsa buna hep birlikte tavrımız dürüst olmalı, net olmalı, bu Meclisteki yeminimize sadık kalacak şekilde olmalı.