| Komisyon Adı | : | (10 / 6598, 6599, 6600, 6601, 6602, 6603, 6604, 6605) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü Jeoloji Yüksek Mühendisi Fatih Pekdemir'in, bu tür maden kazalarının bir daha yaşanmaması ve önlenmesi için ENERJİ BİR-SEN olarak önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .02.2023 |
KANİ BEKO (İzmir) - Şimdi, Sayın Başkan, siz sendikacısınız, sizden önceki gelen işçi sendikacı arkadaşlarıma da sordum yani bir şeyler yanlış gidiyor. Şimdi, neden yanlış gidiyor? Şimdi, siz orada yetkili bir sendikasınız. Ben biraz evvel konuşmamda ifade ettim, dedim ki: "Kırk üç yıl madenlere inmeyen bir yönetici." Kırk üç yıl görev yapmış, siz bundan hiç rahatsız olmadınız mı? Bu bir. İkincisi: Burada yöneticilik yapan, deneyimli, tecrübeli, birikimli arkadaşı -ki bunları ben Bartın'a gittiğimde işçilere de sordum, sendikacılara da sordum- görevden almışlar, onun yerine liyakatsiz bir arkadaşımızı oraya atamışlar. Şimdi, bir üçüncüsü: Müfettişler gelmiş, madenleri kapatma kararı almış ve daha sonra da... Eğer o idari mahkeme madenlerin tehlikeli ve riskli olmasına rağmen açılma kararı almış olsaydı beni bilenler bilir yani ben o idari mahkemeyi, o mahkemeyi var ya altını üstüne getirirdim ben. Ya, beni bilenler bilir, İzmirliler beni çok iyi tanır. Şimdi burası ne kadar güzel, müfettiş arkadaşlarımız gelmiş "Buranın kapanması gerekiyor, burası tehlikelidir, risklidir." demiş. Aynı ifadeleri biz hem memur arkadaşlardan duyduk hem de işçi kardeşlerimizden duyduk. Onlar evlerine geliyorlar, ailelerini anlatıyorlar. Hatta basından ve televizyondan siz de mutlaka bunu dinlemişsinizdir; bir madenci arkadaşımızın yakını Cumhurbaşkanımıza da aynı şeyi söyledi: "Ya, bizi patlatacaklar! Bizi patlatacaklar!" diye. Şimdi, siz bunları hiç mi duymadınız?
Şimdi, bir başka şeyi ben size söyleyeyim: Şimdi bu madenlerde yüzde 86 oranında özelleştirme olmuş. Ya, kardeşim, sendikaların özelleştirmeye ve taşeronlaşmaya bana göre tabiatında karşı olması lazım. Yani biz özelleştirme ve taşeronlaşmaya karşı ne bileyim, nasıl söylesem, hayatımızı ortaya koyduk. Yani siz de biliyorsunuz biz "ESHOT satılamaz." diye 10 bin kişiyle on gün ESHOT'ta direniş yaptık, İzmir'den Ankara'ya kadar yirmi sekiz gün karlı günlerde yürüdük yeter ki ESHOT satılmasın diye. Şimdi ne anlatmak istedim? Yüzde 86 oranında Bartın Amasra'da şirketler gelmiş ve buraları ihaleyle almışlar, geri kalan kısımda Türkiye Taş Kömürü işçileri sıkışmış kalmış. Şimdi, ya arkadaş, ben, bugüne kadar siz bu özelleştirmeye karşı, bu taşeronlaşmaya karşı bir gün bir basında ve televizyonlarda sizin böyle ayağa kalktığınızı, özelleştirme ve taşeronlaşmaya karşı bir tepki koyduğunuzu hiç görmedim, duymadım, bilmiyorum. E, dolayısıyla yani siz o iş yerinde yetkili bir sendika olarak... Aynı şeyi ben işçi sendikalarına sordum. Burada "Evet, önümüzdeki dönem burada bir patlama olabilir, burası tehlikelidir, burası risklidir." diye ölen arkadaşlarımız ailelerini anlatmış. Düşünebiliyor musunuz, biz bunları ailelerinden duyduk. İşçileri orada senelik izne çıkaracaklarmış, öyle bir karar almışlar, eğilim kararı almışlar fakat daha sonra -bize dediklerini söylüyorum ben- sendika seçimleri olacağından dolayı bunu askıya almışlar. Yani ölen, şehit madenciler valizlerini hazırlamışlar, köylerine gideceklermiş, işte tarlalarında çalışmalar yapacaklarmış. Yani hazırlıklarını yapmışlar ve bir anda durmuş. İşte, Komisyondaki arkadaşlarımızla beraberdik. Yani sendika seçimlerinden dolayı madenlerin kapatılması askıya alınmış ve çalışmalar devam etmiş.
Ben kırk yıl, kırk yıl ihaleye fesattan, örgüt kurmaktan yargılandım. Bu ne anlama gelir biliyorsun. Aslında ben DİSK'in Genel Başkanıydım, benim kendi örgütüm vardı, benim örgütüm DİSK ama ihaleler çok yanlış yapıldığı için... Aslında benim ihaleyle uzaktan yakından bir ilişkim yoktu ama kırk yıl yargılandım ben, en son beraat ettim, o ayrı bir şey. Şimdi sana bir şey sormak istiyorum, direkt, son bir soru: Sen sendikacısın. Ya, kardeşim, madenlerde havalandırmayla ilgili bir ihale yapılıyor, iptal, 2'nci ihale yapılıyor, iptal, 3'üncü ihale yapılıyor, iptal. Ya, şimdi, bana göre, insan gelir, bir sorar ya. Ya arkadaşlar, şimdi 1, 2, 3... Evsafını yitirmiş bu aspiratör, evsafını yitirmiş, kırk yıllık. Yani "Bu ihale iptal gerekçesini bize de bir anlatın." demeniz gerekliydi bana göre; bir. İkincisi, şimdi, burada bir paradan söz ediliyor yani bu aspiratörlere ayrılmış olan bu paranın amacı dışında kullanıldığını söylüyor; ben söylemiyorum, bu, savcılık ifadelerinde var. Şimdi, böyle bir şey olsa, ben, vallahi, sizin gibi olsam o madenlerde, orayı ayağa kaldırırım yani; bak, o orayı ayağa kaldırırım ben. Yani o yöneticiler var ya yöneticiler yani nereye kaçıyorlarsa oraya kadar kovalarım. Neden kovalarım? Çünkü buranın tehlikeli ve riskli olduğunu bütün işçi kardeşlerimiz ailelerini anlatmış. Ha, sendikacılara anlatmıyorsa, yöneticiye anlatmıyorsa burada bir mobbing vardır arkadaşlar. Yani siz düşünün, buradaki tehlikeli ve riskli olan yerleri işçiler veya memur kardeşlerimiz yöneticilere anlatmıyorsa, sendikacıları anlatmıyorsa bana göre burada mutlaka ama mutlaka bir mobbing vardır. İşçi kardeşlerimiz iş-ekmek korkusundan gelip belki de sizlere bunları anlatamadılar; müdürlerine, yöneticilerine anlatamadılar ama sonuçta hepsi maalesef canlarından oldu. Bana göre burada biz şunu yapmak istiyoruz: Bundan sonra hiçbir madenci kardeşimin ölmemesi için eteğimizdeki taşları dökelim hep beraber. Yine söylüyorum: Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir maden yasası çıkarılması konusunda herkesin bu taşın altına elini koyması gerektiği düşüncesi içerisindeyim.
Beni dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederim, sağ olun.