FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Bazılarını dinledim, o yüzden tekrara düşmemek için Fatma Hanım ile Candan Hanım'ın sorduğu bazı soruları tekrarlamayacağım.

Şimdi, 2022 yılı için hastanelere kaç istismar işlemi bildirildi, bunların kaçı davaya dönüştü? Bildirim yükümlülüğü konusunda gereği yapıldı mı? İstismar bildirimi hakkında en çok hangi kanallar uygulandı, 183 mü arandı, karakola gidip şikâyet mi edildi, savcılığa mı çıkıldı, CİMER'e mi yazıldı? Bu kanallardan hangisi daha ulaşılabilir ve daha etkin hâle getirilebilir, Bakanlığın bu yönde bir çalışması var mı? Kaçak yurtlar vesaire soruldu.

Şimdi, hukuk sistemi ceza odaklı olduğu için genelde faili cezalandırıyor. Peki, istismara uğrayan çocuk ve ailesi ne tür imkânlardan faydalanıyor? Tabii, biraz Sağlık Bakanlığının devreye girmesi gereken şeyler bunlar ama hani, uzun terapiler, ikamet değiştirme talebi ve desteği gibi bazıları da size bağlı. İlgili sivil toplum kuruluşlarıyla biz iletişime geçip onların da sizlere sormak istediği soruları sorma şansımız olduğunu iletiyoruz çünkü onların maalesef Bilgi Edinme Hakkı Kanunu'na göre de pek fazla cevap alma şansları olmuyor. Şimdi, iletişime geçtiğimiz çoğu kurum, her kurumun kendi kaydını tutması gerektiğini bildiğini ama teftiş sırasında tutulmayan bilgilerin çok fazla olduğunu ve bunların bir sistemde toparlanmadığını dile getiriyor. Kuruluşlar veri kaydının tutulduğu, istatistik oluşturmaya yarayacak veri kayıtlarının tutulduğu bir sistem olmadığından şikâyetçi. Çocuk istismarı konusunda istatistiksel veriler toplamaya yarayacak bir sistemimiz hâlihazırda var mı, yoksa, neden kurulmuyor?

Bir önceki komisyonda -bu elimizdeki rapor yine inceledik, geldik- 2016'da, aslında ondan daha dar bir sunum yaptığınızı ifade ediyor danışman arkadaşlar. Orada suçla mücadele kapsamında -2016'da yani- giderilmesi gereken sorunlar olarak suçun mağdur ya da yakınları tarafından gizlenmesi, suç öncesi ya da sonrası sorumluluğu bulunan kurum ve kuruluşlar arasında koordinasyonun istenilen düzeyde olmaması, çocuklarla düzenli temas içerisinde bulunan meslek mensuplarının eğitimine veya tahkikatını zorunlu kılan mevzuatın bulunmaması, çocukların zamanlarının büyük bölümünü geçirdiği kurumlarda sosyal hizmet uzmanlarının sayısal anlamda eksik olması, hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da hüküm almış kişilerin izlenmesine olanak sağlayan mevzuatın bulunmaması olarak sıralanmış. 2016'dan bu yana bunlardan hangi sorunlar nasıl giderildi? Yine, tabii, size de soruyorum, bizim eksik kaldığımız, yasamanın yapması gereken şeyler varsa lütfen bunları da iletin ki biz de bu anlamda en azından Komisyondan bir hayırlı iş çıkaralım.

Bir önceki komisyonda okullarda kurulması gereken sosyal hizmet danışmanlık merkezlerinden bahsetmişsiniz, 2016 yılından beri kaç okulda ve kaç ilde bu sosyal hizmet danışmanlık merkezleri kuruldu? Daha önceki komisyondaki sunumlarda sürekli güvenli internet vurgusu yapılmış; çocukların korunması için aile ve okullar, internet kafeler ve koruyucu önleyici tedbirler anlatılmıştı. Peki, derin internette satılan çocuklar hakkında hangi çalışmalar yürütülüyor? Siber suçlarla mücadele kapsamında özellikle göçmen, vasisiz çocukların, Ezidi kız çocukların ve kadınların internetten satılması konusunda nasıl tedbirler alınmış ve uygulamaya konulmuştur ki bizzat birçok önerge verdim, Ankara'da da aslında IŞİD'in kaçırdığı, bodrumlarda sakladığı vesaire kadın ve kız çocuklarına denk geldik kripto paralarla kurtulan. Şimdiye kadar kaç çocuğun veya kadının derin internetten satıldığı hakkında herhangi bir veri tutuluyor mu?

Teşekkür ederim.

Ha, bir de Millî Eğitim Bakanlığı sunumunda sormuştum, Nesin Vakfıyla ilgili olarak da gerçekten...

BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Arkadaşlar bu salondaydılar o anda.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Soru olarak not aldılar mı?

EMNİYET GENEL MÜDÜR YARDIMCISI ERHAN GÜLVEREN - Evet, evet.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Aldınız mı? Tamam o zaman.