KOMİSYON KONUŞMASI

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkan.

Ben de herkesi saygıyla selamlıyorum.

Yirmi dört yıldır ısrarla sürdürülen bir mağduriyeti nihayet bugün Plan ve Bütçe Komisyonunda tartışmaya başladık ama maalesef bu teklifin kendisi EYT'lilerin bütün taleplerini karşılamıyor; karşılamadığı gibi, aslında yeni mağduriyetler de yaratıyor. Şimdi, biz bunu, EYT meselesini bir seçim... Aslında yirmi dört yıldır bu kadar gündemde olan bir meseleyi AKP'nin ısrarla tartışmaya açmaması, bunu gündemine almaması... Ama işte, seçime kalmış iki üç ay, bakıyoruz AKP bunu gündemine aldı. Şimdi, bunu bir seçim tartışmasıyla birlikte gündemine aldığını ifade ettiğimizde...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Rıdvan Bey onu söylemiyordu.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Biliyorum, hemen böyle sinirleniyorsunuz, işte...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Rıdvan Bey tersini söyledi "Seçimle alakası yok." dedi, ondan, Genel Başkan Yardımcınız ya sizin...

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Hayır, ben devamını getireceğim. Yani EYT'lilerin bu konudaki mücadelesi, muhalefetin bu konudaki mücadelesi elbette ki sizi zorladı ama nihayetinde bir seçim yatırımı olarak siz gündeme getirdiniz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama "Seçimle alakası yok." dedi Rıdvan Bey.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - "Alakası yok." demedi. Şimdi çarpıtmayın meseleyi, öyle demedi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Neyse, herkes kendi fikrini söylesin.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Dedi ki: "Tek başına bir seçim yatırımı değil, aynı zamanda EYT'lilerin direnişi sonucunda oldu." Elbette ki ben bu belirlemeye katılıyorum. Ben biraz seçim boyutunu ele alıyorum sadece, yoksa EYT'lilerin bu konudaki direnişinin, muhalefetin bu konudaki ısrarının size adım attırdığıNI elbette ki ben de düşünüyorum ama tabii ki seçim gündeme gelince bütün şeyleri kapatıyorsunuz çünkü seçime kaybedeceğinize dair çok ciddi bir kaygı ve korku var. Dolayısıyla son dönemde yaptığınız her şeyi seçim gündemli yapıyorsunuz. İşte, bir sürü yasa getirdiniz; ya, yirmi yıldır gündeminize almadığınız, tartışmadığınız, konuşmadığınız, ötelediğiniz her şeyi aniden, peşi sıra gündeme getirmeye başladınız, aynı anda bütün düğmelere basıyorsunuz ve kendinizce bir algı yaratarak çözmüş gibi bir hava yaratıyorsunuz ama meselenin böyle çözülmeyeceğini, meselenin tam anlamıyla çözülmediğini, ciddi mağduriyetler yarattığını biz daha önce yaptığınız torba yasalarda da gördük.

Şimdi, burada da, EYT'de de aynı mesele, yine aynı yaklaşım, aynı perspektif; sorunu ele alma biçimi aynı. Milyonlarca insanı mağdur eden, milyonlarca insanı ilgilendiren bir meselenin sadece böyle seçim gündemli ele alınmasını biz doğru bulmuyoruz, bunu yanlış buluyoruz çünkü sadece seçim gündemli ele aldığınızda, sizin aslında gerçekten sorunu bütün boyutuyla çözmeye çalışan, bunu gidermeye çalışan bir yaklaşımınız söz konusu değil. Eğer öyle değilse yirmi yıldır bu mesele, EYT meselesi gündemdeydi. O zaman neden tartışmadınız, neden konuşmadınız? Ya, bırakın konuşmayı, tartışmayı; her gündeme geldiğinde itiraz ettiniz, her seferinde bütün kapıları kapattınız "Biz bunu tartışmıyoruz, konuşmuyoruz." dediniz. Ya, daha önce arkadaşlarım da ifade etti; bakın, o dönem Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin kendi var. Ne diyor? İşte, 16 Kasım 2019'da Sosyal Güvenlik Kurumunun Topkapı kampüsünde düzenlenen Fatih, Silivri, Topkapı ve Zeytinburnu Sosyal Güvenlik Merkezinin toplu açılış töreninde emeklilikte yaşa takılanlar düzenlemesiyle ilgili sert açıklamalarda bulunmuş. Erdoğan diyor ki: "Tutturmuşlar bir erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin çoğu bu yöntemle battı. Niye erken emeklilik? Ne zaman emekli olacaksa o zaman olsun, hak ettiği parayı alsın; bu hesap yanlış hesaptır. Seçimi kaybetsek de ben bu işte yokum. Biz bunu politik hesaplarla yapamayız, yapmayacağız da! Arkadaşlarıma da söylüyorum, beni bu yola asla teşvik etmeyin." Yine, aynı Erdoğan 2018'de...

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tarih?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Kasım 2019. İyi dinleyin!

2018'de yine ne demiş? Demiş ki, EYT'lileri hedef almış ve "Bizim, ekonomide kurtuluş savaşı verdiğimiz dönemde böyle bir yükü ülkemizin sırtına bindirmeye hakkımız var mı diye soruyorum. Bir taraftan stokçular, fırsatçılar türedi; diğer taraftan bunlar türedi. Ne olacak? Emekli olacak, diğer taraftan başka bir işte çalışmaya devam edecek. Yani çift dikiş. Böyle bir şey olmaz. Buna hak, adalet denmez. Bugün Batı dünyası yaşlı emekliliğini tırmandırıyor, 65 yaşın altına eyvallah etmiyor. Niye? Ülkeye maliyetleri çok çok fazla da onun için. Eskiden İskandinav ülkelerinde erken emeklilik olurdu, şimdi İskandinav ülkeleri bile bunun bedelini ödeyemez durumda. Düşününce onlar da emeklilik yaşını yukarıya doğru başladılar." diye bir beyanda bulunmuş. Şimdi, 2018'de bunu söylemiş, 2019'da da bunu söylemiş. 2023'e gelince, biz hesaplardır deyince de siz kızıyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz kızmıyoruz ya, pas atıyorsunuz bize, teşekkür ederiz.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Gerçi sizin için öyledir. Genelde "Dün dündür, bugün de bugündür." deniliyor, böyle bir yaklaşım söz konusu.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yok, Türkiye'nin geldiği noktayı kavrayamıyorsunuz.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Yani aynı konuşmanın içerisinde, aynı metnin içerisinde Bakanın yukarıda söylediği ile aşağıda söylediği bile sorun oluyor. İşte, Sayın Elitaş sabahtan beri onu söylüyor, "Bakanımız metnin yukarısında değil, niye metnin aşağısına bakmıyorsunuz?" diyor. Aynı metinde yukarı ile aşağısı bile sorun oluyor. Bu kadar zaman farkı bile var. O açıdan, ben çok yadırgamıyorum açıkçası.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Garo'nun anlama kabiliyetinin çok yüksek olduğunu biliyorum ama sizi ilk defa görüyorum, bir şey söyleyemeyeceğim.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Bakın yani siz 2023 seçimlerini garantilemiş olsaydınız Sayın Elitaş, vallahi billahi de siz EYT'lilerin bu sorununu gündeminize almayacaktınız...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz yine de yemin etmeyin.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - ...oy kaybı olmasaydı siz bunu tartışmayacaktınız. Yine, muhalefetin bu konudaki ısrarı, EYT'lilerin örgütlü mücadelesi olmasaydı -biz de biliyoruz, siz de biliyorsunuz- bu meseleyi gündeminize almayacaktınız.

Şimdi, biz bugün EYT'yi tartışıyoruz ama asıl niye ben bu kadar seçim gündemini, yaptığınızı eleştiriyorum? Çünkü bir sorun var ortada. Eğer gerçekten bu sorunu çözmek istiyorsak bizim bu konuya daha sahici yaklaşmamız lazım. Gerçekten, muhalefetin eleştirilerini, önerilerini de bu meselede dikkate alarak ilgili STK'lerin, sivil toplum örgütlerinin de önerilerini alarak bu meseleyi derli toplu tartışmaya ihtiyaç var.

Bakın, bence bizim emeklilik sistemimizde bir sorun var. Yani meselenin temel nedeni bu. Şimdi, ülkemizde emeklilik sistemi bir yamalı bohçaya dönüşmüş durumda; bir taraftan düzeltiliyor, öbür taraftan bozuluyor. Ya, sürekli böyle bir yaklaşım. Bu sadece sizin iktidarınızla da ilgili değil, sizden önceki dönemlerde de öyleydi ama son yirmi yılda daha vahim bir hâl aldı. Bakın, emeklilik sisteminin bir bütün olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu EYT meselesi nereden çıktı? Yani niye biz böyle bir sorunu konuşuyoruz? Değil mi yani? Bu sorun nasıl gündeme geldi? İşte, 1999'da yapılan değişiklik, 2008'de yapılan değişiklikler bir dengesizlik yarattı, bir adaletsizlik açığa çıkardı, bir eşitsizlik açığa çıkardı ve nihayetinde bugün "EYT" olarak tabir ettiğimiz sorun gündeme geldi.

Şimdi, EYT'yle, 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanların yaşa takılması sorununu çözüyor ama yeni sorunlar yaratıyor demiştim. Evet çünkü emeklilikte aylıklar arasında farklar, çırak-stajyerler, deprem ve borçlanma gibi meseleler bu yasa kapsamında ele alınmamış; bu yasanın dışında bırakılmış. Şimdi, bu, tabii ki başka bir mağduriyet yaratıyor. Yarın öbür gün bunlar örgütlenecek, bu kesimler sesini yükseltecek. Sonra, biz bunların meselelerini çözmek için bir araya geleceğiz. Gerçi, bu da herhâlde başka bir seçime denk gelir artık, şimdi olmaz ya da gerçekten çok ciddi örgütlenecekler, ciddi bir kamuoyu yaratacaklar, bundan kaynaklı siz bir kaygı duyacaksınız, bunu çözmeye çalışacaksınız. Yoksa, işte, bunlar da önümüzde sorun olarak duruyor.

Yine, 9 Eylül 1999 ve sonrasında sigortalı olanlarda, kadınlarda 58 ve erkeklerde 60 yaş koşuluna tabi olma durumu devam edecek. Ama az önce, CHP'den konuşan hatip de söyledi, şimdi 8 Eylül 1999'da bir işçi eğer sigortalıysa 2024'te emekli olacak. Hani aynı iş yerinde aynı işi yapan iki insan için söylüyorum bunu ama eğer bir gün sonrasında işe girmişse bu sefer ne olacak? 2041'de emekli olacak yani bir günde bir kişi on yedi yıl bekleyecek ya da on yedi yıl çalışacak. Şimdi bu gerçekten hakkaniyete, eşitliğe uygun bir durum mu yani adaletli bir durum mu? Yani bir hukuk devletinde eşitliği, adaleti esas alan bir yönetim bir günü esas alır mı? Bir gün üzerinden bir tartışma yürütür mü? Dolayısıyla bu meselenin de kademeli olarak bir çözüme kavuşturulması gerekiyor. Bakın, bu da bir sorun olarak önünüzde duracak, önümüzde duracak.

Yine BAĞ-KUR ve emekli sandığı sigortalıları ile SSK sigortalıları arasında prim farkı var. Mesela gerçekten bu prim farkı niye var? Hani soru olarak soruyorum yani ne fark var? Aynı ülkede insanlar aynı iş gücüne katılıyor, aynı emeği sarf ediyor ama prim farkı çok fazla bu sigortalılık açısından. Onun da giderilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yine erkeklerde...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - İş bulması daha zor.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) -Siz de öğretin, bakalım ne diyorsunuz bu konuda? Hani bütün toplum zaten bilmiyor, bir siz biliyorsunuz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ben izah edeceğim.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - O zaman izah edersiniz biz de bilmiş oluruz niyeymiş o? Siz yani her seferinde aynı şeyleri tekrar ediyorsunuz, meselenin böyle olmadığını biz biliyoruz fakat...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İsmail Bey daha önce doktordu ama şimdi ekonomi konusuyla daha çok ilgili.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - 9000 gün prim sayısı olur mu ya?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Tamam, açıklayın, işte bilelim yani soru soruyoruz, cevap vermiyorsunuz. Ya madem yanlış düşünüyoruz siz de söz alırsınız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Soruları bize soruyorsunuz.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Size soruyoruz işte.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkes sırası gelince fikirlerini...

Süreniz bitti, son cümlelerinizi alalım Dilan Hanım.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Az önce de sorduk işte cevap vermediniz.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Vereceğim ama Başkan müsaade etmiyor.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Tamam, şimdi vermeyin, benim konuşmamdan sonra verin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Başkan müsaade ederse vereyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Topluca... Bitti konuşmanız Dilan Hanım, bitti. Konuşma süreniz bitti.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Başkan, ama beni çok...

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Sayın Başkan AKP'ye tanınan toleransı bize de...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Herkese eşit davranıyorum, hayır.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Emekliler kaldı ama benim sözümü çok kestiler Başkanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dakika hemen toparlayın lütfen.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Bence çok samimi sorular sordu ama Başkanım, cevap versinler.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Evet, bence de versinler.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Çok samimi sorular soruldu, cevap versinler.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Diğer sorular samimi değil gibi bir anlam çıkar buradan yalnız.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Şimdi bakın, 15 milyon emekli var, bu yasayla da "2 milyon 250 bin kişi emekli olacak." deniliyor ama gerçekten emekliliğin anlamını da AKP değiştirdi bu ülkede. Yani eskiden emekli olmak; işte insanlar emekli olacak, rahata kavuşacak, daha insanca bir hayat sürecek, çalışmak zorunda kalmayacak... Ama şimdi bu yasayla diyorsunuz ki: "On gün emeklilikten sonra, on gün sonra aynı iş yerine başvurduğunuzda işte işverene yüzde 5'lik bir indirim yapacağız."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi tarihte emekliler rahat ediyormuş?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Yani emeklilere diyorsunuz ki: "On gün emekli olabilirsiniz." Niye emekliler çalışmak zorunda? Bu sorunun cevabı var mı? Emekli olan insanlar niye çalışmak zorunda? Çünkü insanca yaşam koşullarına sahip değil. Eskiden insanlar emekli olduğunda ev alıyordu, tatile gidiyordu, çalışmak zorunda değildi.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Hangi tarih? Hangi tarihte emekliler rahat ediyordu?

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Sizden önce, sizden önce.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, toparlarsanız bir cümleyle Dilan Hanım.

DİRAYET DİLAN TAŞDEMİR (Ağrı) - Teşekkür ederim Başkanım.