FATİH SÜLEYMAN DENİZOLGUN (İstanbul) - Faruk Bey'i dinledik. Şimdi, Faruk Bey'in çözüm olarak da önerdiği nokta ihtisas mahkemelerine bu konu havale olsun ve orada bu oran belirlensin; işte, hakkaniyetli olarak ne kadar miktarda denizler kirletiliyorsa o şekilde cezalar belirlensin. Fakat siz de takdir edersiniz ki şimdi kanunla bunun önü alınamazsa mahkemelerde bu çok değişkenlik, çok sürüncemeli ve çok uzun yıllar alır. Yani mesele mahkemeye gidip mahkemenin yıllar sonra vereceği karardan ziyade bunun kanunla zaten uygulamacı ve idarenin direkt müdahil olarak ona göre ceza kesmesi veya kesmemesi. Zaten her hâlükârda insanlar mahkeme yoluna gidebilir, şirketler mahkeme yoluna gidebilir, o yolları kullanma zaten her daim mevcut ve her türlü şikâyet veya itiraz herkes için zaten mevcut. Ama meselenin çözümü mahkemelere gidip onların takdiri veya işte, hâkimlerin birden farklı görüş, muallaklık içeren mevzularına girersek bunu çok konuşmamız lazım. Temel mesele zaten bunu idare olarak, denetleme olarak ve cezalandırma olarak bir bakıma bu işi mahkemeler boyutundan ziyade direkt buradaki 83 yılında yapılan haksızlığın, Sayın Bakan Yardımcımızın da ifade ettiği gibi yani gemilerin boyuyla, miktarıyla olan, en ufak bir lavabo açmasından sebep yani normalde 1 milyon lira ceza kesilirken büyük boyutlu oldu diye 50 milyon veya 100 milyon lira ceza kesilmesi hiç kimsenin tabii ki hakkaniyetli olarak ifade edeceği bir mesele değil ve bu 83 yıllarında yapılan bir hata olduğu için bunun düzeltilmesinin yani kanun yoluyla ve idare yoluyla olması çok daha makul ve mantıklıdır kanaatindeyim.

Saygılarımı sunuyorum.