KOMİSYON KONUŞMASI

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Cumhuriyet tarihinin en güzel mersiyesiydi ama Bakan bile dayanamadı, gitti.

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Siz iltifatı bilmediğiniz için sizde marifet de gelişmemiş.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Alkışlamak zorunuza mı gitti arkadaşlar?

MUSTAFA SAVAŞ (Aydın) - Yok. Teşekkür ederiz.

BAŞKAN - Sayın Atıcı, Sayın Demir'e söz verdik, müsaade ederseniz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Ben de sabahtan beri söz istiyorum ama beni hiç görmüyorsunuz.

BAŞKAN - Yok efendim. Grup sözcünüz bir liste verdi, sıraya göre söz veriyorum.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Düğmeye basıyorum duruyorum.

BAŞKAN - Mutlaka onun da faydası vardır ama... Faydadan ari değildir.

Şimdi, müsaade ederseniz Sayın Nurettin Demir'i dinliyoruz.

Buyurunuz efendim.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Efendim, teşekkür ederiz.

Sanıyorum, Sayın Bakan ara verdi galiba, isterseniz bizde mi ara versek, ne yapsak?

BAŞKAN - Efendim, Sayın Bakan Yardımcımız, Sayın Müsteşarımız buradalar.

Buyurun.

AYTUĞ ATICI (Mersin)- Ama Sayın Bakanın duyması lazım.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Tabii, Bakanın duyması çok önemli.

BAŞKAN - İletirler efendim, hiç sakıncası yok.

Buyurun siz.

AYTUĞ ATICI (Mersin) - Bu arada AKP'den arkadaşlar varsa konuşsunlar.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Onlardan konuşsunlar, evet, iktidar tarafından, mümkünse.

BAŞKAN - Efendim, Komisyon üyeleri arasında ya da milletvekilleri arasında iktidar-muhalefet diye bir fark yapmıyoruz.

Ben sürenizi tekrar başlatayım.

Buyurunuz lütfen.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekili arkadaşlarımız, bürokrasinin değerli üyeleri, konuklar, sivil toplum kuruluşu üyeleri ve basının değerli emekçileri; sizleri ben de saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, gerçekten, bu bıçak parası meselesi çok konuşuluyor. Ben, bıçak parası dedim, ikiye ayırdım, resmî bıçak parası, bir de keskin bıçak parası var. Resmî bıçak parası olarak 14,5 milyar lira harcamış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları özel hastanelerde; 14,5 milyar lira -eski parayla katrilyon lira- büyük bir para takdir edersiniz. Bir de keskin bıçak parası var. Hani bu kadar dönüşümü, sağlıkta dönüşümü bunun için getirdiler ya, bunu en çok kullanmışlardı. Şimdi, ya odalarda oluyor ya da merdiven altlarında oluyor ve bu olmadan da hakikaten birçok yerde ameliyat yapılmıyor. Ben üzülüyorum tabii ki, bu noktaya sağlık çalışanlarının getirilmiş olması çok önemli. Demek ki bir yerlerde aksaklıklar var.

Sayın Bakan, özellikle Güneydoğu Anadolu'da iki silah arasında kalan vatandaşlarımızın çekmiş olduğu, sağlık hizmetlerine ulaşamamaları, yaralılara ve diğer vatandaşlarımıza devletin ulaşamaması hepimizin ayıbı, başta siz olmak üzere. Tabii, size karşı bir saygım var, sevgim var, meslektaşız ama söylemleriniz, zaman zaman sanki bir sağlık bakanı değil bir savaş bakanının söylemleri gibi insanları acıtıyor, bizleri acıtıyor. Burada, maalesef, bunu söylemek durumundayım. Sağlıktan sorumlu bir bakanın bu söylemlerinde çok daha dikkatli olması lazım, çatışmaların tarafı olmaması gerektiği düşüncesindeyim, olsa bile bunu en azından daha üsluplu bir şekilde söylemesi gerekir diye düşünüyorum.

Sayın Bakan, epey bir şeyler yapıyorsunuz, Genom Projesi var, şu var, bu var; biz de zaman zaman destekledik, takdir de ettik ama şu hepatit C için verilen ilaçlarda vatandaşların sorununu uzun süredir çözmemenizi anlayamıyorum.

Sayın Bakan, hayat kurtarıyor. Biraz önce bir hasta aradı, ta Marmaris'ten Muğla'ya gelmiş, Muğla'dan Aydın'a gidiyor, Aydın'dan İzmir'e gidecek. Bu vatandaş hepatit C ilacını kullanamıyor, transplantasyon noktasına gelmiş. Bu ilacı verseniz devlet daha az masraf yapacak, transplantasyon sorunu yaşamayacak. Neden bu kadar uzatıldı? Bilim Komitesinin bu konuda sıkıntısı neler? Bunu öğrenmek istiyoruz gerçekten.

Ayrıca, özellikle Güneydoğu Anadolu'daki ve Doğu Anadolu'daki, bizim de gidip tespit ettiğimiz ve raporlaştırdığımız duruma göre, orada sağlık çalışanları devletin ayrımcı davrandığı düşüncesinde. Şöyle ki: 112'de çalışan sağlık çalışanlarına güvenmediklerini... Devletin ayrı bir -sivil demeyeyim de- farklı bir örgütlenmeyle 112 oluşturduğu, bu 112'de de doktorların ve hemşirelerin, sağlık çalışanlarının maaşlı olarak çalıştırıldığı ve birçok yere de bunların gönderildiği söyleniyor ve oradaki sağlık çalışanları da buna çok üzülüyorlar "Acaba biz farklı mı davranıyoruz, ayrımcılıkla mı davranıyoruz?" diye böyle bir üzüntüleri var. Gerçekten, böyle bir şey var mı? Ayrı bir 112 ekibi kurdunuz mu? Oradaki çatışmalarda müdahale eden ve sadece özellikle güvenlik güçlerine hizmet edip, halka hizmet etmeyen bu 112 grupları var mı?

Sayın Bakan, sağlıklı yaşam konusunda epey çalışıyorsunuz, çaba gösteriyorsunuz, takdir ediyorum. Obezite, sigara falan... Ama bunların bir analizini yapıyor musunuz bilmiyorum. Bakın, siz, obez çocuklarla ilgili zaman zaman çıkıyor, televizyonlarda söylüyorsunuz, tribünlere güzel şeyler söylüyorsunuz ama okullara sorun bakalım, sağlık dersi var mı? İlkokuldan ortaöğretime beden eğitimi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Demir, buyurunuz efendim.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Demir efendim, Demir... Muğla Milletvekili Nurettin Demir.

BAŞKAN - Sayın Demir, değil mi?

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Demir...

BAŞKAN - Tamam, doğrudur efendim.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Demir gibi... Çelik gibi değil demir gibi...

BAŞKAN - Ben de öyle söyledim.

Buyurunuz efendim, sözlerinizi tamamlamanız için...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - "Deniz" diye söylediniz de...

Efendim, özellikle beden eğitimi derslerinin boş geçtiği... Spor yapma, jimnastik yapma alışkanlığını biz kazandıramazsak, yalnız "Çocuklara tatlı yedirmeyin, nişastalı yiyecekler yedirmeyin." diyerek sağlıklı bir toplum sağlayamayız. Bu çok önemli. Ben, özellikle Sağlık Bakanlığının Millî Eğitim Bakanlığına bu konuda, daha çok çocukların spor yapma kültürünü, jimnastik yapma kültürünü edinmelerini ve bu konuda baskı yapmanızı rica edeceğim.

Bakın, Türkiye'de beden eğitim öğretmeni birçok yerde yok, çocuklar jimnastik kültürünü filan geliştiremiyorlar ama siz obeziteyle uğraşıyorsunuz; bir çelişki.

Sayın Bakanım, bakın, siz bir devletsiniz. Devlet, çocuklarına karşı farklı, ayrıcalıklı davranamaz. Üniversite hastaneleri inim inim inliyor. Üç yıldır, dört yıldır, beş yıldır borçlarını ödeyemeyen üniversite hastaneleri var. Bu üniversite hastanelerinin borçlarının 1,4 milyar lira olduğu söyleniyor. Neden desteklemiyorsunuz? Neden onların sorunlarını çözmüyorsunuz? Yani, bunların rektörlerini siz atamadınız mı, başhekimlerini siz atamadınız mı? Beceriksiz mi buluyorsunuz? Bir devlet piyasaya karşı borçlu olur mu? Üç yıldır, dört yıldır borcunu ödeyemeyen bir başhekimin veya rektörün hâletiruhiyesini anlayabiliyor musunuz? Niye çözmüyorsunuz, neden çözülmüyor?

Bakın, Türkiye'nin asıl sağlık sorunlarının büyük bir kesiminin ağırlığını götüren üniversitelerin hepsi borç içinde, personel eksikliği var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Demir, sözlerinizi tamamlamanız için...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - İki dakika, tamam, söz, keseceğim ondan sonra.

Yanık üniteleri, yoğun bakım üniteleri açılmayan üniversiteler var Sayın Bakan ve biz de telefonlarda onlara yer bulmak için perişan oluyoruz. Bir üniversitenin 180 tane hemşiresi olmadığı için yanık ünitesi ve yoğun bakım ünitesi açılmamış, hizmet veremiyor. Üniversitelere üvey evlat gibi davranmayın Sayın Bakan. Bunu ilk geldiğiniz gün de söylemiştim ziyaretimde, tebriğimde ama üniversiteler rahatlatılmadı. Yani Bakanlığa -geçen gün Kalkınma Bakanlığının bütçesinde de söyledim- "Efendim, onlar yönetemiyor." Böyle bir şey yok. Yönetecek adamlar atayın. Siz atıyorsunuz. Rektörü siz atamıyor musunuz? Başhekimleri siz atamıyor musunuz? Siz atıyorsunuz. Dolayısıyla, suçlayarak bir yere varılamaz.

Sayın Bakan, ben, son sözlerimi bitirerek, bir konuya daha değineceğim. Siz geldiğinizde 3,1 idi bugün 8,3'e çıktı doktora başvurma oranı. Neden? Performans sistemi. Ameliyat sayısı 14,5 milyonu buldu. Acaba, AKP Türk toplumunun sağlığını mı bozdu? Hayır, sistemden. Performans sistemi maalesef bu elmanın en çürük yeridir. Sağlıkta kaliteyi bozmuştur. "Bu konuda çalışmalar yapıyoruz." dediniz bir sene önce, iki sene önce; hâlâ bir noktaya gelinemedi ve özellikle ekstra ameliyatlar yapılıyor. Hadi, biz bunu şöyle söyleyelim: Endikasyonu daha geniş tutuyorlar. Doğru mu? Değil.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Ne yapsın? Ameliyat sayısını artırmak için bunu yapmak zorunda doktor.

BAŞKAN - Sayın Demir...

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Peki, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN - Sayın Demir, benden kaynaklanmıyor, sistemden kaynaklanıyor. Yani ne oldu anlamadım ama sistem sorunu yaşıyoruz.

Bu arada, arkadaşların açmasını beklerken, siz sözlerinizde "Kalkınma Bakanlığının bütçesi görüşülürken..." dediniz, biz Kalkınma Bakanlığının bütçesini görüşmedik henüz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Hazine demek istedi, Hazine.

BAŞKAN - Anladım, Hazine.

Arkadaşlar, maalesef, mikrofonu açamadığımıza göre...

NURETTİN DEMİR - Devam edeyim mi?