| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4914) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .02.2023 |
İSMAİL FARUK AKSU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli bürokratlar, basın mensupları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum öncelikle.
Bugün önemli bir kanun teklifini görüşüyoruz. Yaklaşık 5 milyon vatandaşımızı doğrudan ilgilendiren, geniş toplum kesimlerinin beklentisi hâline gelmiş olan bir meseleyi inşallah kökten çözmek üzere, önce Komisyonumuzda ardından da Genel Kurulda bu meseleyi halletmiş olacağız.
Konuşmamın başında, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanımıza, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'e, Çalışma Bakanımıza, teklif sahiplerine ve emeği geçen herkese, bu meselenin çözümüne katkı veren herkese teşekkür ediyorum.
Şimdi "EYT" nedir? Bu "EYT" kavramsallaştırması nereden çıktı buna öncelikle müsaadenizle değinmek istiyorum. EYT kavramsallaştırması diğer bütün şartları taşıyan ancak emeklilikte yaşa takılan kişileri kapsamakta. Yani "emeklilikte yaşa takılan" dediğimiz zaman diğer 2 şartı taşıyan... Neydi onlar? Bir tanesi sigortalılık süresi başlangıcı, sigortalılık süresi; ikincisi de prim gün sayısını tamamladığı hâlde yaşa takılan çalışanlarımızı kapsamaktadır. Hâl böyle olunca ve yapılan düzenleme de tamamen bunu çözmeye matuf bir düzenleme olduğu hâlde burada zikredilen bazı ifadeler oldu. Mesela denildi ki "Şunu yapmazsanız bu düzenleme hiçbir anlam ifade etmez, EYT'liler hayal kırıklığına uğrar." Şimdi, adı üstünde "EYT'liler" diyorsunuz ve EYT'liler de yaşa takılmış olanlar, şimdi de yaşa takılma olayı kalkıyor; e, o zaman niye hayal kırıklığına uğrasın EYT'liler? Hiçbir anlam ifade etmiyorsa, yaklaşık 5 milyon kişiyi ilgilendiren bu durum karşısında, bundan yararlanacak olan bu 5 milyon kişiye ne diyeceksiniz o zaman? 2023 yılı içerisinde 2 milyon 250 bin kişi doğrudan bundan yararlanacaksa demek ki bir anlam ifade ediyor; anlam ifade etmiyor değil. O zaman...
Şimdi, bir başka mesele de... Prim meselesinden söz edildi, "prime takılanlar" dendi. Bu, ayrı bir konu kuşkusuz. Bize şimdiye kadar bu süre içerisinde, yıllardan beri gelenlerin içerisinde hiçbir kişi bu durumu zikretmedi. Tam tersine, yaş problemi olmadığı hâlde yani yaşa takılmadığı hâlde primini dolduramadığı için bekleyen insanlar var. Yani 60 yaşına gelmiş ama prim gün sayısını tamamlamamış; bu, sosyal güvenlik sisteminin içerisinde var olan bir durum. Kuşkusuz bir prim ödenecek, belli bir hizmet süresi doldurulacak ki emekliliğe hak kazanılsın.
Yine, gündeme getirilen bir başka konu, başlangıç gün meselesi. Yani işte "8 Eylül 1999'da değil de 9'unda sigortalı olmuş; e, bu mağdur oluyor." E, genel bir ilkedir; eğer, siz meşru, kabul edilebilir, herkes tarafından kabul edilecek bir norm ortaya koymazsanız bu işin sonu olmaz. Diyelim ki yıl sonunu koydunuz, bu sefer denecek ki "Ben 1 Ocakta başladım." Bunu ne yapacaksınız? Burada mademki EYT'ye konu olan husus 8 Eylül 1999'da çıkan kanundur, yürürlüğe giren kanundur, dolayısıyla bu tarihin konulması doğrudur, haklıdır.
Şimdi, kanunla 2 ana maddede aslında 3 tane temel husus çözülüyor. Bunlardan bir tanesi, 8/9/1999 tarihinden önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlayanların ve 9/9/1999 tarihinden sonra malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası kapsamında çalışmaya başlamalarına rağmen sigortalılık başlangıç tarihini geriye götürmeye imkân tanıyan ilgili mevzuat hükümlerine göre yapmış oldukları borçlanmalar ile sigortalılık başlangıç tarihi 8/9/1999 öncesi olacak şekilde geriye götürülenlerin. Yani birincisi, ya 8/9/1999 tarihinde sigortalı olmuş olacak ya da yine meri mevzuat çerçevesinde geriye dönük borçlanma hükümleri doğrultusunda bu tarihi sigorta başlangıç tarihi olarak kabul ettirmiş olanlar olacak. İkincisi, bu düzenleme kapsamında emekliliği hak edecek olan kişilerden çalışmaya devam etmek isteyenleri teşvik etmek. Aynı zamanda, kayıtlılığı artırmak amacıyla sosyal güvenlik destek primine, işverenler tarafından ödenen destek primine devletin bir miktar katkı sağlaması öngörülmekte. Diğer maddeyle ise hatırlanacağı gibi 7079 sayılı Kanun ile 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de bir değişiklik yapılmıştı ve bu taşeron dediğimiz kesim kadroya geçirilmişti. Burada yapılan bir düzenlemeyle de bunların emekliliği hak ettikleri tarih itibarıyla sözleşmeleri feshedilip emekliye ayrılmaları zorunlu idi. Şimdi, 2'nci maddeyle de bu zorunluluk ortadan kaldırılarak tarafların, daha doğrusu ilgili kişinin emekli olup olmaması kendi iradesine bırakılmaktadır. Dolayısıyla yıllardan beri kamuoyunu meşgul eden EYT sorunu aslında kalıcı olarak bu şekliyle olası yansımaları, komplikasyonları da dikkate alınarak bir bütünlük içerisinde çözülmektedir. Bu kanun teklifinin gündeme gelmiş olmasından, yasalaşacak olmasından memnun olduğumuzu Milliyetçi Hareket Partisi olarak bir kez daha ifade ediyorum.
Tekrar emeği geçenlere teşekkür ederek sizleri saygıyla selamlıyorum.