| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4914) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .02.2023 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli Komisyon üyeleri, değerli teklif sahipleri, bürokratlarımız, değerli emekçilerimiz, STK'lerin çok değerli temsilcileri; evet, hep birlikte çok önemli bir kanun teklifini görüşüyoruz bugün. Arkadaşlarımız, çeşitli muhalefetin konuşmaları üzerine tabii, şu ana kadar bazı eleştiriler yaptılar. En başta şunu söyleyeyim: Getirilen kanun teklifine bir itirazımız yok ancak burada kanun teklifinin getiriliş süreciyle eksiklerini de söylemek zorundayız. E, getiriliş sürecine bir bakalım. Sürekli Sayın Cumhurbaşkanına bir teşekkür gidiyor. Elbette ki teşekkür edeceksiniz ama şimdi bu EYT kanun teklifi toplumdan gelen yoğun talep üzerine getirilen bir tekliftir; birincisi bu. EYT'lilerin bir araya gelmeleri, örgütlenmeleri ve taleplerini bıkmadan usanmadan dile getirmeleri sayesinde Türkiye'nin gündemine oturmuştur. İktidarın gündemine girmesinde ise başta Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun ve Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuzun ve diğer muhalefet partisi gruplarının da çok sık bir şekilde bu konuyu dile getirmesi, çeşitli kanun teklifleri vermesi, önergeler vermesi üzerine de iktidarın gündemine girmiştir; öncelikle bu gerçeği bir kabul edelim. Ne diyordu çünkü Cumhurbaşkanı 2019'da? "Seçimi kaybetsek de ben yokum." Nereye geldik şimdi? "Tutturmuş erken emeklilik. Niye erken emeklilik? Ne zaman emekli olacaksa o zaman olsun, hak ettiği parayı alsın. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da." falan. Ne oldu şimdi? Tam seçime 3 gün kala EYT'yi getirmek zorunda kaldınız hatta çok önce çalışmaya başladınız, çok daha erken getirmeniz gerekiyordu, bir türlü getiremediniz. Toplumda bir beklenti oluşturdunuz ama dediğim gibi seçime 3 gün kala neyse ki. Yine de teşekkür ediyoruz bu düzenlemeyi tüm eksiklerine rağmen getirdiğiniz için.
Şimdi, evet, 4 maddelik bir düzenleme getirdiniz. EYT düzenlemesi herkesin bildiği gibi 8 Eylül 1999'dan önce işe girenlerin yaş koşuluna tabi olmaksızın emekli olmaları talebiydi çünkü 99 öncesinde emekli olabilmek için kadınların yirmi, erkeklerin yirmi beş yıl çalışmış olması, 5000 gün prim ödemiş olmaları koşulu yeterliydi fakat 99'da yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Kanunu'nda yapılan değişiklikle bu iki kriterin yanına bir de yaş kriteri eklendi. 8 Eylül 1999 tarihinde 4447 sayılı Kanun'la birlikte kadınların emeklilik yaşı 58, erkeklerin de 60 oldu. Yani günümüzde emeklilik aslında sunum yapan sizlerin de, teklifi getiren arkadaşlarımızın da dediği gibi önceden iki koşulken, üç koşula bağlandı; prim ödeme gün sayısı, sigortalılık süresi, yaş sınırı. Şimdi getirdiğiniz kanun teklifiyle evet, erkeklerde 60, kadınlarda 58 olan yaş koşulunu kaldırıyorsunuz ama 9 Eylül 1999'dan önce emekli olanlar için 5000 gün olan sigorta prim gün sayısı kademeli hâle getirildi ve 5975 güne kadar artırılıyor, birçok arkadaşımız bu konuyu dile getirdi. Özellikle Çalışma Bakanının bu konudaki açıklaması çok tartışıldı şu ana kadar. Ama açın bütün gazeteleri yani medyaya bakın, hiç kimseye inanmıyorsanız medyaya bakın, zaten orada Bakanın konuşmaları ortada. "EYT'de 1990 öncesi 5000 prim gün şartını değiştirmiyoruz." demişti.
Şimdi, Sayın Elitaş, vatandaşlarımız o günden sonra, bunu duyduktan sonra bunu hakikaten getirilecek olan düzenlemeyle ilgili bir gereklilik olarak aldılar ve ona göre de ne yaptılar? Eksiklerini tamamlamak için borçlanmalar yaptılar, krediler çektiler, işte arabasını satanlar olduğunu duyuyoruz bunun için ve şimdi ne hâle geldiler? Çok ciddi bir şekilde bir mağduriyet oluştu. Bu şekilde koşulları sağlamaya çalışan bütün vatandaşlarımızda büyük bir mağduriyet oluştu. Biz de sosyal medyamızdan hem bu konuda hem de diğer eksiklerle ilgili konuda binlerce mesaj aldık bugüne kadar. Aslında şunu söylemek istiyorum: Sizin her yaptığınız düzenleme yeni adaletsizlikler doğuruyor; hiç kusura bakmayın. Bir şeyler yapıyorsunuz ama arkasından başka şeyler çıkıyor. Şimdi bu yaş sınırının kalkmasıyla 2 milyon 250 bin kişinin emekli olacağı görülüyor ama bakın, bir gün fark, ya bir gün farkla ya da kayıtlarda yaşanan dengesizliklerle başka milyonlar haksızlığa uğramış, mağdur edilmiş oluyor sonuçta; bu bir gerçek, bunu hiç kimse inkâr edemez. Yani işte "Biz EYT yaş sınırını kaldırdık, her şeyi çözdük." diyemezsiniz.
Şimdi meydana gelen ciddi eşitsizliklerden biri daha var: Bu kanundan sonra 8 Eylül 1999 bir milat gibi oluyor yani bu "bir gün farkla" dediğimiz şey, çok keskin bir geçiş var burada, siz çok daha iyi biliyorsunuz. Örneğin, aynı iş yerine 8 Eylül 1999'dan bir gün sonra işe giren kadınlar on yedi yıl sonra, erkekler yirmi yıl sonra emekli olacak. Bu ciddi bir eşitsizlik değil midir? Kamuoyunda bu konuda da bir kademeli geçiş olması beklentisi vardı ama bu düzenlemeyle onu da getirmediniz. Şimdi, 9 Eylül 1999 ve sonrası için adil ve eşitlikçi bir kademeli geçiş takvimi uygulanmalı. Demokratik, sosyal bir hukuk devletinin gereği de aslında budur.
Bir de prim eşitsizliği var yine. EYT'li olan 4/A'lara 5000 ila 5975 arası ama memurlara ve BAĞ-KUR kapsamındaki esnaflarımıza kadınlarda 7200, erkeklerde 9000 prim şartı getirildi bu düzenlemeyle, bu devam ediyor. Bu prim şartı dengesizliğinin de düzeltilmesi gerekiyor. Çalışanlar arasında böyle bir eşitsizlik, böyle bir adaletsizlik olmaz, bunu hiçbir vicdan kabul etmez. Şimdi devlet diyor ki aslında bu düzenlemeyle... Her bir vatandaş çalışmak için ömrünün belli bir dönemini geçiriyor ama işte devlet diyor ki: "Sen 5000 gün çalış, sen 7200 gün çalış, sen de 9000 gün çalış. İşte ancak o zaman emekli olabilirsin." Bu gerçekten eşitliğe aykırı. EYT düzenlemesinde bir defaya mahsus olarak BAĞ-KUR'lulara eksik prim günleri için borçlanma hakkı verilmelidir.
Yine sistemde, çok garip, bakın, sigorta emeklilik sisteminde maaş hesaplamalarında da üç dönem var yani emeklilikte yaşa takılanlar için maaş hesaplamasında işte 1999 yılı öncesi, 1999-2008 yılı arası, 2008 yılı sonrası. Şimdi, bu dönemler arasındaki aylık bağlama oranları arasındaki farklılıklar da yine ciddi bir eşitsizlik ve haksızlığa neden oluyor. Bu konuda intibak düzenlemesi mutlaka yapılmalı. Bu konuda önergemiz de var. Aslında bizim 10 tane önergemiz var, çeşitli eşitsizlik ve haksızlıkları düzeltmek anlamında. Tabii, bu bağlama oranları da gittikçe düşürüldü. Yine 2002-2008 arası bir prim esas kazancın güncellenmesinde refah payı olarak büyümenin yüzde 100'ü dikkate alınırken, 2008'den sonra bu oran yüzde 30'a düşürüldü. Bu da emeklilik paylarında ciddi bir kayba, emeklilik maaşlarında ciddi bir kayba neden oldu.
Şimdi, değerli arkadaşlar, ortaya çıkan sonuç şudur: Hani siz Emekli Sandığı, BAĞ-KUR ve SSK'yi bir çatı altında birleştirmekle çok övünüyorsunuz, işte "Sistemi biz değiştirdik, karmaşa vardı, çok başlılık vardı, hepsini bir araya topladık." falan diye. Ama bu birleşme sonrası farklılıkların halının altına süpürülmüş olduğunu görüyoruz. Yani yirmi yıl boyunca evet "Bu eşitsizlikler bizden önceki dönemlerde uygulamaya getirilmişti." diyorsunuz, diyebilirsiniz ama aradan yirmi yıl geçti, yirmi yıl çok uzun bir süre ve siz bu eşitsizlikleri düzeltmek için hiçbir çaba sarf etmemişsiniz ancak işte halının altına süpürmüşsünüz. Aslında bu yapılan EYT düzenlemesi emeklilik sistemi ve sosyal sigortalar sistemiyle ilgili geçmişten gelen ve devam eden bütün çarpıklıklar, adaletsizlikler, sistemdeki bozukluklar yani bunların hepsi âdeta bir torbadan şu anda bu EYT'nin getirilmesiyle birlikte bir bir fışkırıyor, ortaya çıkıyor. Belki dün bu kadar tartışılmazken bugün bunları tartışır hâle geldik. Bütün haksızlığa ve eşitsizliğe uğrayan kesimler işte bizleri on binlerce mesaj yağmuruna tutuyorlar, sizlerden talepleri artıyor çünkü getirdiğiniz düzenleme çözmüyor, yeterli değil, karşı değiliz ama yeterli değil.
Mesela doğum borçlanması. Şimdi kadınların da talepleri var. Nasıl askerlik borçlanması gibi doğum borçlanmasının da sigortalılık başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi ve geriye doğru sayılması talepleri var. Bizim bu konuda da önergemiz var Sayın Elitaş. Umuyorum ki özellikle kadınlar için bu düzenlemeyi siz de bir önergeyle düzeltirsiniz, eklersiniz bu kanun teklifine.
Onun dışında mesela, yine, taleplerden devam edecek olursak tescil mağdurları var. On binlerce esnafımız EYT'de yaş şartı uygulanırken şimdi de BAĞ-KUR tesciline takılmış durumdalar. 2000 yılı öncesinde vergi mükellefi veya oda sicil kaydı olduğu hâlde BAĞ-KUR kaydı açılmış olanlar EYT kapsamına giremiyorlar şu anda. Bu durumdaki BAĞ-KUR'lu vatandaşlarımıza borçlanma hakkının getirilmesini öneriyoruz.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Emecan, teşekkür ediyorum.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, toparlıyorum. 1-2 talebi daha lütfen belirtmeme izin verin.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMACAN (İstanbul) - Yine, staj ve çıraklık çok konuşuldu ve çok önemli yani "çırak" dediğimiz, çıraklık yapan, çıraklık döneminde çalışan çocukların o yaşamış oldukları dönemi gerçekten sigortalılık süresinden saymamak eşitsiz ve adaletsiz bir durum. Staj ve çıraklık dönemi de bir çalışma dönemidir ve bu kişiler 8/8/1999 öncesinde sigortalı olmamaları durumunda EYT mağduru oluyorlar.
Yine, bir tane daha eşitsizlik: Özelleştirilen yerlerde 4/C'den 4/B statüsüne geçenlerin zorunlu emekliliğe tabi tutulması uygulamasına da son verilmesi gerekiyor. Özellikle, bunun yine, bu kanun teklifinde 10 önergemizden bir tanesi de yine bu. Bu kanun teklifinde bu düzenlemenin de getirilmesini öneriyoruz, daha birçok öneri var.
Ben bir de 1'inci maddenin ikinci fıkrasıyla ilgili bir konuya değinmek istiyorum. Kısaca buna da değinebilir miyim Sayın Başkanım?
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun, çok kısa.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Şimdi, 1'inci maddenin ikinci fıkrası emeklilik hakkını alarak emekli olan ve emekli aylığını alarak yeniden çalışması durumunu düzenliyor emekli olanların, EYT'lilerin. Emekli olan çalışan on gün içerisinde en son çalıştığı özel sektör iş yerine başvuru yapabilecek. Şimdi, ben SGK Başkanımıza da Sayın Elitaş, size de sormak istiyorum -TİSK Başkanı da bu konuya değindi- bu on günlük süre hangi kritere göre değerlendirildi? Yani biz kendi aramızda da bunu konuştuk, on günlük sürenin çok da yeterli olmadığı görülüyor.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, bunu not alırsanız cevabını alalım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Evet, bir konu daha var, onu da belirteceğim.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Süreyi çok aştık, lütfen.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bütünselliği bozmamak için son bir cümle.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Peki.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Şimdi, yine, kişi emekli olduktan sonra emekli olduğu iş yerinde tekrar işe başlayabileceğinin bir garantisi var mı? Bir de bunu sormak istiyorum. Şimdi, öyle bir şey getirildi. Yani eğer kişi ayrıldığı iş yerinde, on gün içerisinde işe tekrar başlarsa işte, işverene yüzde 5 destek primi verilecek ama başka bir iş yerinde işe başlaması durumunda o destek primi verilmeyecek. Şimdi aynı yerde işe başlama garantisi var mı? Yok. Şimdi ben emekli oldum, ayrıldım. İş yerime tekrar gittim; on gün sonra, on beş gün sonra -neyse süre değişirse eğer ki bu sürenin biraz uzatılmasını biz de öneriyoruz- ve işveren bana dedi ki: "Ben fikrimi değiştirdim, seni alamayacağım işe." Diyebilir, özel sektör.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Tabii.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - E, peki bu kişinin siz başka yerde çalışmasını engellemiş olmuyor musunuz? Başka bir iş yerinde işe başladığı takdirde işverene destek primi vermeyerek.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, bu soruları not alalım, cevabını isteyeceğim.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bu soruyu da sorarak ben sözlerime son vermek istiyorum.
Yine de bu getirilen EYT kanunundan -bundan yararlanacak olan kademeli olarak da olsa, umarım ki düzeltilir bu, yaklaşık 5 milyon kişiyi etkiliyor- şu anda ilk etapta etkilenecek olan 2 milyon 250 bin kişi için hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ediyorum anlayışınız için de Sayın Başkanım.