| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4914) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 02 .02.2023 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekküre ederim.
Sayın Başkan, ben de öncelikle yapılan tartışmayla ilgili bir şey söyleyeceğim ama size söyleyeceğim çünkü Sayın Elitaş'ın yapmış olduğu konuşmaya sizin müdahale etmenizi beklerdim. Her zaman burada dersiniz ki...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama bir hakaret yoktu ki bir iddia koydu ortaya ona da cevap verilir yani.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Her zaman, burada dersiniz ki: "Burada, lütfen, genel başkanları tartışmaya açmayalım, tartışmaya açacak konuşmalar yapmayalım."
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Doğru, doğru.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bugün, Sayın Cumhurbaşkanıyla ilgili burada birçok söz söyleyen arkadaşımız oldu ama eleştiriler ağırlıklı olarak EYT'yle ilgili Cumhurbaşkanının önceki açıklamaları, sonraki açıklamaları, konuyla ilgili, alakalı açıklamalardı ama Elitaş getirip, Sayın Genel Başkanımızın çocuklarıyla ilgili konu yani bir yorum diyemezsiniz buna sonuçta ailesiyle ilgili, çocuklarıyla ilgili birtakım yorumlara girdi. Bunun bizi rahatsız ettiğini fark ettiniz ve siz aslında müdahale etseydiniz bu konu bu kadar uzamazdı, bu kadar polemik de olmazdı. Ben de size bu görüşümü aktarmış olayım.
Şimdi, yine konumuza, EYT konusuna gelecek olursak, Sayın Elitaş yaptığı açıklamalar içerisinde... Biz zaten geneli üzerine yaptığımız konuşmada, ağırlıklı olarak zaten EYT 1'inci maddede getirildiği için, bir maddede getirildiği için madde üzerinde de görüşlerimizi bir anlamda belirtmiş olduk, talepleri, vatandaştan gelen talepleri, bizim desteklediğimiz talepleri belirtmiş olduk. Bunların içinde birçoğuna yalnız Elitaş çok yorum yapmadı. Mesela, staj mağdurlarıyla ilgili konuya bir yorum yapmadı, kadının doğum yaptığı tarihin SGK başlangıcı sayılmasıyla ilgili yorumlara girmedi, bazı konuları eksik bıraktı ve aynı şeyleri aslında tekrarladı. Mesela, prim gün sayısındaki kademeli artışla ilgili konuda gerçekten ciddi bir talep var ve Bakan Bilgin'in açıklamasını burada sürekli tartışıyoruz, bu doğru değil, ortada bir açıklama var. Ben yaptığım paylaşıma gelen son yorumlardan bir tanesini, birbirine çok benzeyen çok yorum var, en son gelenlerden bir tanesini okumak istiyorum bu konuda. Bakın, "Sayın Vekilim, selamlar. Yok zamanda borç harç eşimin 3 çocuk borçlanması dâhil, ihyası dâhil para ödedim. Bakan ve iktidar milletvekilleri 5 bin gün deyince apar topar ödedik. Keşke önceden söyleselerdi biz de ona göre ödemezdik, çok mağdur olduk. Saygılarımızla." Şimdi, vatandaşı yanlış yönlendirip sonra da yok öyle demedik, böyle demedik deyip burada bir kademe artışı getirmek hakkaniyetli değil. Sayın Başkan, bununla ilgili Genel Kurula kadar ya da şimdi Komisyonda bir düzeltme yapılması kesinlikle gerekiyor, bu önemli.
Yine, aylık bağlama oranlarıyla ilgili bir şey söylemek istiyorum. Daha Komisyon başladığı sırada, ben, maaş bağlama örneğiyle ilgili birkaç tane maaş örneği istemiştim Sayın Başkan. "Tamam." dendi ama hiçbir şey gelmedi. En düşük emekli aylığını alan 5.500 TL alacak ama ortalama bir örnek üzerinden...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Arkadaşlar, "Birkaç örnek çıkarın." demiştik, ona bir bakalım.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bir de yüksek... Çünkü bakın, burada, Sayın Ağbaba, Genel Başkan Yardımcımız şöyle olsaydı, maaşlar böyle olacaktı şeklinde, tabloyla çok güzel rakamları ortaya koydu, ben tekrara girmeyeceğim şimdi.
İnsanların beklentileri var. Sonuçta bu kanun teklifinin gelişi gecikti, aylardır oyalanıyor. O, beklentiye giren vatandaşlar "Aralık ayında gelseydi daha yüksek maaş bağlama oranı olacaktı ve biz daha yüksek maaş alacaktık." şeklinde bir beklentiye girdiler. Bu konuda lütfen bir cevap alalım, bize örnek verin, bizi ikna edin yani öyle olmadığına, çok düşük olmadığına çünkü çok düşük maaş bağlama oranı beklentisi var toplumda şu anda.
Onun dışında, doğum borçlanmasını söyledim. Evet, diğer konularla ilgili de bir yorum gelmedi. Bir de işverenlere verilen yüzde 5 prim desteğiyle ilgili bir sorum olmuştu. Bu, yüzde 5 işveren prim indirim desteğinin, ayrılan kişi başka şirketlere girmek isterse başka şirketler için uygulanmamasının doğru olmadığını söylemiştim bir örnek vererek.
Sayın Aydemir, bilmiyorum, ben konuşurken burada mıydınız? Şöyle tekrar edeyim...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bitiriyorum Sayın Başkanım.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ben şirketten ayrıldım, işveren de beni tekrar işe alacağını söyledi fakat vazgeçti, almadı; olabilir, almayabilir. E, ne olacak şimdi? Ben belki de sadece çok düşük emekli aylığıyla kaldım ortada. Başka şirket de diyor ki: İşte, devlet bana prim desteği vermediği için ben seni işe alamayacağım. E, peki, şimdi, bu vatandaş ne yapacak? Burada da bir hakkaniyet eksikliği var, bunun da düzeltilmesi gerekiyor yani ayrılan kişi başka bir şirkete başvurduğu zaman da işverene bir destek verilmesi gerekir diye düşünüyorum eğer teşvik edecekse alımını. Zaten teşvik etmeyecekse böyle bir desteğin de anlamı yok.
Teşekkür ederim.