| Komisyon Adı | : | (10 / 6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | İMDAT Derneği Başkanı Mehmet Oğuz Polat'ın, depremden etkilenen çocukların durumu, çocuk istismarıyla ilgili tespitler ve her türlü çocuk istismarının önlenmesi için alınması gereken tedbirler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 01 .03.2023 |
ALİ FAZIL KASAP (Kütahya) - Teşekkürler.
Sayın Hocam, hoş geldiniz.
Ben de bir tıp mensubu olarak şimdi, orada da demin Murat Vekilimin de bahsettiği olayda, önlenmesiyle ilgili net öneri olarak bir şey önerebilecek misiniz, net? Bir tanesi şu: Daha önce bahsettiğiniz koruma evleri, artı, istasyonlarla ilgili ve devletin kurumlarının bu konuda güven vermemesi. İkincisi... Bir de bir düzeltme yapacağım: 184 Sağlık Bakanlığının SABİM hattı. SABİM'in -Sağlık teşkilatında yönetici olarak çalıştığım dönemden biliyorum- gaz alma dışında hiçbir fonksiyonu yoktur Türkiye'de. Bunları şimdi kimse inkâr edemez. Bir şikâyet için 500 sayfalık A4 kâğıdı çıktıları alınır, 3 nüsha alınır vesaire ama içerik yoktur. 183 için de o, her türlü şiddetle alakalı. Ben bir çocuk hekimi olarak şöyle söyleyeyim size: Karşılaştığım çok istismar vakası oldu, belki bine yakın olmuştur yirmi beş yıllık aktif hekimlik dönemimde, bunların hemen hemen hiçbiri yargıya intikal etmemiştir. En çok gelen talep şudur: Doktorum, bir şeye maruz kalmış mı, tecavüze uğramış mı vesaire, kız ve erkek fark etmez. Hep yönlendirdiğimiz şey adli kurumlar olmuştur, savcılığa suç duyurusunda bulunma olmuştur ama hiçbiri suç duyurusunda bulunmamıştır. Burada o güven mefhumunu nasıl yeneceğiz, bir; ikincisi, o koruma evleri, istasyonlar vesaire için somut önerileriniz yani net öneri olması gerekiyor burada artık önlenmesi için. Onun dışında çok fazla bir şey söylemeyeceğim ama o siyaset dışı bir şey olması gerekirken yani tarikat veya diğer oluşum, dernekler vesaire onların indirgenmesini ben yanlış buluyorum açıkçasını söyleyeyim. Şeylerin din mevzusu adı altında anılması veya tarikatların ne kadar dinî olup olmadığını da tartışmaya girmeye gerek yok ama bu bir şekilde kapalı olan her ortamda oluyor. Ortamı hafif yumuşatmak için ben size bir örnek vereceğim, kırsal kesimle de alakası yok. Bir şehrimiz -şehir ismi verirsem hoş olmaz- hekimlik yaptığım dönemde bu köyde -çok yakın, il merkezine de çok yakın, 7 kilometre ve hatta mahalle olmuş- orada 13 yaşında, 14 yaşında kız çocuklarını evlendiriyorlar. Aslında fiilî evlilik de var ama resmî evlilik yok. Öyle bir duruma gelmiş ki o köydekilerin hemen hemen hepsinin tutuklanması gerekiyor, hepsinin ceza alması gerekiyor. Her neyse, bir yolla hâkime hanım falan gidiyorlar, köyde hepsinin ifadeleri düzenleniyor şu şekilde: "Biz aslında evermiyoruz ama adını koyuyoruz, nişan yapıyoruz." falan gibi. Bütün köydeki 150 kişi aynı ifadeyi kullanıyor ama içlerinden birisi farklı bir ifade kullanıyor. Babalardan birisi -televizyondan mı etkilenmiş, bir yerlerden etkilenmiş herhâlde- diyor ki: "Biz evermedik, beraber yaşıyorlar." Şimdi, oradaki 13 yaşındaki evlendirme mevzusunun bir tanesi -bunun dinle falan da alakası yok- mirasın bölünmemesi, yabana gitmemesi vesaire. Değişik toplumsal oluşumlarda da şu: Lider kültünün, liderlik sultasının üçüncü şahıslara geçmemesi, istediği şahıslara yönlendirilmesi yani öyle kabul ediyorum. Burada bize net şeyler gerekiyor Sayın Hocam, net. Zaten siz söylediniz ama kurumların da sizin söylediklerinizi dikkate alması veya en azından akademik camianın -sizin kitaplarınız da var biliyorum- raporlarını dikkate alması gerekiyor. İnşallah komisyon raporları dikkate alınır; daha önce 2-3 tane komisyonla ilgili alınmadı ama inşallah bu alınır.