MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Ormanları korumak, devletin en temel görevlerinden bir tanesi, anayasal bir madde. Şimdi, ne yazık ki Türkiye'de biz, halk, ormanlarını devletten koruyan bir halk gerçekliğiyle karşı karşıyayız yani halk, ormanlarını devletten koruyor; bu, herhâlde tarihteki en büyük handikaplardan bir tanesi olsa gerek. Yani orman denen şeyin hususiliği olur mu? Ya, ormanın hususi sahibi olabilir mi? Olamaz, bir kere buradan başlamak lazım.

İkincisi: Şimdi, burada, zaten başta da söyledim yani bu Komisyonun tartışması gereken ya da dedim ki normalde doğa ve halk sağlığını önceleyen bir siyasetin yapması gereken "Vasfını yitirmiş alanların yeniden orman vasfına kazandırılması için ne yapabiliriz?" sorusuna yanıt üretmektir. Tam tersine, burada bir fırsatçılık yapılarak orada yeni yapılaşmalara izin veriliyor; bunun başka bir açıklaması yoktur. Yeni yapılaşmaların sonucu on binlerce insanın depremde hayatını kaybetmesidir; böyle hamasete falan gerek yok, gerçekler ortada. Bu maddenin geçmesi demek, zaten kalmamış olan kırsal bölgelerdeki yaşamın neredeyse tümüyle betonlaştırılması anlamına gelir. Bu madde derhal kesin ve kesin geri çekilmelidir.