| Komisyon Adı | : | (10 / 6818, 6819, 6821, 6822, 6823, 6824, 6825) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Millî Eğitim Bakan Yardımcısı Sadri Şensoy'un, 6 Şubat depremleri sonrasında Bakanlık olarak deprem bölgelerinde yaptıkları çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 08 .03.2023 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Teşekkürler Sayın Başkan.
8 Mart nedeniyle konuşmalarımız olduğu için gecikerek geldim.
Hoş geldiniz.
Şimdi, Millî Eğitim Bakanlığının sunumunu takip ettim...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yok, bütün bakanlıklara soruyoruz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hepsine mi soracağım?
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Hepsine, evet.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - O zaman uzun...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Uzun olsun, arkadaşlar not alır, cevap verir.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Tamam, peki, hepsini çıkarayım o zaman.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Sunuşu Millî Eğitim Bakanlığı yaptı ancak sorularımızı bütün bakanlıklara... Konusu itibarıyla her bakanlık mensubu arkadaşımız cevap verecek.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sunum yapmayacaklar yani soru soracağız.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Tamam.
O zaman, sunumda sanıyorum şöyle bir şey olmuş, Millî Eğitim Bakanlığının sunumunda: "Eğitim materyalleri de yeniden hazırlandı ve öğrencilere ulaştırıldı." denilmiş. Ben üç gün önce İslâhiye'deydim, daha öncesinde de gittim ama yirmi beş gün sonra tekrar gittim ve İslâhiye'de ortaokul son sınıf öğrencileriyle görüştük, onlar "Gelecek hafta dersler başlayacak ama bizim kitabımız, defterimiz yok." dediler.
MİLLÎ EĞİTİM BAKAN YARDIMCISI SADRİ ŞENSOY - İslâhiye'de değil mi?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Evet, İslâhiye'de. İslâhiye'nin köyleri de var aynı zamanda yani Nur Dağı'nın da köyleri var biliyorsunuz, köyleri de gezdik -onların şu anda adlarını veremeyeceğim, köylerin hepsini aklımda tutamadım ama- bu öğrencilere materyaller dersler başladığında mı...
MİLLÎ EĞİTİM BAKAN YARDIMCISI SADRİ ŞENSOY - "Üç gün önce" demiştiniz değil mi?
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Evet. Bugün ne günlerden?
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Çarşamba.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Yani bizim de deprem nedeniyle gidip gelmelerden kafamız karıştı. Hafta sonu oradaydık yani pazar günü oradaydık. Bir, bunu sormak istiyorum.
İkincisi, eğitim alan öğrencilerin 2'nci dönemde devam mecburiyeti bulunmadığını ifade ediyorsunuz. Eğitim süreci aksayan çocuklar için bu durum nasıl telafi edilecek; bunu sormak isterim.
Bakanlığınıza göre 24 okul binası yıkılırken 83 okul da ağır hasarlı; doğru, değil mi? Yani bizim aldığımız bilgiler...
MİLLÎ EĞİTİM BAKAN YARDIMCISI SADRİ ŞENSOY - Her artçıdan sonra, son depremden sonra bu sayıda biraz artış oluyor Sayın Vekilim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Olabilir.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Toptan sayı bu değildir tabii ki.
MİLLÎ EĞİTİM BAKAN YARDIMCISI SADRİ ŞENSOY - Değil efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Olabilir.
Şimdi, Jeoloji Mühendisleri Odasının iki gün önce yayınladığı rapora göre de Türkiye genelinde 4.159 okul fay hatları üzerinde, yüksek tehlike alanları içinde bulunuyor ve imar planlarının üzerine fay hatlarının 50 metrelik sakınım koruma bantlarının işlenmediğini, bu bant içinde olan okul sayısının da 191 olduğunu tespit etmişler, iki yıldan fazla süredir bu konuda uyarıda bulunmalarına rağmen kamu otoritelerinin bu uyarıları dikkate almadıklarını vurguluyorlar. Neden dikkate alınmadı? Bir de depremden sonra sorumlu kişiler hakkında bir iç soruşturma başlatıldı mı? Bakanlık olarak bu okullar gözden geçirildi mi? Bu çalışmalar periyodik olarak kamuoyuyla neden paylaşılmıyor? Paylaşılsa ne kadar güzel olur.
Bir sorum daha: Deprem bölgelerinden 202.817 öğrencinin diğer illere nakli gerçekleştirilmiş ve Ankara 27.679 öğrenciyle nakil yapılan ilk 5 il sıralamasında -benim vekili olduğum Ankara ili- takiben, Antalya 18.922, Mersin 18.878, İstanbul 15.019, Konya ise 11.366 öğrenciyle en fazla nakil yapılan iller arasında. Şimdi, nakil gerçekleştirilmeden önce iller ve okullarda hangi çalışmalar yürütüldü? Nakil oldukları okullarda olumlu ve kapsayıcı okul ikliminin yaratılmasına ilişkin hak temelli ve çocuk odaklı sivil toplum örgütleriyle iş birliği içinde çalışılıyor mu? Hem öğretmenlere hem depremzede öğrencilere hem de nakil yapılan okullarda zaten eğitimi devam eden öğrencilere yönelik hangi psikososyal eğitimler verilecek; bunu merak ediyoruz kaynaştırma anlamında.
Şimdi, tespit ettiğimiz sorunlar var ama herkesin çok fazla vaktini de almayayım.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yazılı da verebilirsiniz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hayır.
O nedenle, sadece soruları sorayım diyorum diğer bakanlıklara da ama gerçekten mesela Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığında istismarla ilgili şeyler var. Mesela Menzil tarikatının daha yeni "Bin çocuğu evlere yerleştirdik." şeklinde açıklamaları var yani bizler çocukları alıp da öyle istediğimiz yere yerleştirebiliyor muyuz? Ben "Çocukları aldım, şuralara yerleştirdim." diyebilir miyim mesela? Niye devlet korumasında değil bu çocuklar da başkaları tarafından alınıp aileleri yanlarında bile olsa bir yerlere yerleştiriliyor ya da "Aileleri yanlarında olmayanlar var." diye de iddia ediliyor; ben bunun üzerine soruyorum.
Şimdi, özellikle meslektaşlarımın, avukat arkadaşların sorduğu sorular var Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yanıtlaması talebiyle, bunları soracağım ama ondan önce, refakatsiz çocuklarla, hastanede tedavisi devam eden çocuklarla ilgili Sağlık Bakanlığıyla hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Tedavisi tamamlanan çocukların kaçı ailesi ya da yakınlarıyla buluştu, kaçı kurum bakımına alındı? Hastanelerde tedavisi süren ya da kurum bakımına alınanlar arasında kimliği tespit edilemeyen kaç çocuk var? Çünkü sayılar da değişiyor biliyorsunuz. Yakınlarını depremde kaybeden çocuklar nerede barınıyorlar? Bakanlık kurumlarında koruma altına alınan kaç çocuk var? Aileleri ve yakınları tarafından aranan çocukların tümü Bakanlığınızın açıkladığı veriler içinde mi, verileri nasıl topladınız? Kimlik tespiti yapılmadan defnedilen kaç çocuk var? Hastanelerde kimliği belirlenmemiş kaç çocuk var? Bu çocukların yakınlarını tespit etmek için çalışmalarınız nelerdir? Depremde yaşamını yitirenlerden kaçı çocuk? Mülteci çocukların kayıtlarını tutuyor musunuz? Açıklanan verilerdeki çocukların tamamı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı mıdır yoksa mülteci ve sığınmacı çocuklar da bu sayıya dâhil midir? Çocuklarına ulaşmak için danışma hatlarını arayan ailelere, yakınlara sabırlı olmaları söyleniyor; çocukları bulmak için hazırlamış olduğunuz acil eylem planınızı anlatabilir misiniz? Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Merkezi, kadın ve çocuk örgütlerinden oluşacak bir heyetle sürecin tüm işleyişini iş birliği hâlinde yürütmeye dair bir kararınız var mı? Sivil toplum ne ifade ediyor Bakanlık için? Gerçekten böyle bir iş birliği çalışması -özellikle barolarla- var mı? Bakanlığınız yaptığınız ve yapacak olacağınız çalışmaların, yine, Türkiye Barolar Birliği Çocuk Hakları Merkezi, kadın örgütleri ve çocuk hakları örgütlerinden oluşacak bağımsız bir heyet tarafından denetlenmesine izin verecek mi? Çadır kentlerde Kur'an kurslarının açılmasına izin veren kurum hangi kurumdur? Depremi yaşayan çocuklara dair Diyanet İşleri Başkanlığıyla bir protokolünüz var mı? Hastanelerde tedavisi süren ya da kurum bakımına alınanlar arasında kimliği tespit edilemeyen çocukların yakınlarını bulmak için ne tür düzenlemeler mevcuttur? Bakanlığınızın danışma hatları ve 22 Şubatta sunulan arama uygulaması sadece çocukların ismi, soy ismi ve kimlik numaralarıyla arama yapılmasına imkân veriyor. Birinci derece yakınlarını yitirmiş çocukların yakınları çocukları nasıl bulacaklar?
AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞI ÇOCUK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ÖKSÜZ, YETİM VE GÜNDÜZ HİZMETLERİ DAİRE BAŞKANI İBRAHİM KÜRŞAT ERGÜT - Bir daha söylerseniz orayı.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Şimdi, 22 Şubatta sunduğunuz arama uygulaması sadece çocukların ismi, soy ismi ve kimlik numarasıyla arama yapılmasına imkân veriyor. Birinci derece yakınlarını yitirmiş çocukların yakınları çocukları nasıl bulacaklar ya da çocuklar yakınlarını nasıl bulacaklar; tersinden de sorulabilir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının olası bir deprem çocukların korunmasıyla ilgili hazırlamış olduğu bir protokol veya risk planı mevcut mudur? Bakanlık bünyesinde koruma altına alınan çocuklardan kurum dışındaki vakıf, dernek, başka oluşumların korumasına, himayesine verilen kaç çocuk bulunmaktadır? Aileleri ve yakınları tarafından aranan çocukların tümü Bakanlığınızın açıklamış olduğu veriler içinde midir; bu veriler ne sıklıkla güncellenmekte ve kamuoyuna ne şekilde duyurulmaktadır? Aradan geçen yaklaşan bir aylık süreçte bu saydığım örgütlerle iş birliği yapılıyor mu, protokol imzalanan başka kurum var mı -yani baroların falan dışında- varsa hangi kurumlardır?
Ben bunları ayrıca çıkartıp sizlere -yani zaten bağlantılarımız var- iletebilirim de çünkü başında konuşmalarım var.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bizim vasıtamızla da iletebilirsiniz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sizin vasıtanızla da iletebilirim.
Son olarak, yine, İslâhiye'de "Süleymancıların" denilen kız yurdunda 4 çocuk ve 1 görevli öldü; bu önce geri alındı, "Yurt yıkılmadı." denildi, sonra yıkıldığı açıklandı. Sorularım İçişleri Bakanlığına: Bu depremden sonra özellikle çok net görülen bir gerçek var; devletin yardım kuruluşları sistemli bir şekilde geri plana çekiliyor ve biraz tarikatlara ya da bu tarz derneklere yol açılıyor gibi görünüyor yani bu görünüm doğru mu, böyle bir şey var mı gerçekten ve bununla ilgili ne düşünüyorsunuz, ne diyorsunuz? Ben İçişleri Bakanlığı yetkilileri kim bilmiyorum.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Adı üstünde görünüm...
EMNİYET GENEL MÜDÜR YARDIMCISI RESUL HOLOĞLU - Emniyet Genel Müdür Yardımcısıyım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Siz misiniz? Ortaya hitap ediyorum gibi oldu ama.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Siz devam edin Filiz Hanım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Kime hitap ettiğimi bileyim dedim Başkan.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yok, bütün arkadaşlara hitap ediyorsunuz, Komisyona hitap ediyorsunuz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Hayır, İçişleri Bakanlığına soruyorum da o yüzden yani ona göre hazırlandık, ayrı ayrı soruyoruz. Herkes aynı şeyi dinlemesin, yorulmuşlardır konuklarımız da.
Bakanlık deprem bölgelerinde bu tarz tarikat ve cemaatlerin örgütlenmesini, çalışma yürütmesini engellemek için neler yapıyor? Diğer Bakanlıkların da eş güdümlü olarak veri sağlayıp veri girebildiği, çocukların farklı yaş ve cinsiyete göre sayılarının belirlendiği, ihtiyaçların tespiti ve giderilmesini sağlayacak kayıt sistemi oluşturdunuz mu?
Kayıp olduğu bildirilen çocuklardan kaç tanesi bulunmuş, kaç tanesi ailelerine ve yakınlarına teslim edilmiştir? Birinci derecede yakınları dışında akrabalarına teslim edilen çocukların teslimi vukuatlı aile nüfus tablosuna göre mi yapıldı yoksa beyana göre mi yapılmıştır?
Araç trafiği olan yolların, çatışma, yağma, hırsızlık ve izdiham riskinin bulunduğu hizmet birimlerinin, kaza ve yangın risklerine açık olan tüm çadırların çocuklar için güvenli hâle getirilmesi için ne gibi çalışmalar yürütüldü?
Başta istismar tedbiri olmak üzere -Komisyonumuz bu Komisyon çünkü bu, aslında bütün bakanlıklara gerçekten sormamız gereken bir soru- bu alanlarda çocukların yararı açısından hangi güvenlik tedbirleri alındı?
Depremden etkilenen, kendisi ve yakınları hastanelerde tedavi gören, bununla birlikte hastanelerde, kimsesizler mezarlıklarında ve ihbar gelen her yerde çocuklarını arayan ailelerin sürecini kolaylaştıran ve şehir şehir dolaşarak aramalarını gerektirmeyecek tüm bilgilere bulundukları yerden ulaşabilecekleri destek primleri oluşturuldu mu?
Kayıp çocukların bulunabilmesi hakkında hangi çalışmalar yürütülüyor? Bugüne kadar tarafınızca kaydedilen -bu tekrar oldu galiba- kaç kayıp çocuk bulunuyor?
Depremden etkilenen geçici koruma statüsüne sahip, kimlik kartı olmayan göçmen mülteci çocukların durumu hakkında hangi çalışmalar yürütülmekte?
Depremden sonra refakatsiz kalan tüm çocukların titizlikle takip edilmesi, örneğin çocuk ticareti gibi ağır çocuk hakları ihlallerinin önüne geçmek için hangi adımları attınız?
Hayatını kaybeden ve deprem sonrasında refakatsiz kalan mülteci çocukların sayısı nedir?
Afet sonrasında mültecilere yönelik ön yargı ve ayrımcılığın artışından dolayı toplumsal hayatta kapsayıcılığın garanti altına alınması için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Çünkü ben de maalesef birine tanık oldum, yine "O da Suriyeli." diye düşünülerek şiddete uğrayan insanlar vardı. Onun dışında, yine "Hırsızlık yapıyor." denilerek öldürülen bir vatandaş oldu Hatay'da. Onun ailesini ziyarete gittik. Gerçekten dramatik şeyler de oldu, sadece depremi yaşamadık, arkasından bunlar da yaşandı. Bunun için tabii ki ırkçı söylemlerin çok büyük etkisi vardı. Bunu önlemek için, bununla ilgili ne yaptığınızı sormak istedim.
Deprem bölgesinde -son olarak- bulunan veya bakım verenleriyle farklı illere göç etmek durumunda kalan kaç mülteci çocuk bulunuyor?
Adalet Bakanlığından yetkilimiz var mı acaba?
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Adli tıptan var.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Şimdi, bir de cezaevi sorunu var, tabii Adalet Bakanlığı söz konusu olunca. Hapishanelerdeki çocuklar depremin etkilerini daha farklı yaşıyorlar; kapalı kurumda bırakılmış olmak, istediği zaman çıkamayacağını bilmek, yeniden deprem olma ihtimalini düşünmek ya da yakınlarını kaybetmiş olmak... Onların gerçekten psikososyal desteğe de çok fazla ihtiyaçları var. Bununla ilgili gönüllü uzmanlar, üniversiteler, STK'ler ve meslek odalarıyla iş birliği yapılıp kriz masaları aslında oluşturulmalıydı. Böyle kriz masaları oluşturuldu mu hapishanelerdeki çocuklar için?
Deprem nedeniyle korunma ihtiyacı ortaya çıkan çocuklar Aile, Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirildi mi?
Haftalık açık veya kapalı ziyaret süresini uzatma, üst üste kullanılmayan ziyaret sürelerini toplu olarak kullandırma, haftalık telefonla ve hatta görüntülü görüşme sayı ve süresini arttırma, kurum içinde nezaret olmaksızın aile görüşmesi yaptırma gibi ödüllendirmeye yönelik uygulama olanaklarından çocuklar yararlanabiliyorlar mı?
Hatay Çocuk Hapishanesindeki 163 çocuğun Samsun Kavak Çocuk Hapishanesine sevk edildiğini öğrenmiştik oradayken. Çocukları fiziksel açıdan güvenli bölgeye alarak aynı zamanda ailelerinden de uzak kalmalarına neden olmuş oluyoruz. Bu durumda yapılması gereken gerçekten çocukları tahliye etmek ve yakınlarına ulaştırmak değil mi? En azından ülkede birçok saçma sapan yerde kullanılan elektronik kelepçe dahi uygulanabilir ki bunlar çocuk yani denetimli olabilir, evlerinde ev hapsi şeklinde olabilir ama sonuçta bu çocuklar da depremzede çocuklar. O yüzden bununla ilgili herhangi bir şey var mı ya da neden ailelerine yakın yerlere nakledilmedi bu çocuklar? Bunlar nakledilirken ailelerine bilgi verildi mi mesela? Yas tutma hakkı tanındı mı bu çocuklara? Herkesin yas tutma hakkı var ki aslında ülkede daha o noktaya gelemedik maalesef. Sevk sırasında psikososyal destek sunabilecek bir uzman çocuklara eşlik etti mi ya da çocukların tahliyelerine şu anda da yönelik yürütülen bir çalışma var mı?
Anneleriyle birlikte hapishanede tutulan çocukların yüksek yararı için anne mahpusların yine ev hapsi gibi hapishane dışı çözümlerle tahliye edilmesi düşünülüyor mu ya da bu çocuklar için şimdiye kadar hangi önlemler alındı? Bu genel bir soru, depremle alakalı değil "anneleriyle birlikte kalanlar" diye kastettiğimiz çocuklar.
Depremden zarar gören kurum, personel ve uzman sayısının fazla olması hâlinde çocuklara yönelik hizmetlerin aksamaması için ek görevlendirmeler yapıldı mı ya da bu personelin doğrudan çocuklarla iletişim kurduğu dikkate alınınca bu personele de psikososyal destek sağlandı mı?
Son olarak Sağlık Bakanlığı... Şimdi, dün bir arama kurtarma gönüllüsünün tanıklığıyla deprem sırasında Hatay Özel Defne Hastanesinin yoğun bakımında 1'i bebek 14 hastanın öldüğünü öğrendik, daha doğrusu ölüme terk edildiğini aslında. Tabii ki tam bir teyakkuz hâli olabilir, bunlar olabilir ama jeneratörün devreye girmemesi nedeniyle tedavi altındaki 7 bebeğin yaşamını kaybettiği öne sürüldü. Kayıtlarınıza göre depremlerden sonra kaç çocuk hayatını kaybetti?
Bu arada, Maraş'taki Sular Akademisi Hastanesiyle ilgili olarak bu...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Ölüme terkedildiği tabirini düzeltelim lütfen.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Yok efendim, düzeltmeyeceğim, hiç düzeltmeyeceğim. Yani ben Meclis kürsüsünden de söyledim, şu dönemde dilimin ne kadar temiz bir dil olduğunu bilirsiniz ama kullanabildiğim en temiz dil bu, bu şekilde kullanmaya devam edeceğim.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Bu bir hüküm Filiz Hanım. Yani sizin dilinizin temizliğini biliyoruz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Ona siz "Başka türlü düşünüyoruz." dersiniz, ben bu şekilde ifade ederim.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yani bu araştırılıp incelenip karar verilmesi gereken bir hüküm.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Zaten şunu da söyledim: Yani büyük bir teyakkuz hâli, o anda gerçekten neler olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yani daha sonra söyledikleriniz de onu izah ediyor zaten.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - O zaman siz müdahale etmeyin lütfen.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Yok, ben ona dikkat çekmek istedim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - O zaman müdahale yani...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Evet, buyurun.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Hayır, ben lafımı... Ne söylüyorsam onunla bağlıyım kendim ve onları söyledim. Yani bir hastanede çocuklar, şeyler kalıyor, demek ki bir acil durum planı yok, acil durum planı olmayan yerde de ölüme terk etmek söz konusu olur.
İkincisinde jeneratör devreye girmiyor, jeneratör devreye girmediğinde 7 bebek yaşamını kaybediyor. E, o zaman da ne diyebilirim ben buna? Kusura bakmayın, katliam demediğime şükredelim yani.
Hastanelerde tedavisi devam eden kaç çocuk vardır? Tedavisi süren çocukların kaçı başka şehirlerdeki hastanelere sevk edilmiştir? Çocukların sevk edildiği şehirler, hastaneler hangileridir? Deprem bölgelerindeki hangi hastanelerde kaç çocuk tedavi görmektedir?
Deprem bölgesindeki çocukların barınma, beslenme, hijyen ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığını nasıl denetliyorsunuz? Özellikle temiz su ihtiyacı hâlen çok büyük bir sorun. İshal vakaları arttı, salgın hastalıklar yaşanmasının muhtemel olduğu her gün gündeme getiriliyor. Deprem bölgelerinde bunun önlenmesi için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz ve güvenli şebeke suyunun sağlanması için hangi çalışmaları yürütüyorsunuz? Zaman zaman Bakanın açıklamaları oluyor, biz de takip ediyoruz ama yani bu dönemde en azından kamuoyuna en fazla bilgi veren Bakanlık olduğunu düşünüyorum.
Çocukların yaş ve gelişimsel özellikleri, engelli ile nadir veya süreğen hastalığı olanların özgün ihtiyaçları dikkate alınarak yeterli, besleyici gıda ve temiz suya erişimini nasıl sağlıyorsunuz? Bu arada, Bakanlığınıza, Sayın Bakan Yardımcısına da iletmiştim, akülü engelli sandalyelerine de çok ihtiyaç var bölgede, bu illa çocuklar için değil, çocuğu taşımak daha kolay ama gerçekten erişkin insanlar bunu bizden talep ediyorlar. Çünkü ailede mesela erkek kalmamış, Antep'te 1 yaşlı anne, 40 küsur yaşındaki oğlunu o sandalyeyle itmek zorunda kalarak şey yapıyor. Ve ben kaç gündür bu sandalyeyi bulmaya çalışıyorum çünkü bunlar gerçekten maliyetli işler siz de biliyorsunuz yani bunu da gözetirseniz çok memnun oluruz özellikle akülü engelli sandalyeleri.
Doğu Pediatri Derneği, uyuz vakalarının tedbir alınmaması durumunda özellikle çadır kentlerdeki kötü şartlarla birlikte artabileceğini söyledi. Depremde çocukların yoğun bulunduğu ortamlarda çocuk hekimi, psikolog, psikiyatri uzmanı, sosyal hizmet uzmanının bulunduğu çocuk rehabilitasyon destek birimleri oluşturulmasının gerekli olduğu her seferinde ifade ediliyor; bu konudaki iş birlikleriniz nelerdir?
Deprem bölgesindeki çocukların insan haklarını ve üstün yararlarını temel alacak ve bilimsel pedagojik yaklaşımı benimseyecek şekilde desteklenmesi için hangi çalışmaları yapıyorsunuz? Birinci basamak ve koruyucu sağlık hizmetleri öncelikli, aşılamanın başlaması gerekiyor hem toplu yaşam hem de çocukların aşılanması hakkındaki planlamalarınız nelerdir? Deprem yaşanan bölgede son verilere göre, 214 binden fazla gebe kadın var; gebelerde folik aside ulaşamamakla ilgili sorunlar yaşanıyor. Var mı böyle sorunlar?
SAĞLIK BAKANLIĞI KAMU HASTANELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HASTA, ÇALIŞAN HAKLARI VE GÜVENLİĞİ DAİRE BAŞKANI FATIMA ŞAHİN - Hayır, öyle bir sorun yok.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Herkes ulaştı mı, biliyor musunuz? Saydınız mı tek tek?
SAĞLIK BAKANLIĞI KAMU HASTANELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HASTA, ÇALIŞAN HAKLARI VE GÜVENLİĞİ DAİRE BAŞKANI FATIMA ŞAHİN - Yani şöyle söyleyeyim, orada sahada... Özür dilerim...
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Daha sonra cevap verirsiniz siz.
Filiz Hanım, devam edin.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Doğum hizmetlerinin özellikli planlanması, acilen tetanos aşısı sevkiyatının yapılması ve doğum için başvurulabilecek merkezlerin günlük olarak kamuoyuna duyurulması gerektiği ilgili kurumlar tarafından sürekli dile getiriliyor; bu konularda yürüttüğünüz çalışmalar nelerdir? Deprem bölgesine bugüne kadar kaç kadın doğum uzmanı ve ebe yönlendirilmiştir?
Sabrınız için tekrar teşekkür ederim ama sanıyorum bütün bu soruların cevaplarını tüm kamuoyu da bekliyor, sadece ben beklemiyorum.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Filiz Hanım teşekkür ediyoruz.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben teşekkür ederim.
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Esasen sorduğunuz soruların yarıdan fazlası daha önce milletvekili arkadaşlarımız tarafından soruldu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Ben onu takip ederek özellikle sordum, zannetmiyorum, öyle miydi?
BAŞKAN CENGİZ AYDOĞDU - Öyleydi, önemli değil ama güzel bir hazırlıktı, ben teşekkür ederim Komisyonumuz adına.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sağ olun.