İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Öncelikle, Bakan Yardımcısının hukukçu olmasına sevindim. Demek ki Tarım ve Orman Bakanlığında da bir hukukçu Bakan Yardımcısı olması çok olumlu bir durum.

Genellikle şöyle bir kanaat var -muhtemelen Adalet ve Kalkınma Partisine mensupsunuz- benimle tanışan vekiller "Hocam, sizi çok seviyoruz, sayıyoruz ama bilim başka, siyaset başka." diyorlar. Ben de hemen onlara Anayasa madde 81'i hatırlatıyorum, ortak metin üzerinde ant içtiğimizi ve burada bilim ile hukuk ve siyasetin birbirinden ayrı olmadığını hatırlatıyorum.

TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI EBUBEKİR GİZLİGİDER - Mevzuat gereği bir partiye mensup değilim Hocam, ben de sizi çok seviyorum.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Harika, çok teşekkürler.

Yani ben şunu söylemek istedim: Olsanız da hukukçu şapkanızı ve formasyonunuzu kullanmanızı tavsiye edeceğimden, ona olan inancımı belirtmek için bu karşılaştırmayı yaptım. O bakımdan bu yasa teklifinin görüşmeleri ve olası iyileştirmeler bakımından da sizin bulunmanız önemlidir, kayda değer.

Şimdi, burada yönetmelikle düzenlenen 1'inci maddede yetiştiriciliği... Evet, tabii ki Tarım ve Orman Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte düzenlenmesi olumludur ama hiçbir ölçüt koyulması gerekmiyor muydu? Yani bunu bir ölçüte bağlamamız yerinde olurdu diye düşünüyorum; birincisi bu. İkincisi, mademki bunu Bakanlığa verdik ki olumludur, zaten bizim de öngördüğümüz parlamenter rejimde temel yetki açısından bakanlıkları öne çıkarmak olacaktır. O zaman, bunun uzantısı olarak Cumhurbaşkanı yerine yine Bakanlığa verilmesi, "Cumhurbaşkanınca" yerine "Bakanlıkça belirlenmesi" bu 1'inci maddenin mantığına ve yasanın mantığına uygun olurdu.

Sayın Başkan, iki üç cümleyle de benim genel konuşmamda belirttiğim hususa değinerek sözlerimi bitirmek istiyorum. Bu da CBK 126'yla yapılan düzenlemenin tam da bu Komisyonun yetki alanına girmesi nedeniyle 7269 sayılı Kanun'un 15'inci maddesinin birinci fıkrasını sizlerle paylaşmak istiyorum: "Afet dolayısiyle hasara uğramış şehir ve kasabaların imar planı mevcut olup da İmar ve İskan Bakanlığınca değiştirilmesi gerekli görülmediği takdirde, inşaata mevzuat dairesinde hemen izin verilir." Yani burada olağanüstü durumlarda afet hâlinde ivedi önlemlerin alınabileceğine dair bir yasal temel bulunduğu hâlde ve Meclis de çalışıyor olmasına karşılık bu yasal temel var ama -hani gerektiği zaman hızlı yasa yapabilir- aynı konunun bu yokmuş gibi Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmiş olması aslında Anayasa Madde 104'e aykırıdır çünkü burada "Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz." hükmü yer almaktadır. Bunu özellikle bilginize sunuyorum. Keza CBK'nin yine 2'nci maddesinde şöyle deniyor: "Bu kapsamda yapılacak iş ve işlemler hakkında 4734 sayılı Kanunun yaklaşık maliyet tespitine ilişkin usulleri ile avan proje yapılmak kaydıyla 62'nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükümleri uygulanmaz. Yapım işleri ve altyapı ile ilgili her türlü işlemden katılma payı ve teknik altyapı bedeli alınmaz." Şimdi, bu düzenleme aslında 4734 sayılı Kanunun 62'nci maddesinin (c) fıkrasında hemen hemen yarım sayfa yani o kadar uzun ve ayrıntılı düzenleniyor ki bu maddeye, böyle bir düzenleme yapmaya hiç ihtiyaç yoktu ama bu CBK kanun yerine geçmiş görünümünü arz ediyor. Bu açıdan da esasen yürürlükteki mevzuat, afetler durumunda bu esnekliği sağlamış olduğu hâlde CBK tarafından yapılan düzenleme üç ay sonra ne olacak? Yani üç ay sonra, bugün buraya getirilmediğine göre üç ay içerisinde yürürlükten kalkacak. Peki, o zaman CBK'yle başlatılan işlemler kanunla çeliştiği durumda acaba bu hangi mevzuat temelinde yürütülecek? Bu bakımdan CBK 126 bizim Komisyonumuzun yani benim üyesi olmadığım ama sizin Başkanlığını yaptığınız Komisyonun göreviyle çakışmakta ve ciddi sorunlar yaratabilecek nitelik taşımaktadır. Bunu bu vesileyle dikkatlerinize sunmak istedim. Umarım Komisyonunuza gelir ve bu konuyu Anayasa madde 119 gereği bir yasal düzenlemeyle bağlarsınız, mevzuatla uyumlu hâle getirirsiniz.

Teşekkür ederim.