KOMİSYON KONUŞMASI

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkürler Sayın Başkan.

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Hocam, siz bizim Tarım Komisyonundaydınız değil mi?

Buyurun.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, eğer şimdi hatırladıysanız Tarım Komisyonunda olduğumu, sizi Başkanlıktan azat ediyorum.

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Oradasınız diye...

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Cihan Vekilimdi galiba biraz önce barajlar konusunda... Deriner Barajı'nı gördünüz mü?

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Evet...

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Peki, estetiği bir tarafa bırakalım, doğayla uyum var mı? Yani tamamen doğayla uyumsuz bir baraj o kadar.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Mühendislik harikası ama gerçekten... Yusufeli de öyle.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yusufeli'ni götürdü işte. Yusufeli diye bir şey kalmadı. Tarih, kültür ve tabiat yok oldu. Neyse, konumuz o değil, konumuz madde 10. Tabii, madde 10'da -çok şey söylenen hususlara girmeden- birincisi, bir çelişki var ilk cümlede Sayın Başkan, değerli teklif sahipleri. "Devlet ormanları içinde maden aranması ve işletilmesi ile madencilik faaliyeti için zorunlu; tesis, yol, enerji, su, haberleşme ve altyapı tesislerine, fon bedelleri hariç, bedeli alınarak Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir." Peki, zorunlu ise niçin izin takdire bağlı? Zorunlulukta izin verilebilir...

TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI EBUBEKİR GİZLİGİDER - Zorunluluğun takdiri.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Ama o zaman, cümle bozuk, cümle bozuk gerçekten.

TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI EBUBEKİR GİZLİGİDER - Anayasa'ya aykırı olabilir(!)

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yok, Anayasa'ya aykırı demiyorum ama şimdi, takdir edersiniz ki yasa dili uygulayıcıları tereddüte düşürmeyecek derecede açık olmalı. Şimdi "zorunlu;" diyorsunuz, ondan sonra, en sonda "verilebilir" diyorsunuz. Şimdi, orada noktalı virgül koymamak lazım yani "zorunlu" özne değil ki yani bunun Anayasa'yla ilgisi yok, yasa diliyle ilgili. O zaman, bu yasa teklifini ben farklı okuyorsam, siz farklı okuyorsanız bunca deneyimli yönetici ve milletvekili olarak, burada bir sorun var demektir yani o açıdan. Biz önerirsek düzeltmezsiniz, düzeltmez çoğunluk ama lütfen siz önerin ve bunun yazımını anlaşılır hâle getirelim, yasa maddesi hâline getirelim.

Şimdi "Ancak, temditler dahil ruhsat süresince müktesep haklar korunmak kaydı ile Devlet ormanları sınırları içindeki tohum meşcereleri, gen koruma alanları, muhafaza ormanları, verimli orman alanları, orman parkları, endemik ve korunması gereken nadir ekosistemlerin bulunduğu alanlarda maden aranması ve işletilmesi Tarım ve Orman Bakanlığının muvafakatine bağlıdır." İşte, işin özü burada, biraz önce Sayın Sarıbal'ın değindiği orman ekosistemi veya orman kamu düzeninin merkezinde yer alan husus. Esasen ekosistemi oluşturan bunca değer varken nasıl olur da bunlara hiçbir kayıt koymadan "muvafakatine bağlıdır" deniyor? Neden böyle bir alan madenciliğe açılsın ki? Yani ne kadar ormanlık alanda bu özellikleri bir araya getiren mekân var ki? Maden yapılan o kadar çok alan var, o kadar geniş bir alan var ki bu kadar nitelikli ve özellikli bir alanın maden aramasına açılması orman katliamı, ekosistemin ortadan kaldırılması, ekosistem dengesinin ortadan kaldırılması tehlikelerini beraberinde getirir. Bu cümlenin de çıkarılması yönünde inisiyatif kullanılmasının çok gerekli olduğunu düşünüyorum.

Nihayet sonuncu fıkra, burada "rehabilite edilir" deniyor, birincisi. Neden mutlaka Türkçe olmayan kavramlar kullanılır? "Eski hâle getirilir" mi demek istiyorsunuz? O zaman "eski hâle getirilir" deniyorsa "eski hâle getirilir" diyelim çevre hukukunun bir kavramı olarak ama "rehabilite edilme" son derece göreceli bir kavram. Oysa çevre hukukunda "eski hâle getirme" var ve hedef eski hâle getirme olmalı. "Rehabilite" burada çok göreceli kalıyor, bir de "rehabilite etme" dediğim gibi, Türkçe olmayan bir kavram. "Rehabilite maksadı" diye devam ediyor, bu sorunlu "eski hâle getirilir" denmeli ama buradaki ikinci sorun şu: "Rehabilite maksadı ile bu alanların orman yetiştirilmek üzere inşaat, yıkıntı ve hafriyat atıkları ile doldurularak ağaçlandırmaya hazır hale getirilmesi için büyükşehir mücavir alanlarında büyükşehir belediyelerine, diğer yerlerde ise il ve ilçe belediyelerine bedeli karşılığında izin verilebilir veya Bakanlıkça uygun görülmesi halinde ihale mevzuatına göre gerçek ve tüzel kişilere yaptırılabilir." Şimdi, büyükşehir belediyesine veriliyorsa, ilçe belediyelerine ve belde belediyelerine veriliyorsa o zaman neden özel sektörü devreye koyuyorsunuz? Her yerde bu belediyeler olduğuna göre ve belediyelerin de mali özerklikleri Anayasa madde 127'yle güvence altına alındığına göre ve bu güvence Anayasa Mahkemesince çok somut olarak daha yeni bir kararıyla, 16/7/2020 tarihli kararıyla -çok özlü cümlelerle tescil edildiğine göre, o zaman bu, mali özerklik güvencesi olarak en azından belediyelerin uhdesinde kalması gereken bir alan çünkü bu durumda Bakanlığın ölçütü ne olacak? Belediyelere verilmesiyle gerçek ve tüzel kişilere verilmesi arasında hangi ölçüte göre belirleme yapılacak? Benden yana olan belediyeye veriyorum ama diğer partilere mensup belediyelere vermiyorum, bu tercihi önlemek için bu ayrımı, bu öznel ayrımı yapmak için ayrımcı uygulamayı önlemek için herhangi bir ölçüt yok. İzninizle, Anayasa Mahkemesinin...

BAŞKAN YUNUS KILIÇ - Hocam, lütfen bitirelim.

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Anayasa'nın 127'nci maddesinin birinci fıkrasında "Mahallî idareler; il, belediye veya köy halkının mahallî müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzelkişileridir." şeklinde ifade edilmiştir. Anayasa'da merkezi yönetim-yerel yönetim ayrımının yapılması, yerel yönetimlerin organlarının seçimle göreve gelmesinin öngörülmesi, seçimlerin süreli olması, kararlarını kendi organları eliyle alması ve uygulaması, kendilerine özgü bütçelerinin bulunması, görevleriyle orantılı gelir kaynakları sağlanması gibi yetki ve ayrıcalıkların tanınmış olması bu idarelerin özerkliklerinin göstergeleridir. Şimdi, böyle bir gelir kaynağından belediyeleri yoksun kılmamak gerekir.

Teşekkürler.