| Komisyon Adı | : | BAYINDIRLIK, İMAR, ULAŞTIRMA VE TURİZM KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 112 Milletvekilinin; Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4987) (Tali komisyon) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 08 .03.2023 |
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, ben de öncelikle, tabii ülkemize geçmiş olsun, başta İsmet ağabey olmak üzere yakınlarını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Allah rahmet eylesin diyorum.
Tabii, sevinçte, tasada, kederde biriz; bu deprem sonunda da Türk milletinin ne kadar büyük bir millet olduğunu bütün dünyaya gösterdik. Tabii, bu duygusal atmosfer içerisinde biz de Milliyetçi Hareket Partisi milletvekilleri olarak hemen bölgeye intikal ettik. Ben İskenderun, Belen, Antakya, Kırıkhan, Hassa, Kumlu, Nurdağı, Maraş, Afşin, Elbistan ve Göksun olmak üzere bu bölgede üç gün boyunca ziyaretlerde bulundum ve yardım götürdük. Tabii, bölgede bugün, herkes, her şeyi konuşuyor; yapılan tespitler var, devletin resmî açıklamaları var. Bölgede ben farklı sebeplerden dolayı 4-5 ağır yıkım olduğunu tespit ettim. Birincisi, bir kere fay hattının üzerinde; belki müteahhidin yaptığı bina uygun ama zeminden dolayı ve depremin oradaki şiddetinden dolayı o bölgede, özellikle Nurdağı, Antakya ve Maraş merkezde binanın sağlamlığının da bir şey ifade etmediğini gördüm ben; belli bölgede toplu bir yıkımın olduğunu gördüm. Belli bir bölgede zemin sıvılaşmasından dolayı bina belki betonarme olarak yine sağlam bir görüntüye sahip olmasına rağmen, uçak gibi havaya kalkan binalar gördük. Bina belki Deprem Yönetmeliği'ne uygundu; belki binayı yapan adam demirde, betonda herhangi bir yanlış yapmadı; bu kadar müteahhidin de hepsinin efendim hırsız olması, betonu, demiri çalması mümkün değil.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Hatay'da ortadan yarılan zeytin ağacı çok ilginçti, fay hattı...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Ağaç var yani gördüğünüz fay hattı üzerinde. İnşaat tekniğinden dolayı olan yıkılma gördük. Onları zaten...
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yeni fay haritası, sizin de konunuz sanıyorum.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Evet.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yeni fay haritası bir mecburiyet olarak ortaya çıktı.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Bunu da gördük yani zaten o açık görülüyordu; demirde, betonda problem olan veya çok eski binaların bisküvi gibi üst üste oturduğunu görüyorduk, hiçbir direncinin olmadığını görüyorduk. Dolayısıyla, belki insanlık tarihinin en büyük depremlerinden biriyle karşı karşıya kaldık. Eleştirecek olsak elbette eksik gedik, yanlış yoktur diyemeyiz, mutlaka eksik gedik vardır ama şimdi hiçbir planlamada 11 ili, 13 milyon insanı etkileyebilecek bütün depremlerde... İşte, Maraş'ta deprem olsa Maraş'a kim gelecek? Antep gelecek, Urfa gelecek, bu taraftan Hatay gelecek; Maraş yıkılmış. Hatay'a kim gelecek? Osmaniye gelecek, Adana gelecek; buralar yıkılmış. Efendim, Malatya'ya Maraş gidecek, Malatya yıkılmış yani afetin boyutu büyük. Dünyanın hiçbir ülkesinde 260 bin tane yıkılan binaya aynı anda müdahale edebilecek 260 bin tane iş makinası, araç gereç olduğunu sanmıyorum. Tabii, bunu bir mazeret olarak da söylemiyoruz, mutlaka arkadaşlarımızın acısını, yaşadıklarını anlıyoruz; bu, kolay bir şey değil. Hiç kimsenin evladı, kardeşi, yakını veya bir insan veya bir hayvan toprak altında kaldı, bir saat önce kurtarılabilecekse elbette ondan herkes birtakım hisler duyacaktır.
Yalnız, burada, tabii, biz köyden kente, kentten büyükşehirlere göç sürecini sağlıklı tamamlayamamış bir toplumuz. 99 yılına kadar jeolojik etüt raporu bile alınmayan imar planları ve inşaatlar yapılıyordu, 99'daki Deprem Yönetmeliği çıkıncaya kadar, bunu herkes biliyor. Ondan sonra Deprem Yönetmeliği çıktı belli bir tarihe kadar hazır beton ve yapı denetim zorunluluğu yoktu, aslında 99 da bir milat değil yani.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Etap etap gitti, evet.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Yani kural kondu ama hemen denetim yoktu 99'dan sonraki binalarda da sıkıntılı olan binalar var çünkü denetim olmadığı için müteahhit projeyi öyle çizdi ama uygulamada belki farklı yaptı; bunlar da var. Tabii çok katlı binaları mutlaka tekrar gözden geçirmemiz lazım. Ben bütün Avrupa'da Türkiye'deki kadar çok katlı bina olduğunu sanmıyorum yani gidip geldiğim hiçbir ülkede, hiçbir ülkede.
MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Yüzde 100.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Yani İspanya'daki toplam çok katlı bina sayısının ben Ankara'dakinin yarısı kadar olduğunu düşünmüyorum, İstanbul'un çeyreği kadar olduğunu düşünmüyorum. Yani Berlin'deki çok katlı bina sayısının bizim Adana'dakinin, Mersin'dekinin yarısı kadar olduğunu düşünmüyorum; bütün Almanya'da belki o kadar yok. Bunu mutlaka gözden geçirmemiz lazım, önümüze bakmamız lazım bugünden sonra. Başkanım Konya, Kayseri örneğini verdi. Tabii, Konya, Kayseri biraz daha şanslı iller. İmar planı yapmaya müsait, arsalar geniş, tek kat kerpiç evlerden oluşan ve zamanında da iyi bir imar planı yapan ve bundan da taviz vermeyen kentler olarak hakikaten örnek oldu. Ama aynı şeyi bizim Hatay'da, aynı şeyi Tarsus'ta, Mersin'de yapma şansımız yok çünkü binlerce yıllık bir şehir var.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Adana...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Hatay fay hattının üzerinde ama Asi Nehri'nin üzerine kurulmuş; insanların o tarihte yapabileceği başka bir şey yok, suya başka türlü ulaşma şansı yok. Tarsus Berdan Nehri'nin üzerine kurulmuş, tarım arazisinin ve bozuk zeminin üzerine, alüvyonun üzerine kurulmuş; insanların o tarihte, beş bin yıl önce başka bir şansı yok; dolayısıyla bugünden sonraya bakmamız lazım.
Ben Gökan Bey'in olumlu ve çözüme dönük eleştirileri için teşekkür ediyorum. Biz, bugünden geç olmamak üzere yapmamız gereken sadece 11 il değil Türkiye'nin gündemine depremi ve insanların sağlıklı barınabileceği konutları almak zorundayız arkadaşlar. Bugünden itibaren bütün belediye başkanları, Çevre Şehircilik il müdürlüğü personelleri, AFAD personelleri Türkiye'nin tamamındaki binaların depreme dayanıklı olup olmadığının tespitini yapıp, bunların derecelendirmesini yapıp, ivedi olarak başka şeylerden feragat edip mutlaka bu sorunu çözmek mecburiyetindeyiz; başka bir çaremiz yok yoksa yarın bu duygusal ortam geçer, herkes kendi keyfine, zevkine bakar. Kentsel dönüşümden kırsaldaki binalara kadar... Bir de bazı köylerde ben çok sayıda yıkılmış bina gördüm. Mesela, o Nurdağı'nın özellikle Sakçagözü ve o fay hattının civarındaki köylerde tek katlı taş binaların yere oturduğunu gördüm, çelik konstrüksiyon yapılan Antakya'da binaların yerle bir olduğunu gördüm yani faktör çok. Dolayısıyla, burada taviz vermeden el birliğiyle yani Meclisin çalışmalarını ve, veya diyerek, önerge vererek, bir kanunun buradan geçmesine iki hafta, üç hafta, dört hafta uğraşarak bu sorunları çözemeyiz. Siyasi kaygıları bir kenara bırakacak, herkes bırakacak; bunun üzerinden herhangi bir siyasi rant, siyasi kaygı beslemeyecek. Bu milletin geleceği adına bu taşın altına elimizi hep beraber koymak mecburiyetindeyiz. Aksi takdirde bu ortam geçer, on yıl geçer, on yıl sonra Türkiye gene benzer şeyleri tartışmaya devam eder, yirmi yıl geçer aynı şeyleri tartışmaya devam ederiz. Bu konuda herkesin hassasiyet göstermesini... Yani şimdi diyoruz ki Antakya fay hattının üzerinde... Hiçbir mühendis şu anda o kadar şiddetli bir yıkımın olduğu bir bölgede yeniden bir şehir kurulmasını istemez ama -inşallah- yarın biz "Bu Antakya'yı taşıyalım." dediğimiz zaman oraya gidip de bazıları "Sizi baba, dede yurdunuzdan uzaklaştırıyoruz." demez yani.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - İşte, mülkiyet haklarıyla ilgili de yeni düzenlemeler gerekiyor.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Elbette mülkiyet haklarıyla ilgili yasal...
Kolay işler değil bunlar, kolay işler değil ya bir kentsel dönüşümle ilgili benim seçim bölgemde on yıldır çivi çakamadığımız yer var. Bir vatandaş mahkemeye taşıyor, hukuksal süreci aşamıyoruz, on yıldır ya; bütün mahalle yıkılmış, on yıldır temel atıp kentsel dönüşüme başlayamıyoruz arkadaş.
Şimdi, siyasetçiler olarak bize düşen sorumluluk şu: Gideceğiz, vatandaşın 200 metre evi var gene 200 metre ev istiyor. Vatandaşa diyeceğiz ki: Kardeşim, 200 metre ev sana verilebilmesi için müteahhidin burada 5 katsa 10 kat yapması lazım. 200 metre değil, 100 metre al, hayatını kurtarabileceğin bir evde... Toplumun önde gelenleri olarak bizim bunu önermemiz lazım. Benim kız kardeşim bir sitenin 15'inci katında oturuyor ve Mersin'de yani Tarsus'ta depremin hemen sınırında ama sallantıların hepsini, depremin üçünü de yaşamış. Depremden bu tarafa bir bahçede konteynerde yaşıyor şu an bütün aile.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Mersin'de...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Yani siz zannetmeyin sadece deprem bölgesi... Adana'da şu anda hiç kimse o apartmanlara girmiyor arkadaşlar, Mersin'de o çok katlı binaların çoğunluğuna kimse girmiyor. Sadece depremden bu tarafa gayrimenkuldeki ve müstakil arsalardaki fiyatlar Mersin'de 3-4 katına çıktı arkadaşlar.
BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Konya'da falan bile hissedildi ya deprem. Ta o Toroslar'ı geçti, Allah korusun.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - 3-4 katına çıktı yani tablo bu. Allah göstermesin yani Mersin'de şimdi -ben bir mühendis gözüyle bakıyorum- o kumun üzerine yapılan 25 katlı binalar, şu anda 32 katlı binaya Mersin'de ruhsat veriliyor, 32 katlı ve sahilde arkadaşlar, kumun üzerinde!
Yani eleştirileri yapalım ama burada siyaset gütmeden, bu Meclisin daha verimli çalışabilmesi adına... Sekiz yıldır ben milletvekilliği yapıyorum, ya ben kendi adıma burada verimli bir çalışma ortaya koyduğuma inanmıyorum arkadaşlar! Yani ilkokul çocuklarını getirin Genel Kurulun çalışmasını izlesin, hepimize gülerler arkadaşlar, hepimize gülerler. Bu çalışma düzeniyle sorunları çözemeyiz, iktidarıyla muhalefetiyle sorunları çözemeyiz. Komisyonların etkin bir şekilde çalıştırılması, Genel Kurulda da sadece oylamaların yapılması veya geneli üzerinde konuşmaların yapılması, yasaların ivedi bir şekilde çıkartılması ve bunun uygulanmasının yapılması lazım. Uygulanmadıktan sonra hangi yasa çıkarsa çıksın... Şimdi, 99'dan sonra her şeye rağmen, eksiklerine rağmen, yıkılan binaların yüzde 97'si 99'dan önce yapılan binalar. Ha 97 olmasın 95 olsun, 1-2 puan şaşma hadi olsun; tespit edildi, edilemedi ama ben tespitin doğru olduğuna inanıyorum çünkü Türkiye Cumhuriyeti devleti depremin 8'inci gününde 800 bine yakın vatandaşın depremden zarar gördüğünü tespit edip e-devletten onların hesabına onar bin lirayı yatıran bir sisteme sahip değerli arkadaşlar, dünyanın hiçbir ülkesinde bu sistem yok. Mutlaka burada da hata vardır 300 tane, 500 tane ama 800 bin insanın depremin 8'inci gününde hesabına onar bin lira para yatırıldı. Paranın büyüklüğü küçüklüğü olarak demiyorum, bu tespitin yapılmasının ne kadar zor olduğunu bildiğim için söylüyorum ama bizde böyle bir sistem var.
Bu konuda herkesin şapkayı önüne koyup düşünmesini... Yerel yönetimlerle ilgili, belediyelerle ilgili, siyasetle ilgili öncelikler bu olmamalı yani öncelik bu sorunun çözümü olmalı. Siyaseti herkes gitsin olağan zamanda başka konular üzerinden yapsın ama insanların karnını doyurması üzerinden ve insanların hayatını idame ettireceği, barınacakları bir ev üzerinden hiç kimse siyaset yapmasın.
Ben, burada, oradaki evi barkı yıkılan milyonlarca insana "Üç yıl, beş yıl gibi bir süre vereceğiz; size üç yılda, beş yılda konut yapacağız." demenin de çok mantıklı bir şey olduğunu düşünmüyorum. Şu anda yapılacak konutlar -herkes zannediyor ki- bu yıkılan binaların yerine yapılacak. Bu konutların çoğunluğu daha önceden tespiti yapılan, zemin etütleri yapılan -yoksa on günde jeolojik etüt yapmak mümkün değil- ve planlanan alanlar üzerinde yapılacak. Burada, bu süre içerisinde hadi herkese soralım; herkesi, sivil toplumu, onu bunu aylarca günlerce -amenna- dinleyelim, normal zamanda bunu yapalım ama şu anda olağanüstü bir durumla karşı karşıyayız. Benim seçim bölgemde şu anda 500 bine yakın, kendi köyümde Antakya'dan gelen 100 misafir barınıyor arkadaşlar; kendi köyümde, benim yaşadığım kendi köyümde Hataylı Antakya'dan gelen 100 misafir kalıyor. Bu insanlar da belli bir süre... Yurtta bir insanı kaç gün tutabilirsiniz? Herkes psikolojik travma geçiriyor, öyle kolay bir şey değil; bir odanın içerisine bir aileyi koymuşsunuz. Öğrenci bir şekilde kendini idare ediyor 2 kişi ama bir aile, bir yurtta, bir odada kaç gün kalabilir arkadaşlar? Ya, büyük bir travma yaşanıyor, dolayısıyla burada hızlı hareket etmek mecburiyetindeyiz. Bu sorunları hızlı bir şekilde çözüp bu insanları yeniden kendi memleketlerindeki kendilerine ait olan evlere yerleştirmek zorundayız. Ben onun ekonomik boyutundan çok diğer boyutlarının daha önemli olduğuna, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ekonomik boyutu da rahatlıkla aşacağına inanıyorum; buraya takılmıyorum. Burada zaman önemli, süre önemli ama yaptığımız işi de doğru yapmamız lazım.
Ben teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.