KOMİSYON KONUŞMASI

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Peki, teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şimdi, tabii, hepimizin başı sağ olsun, millet olarak büyük acılar yaşadık. Rabb'im bir daha bu millete, bu ülkeye böyle acılar yaşatmasın; duamız ve temennimiz.

Şimdi, deprem döneminde... Konuya geçmeden önce bir defa, Deprem Komisyonu olarak yapılmış muazzam bir çalışma var Başkanım. Yani normalde hani birkaç konuya doktora tezi olacak nitelikte belki Türkiye Büyük Millet Meclisinin komisyonları tarihinde örnek bir çalışma yapıldı. Başta Recep Bey ve emeği geçen burada bir sürü arkadaşlarımız var, hepsine teşekkür ediyorum. Aşağı yukarı bütün problemler, tespitler ve çözümlerini içeren önemli bir başucu ve başvuru kitabı. O açıdan da büyük bir çalışma oldu; onun ayrıca altını çizmek gerekiyor.

Şimdi, depremden hemen sonra ilk hafta Diyarbakır, sonra Adıyaman, Gölbaşı ve Maraş'ta bulundum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, çok radikal konulara değinmeyi düşünüyorum. Bir: Gittik bakıyoruz binalara, normal şartlarda bundan otuz kırk yıl önce yapılmış 2 katlı, 3 katlı binalar üstelik de alüvyonlu topraklara yapılmış binalarda hiçbir şey yok fakat süreç içerisinde imar planlarına müdahaleyle, meclis üyelerinin bir araya getirerek oluşturdukları imar planları neticesinde, arkada 2-3 katlı bina varken ana arterlere doğru yaklaştığında 6 katlı, 7 katlı üstelik de zemini bozuk, depremde hemen sıvılaşan ve depremi bütün şiddetiyle binalara yansıtan alanlarda 6 katlı, 7 katlı binalar vardı. Bu binaların içerisinde eğer mühendislik hizmeti gördüyse ve uygulamada majör bir hata yoksa binalar ayakta. Ayakta olan binalar bile Başkanım, en az yarım metre bazen bir metre şeye çökmüş.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Çökmüş durumda.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Yani yerin altına girmiş. Yerin altına inerken binalar tabii şakulinde inmiyor; yamuk iniyor, bilmem ne ve dolayısıyla binaların hepsi yıkılıp gidecek. Buradan bizim bir şey çıkarmamız lazım. Ben yerel yönetimlerden gelen biri olarak bunu rahatlıkla konuşabilirim. Ya arkadaşlar, bu imar planlarının zemin etüdü yapılır, şehrin gelecekle ilgili şeyi düşünülür yani hangi bölgeye gelişecek, nasıl bir fonksiyon verilecek; bunların hepsi düşünülür; sosyologlar, şehir plancıları, jeologlar, mühendisler, mimarlar gelir, bir imar planı yapılır ve buna asla ve asla artık dokunulmaması gerekir. Benim şu andaki kanaatim yani maalesef ve maalesef, yerel yönetimlerin süreç içerisinde imar planlarına "revizyon" adında herhangi bir dokunmasını neredeyse mümkün olmayacak hâle getirmek gerekiyor Başkanım yoksa olur mu 30 katlı bina? Yoksa CHP'si, AK PARTİ'si, iktidarı, muhalefeti falan hepsini bir tarafa bırakıyorum...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - 50 kat var Başkanım, 50 kat, Ankara'da 50 kat.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Şimdi, bakın, bunun problemi bu. Yani imar planlarına süreç içerisinde herkesin, her gelen meclisin müdahale ede ede geldiğimiz durum bu. Maraş'ta görüyoruz -isim vermeden- bütün illerde görüyoruz, Hatay'da görüyoruz. Ne işi var o binaların, o koca koca binaların?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yani bu konuda dönemimizde yapılan en önemli çalışmalardan biri aslında parsel bazında tadilat yapılamaması çalışmasıydı, malumunuz buradan geçti. Ben büyükşehirde...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Ada bazında da...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yani onun da etrafından dolaşmak isteyenler var da.

Büyükşehir meclis gündemlerinin -150 ila 200 arasında gündem olurdu her ay- 30'a düştüğünü gördüm.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Evet, İstanbul'da öyle.

Şimdi, Sayın Başkanım, bizim şu meclis döneminde bazı arkadaşlar hani "Ne yaptık?" falan diyorlar ya, sizin de sözünü ettiğiniz gibi bu parsel bazında imar planlarının müdahalesinin yasaklanması, ada bazında yapılacak değişimlerde de elde edilecek değer artışının da kamu kurumlarına dağıtılması aslında bu işi frenledi. Ama buna rağmen yine de etrafından, sağından, solundan, merkezden, kenardan bu imar planlarına müdahalenin önünün kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Bu benim birinci şeyim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun, devam edin.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Kimin canı yanacaksa, kim ne düşünüyorsa bunların hepsinin önüne geçmemiz gerektiğini düşünüyorum.

Şimdi, bakın, ben kentsel dönüşüm, deprem dönüşüyle ilgili birkaç madde okuyacağım. 2022 Haziran ayında İstanbul'da bir kentsel dönüşümle ilgili detay vereceğim size. Diyoruz ki orada ortalama konut yenileme bedeli 148 bin lira. Bu şekilde ne oldu? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2 defa yüzde 30 indirim yapmak suretiyle bu fiyata getirdi ve fiksledi bu fiyatı. 2012'nin haziran ayından bahsediyorum. Arkasından ilk taksit ödemesi de anahtar tesliminden sonra olacak. Peki ne kadar sürede ödenecek? Tam yirmi yılda ödenecek bu para. Peki artışı? Memur maaş artış oranıyla da her yıl değerlendirilecek. Yani 148 bin liraya insanlar İstanbul gibi bir yerde otoparkı olan, güvenliği olan, yeşil alanı olan depreme karşı güvenli bir yerde konut sahibi oluyorlar. Arkasından bunun durdurulabilmesi için tam 130 defa yürütmeyi durdurma kararı verilmiş, bunların 120 tanesi durdurulmuş. Arkasından muvafakatname imzalayıp evlerini tahliye etmiş olan hak sahiplerine kira ve taşınma ücretleri de ödeniyor. Şimdi, burası neresi biliyor musunuz? Üzgünüm yani ben hani iktidar, muhalefet falan demek istemiyorum. Burası Beyoğlu Fetihtepe Kentsel Dönüşüm Alanı. Hatırlayın Fetihtepe'yi, bütün Meclisin hemen hemen her açılışında, iki haftada en az 1 defa soru önergelerinde karşımıza çıkan Fetihtepe ya. İşte bir sürü şeyler konuşuldu, işte "Hasta insanları var, evlerini zorla boşalttırıyorsunuz, bunları mağdur ediyorsunuz." falan diye. Şimdi siz belediye başkanı olsanız -Allah aşkına- böyle kentsel dönüşüme girer misiniz Başkanım?

Şimdi Tozkoparan... Başkanım, bakın, Tozkoparan'da bizim Fatih Belediyesinin 15 tane konutu vardı. Biz orada sırası gelen memurlarımızı orada oturtuyorduk fakat en son memurlarımız geldi, dediler ki: "Biz burada oturmayız." Yani bizim oraya bedavadan, çok ucuz kira vermek suretiyle Tozkoparan'da oturtacak memur bulamadık. Benim kardeşim 1994 yılında o Tozkoparan konutlarında oturdu. Evine gittim, baktım, dedim kardeşim burada oturma. Ve en kısa zamanda oradan başka yere geçti. Şimdi Tozkoparan'da da aynı imkânlarla kentsel dönüşüm ve deprem dönüşümü gerçekleşti ama Tozkoparan'da bizim başımıza pişmiş tavuktan daha fazla iş geldi. Dolayısıyla şimdi bu deprem unutulacak -muhalefetten kimse kalmamış- hani herkes unutacak bundan sonra falan.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Var, var, Ulaş Bey var.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Ulaş Bey var, siz de varsınız.

Bu iş iki ay sonra unutulacak, bir yıl sonra kimse hiçbir şey hatırlamayacak ve yine siyasetin malzemesi hâline dönüşecek. Şimdi bizim burada yapmamız gereken Başkanım, hepsini siyasetüstü tutup, iktidarını muhalefetini bir kenara bırakıp behemehâl bu henüz sıcakken, henüz acılarımız varken, henüz daha konutlar yapılmamışken bütün bunların önüne geçecek bir müdahalede bulunmamız gerekiyor.

Şimdi dediniz ki: Başkanım, ya şimdi isim vermek istemiyorum ama şimdi tekrar...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Toparlayalım Mustafa Bey, zaman daraldı, dert çok da...

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Tamam, şu deprem münasebetiyle işte büyükşehir belediye başkanımızın birisini ziyarete gittim, bana anlatıyor şimdi, oturuyoruz anlatıyor. "Kentsel dönüşümü muazzam yapıyoruz, şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz." Ya, nasıl yapıyorsunuz diyorum, soruyorum, zorla ağzından laf alacağım ya, bunun maliyetini nereden buluyorsunuz yani bunu yapıyorsunuz da insanlar cebinden para vermeden bunu nasıl yapıyorsunuz?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Kat vererek.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - İşte gecekonduların olduğu yerde, binaların çok az olduğu yerlerde, emsali 1,5'ten 3'e çıkararak kentsel dönüşüm yapılıyor. Yapalım bunu o zaman İstanbul'da, İstanbul 32 milyon şehir olur, hepimiz bırakır, gideriz. Böyle bir şey yok yani siyasetçisi başta olmak üzere bundan rant devşirmeden insanların ölümünün veya yaşam hakkının en önemli olduğunu düşünerek bu işe yaklaşırsak biz bu işi çözeriz. Yani birinin kapısına devlet gittiğinde, belediye gittiğinde onun bütün beklentilerini artıracak veya onun içerisinde başka duyguları uyandıracak bir şeyin içerisinde olmamak gerekiyor diye düşünüyorum.

Bir şey bir şey daha var, somut öneri Başkanım, bakın İstanbul nasıl kurtulur şu anda?

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Yani Mustafa Bey, çok uzayacak, bitirelim.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Son bir şey, son önerim: Şimdi Başkanım, on beş yıl Fatih'te Belediye Başkanlığı yaptık. Koruma amaçlı imar planı yapmışlar, yapsınlar tamam. Şimdi koruma amaçlı imar planında bina mevcudunda iskânlı, ruhsatlı bina 5 kat ama koruma amaçlı imar planında 3 kat. Adam geliyor, diyor ki: "Ben bu evimi yıkıp yapacağım." Diyoruz ki: Yık, yap ama 3 kat yap, yık yap ama 4 kat yap. On beş yıl insanların kendi paralarıyla evlerini ruhsatlı, iskânlı kaçağı olmayan binalarının yapılmasının önüne geçtik.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Peki, yeni koruma amaçlı imar planı yapıp onaylatamadık mı orada, benim hep kafama takılıyor o, mevcudu koruyan?

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Şöyle yaptık: Başkanım, imar plan notunu geçirdik 42 maddesi. Döneminde yapılmış iskânlı, ruhsatlı binalar yıkılıp yapılsın. 200 tane bina yapıldı, arkasından mahkemeye gittiler ve durdurdular, şu anda Danıştayda dava.

Bizim şu anda yapmamız gereken bir iş var. İstanbul'da bakın bir daha söylüyorum, kaçağı maçağı yok, öyle imar affı falan zaten imar affından yararlanamaz, imar affıyla belge almış binalar yıkılıp yeniden yapıldıklarında o imar affı geçerli değil zaten.

NECİP NASIR (İzmir) - İmar barışı.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Pardon, "imar barışı."

Dolayısıyla iskânlı, ruhsatlı binaları... Bakın, hemen Büyükşehir Belediyesine gidip konuşalım hep beraber, ben de geleyim. Bu binaların yıkılıp yeniden aynıyla yapılmasının önünü açarsak eğer benim iddiam şu ki beş yıl içerisinde bu insanlar kamuya 5 kuruş bedeli olmadan en az yüzde 20'sini dönüştürür.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Biraz da uygun kredi bulurlarsa.

MUSTAFA DEMİR (İstanbul) - Hiç krediye de gerek yok Başkanım, zaten devlet yine veriyor ki yani hem daha düşük kredi veriyor ama bazı yerler var ki krediye bile gerek görmeden, insanlar bu işlere bulaşmadan da binalarını yıkıp yapmaya hazırlar. Eğer biz bunu yaparsak öyle büyük büyük projeler yapılsın bir şey demiyoruz ama hep beraber bir araya gelelim, bunun kararını verelim ve kararı geçirelim ve İstanbul'un en azından kurtuluş umudu olacak bir şeye dönüştürebiliriz.

Saygılar hepinize.