| Komisyon Adı | : | İNSAN HAKLARINI İNCELEME KOMİSYONU |
| Konu | : | Avrupa'da Yükselen Irkçılık ve İslamofobi İnceleme ve Araştırma Alt Komisyonu Raporunun görüşülmesi |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .03.2023 |
METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) - Komisyonumuza, değerli vekillere, Başkanıma, emeği geçen ve bu raporu hazırlayan arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bir de, hepimize geçmiş olsun diyorum çünkü ülke olarak büyük bir afeti yaşadık. Allah afette ölenlere rahmet, kalanlara sabır... İnşallah, bundan sonra hayatlarını daha iyi geçirmelerini sağlayacak ortamları yaratmaya, oluşturmaya çalışırız; inşallah, el birliğiyle bu yaraları saracağız; onun için, tekrar geçmiş olsun diyorum.
Şimdi, komisyonumuzun Avrupa'da yaptığı çalışmaları; gelişen çağdaş, özgür insan hakları savunucusu Batı'nın İslam'a karşı nasıl tavır aldığını -daha doğrusu İslam'a değil, sayın vekillerimizin söylediği gibi, Batı İslam'ı Türk olarak biliyor- Türklere karşı nasıl tavır sergilediğini görmüş olduk maalesef, orada yetkililerden aldığımız olumlu cevaplara rağmen tavırlarında bir değişiklik yok. Lafları, lafızları güzel, insanlığı güzel şekilde bize sundular, anlatıyorlar "Böyle olması gerekir, böyle yapılması gerekir." insanlık dersleri veriyorlar ama uygulamada maalesef Müslümanları... Türklerden korkuyorlar, Türklerin varlığı zaten onları rahatsız ediyor fakat diğer Müslüman ülkelerdeki insanları kendilerine eş olarak, eşit olarak görmediklerini bir kez daha görüyoruz, şahit oluyoruz; Suriye'de ölen insanlara, göçmenlere yaptıkları tavırlarını net olarak belirliyoruz. Onun için, bizim kaderimiz olan coğrafyada, "kaderimiz" dediğimiz coğrafyada bunların haklarını koruyabilmemiz için çok sağlam olmamız gerekiyor, değerlerimizin de sağlam olması gerekir. Zaten coğrafyamızda fay hatları var, deprem bölgesi içindeyiz, altımız da sallanıyor, sağımız da sallanıyor, içimizden de sallayanlar var; bunlara karşı çok uyanık olmamız gerekiyor. Onun için, İslam'ı iyi öğrenmemiz gerekiyor. "İslam'a tabiyiz, Müslüman'ız." diyoruz ama maalesef Müslümanlığı eğitimimizde tam olarak öğretemiyoruz yani çoğu zaman neyi savunduğumuzun farkında değiliz. İslam ile terörü bir araya getirmemiz mümkün değil. İslam'ın korku olmadığını anlatmamız gerekiyor; İslam'ın sevgi olduğunu, tebliğ olduğunu, İslam'ın eline silah alıp da hiçbir cana kıyamayacağını hepimizin öğrenmesi gerekiyor, bunu çocuklarımıza da öğretmemiz gerekiyor.
Bu coğrafyada Türk'ün "Kızılelma ülküsü" diye bir ülküsü var. Bu ülkü "cihan hâkimiyeti" dediğimiz, dünya adaletini sağlamak için var olmaya çalıştığımız bir ülkümüz var bizim; ırkçılığımız yok. Tüm insanlığa hükmedip, tüm insanlık için adalet davasını savunan bir neslin evlatlarıyız, Müslüman olarak da Peygamber'imizin övgüsünü almış bir nesiliz. Onun için, bizim bu coğrafyada çok güçlü olmamız gerekiyor, altımızı da sağlam tutmamız gerekiyor, içimizi de sağlam tutmamız gerekiyor ve oyunlara gelmememiz gerekiyor. "Müslüman'ım." deyip de içimize, Müslümanlığın içine fitne sokmak isteyenlerimiz, bölmek isteyenlerimiz de var, kaba softa ham yobazlarımız da var, İslam'ı iyi anlamayanlarımız da var, farklı şey şekilde bölmek, herkese göre bir İslam anlatmaya çalışanlar var; bunlar için uyanık olmamız ve eğitimimize çok dikkat etmemiz gerekiyor, çocuklarımızı iyi eğitmemiz gerekiyor. Din derslerini verirken "Serbest bırakalım, özgürlük var, laiklik var." diyerek dinini öğretmeme yollarına gidiliyor maalesef. Dinimizi öğretelim, çocuklarımıza gereken eğitimini verelim; çocuk 18 yaşında istediği dini seçsin, ister ateist olsun, ister deist olsun ama İslam'ı bilerek öğrensin. İslam kapitalizme, emperyalizme, sömürge düzenine karşı, Allah'tan başka kimseye kulluk edilmeyeceğini öğreten bir din. E, bunu birey olarak insanımıza verdiğimiz takdirde bizim görevimiz bitmiş olur, ondan sonra istediği tercihi yapsın, istediği özgürlüğü seçsin. Onun için, benim düşüncem: İslamofobiye karşı mücadelemizde yani İslam karşıtlığına karşı mücadelemizde dinimizi iyi öğretmemiz gerekir çocuklarımıza, kimliğimizi iyi öğretmemiz gerekir, değerlerimizin dejenerasyonuna izin vermemiz gerekir. "Özgürlük" adı altında çok şeyler duyuyoruz maalesef. Yani, burada şimdi fazla sataşma olmasın, bu konulara girmek istemiyorum. Ne olduğumuzu, ne yapmamız gerektiğini çocuklarımıza iyi öğretmemiz gerekir. Bunun adını ne koyarsak koyalım; 12 yaşına kadar dinimizi, kimliğimizi, coğrafyamızı, dostumuzu, düşmanımızı öğretip 72 millete de insan gözüyle bakabilecek insanları yetiştirmek için uğraşmamız gerekiyor.
Ben fazla uzatmayayım, sıkmayayım. Hepinizi sevgilerimle selamlıyorum. İnşallah, Komisyona bundan sonra gelen arkadaşlar bu işleri daha ileri götürürler.
Teşekkür ederim, sağ olun.