KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sivil toplum kuruluşları var mı Sayın Başkan? Meslek kuruluşlarından, sivil toplumdan gelen yok galiba?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Garo Bey'in söylediklerini hemen davet ettiler, geliyorlar.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Öncelikle, ilk defa herhâlde usulle ilgili söz almadım grubum adına.

Bir torba kanun değildi, onun için teşekkür ederiz; başka şeyler, başka maddeler ilave edilmemiş, başka konular girmemiş, onun için teşekkür ediyoruz çünkü ilk defa yapılıyor bu. "Teşekkür etmeye gerek yok." diyeceksiniz ama hep yapıldığı için teşekkür ediyorum ilk defa.

Etki analizi meselesine gelince, şimdiye kadar etki analizleri hiçbir zaman kanundan önce gelmedi, tekliften önce gelmedi, geldikten sonra da yeterli tek bir etki analizi görmedim ben burada. Bununla ilgili olarak da yeni olduğu için yapılmadığını düşündüm, yine yapılması gerekir ama o şekilde düşündüm işin doğrusu, o nedenle etki analiziyle ilgili herhangi bir eleştiride de bulunmadım.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan biz konuşurken "insicam" diyor ama her seferinde bir insicamı bozuyor. Haksızlık yapıyorsun Komisyonumuza Sayın Paylan.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Kuşoğlu'nun konuşmasına ekleyeceğim ben, kusura bakmayın, ben de o konuşmaya dâhil olmuş oldum.

Buyurun Sayın Kuşoğlu.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, değerli arkadaşlar, kanun teklifinin başlığı "Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması" Bu, güzel bir niteleme, düzgün bir tanımlama yapılmış ancak kanunun amacıyla, daha sonra da içeriğiyle yeterince bu "Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması" başlığı aynı paralellikte değil.

Şimdi, teklif sahibi Değerli Cemal Bey, biz bu depreme dayanıklı binaların yapılmasını mı yani depremden önce depreme karşı önlem alınmasını mı sağlamaya çalışıyoruz yoksa deprem olduktan sonraki önlemlerle ilgili mi bu kanun teklifi? Aslında, bir ayrım olmaması lazım, her ikisini de kavraması lazım yani deprem olmadan önce de tedbir almamız lazım. Bu depremde, Kahramanmaraş depreminde şunu gördük: Biz deprem öncesi tedbir almamışız.

SALİH CORA (Trabzon) - Aldık, yeterli değil.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani çok çok daha fazla olması lazım yani depreme dayanıklı hemen hemen bina yok gibiydi. Şimdi, ben bölgeyle ilgili olarak baktım, 120 bine yakın bölgede, deprem bölgesinde TOKİ konutu var, 120 bin, hiçbirine bir şey olmamış, hiçbirine. Bakın, usulüne göre yapılan, mevzuata göre yapılan bir işlem; toprak analizi yapılmış, doğru yerde yapılmış, doğru şekilde yapılmış binaların hiçbirine bir şey olmamış. Demek ki "kader planı" diye bir şey söz konusu değil doğru iş yapınca yani böyle bir bahaneye sığınmaya gerek yok. Allah'a inancımız tamdır, elhamdülillah, ama böyle saçma bir gerekçe söylememek lazım. Eğer 120 bin TOKİ konutu doğru yapılmış ve doğru yerde yapılmış ve hiçbirine bir şey olmamışsa demek ki böyle bir gerekçe de öne sürülemez, bunu söylememiz lazım.

Dolayısıyla, öncelikle yapılması gereken iş, tüm Türkiye'de, özellikle İstanbul'la ilgili olarak doğru binaların yapılmasıdır, mevzuata uygun binaların yapılmasıdır. Yapmamız gereken öncelikli iş, deprem olmadan önce binalarımızı sağlamlaştırmak veya sağlam olmayan binaların yıkılıp yeniden yapılmasını sağlamak veya takviye gerekiyorsa -artık o teknik bir konudur- bunu yapabilmektir, bunun için bir kere para harcamamız lazım. Dolayısıyla "Afet Yeniden İmar Fonu" düzgün bir ifadedir ama amaç ve kapsamda bunu anlamak mümkün değil, bunu tam olarak anlamıyoruz. "Bu Kanunun amacı, doğal afetler nedeniyle genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen alanlarda;..." Genel hayata etkili afet bölgesi ilan edilen alanlar, afet olduktan sonraki alanlardır, önce değildir. Yani öncesiyle ilgili bir tedbirden bahsedilmiyor burada. Öncesiyle ilgili tedbirlerden de bahsetmemiz gerekir, tedbir almamız gerekir yani öncesini de kavramamız lazım, onu söylemek istiyorum. Öncesini kavrarsak... Yani şu rapordan gördüğüm kadarıyla 525.965 yıkık, acil yıkılması gereken, ağır hasarlı toplam bölüm sayısı var, 525.965. Bunun yeniden yapılması ne kadar milyar liraya mal olur, tahmin edin.

Dolayısıyla, değerli arkadaşlar, amaç bölümü yeterli değil diye düşünüyorum. Yani deprem öncesini de depremden önceki önlemleri de kavramamız lazım bir kere, buna yönelik amaç maddesinde düzenleme yapmamız lazım. Sorun olmadan önce, deprem olmadan önce alınması gereken tedbirler var, binaları usulüne göre sağlam yapmamız lazım, yerinde yapmamız lazım, onunla ilgili önlemler almamız lazım, bunu da kavraması gerekir.

Bir diğer konu, fonun gelirleri arasına Kahramanmaraş depremiyle ilgili, fonun gelirleriyle ilgili... 4'üncü madde, "Fonun kaynakları ve finansmanı" başlığını taşıyor. Fonun kaynakları olarak yurt içi ve yurt dışı kaynaklı her nevi nakdî bağış, yardım, hibe ve krediler, bütçeye bu amaçla konulacak ödenek...

Cemal Bey, özellikle size söylüyorum, (c) fıkrası, "Fon tarafından kurum ve kuruluşların mevzuatındaki her türlü kısıtlamalardan muaf tutularak yurtiçi ve yurtdışı sermaye ve para piyasalarından sağlanan finansman ve kaynaklardan,..." Burada "kurum ve kuruluşlar" ne demek, hangi kurum ve kuruluşlar, böyle bir tanım yoktu, hangi kurum ve kuruluşlar? Daha önceden "kurum ve kuruluşlarla" neyin kastedildiği belli değil, hangi kurum ve kuruluşlar? "Fon tarafından kurum ve kuruluşların mevzuatındaki her türlü kısıtlamalardan..." Ben bundan bir şey anlayamadım, bilmiyorum hangi kurum ve kuruluşlar kastediliyor? Bunun düzeltilmesi gerekir diye düşünüyorum.

Ayrıca, bu fon kaynakları arasına, bu Kahramanmaraş depremiyle ilgili olarak bir bağış ve yardım kampanyası açıldı, epey de para toplandı, bunun henüz çoğunluğu harcanmadı. Kahramanmaraş depremiyle ilgili olarak açılan kampanyadaki bağış ve yardımların da dâhil edilmesi lazım çünkü yürürlük maddesine bakıyorum "Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer." diyor yani mart ayı içerisinde muhtemelen yürürlüğe girecek kanunlaşırsa. Dolayısıyla, böyle büyük bir meblağ var elde, milyarlarca lirayı bulan bir meblağ var, bunun da buraya dâhil edilmesi gerekir, neden dâhil etmiyoruz ki bunu? Kahramanmaraş depremiyle ilgili olacaksa o meblağların da Kahramanmaraş depremiyle ilgili bu kanun geçerli olmayacak mı? Geçerli olarak toplanan bağış ve yardımların da bu kapsama alınması lazım. Dolayısıyla, fonun kaynakları arasında geçici bir madde de olsa Kahramanmaraş depremi için toplanan bağış ve yardımları da ilave etmek gerekir diye düşünüyorum.

6'ncı madde fon denetimiyle ilgili. Ne olursa olsun fonun...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Kahramanmaraş değil, değil mi efendim? Kocaeli'yi diyorsunuz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır, Kahramanmaraş'ı diyorum. Son kampanyada 115 milyar toplandı ya bir gecede, ondan sonra da ilaveler geldi, bu da yürürlük tarihinden geçerli olacak, dolayısıyla o meblağların da bu fona alınması lazım ve Kahramanmaraş depremi için kullanılması lazım, bölge için.

6'ncı maddede "Denetim ve raporlama" denmiş. Şimdi, değerli arkadaşlar -Uğur Bey, özellikle size seslenmek istiyorum- bu 6'ncı maddede Sayıştay denetimi söz konusu olacak ancak ilave olarak şöyle bir şey var: "Fon kaynakları ve aktarımlarına ilişkin mali veriler en geç üçer aylık dönemler itibarıyla kamuoyuyla paylaşılır. Bu çerçevede, kaynak aktarılan idareler gerekli her türlü bilgi ve belgeyi sağlamakla yükümlüdür ve fon bağımsız denetim standartlarına uygun olarak denetlenir." Şimdi, devlette, kamuda bağımsız standartlara göre denetim standartlarına göre yapılan denetimlerin çok anlamı yok. Bağımsız denetim standartlarına göre -siz, özellikle biliyorsunuz- yapılan denetimler şeklî denetimlerdir, içerik denetimi değildir. Yani belgeleri var mı, işte, bankayla olan ya da diğer üçüncü kurum ve kişilerle olan bağlantılar doğru mudur, kayıtlar doğru mudur, şeklinde oluyor. Böyle bir bağımsız denetim için bu fonun kullanılmasını çok doğru bulmuyorum. Yani buraya ödemeler yapılacak, üç ayda bir bu açıklamalar yapılacak; çok anlamlı olmayacak diye düşünüyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Yurt dışından gelen şeyler için bunlar. Yurt dışından hibe ve yardım gelecek, onlar bağımsız denetim şartı koyuyorlar, talep ediyorlar yani onların o talebini karşılamak için koydular diye düşünüyorum ben.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yani bu Sayıştay tarafından da yapılsa yeterli olur diye düşünüyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Cemal ağabeyle tam konuşmadım ben ama uluslararası kuruluşlar bunu talep ettiğinden dolayı konulduğunu düşünüyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, bunu biraz sonra bir müzakere edelim. Doğru bir bakış açısı ama ne hedefleniyor, onu bir görelim. Bunu bir not alalım.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Çok özür diliyorum Başkanım. Not alıyorum da parantez içinde bir şey söyleyebilir miyim?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Bülent Bey'in konuşmasını kesmek istemiyorum, müsaade ederse...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Müsaade eder misiniz Bülent Bey?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Rica ederim, estağfurullah.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Şimdi, Başkanım, Bülent Bey çok güzel sorular soruyor. Tabii, ben, bunlara toptan cevap verebilirim grupların konuşmasının sonunda ama şöyle bir teklifim olabilir mi, takdirinize bırakıyorum: Gruplar adına her konuşmacının konuşmasının bitiminde onlara özel, bu sorulara özel cevap verdikten sonra diğer gruba geçebilir miyim?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Yok, o... Yani çok çok acil mesela konuşmasını devam ettirmesine yönelik bir soru sorulduğu zaman söz vereyim.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bitiminde diyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Zaten müzakerenin bu tarz karşılıklı yürümesinde bazen böyle fayda da olabiliyor ama siz not alın, ben hepsini sizden tam olarak isteyeceğim.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Ben not alıyorum.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Yani konuşmalar bittikten sonra isteyeceğim.

Sayın Kuşoğlu, buyurun lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Uğur Bey'in dediği şekilde, yurt dışı fonlardan buraya bağış gelmesi pek mümkün değil yani yurt dışından Türk vatandaşlarının, yurt dışında yaşayan Türklerin bağışta bulunması mümkün, herhangi bir fondan bu fona bağış gelmesi çok istisnai bir durum olur, bir fonun buraya bağışta bulunması söz konusu olmaz. Dolayısıyla, onların böyle bir bağımsız denetim talep etmesi gerekçesini anlayamıyorum. Hatta bu kanunda geçer, Sayıştay üç ayda bir böyle bir şey yayınlayabilir diye düşünüyorum. Türkiye Varlık Fonuyla ilgili olarak böyle bir şey yaptık. Türkiye Varlık Fonu bağlı kurum ve kuruluşların raporlarını derleyip, toparlıyor, bir araya getiriyor.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Yok, denetim menetim yok ya!

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Orada çok uydurma bir... Sonuçta Meclis olarak bilgilenmiş oluyoruz ama gerçek anlamda bir denetim söz konusu olmuyor, nihai olarak da bağımsız denetim kuruluşlarının yaptığı çalışmaları kamudan bir araya gelen 3 denetçi bir araya getirip bize raporlama yapıyor, onun da bir anlamı yok. Dolayısıyla, burada da pek anlamı olacağını, bir denetim söz konusu olacağını pek düşünmüyorum. Bağımsız denetim olduğu zaman, herhangi bir eksiklik varsa, yanlışlık söz konusuysa bağımsız denetçiler bunları, maalesef, not etmiyorlar, buraya da bildirmiyorlar. Yani Türkiye Varlık Fonunun denetiminde bunu gördük, çok yetersiz kaldığı için burada da benzeri şekilde yetersiz kalacaktır diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, ayrıca fonlar, biliyorsunuz, bütçe prensiplerine aykırıdır yani bütçe prensipleri açısından doğru değildir; normal olarak bir ülkedeki kamu gelirlerinin ve giderlerinin bütçe içerisinde yer alması lazımdır, bütçe prensipleri bunu gerektirir. Fonlar istinai durumlardır, sıkıntı yaratırlar; mümkün olduğunca fon kullanmamak lazım ama burada buna çok fazla itiraz etmeyeceğim, böyle bir deprem fonunun kurulması gereklidir diye düşünüyorum. Dolayısıyla, belki bütçe prensiplerine aykırı olmakla beraber bunun yapılması lazım. Geçmişte, Kocaeli depremi sonrası depremle ilgili olarak alınan bazı vergiler vardı, o vergiler de bütçe içerisinde hamur edildi ama, maalesef, depremler için kullanılamadı. Belki böyle bir fon olsaydı bu fonda biriktirilir, ayrıca kullanılabilirdi. Gerçi bütçe içerisinde de bu mümkün. Bütçe içerisinde de ne kadar ek deprem geliri elde edildiği, deprem dolayısıyla vergi elde edildiği bellidir; onun bütçe içerisinde de tahsisatının yapılması ve deprem için kullanılması mümkündür ama yıllar itibarıyla böyle bir fonun kurulmasında da çok büyük bir mahzur görmüyorum.

Bir de imar afları konusuna değineceğim. Maalesef, burada bizler de -hep beraber Komisyon olarak bahsediyorum- bu günaha ortak olduk, imar afları geçti. Şu anda Genel Kurulda görüşülmekte olan vergi affı, prim affı, kamu borçlarıyla ilgili bir af kanunu var. Eğer bu deprem söz konusu olmasaydı son gece yine bir imar affı gelebilecekti orada, maalesef, bir daha bu tür afların da çıkmaması gerekir diye düşünüyorum. Siyasetin popülizm yaparak prim yapmasını... İnşallah ders çıkarırız, bundan sonra tekrarlamayız diye düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.