| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Giresun Milletvekili Cemal Öztürk ve 106 Milletvekilinin; Afet Yeniden İmar Fonunun Kurulması ile Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4987) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 09 .03.2023 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Cemal Bey, şimdi, depremde açıklanan rakamlara göre 600 bin civarında konutumuz yenilenecek, yıkılmış veya ağır hasarlı yenilecek. İş yerlerini de katarsak yani 1 milyona yakın bir bağımsız...
YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Dâhil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hepsi dâhil mi buna yani iş yerleri dâhil mi buna?
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKAN YARDIMCISI MÜCAHİT DEMİRTAŞ - 600 bine dâhil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, peki, 600 bin.
Şimdi, burada çoklu mülkiyet sahipleri var, tek mülkiyet sahibi olan var, zengini var, fakiri var, başka yerde malı olan var, olmayan var, yalnızca başını sokabileceği bir evi olan var, olmayan var, kiracı olan var ve başka yerde sığınmak zorunda olan var yani o açıdan, bu noktada eşit değiliz Cemal Bey. Yani burada afeti yaşayan yurttaşlarımız da eşit değil, deprem de sınıfsal bir şey.Özellikle, mesela, daha varlıklı durumda olanlara bakarsanız, daha iyi evlerde yaşayanların -genel anlamda söylüyorum- afette daha az öldüklerini, yoksulların daha fazla öldüklerini görüyoruz. Daha çok yoksul mahallelerde, orta ve dar gelirli mahallelerde daha yüksek ölümlerin olduğunu görüyoruz. İşte, mademki afet de dahi eşit değilsek şimdi yaraları sararken eşit mantıkta da bakamayız, "85 milyon yurttaş yüklenecek." diyemeyiz, dememeliyiz.
Bir de şunu eleştireceğim: Çevre Bakanlığı "Ben ev yapacağım. Bu evin maliyetinin yüzde 60'nı kamu yüklenecek, yüzde 40'nı vatandaş verecek." diyor. Şimdi, burada vatandaşın mali yüküne bakmıyor yani o vatandaşın yüzde 40'ını ödemeye gücü var mı, yok mu; buna bakmıyor, bakmıyorsunuz.
ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKAN YARDIMCISI MÜCAHİT DEMİRTAŞ - Yirmi yıl gibi bir süre...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Olabilir, yirmi yıl, on yıl bunun meselesi değil, mesele en zenginine de "yüzde 40" diyorsun, en fakirine de "yüzde 40" diyorsun. Başka yerde, İstanbul'da gayrimenkulü olana da geliri olmayana devam edene de "yüzde 40" diyorsun, hiç geliri olmayana da "yüzde 40" diyorsun; burada bir adalet yok.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Sizin ilkeye uyduk, eşitlik var.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, değil ama eşit değiliz Mustafa Bey, biliyorsunuz.
Yani hiçbir geliri olmayan yurttaşımız da var, 5.500 lira emekli maaşına muhtaç olan yurttaşımız var, ne bileyim, engelliler var, pek çok eşitsizlik var bu anlamda. Bu konuda benim önerim Çevre Bakanlığımızda bir yasal düzenleme yapmalıyız yani Meclis olarak bir yasal düzenleme yapmalıyız. Evet, durumu olanlara yüzde 40 yükleyelim hatta daha fazlasını da yükleyebiliriz ama durumu olmayanlara belki hiçbir şey yüklemeden kamu bu yükü almalı yani hiçbir durumu olmayanlara, bir yetimdir, duldur, gurebadır, efendim, engellidir; bu durumda olanlara belki hiçbir yük yüklemeden veya asgari ücret civarında geliri olanlara çok daha az yükleyerek veya hiç yüklemeyerek bunları yapmalıyız ama başka yerde bir geliri varsa bu yüzde 40'lık yükü belki daha fazla rakamlara taşımalıyız. Yani bari bu noktada bir eşit çerçevede bakmayalım. Benim önerim, Meclis olarak bu konuda bir yasal düzenleme yapalım. Bu noktada yaraları sararken nasıl sarmalıyız?
Bir de ikinci nokta, tekrar edeceğim: Bu depremin yükünü kime yükleyeceğiz? Bu konuda mesela, şu atılan adımı sonuna kadar destekliyoruz: Efendim, kurumlar vergisi istisnalarının yüzde 10 düşürülmesi 100 milyar liralık bir kaynak yaratacak. Niye bugüne kadar yapmamışız bunu, bu da ayrı bir şey. Trilyonlarca lira sermayeye kaynak aktarıldı, daha da çok artırmalıyız. Yani bu depremin yükünü zenginleşenlere, zenginlere daha fazla yükleyecek, dar gelirlilerin sırtındaki yükü hafifletecek adımlar atmalıyız. Ocak ve şubatta bütçe açığı 225 milyar lira Mustafa Bey, bakın, bu enflasyon yaratmak anlamına gelir.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bütçe açığı mı, nakit açığı mı?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, bütçe açığı aynı şekilde çıkıyor, çok az bir fark çıkıyor, biliyorsunuz Cevdet Bey. Nakit açığı aşağı yukarı 1-2 milyar lira farkla bütçe açığı olarak sonra açıklıyorlar.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bütçeçilere sormak lazım.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle açıklanıyor yani Hazine ve Maliye Bakan Yardımcımız burada.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Nakit açığı ile bütçe açığı aynı değil ki.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır ama rakam aşağı yukarı aynı çıkıyor.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Vergiler ödenmeye başlandığında para...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, hayır, öyle değil olur mu! Ne zaman bir nakit açığı açıklıyor, bakıyorsunuz, 1-2 milyar farkla bütçe açığını da aynı rakam olarak açıklıyor.
MUSTAFA KALAYCI (Konya) - PMI'ın artıyor onu da söyle. İhracatı etkileyen endeks artıyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama 10 milyar dolarlık cari açığımız var. Bakın, makro dengeler konusunda da düşünmemiz gerekiyor yani bu anlamda stres testlerini yeniden yapmamız, tabii, bunları konuşmamız lazım.
Arkadaşlar, bu açıdan benim önerim -Komisyon Başkanımıza da önerdim- bütün bu boyutlarıyla hem ekonomik anlamda hem sosyal anlamda hem zengin-fakir meselesinin boyutlarıyla bakarak yaraları sararken nasıl saracağımız üzerine çalışmalar yürütmemiz gerekir diye öneriyorum Cemal Bey size ve Çevre Bakanlığına, bürokrasiye. Bu konuda, yaraları sararken bari adaletli davranalım diyorum.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Yani bizim teklifimizle çok ilgili...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama teklifiniz dar olduğu için bunları söylüyorum. Teklifiniz dar olduğu için söylüyorum.