KOMİSYON KONUŞMASI

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanlığı 2016 yılı bütçesini görüşlerinize sunarken başta Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanımız olmak üzere bütün üyeleri saygıyla selamlıyorum.

Müsaade buyurursanız, konuşmama başlamadan önce beraberimdeki arkadaşlarımı sizlere tanıtmak istiyorum.

En sağda ÖSYM Başkanımız Profesör Doktor Ömer Demir Bey, yanımda Millî Eğitim Bakanlığı Müsteşarımız Doçent Doktor Yusuf Tekin, diğer yanımda YÖK Başkanımız -tanıyorsunuz zaten, ayrıca tanıtmaya gerek yok- Yekta Saraç, yanında Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Vekilimiz Hüseyin Şirin Bey.

Müsaade ederseniz arkadaşlarım da kendilerini kısaca tanıtsınlar.

BAŞKAN - Ayağa kalkarak olursa... Rica edeyim, biraz da yüksek sesle... Duyulmuyor.

Buyurun.

(Komisyona katılan bürokratlar kendilerini tanıttılar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakanım, erkek egemen bir kadro.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Evet, maalesef.

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hanımefendiyi kutlarım, çok büyük başarı.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Evet, dediğiniz gibi, yönetimde biraz erkek egemen bir tablomuz var. Oysa millî eğitim çalışanları içerisinde kadın öğretmenlerimiz çoğunluktalar.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Allah'a şükür!

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Dolayısıyla, biz, taban tavan arasındaki bu çelişkiyi gidermek için de gayret gösteriyoruz, göstermeye devam edeceğiz. İnşallah bir daha ki bütçede daha...

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Yani, kadınlar daha amelî işleri yapıyorlar.

BAŞKAN - Ne kadar ayıp Sayın Vekilim! "Kadınlar amele işi yaparlar." Böyle bir ifade olur mu? Yapmayın!

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Hayır, "amelî" dedim efendim, amele demedim.

BAŞKAN - Ha, pardon, yanlış anladık o zaman.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Haklısınız, Millî Eğitim Bakanlığının genel yapısıyla uyumlu değil tavanımız ama önümüzdeki dönemde inşallah daha çok sayıda kadın yöneticimiz bu sıralarda oturacaklar inşallah.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir sonrakine bekliyoruz Sayın Bakanım.

BAŞKAN - Ne zaman bekliyorsunuz?

GARO PAYLAN (İstanbul) - Bir sonraki bütçede bekliyoruz Sayın Bakanım.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Bir sonraki bütçede. Ama şimdi arkadaki arkadaşları da tedirgin etmenin manası yok!

GARO PAYLAN (İstanbul) - Ama yarısı gidecek yani sorun yok.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, buyurun.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Evet, tekrar, Başkanımızı ve bütün üyeleri saygıyla selamlıyorum, arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum.

Dünyanın her yerinde, tarihin her döneminde ekonomik ve sosyal gelişmenin ana dinamiği olan eğitim sürecine ilişkin bütçe ve programı değerlendirmek üzere bugün bir araya geldik. Bu vesileyle, daha önceki yıllarda da olduğu üzere Plan ve Bütçe Komisyonumuzla yine çok verimli ve hayırlı neticeler alacağımız bir görüşme gerçekleştireceğimizi temenni ettiğimi ifade etmek istiyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı olarak, eğitimi, ülkemize ve geleceğimize yönelik en değerli yatırım alanı olarak görüyoruz, bütün planlamalarımızı bu çerçevede yapıyoruz. Hükûmet Programı'mızda da ifadesini bulduğu üzere, temel önceliğimiz insana yönelik yatırımlardır. Çağın gerektirdiği bilgi, beceri ve donanımları haiz, sahip olduğu geleneğin referans değerleri ile evrensel insan hakları ve demokrasi ideallerini benimsemiş bireylerin yetişmesine imkân sağlamanın yegâne yolunun bu yatırımlardan geçtiğine inanıyoruz. Bu inançla, okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim ve öğretimin her kademesinde bütün bireylerin nitelikli eğitime eriştiği bir eğitim sistemi oluşturmayı hedefliyoruz. Bütün çalışmalarımızı bu hedefe uygun olarak yürütmekte, eğitim politikalarımızı bu doğrultuda şekillendirmekteyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önceki hükûmetlerimiz döneminde olduğu gibi, bu dönemde de eğitim ve öğretime erişim, eğitim ve öğretimde kalite ile kurumsal kapasitenin güçlendirilmesi alanlarındaki çalışmalarımız yoğun bir şekilde sürmektedir. Özgürlükçü, üretken, rekabetçi ve günümüzün bilgi tabanlı ekonomisinin ihtiyaç duyduğu insan gücünü yetiştiren nitelikli bir eğitim sisteminin oluşturulması, bu sisteme uygun öğretmenlerin yetiştirilmesi, müfredatın geliştirilmesi ve eğitim ortamlarının tesis edilmesi yönündeki çalışmalarımız bu dönemde de aynı hız ve kararlılıkla devam edecek inşallah. Belirtmek isterim ki, eğitim ve öğretimi bir bütün olarak görüyoruz, bedensel ve ruhsal gelişmeyi en az zihinsel gelişme kadar değerli buluyoruz. Okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğine bütün boyutlarıyla hayatiyet kazandıracağız. Bu sürece uygun olarak öğretmen yetiştirme ve eğitim yönetimi alanlarında da önemli dönüşümleri hayata geçiriyoruz. Eğitim alanında ortaya konulan bu faaliyet ve yeniliklerin önemi ve önceliği dolayısıyladır ki geçmiş yıllarda olduğu üzere -sizlerin de katkısıyla inşallah- bütçeden en fazla pay yine eğitime ayrılmıştır. 2002 yılında 10 milyar Türk lirası olarak gerçekleşen bütçe payımız, 2016 yılında 100 milyar 390 milyon 305 bin lira olarak belirlenmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hükûmetlerimiz döneminde özgürlükçü bir eğitim felsefesi temelinde daha esnek, sivil ve demokratik bir eğitim sistemi oluşturmak için eğitim alanının her türlü vesayetçi anlayıştan, eşitlik ilkesine aykırı ve yasakçı uygulamadan arındırılması sağlanmıştır. Bu çerçevede, serbest kıyafet uygulamasından öğretmenlerimiz için başörtüsü yasağının kalkmasına, ortaöğretimde başörtüsünün serbest olmasından 28 Şubat döneminde mağdur edilen öğretmenlerimizin mesleklerine geri dönmelerine, meslek liselerine uygulanan katsayı adaletsizliğinin kaldırılmasından eğitim müfredatındaki antidemokratik ifadelerin ayıklanmasına ve farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açan düzenlemelere kadar birçok önemli yeniliğin altına imza atılmıştır.

Ayrıca, zorunlu eğitimin süresini sekiz yıldan on iki yıla çıkaran eğitim reformu, yine, hükûmetlerimiz döneminde yapılmıştır. Bu reformlar sayesinde Türkiye'de eğitimin her kademesindeki okullaşmada ve ortalama eğitim süresinde artış sağlanmış ve eğitim süreci özgür ve demokratik bir çerçeveye kavuşturulmuştur.

Yine, hükûmetlerimiz döneminde, eğitim sisteminin yeniden yapılandırılması ve 21'inci yüzyıl toplumunun gerektirdiği becerilere sahip bireylerin yetiştirilmesini hedefleyen Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi (FATİH Projesi) hayata geçirilmiştir. Başta ilk ve ortaöğretim olmak üzere, eğitim öğretimin her kademesinde bilişim teknolojisi destekli öğretimin gerçekleştirilmesini hedefleyen FATİH Projesi'nin uygulanmasına yönelik çalışmalar hızlı ve kararlı bir şekilde devam etmektedir.

Bu süreçte, öğretim programları bilgi teknolojileri destekli öğretime uyumlu hâle getirilerek eğitsel e-içerikler oluşturulmaktadır. Bu eğitim içerikleri, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kurulan ve öğretmenlerimizin de katkı ve destekleriyle zenginleştirilen Eğitim Bilişim Ağı (EBA) üzerinden öğretmen, öğrenci ve velilere tamamen ücretsiz olarak sunulmaktadır. Video, animasyon, kitap, etkileşimli sözlük, dergi, sunum dosyası, eğitsel oyun türlerinde 150 binden fazla içeriği, 8 milyondan fazla kullanıcısıyla Eğitim Bilişim Ağı (EBA) kısa zamanda K12 düzeyinde dünyanın en büyük eğitim portalı haline gelmiştir.

EBA'ya öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz her zaman, her yerden ve her araçla www.eba.gov.tr adresinden ulaşabilmektedir. EBA, öğretmen ve öğrencileri tanıyan, bireyselleştirilmiş öğrenim imkânı sağlayan, kullanıcıya yapay zekâ algoritmalarını da kullanarak geri dönüşler yapan ve önerilerde bulunan, verileri analiz edebilen, raporlama yapabilen yeni nesil bir sistemdir.

Sayın Başkan, değerli Milletvekilleri; Temel Eğitimden Orta Eğitime Geçiş Sistemi'yle okullarımız, öğretmenlerimiz ve müfredat merkeze alınmış, temel eğitimden ortaöğretim kurumlarına ayrı bir sınav olmaksızın öğrenci yerleştirme uygulaması başlatılmıştır.

Eğitim ve öğretim alanında gerçekleştirilen yeniliklerden bir diğeri de eğitimde özel sektörün payını ve katkısını artırmayı hedefleyen dershanelerin dönüştürülmesi sürecidir. Bu sayede, hem okulu ikinci plana atan, öğrencileri çoktan seçmeli test odaklı bir sürecin içine sokarak sosyal hayattan tecrit eden, veliler için ciddi malî külfetler getiren ve âdeta alternatif bir eğitim sistemi oluşturan dershanelerin yol açtığı olumsuzluklara son verilmiş hem de eğitim ve öğretimde özel öğretimin kapasitesini artıracak bir sürecin başlaması sağlanmıştır.

Özel öğretim kurumlarının nitelik ve niceliğinin artırılması, eğitim sistemimizde kalite ve rekabet odaklı eğitim hizmetlerinin verilmesine katkı sağlayacaktır. Özel sektörün dinamik yatırım ve işletme kabiliyetinin eğitim sistemi içerisindeki katkısını artırmak amacıyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da teşvik düzenlemeleri yapılmaya devam edilecektir.

Bakanlığımızın 2015-2019 Stratejik Planı'nda özel öğretimin payının okul öncesinde 9,16'dan 23'e, ilkokullarda 3,31'den 6'ya, ortaokullarda 3,51'den 7'ye ve ortaöğretimde 4,78'den 12'ye çıkarılması hedeflenmektedir. Bu bağlamda yeni özel okulların açılmasını teşvik amacıyla çeşitli tedbirler öngörülmüştür.

Özel okullarda niteliği hızlı ve kalıcı bir şekilde yükseltmek için kalite geliştirme sistemi çalışmalarımız devam ediyor. Dokuzuncu ve Onuncu Kalkınma Planları'nda da eğitimde özel sektörün payının artırılması yönünde hedefler bulunmaktadır. Bu hedeflere ulaşmak amacıyla, Bakanlığımız tarafından örgün eğitimde özel okullaşma oranının artırılmasına yönelik çalışma ve faaliyetler yürütülmektedir. Özellikle özel okullarda öğrenim gören öğrencilere sunulan eğitim öğretim desteği ve diğer teşvikler ile dönüşüm programları sayesinde Türkiye'de özel sektörün eğitim öğretim hizmetlerine yatırım yapması özendirilmektedir. Arazi ve okul tahsisinden vergi istisnalarına, ucuz krediden öğrenci başına teşvike kadar sektörden ciddi şekilde talep gören bir dizi düzenleme hayata geçirilmiştir.

2014-2015 eğitim ve öğretim yılında mevcut dershanelere belirli bir süre verilerek özel okula dönüşmelerini teşvik edici düzenlemeler yürütülmüştür. 6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanununda da değişiklik yapılmıştır. Yapılan değişikliklerle özel okula dönüşmek isteyen dershanelere yirmi beş yıla kadar arsa tahsisi veya on yıla kadar bina kiralama imkânı tanınmıştır. Ayrıca, özel öğretim kurumları mevzuatında değişiklik yapılarak, okula dönüşme taahhüdünde bulunan özel dershanelerin 2018-2019 eğitim ve öğretim yılı sonuna kadar bulundukları binalarda okul olarak faaliyet göstermelerine imkân tanınmıştır.

Böylece hem Onuncu Kalkınma Planı'nda hem de Bakanlığımızın 2015-2019 Stratejik Planı'nda yer alan "Plan dönemi sonuna kadar dezavantajlı gruplar başta olmak üzere, eğitim ve öğretimin her tür ve kademesinde katılım ve tamamlama oranlarını artırmak" hedefi doğrultusunda eğitim ve öğretimde kalite odaklı rekabet ortamı oluşturulmuş olacak, isteyen her öğrencinin özel okul imkân ve fırsatlarından yararlanması sağlanacaktır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla, Bakanlığımıza bağlı 2.326 anaokulu, 39.847 ilkokul ve ortaokul ile 341 yatılı bölge ortaokulu bulunmaktadır. 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında 2.322 Anadolu lisesi, 261 fen lisesi, 92 sosyal bilimler lisesi, 57 spor lisesi, 74 güzel sanatlar lisesi ve 1.149 Anadolu imam hatip lisesi bulunmaktadır. Ayrıca, meslekî ve teknik ortaöğretimde 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı itibarıyla 2.300 meslekî ve teknik Anadolu lisesi, 96 meslekî ve teknik eğitim merkezi, 894 çok programlı lise olmak üzere toplam 3.290 okul bulunmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yeni dönemde Millî Eğitim Bakanlığının kurumsal örgütlenmesini, eğitim sisteminin ulusal düzeyde politika belirleme, koordinasyon ve denetiminden sorumlu olacak şekilde geliştireceğiz. Öğrenciyle ilgili sorunların okul düzeyinde çözülmesi ilkesini esas alarak, merkezden yerele doğru yetki devrini gerçekleştireceğiz. Okulları akademik, sosyal, kültürel, sanatsal ve sportif performanslarına göre değerlendirerek sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasını sağlamaya başlıyoruz. Ortaöğretimde uygulayageldiğimiz okul bazlı bütçe yönetimine temel eğitim okullarımızın da geçmesine yönelik çalışmalarımızı tamamlayacağız.

Bütün bu çabalar eğitim ve öğretim sürecine ciddi katkılar sağlamış, hem ulusal hem de uluslararası bazda ilgili göstergelerde önemli artışlar ortaya çıkarmıştır. Planladığımız çalışmalar da bu anlamda verileri ve süreci daha ileri bir noktaya taşıyacaktır.

Söz konusu gelişmelerle ilgili bazı özet bilgiler vermek isterim, daha ayrıntılı bilgiler de hem dağıtmış olduğumuz kitapçıklarda hem de yayımlanmış olan Millî Eğitim Bakanlığı resmî istatistiklerimizde var, oradan ayrıntılara ulaşabilirsiniz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim ve öğretime erişimin artırılarak fırsat eşitliğinin sağlanması konusunda derslik ihtiyacının giderilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede, Bakanlığımızın 2016 yılı yatırım ödeneği bir önceki yıla göre yüzde 14,39 artışla, 6 milyar 284 milyon 628 bin Türk lirası olarak öngörülmüştür. Bakanlığımıza tahsis edilen bu ödeneklerle eğitim mekânlarının yenilikçiliğini teşvik edecek, erişilebilir, fonksiyonel ve yerel mimariye uygun bir yapıya kavuşmasını ve yeterli oyun, spor ve kültürel alanlara sahip olacak şekilde tasarlanmasını temin edeceğiz. Okullarımızda ikili öğretime son verme hedefi doğrultusunda, bütün okullarımızda tam gün eğitim-öğretime geçebilmek için yeterli sayıda derslik inşası gayretlerimize devam edeceğiz.

2003 yılından bugüne kadar, 44.104'ü hayırsever vatandaşlarımız tarafından olmak üzere, toplam 249.618 adet dersliğin yapımı tamamlanarak eğitim ve öğretimin hizmetine sunulmuştur. Eğitime gönül ve destek veren hayırseverlerimize huzurlarınızda bir kere daha teşekkür ediyorum.

Aynı şekilde, hükûmetlerimiz döneminde yükseköğretimde de çok ciddi atılımlar yapılmıştır. Bugün 109'u devlet, 76'sı vakıf üniversitesi olmak üzere 185 üniversitemiz ve 8 vakıf meslek yüksekokulumuzla beraber toplam 193 yüksek öğretim kurumumuz bulunmaktadır. Hükûmetlerimiz döneminde 56'si devlet, 53'ü vakıf üniversitesi, 8'i vakıf meslek yüksekokulu olmak üzere 117 yeni yüksek öğretim kurumu kurulmuştur.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim ve öğretime erişimin artırılması bağlamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında yapılan protokol çerçevesinde, Türkiye çapında Şartlı Eğitim Yardımı Programı uygulanmakta olup ihtiyaç sahibi ailelere çocuklarını düzenli olarak okula göndermeleri şartıyla her ay eğitim yardımı yapılmaktadır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan karşılanan şartlı eğitim yardımıyla 2003 yılından 2015 yılı sonuna kadar ilk ve ortaöğretimdeki 21 milyon 508 bin 522 çocuğumuzun annelerine 4 milyar 192 milyon 307.040 Türk lirası ödeme yapılmıştır. 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden ihtiyaç sahibi velilerin 48-72 aylık çocuklarına şartlı eğitim yardımı yapılmaya başlanmıştır.

Özellikle kız çocuklarımızın okullaşması ve ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranlarının artırılması maksadıyla kız çocuklarımıza ve ortaöğretime devam eden öğrencilerimize verilen yardım miktarları daha yüksek tutulmuştur. İlköğretime devam eden kız çocuklarına 40 Türk lirası, erkek çocuklarına 35 Türk lirası; ortaöğretime devam eden kız çocuklarına 60 Türk lirası, erkek çocuklarına ise 50 Türk lirası aylık ödenmektedir.

2015-2016 eğitim ve öğretim yılında örgün ve yaygın ortaokul, ortaöğretim ve mezun öğrencilerimize derslerde edindikleri kazanımları pekiştirmelerine katkı sağlamak, özel ilgi ve yeteneklerini geliştirmek maksadıyla ücretsiz olarak destekleme ve yetiştirme kursları açılmıştır. Bu ücretsiz kurslarda öğrencilerin ihtiyaç duyabileceği kazanım kavrama testleri Bakanlığımız tarafından hazırlanarak fırsat ve imkân eşitliğini sağlayacak şekilde elektronik ortamda -biraz önce sözünü ettiğim EBA ortamları da dâhil olmak üzere- hizmete sunulmuştur. Bu yıl bir ilki de gerçekleştirerek bu ücretsiz kurslara devam eden ve kademesine göre son sınıf olarak tanımlanan öğrencilerimize elektronik deneme sınavları da yapmaya başladık yine ücretsiz olarak.

21 Ekim 2015 tarihi itibarıyla, 22.272 kurs merkezinde yani okullarımızda 253.494 kadrolu öğretmen ve 38.395 ücretli öğretmenin hizmet verdiği destekleme ve yetiştirme kurslarına -bu ücretsiz kurslara- 4 milyon 306 bin 858 öğrenci başvurmuştur. Bu kurslarda hem öğrencilerimiz öğretmen seçerek eksikliklerini giderme imkânı bulmuş hem de öğretmenlerimiz için yeni bir ek ders imkânı ortaya çıkmıştır. Benzer bir uygulama bazı bölgelerimizde değişik gerekçelerle aksayan eğitim sürecini tamamlamak üzere de gerçekleştirilmektedir. Bu kapsamda, hem öğrencilerimizin eksiklikleri giderilmekte hem de öğretmenlerimiz hizmet içi eğitim programları aracılığıyla aksayan eğitim sürecini tamamlayacak tedbirler konusunda bilgilendirilmekte, yetiştirilmektedir. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde güvenlik eksenli tedbirler, boykotlar ve engellemeler neticesinde eğitim öğretime verilen ara ve kayıpların telafisi amaçlı tedbirler bu bağlamda alınmıştır. Bu kapsamda, özellikle 8'inci ve 12'nci sınıflar merkeze alınarak bütün kademelere ara tatili de dâhil olmak üzere programlar uygulanmıştır. Ayrıca, ikinci eğitim ve öğretim döneminde de -ikinci yarı yılda da- bu tedbirler devam ettirilecektir.

Bu noktada, geçtiğimiz yıl bazı yerleşim birimlerimizde okul ve kurumlarımıza yönelik terör saldırıları nedeniyle aldığımız bir diğer tedbiri de takdirlerinize sunmak isterim. Geçtiğimiz yıl içinde bazı kurumlarımıza, birden fazla olmak üzere, toplam 400'e yakın okulumuza yönelik terör saldırısı gerçekleştirilmiştir. Bu vesileyle, çocuklarımızın eğitim hakkını elinden almayı hedefleyen bu terör saldırılarını ve bu saldırıyı çocukların can güvenliğini hiçe sayarak vahşice yapan bu teröristleri huzurlarınızda bir kez daha kınıyorum. Bu saldırılar nedeniyle Bakanlığımız bütçesinden donatım, onarım ve acil ihtiyaçlar için fazladan 100 milyon liraya yakın bir kaynak kullanılmak zorunda kalınmıştır şu ana kadar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilindiği üzere, eğitimde fırsat ve imkân eşitliğine yönelik yürütülen uygulamalar kapsamındaki bir diğer projemiz ücretsiz ders kitabı dağıtımı çalışmamızdır. Bu kapsamda, 2003'ten 2015 yılına kadar toplam 2 milyar 206 milyon 992 bin 811 adet kitap öğrencilerimize ücretsiz olarak dağıtılmış, bu uygulama için toplam 3 milyar 700 milyon 208 bin 905 Türk lirası ödeme yapılmıştır. Bu uygulama kapsamındaki ortaöğretim öğrencilerinin ücretsiz ders kitabı için 2016 yılı Bakanlık bütçesine 194 milyon 510 bin 800 Türk lirası kaynak öngörülmüş, ilköğretim öğrencilerine ücretsiz olarak dağıtılacak ders kitapları için de Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'ndan 2016 yılı için 240 milyon lira ödenek tahsis edilmiştir.

2003 yılından itibaren resmî okullarımızda yürüttüğümüz "Ücretsiz Ders Kitabı Dağıtımı Projesi"ne 2014-2015 eğitim ve öğretim yılından itibaren isteyen özel öğretim kurumları da dâhil edilmiş ve ders kitapları özel okullarda da ücretsiz olarak verilmeye başlanmıştır. Bu uygulama önümüzdeki yıllarda da devam edecektir.

Eğitim ve öğretime erişimin artırılarak fırsat eşitliğinin sağlanmasına katkı sağlayan önemli uygulamalardan biri de ilköğretim ve ortaöğretim öğrencilerine verilen burslardır. Söz konusu burs ücreti 2003 yılında öğrenci başına aylık 13 lira 6 kuruşken, 2015 yılında 165 lira 33 kuruşa yükseltilmiştir, 13 liradan 165 liraya. 2016 yılı Ocak ayı itibarıyla burs ücreti 195 lira olarak öngörülmüştür. İlköğretim ve ortaöğretimde burs alan öğrenci sayısı da 2003 yılında 101.382 iken, bu sayı 2015 yılı Aralık ayı itibarıyla 243.532'ye yükselmiştir.

Temel eğitim ve orta öğretim öğrencilerine hizmet eden öğrenci yurt ve pansiyonlarında koğuş sisteminden oda sistemi uygulamasına geçilmiştir. Bu kapsamda, 2002 yılından bugüne kadar ilave olarak 112 bin yatak kapasiteli yurt ve pansiyon eğitim ve öğretime kazandırılarak toplam yatak sayısı 466.821'e ulaştırılmıştır. Şimdi, burada bir karışıklığa meydan vermemek için şu ayrımı ifade etmem lazım: Bahsi geçen bu gelişme sadece Bakanlığımız bünyesindeki eğitim kurumlarıyla ilgilidir. Yükseköğretim öğrencilerine hitap eden Kredi Yurtlar Kurumu bünyesinde yapılanlar -Gençlik ve Spor Bakanlığımız tarafından Kredi Yurtlar Kurumu bünyesinde yapılan çalışmalar-bu rakama dâhil değildir.

Eğitim hakkından yoksun kalması muhtemel ilköğretim, ortaöğretim ve özel eğitim okul ve kurumlarına devam eden öğrenciler ile yaygın eğitim hizmetinden yararlanan özel eğitim kursiyerlerinin resmî okul ve kurumlara taşıma yoluyla erişimlerinin sağlanmasına devam edilmektedir.

2014-2015 eğitim ve öğretim yılında toplam 824.078 ilköğretim öğrencisi taşınmış olup bunların 675.572'si öğle yemeği hizmetinden de yararlanmıştır. Ayrıca, 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında 506.443 ortaöğretim öğrencisi taşınmış, toplam 451.162 öğrenci öğle yemeği hizmetinden yararlanmıştır. Toplam olarak ifade etmek gerekirse bu geçtiğimiz eğitim öğretim yılında 1 milyon 330 bin 521 öğrencimiz taşıma imkânlarından yararlanmış, bunlardan 1 milyon 126 bin 734'ü ayrıca öğle yemeği hizmetini almıştır.

Eğitime erişim hakkını kullanmakta güçlük çeken ve özel eğitime ihtiyacı olan öğrenci ve kursiyerlerin 2012-2013 eğitim ve öğretim yılında 47.737'si taşınmakta iken bu sayı 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında 69.954'e yükselmiştir.

Bakanlık olarak özellikle engelli vatandaşlarımızın eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinden hakkıyla yararlanabilmeleri öncelik verdiğimiz konulardan biridir. Bu nedenle, bir önceki yıl 47.737 olan bu sayı 69.954'e, bir yıl içinde 20 binin üzerinde artışla bu rakama ulaşmıştır. Yine, bu bağlamda, engellilerin eğitim ve rehabilitasyonuna ilişkin olarak 2006 yılından bugüne dek bütçemizden yaklaşık 10 milyar 590 milyon Türk lirası kaynak ayrılmıştır. Ayrıca, bugüne kadar 2.512 engelli öğretmenimiz de Bakanlık bünyesinde istihdam edilmiştir. 2015 yılında engelli vatandaşlarımıza yönelik 765 adet yeni yaygın eğitim kurs programı hazırlanmıştır. Meslek edindirmeye yönelik kurs programı hazırlanmıştır 765 adet. Bu, kursa devam edenlerin sayısı değil, açılan kurs sayısı.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilgilerinize sunmak istediğim bir diğer husus da Bakanlığımızın yurt dışı eğitim öğretim faaliyetleriyle ilgili gelişmelerdir.

Yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın her türlü eğitim ve öğrenim faaliyetleriyle ilgili iş ve işlemlerini yürütmek, eğitim ve öğretim alanındaki uluslararası ilişkilerimizin geliştirilmesini sağlamak amacıyla 34 ülkede 31 eğitim müşavirliği ve 25 eğitim ataşeliği olmak üzere toplam 56 temsilciliğimiz bulunmaktadır.

Bakanlığımızca açılan, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın çocuklarının devam ettiği 15 ilkokul, 21 ortaokul, 22 lise, 1 kolej ve 5 TÖMER (Türkçe Öğretim Merkezi) toplam 64 okulumuzda eğitim ve öğretim hizmeti sunulmaktadır. Yurt dışındaki çocuklarımızın mensubiyet ve kimliklerini koruyarak bulundukları ülkelerde hayatın her alanında önemli yerler edinen ve bu ülkelere siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda katkılar yapabilen bireyler olması için çalışmalarımız devam etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu sözünü ettiğimiz ve Bakanlığımız tarafından uygulanmakta olan politikalar neticesinde, bütün eğitim ve öğretim kademelerimizin okullaşma oranlarında çok önemli iyileşmeler sağlanmıştır. Buna göre, Hükûmetimizin en temel öncelikleri arasında yer alan okul öncesi eğitimde 2002 yılında 4-5 yaş okullaşma oranı yüzde 11,7 iken 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında aynı yaş grubunda, 4-5 yaş grubunda (ay bazında) okullaşma oranı yüzde 41,57'ye -yüzde 11'den yüzde 41'e- 5 yaşta (ay bazında) okullaşma oranı yüzde 61,69'a ulaşmıştır. Bu oranın yükseltilmesi bizim için en önemli önceliklerimizden biri olmaya devam edecektir.

İlköğretimde net okullaşma oranı 2002 yılında yüzde 90,98, yüzde 91 iken 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında yüzde 97,10'a, yüzde 97'ye yükselmiştir. Ortaöğretimde net okullaşma oranı 2002 yılında yüzde 50,57 iken 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında yüzde 79,37'ye yükselmiştir. Ortaöğretimde yüzde 50'den yüzde 79'a. Yükseköğretimde net okullaşma oranı 2002 yılında yüzde 14,65 iken 2014-2015 eğitim öğretim yılında yüzde 39,49'a ulaşmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; özellikle kız çocuklarının okullaşması konusundaki çalışmalar Bakanlığımızın ana önceliklerinden birisi olmaya devam etmektedir. Bu çerçevede, ilköğretim ve ortaöğretimde kız çocuklarının okullaşmasında çok önemli mesafeler kat ettik.

Bu bağlamda, ilköğretimde kız ve erkek çocukların brüt okullaşma oranları arasındaki fark 2002-2003 eğitim öğretim yılında erkekler lehine iken 2014-2015 eğitim ve öğretim yılında kız çocuklarının lehine gerçekleşmiştir. Yani, kız çocuklarının okullaşma oranı artmış. Kız çocuklarının okullaşmasında uluslararası bir gösterge olan cinsiyet oranları da kız çocukları lehine artışlar göstermektedir.

Bu çerçevede, ilköğretimde 2002-2003 eğitim ve öğretim yılında her 100 erkek öğrenciye karşılık 91,10 kız öğrenci okullaşırken bu oran 2014-2015 eğitim öğretim yılında her 100 erkek öğrenciye karşılık yaklaşık 102 kız öğrenci şeklinde gerçekleşmiştir, 101,81 yani 102 diyelim.

Ortaöğretimde 2002-2003 eğitim öğretim yılında her 100 erkek öğrenciye karşılık 72 kız öğrenci okullaşırken bu oran 2014-2015 eğitim öğretim yılında her 100 erkek öğrenciye karşılık 95 kız öğrenci şeklinde gerçekleşmiştir; 72'den 95'e ortaöğretimde.

Yükseköğretimde 2002-2003 yılında kadın okullaşma oranı 13,53 iken 2014-2015 yılında bu oran 41,10'dur; 13'ten 41'e.

Okullaşma oranının artırılmasına yönelik çalışmalarımız aynı kararlılıkla sürdürülecek, bu kapsamda bilhassa kız çocukların okullaşma oranının artırılması ve okul öncesi eğitimin teşvik edilmesi önemli önceliklerimiz arasında olmaya devam edecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bütün bunların yanı sıra, Bakanlığımız, bütün paydaşlarıyla işbirliği içerisinde, Türkiye'de geçici koruma altında bulunan Suriye vatandaşlarının eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çalışmalarını da sürdürmektedir.

Bildiğiniz gibi, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün son verilerine göre, ülkemizde 5-17 yaş arası okul çağında yaklaşık 620.000 Suriyeli bulunmakta olup, bunlardan yine yaklaşık 310 binine yani aşağı yukarı tam yarısına Bakanlığımız tarafından eğitim ve öğretim hizmeti verilmektedir.

Bakanlığımızca Suriyelilere yönelik yürütülen faaliyetlerin kapsamını ve kapasitesini artırabilmek amacıyla örgün öğretim çağı dışındaki yetişkin Suriyeli misafirlerimizin halk eğitim faaliyetlerinden faydalanabilmelerinin önündeki engeller kaldırılmıştır.

Bakanlığımız Türkiye'de geçici koruma altında bulunan Suriyelilere yönelik çalışmalarını iki ana çerçeve üzerinden yürütmektedir. Bunlardan birincisi, Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış olarak hayatlarını sürdüren Suriyelilerin Türk vatandaşlarıyla birlikte mevcut eğitim sistemine dâhil edilerek hizmetlere erişimlerini sağlamaktır. Bu kapsamda, bugün itibarıyla yaklaşık 73 bin Suriyeli öğrenci okul öncesinden 12'nci sınıfa kadar Türk akranlarıyla birlikte eğitimlerine devam ediyorlar.

Resmî ve özel okullara Suriyeli öğrencilerin kabullerine devam ediliyor. Bakanlığımıza bağlı resmî ve özel okullarda öğrenimlerine devam etmesi öngörülen öğrenci sayısının öğretim yılı sonuna kadar 105 binin üzerine çıkması hedefleniyor.

İkinci uygulama ise, Suriyelilerin çok yoğun bir şekilde ve bir arada yaşadığı şehirlerimizde onlar için oluşturulmuş geçici barınma merkezlerinde yani kamplarda onlara özel olarak hazırlanmış bir programla kendi dillerinde ve kendi öğretmenlerinin desteğiyle yürütülen eğitim faaliyetleridir. İlgili mevzuat çerçevesinde geçici barınma merkezlerinde yani kamplarda ve Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde geçici eğitim merkezleri açılmaktadır. Bu merkezlerde Türk öğretmenler Suriyeli öğrencilere Türkçe öğretirken, gönüllü Suriyeli öğretmenlerse diğer dersleri kendi dillerinde aktarmaktadırlar. Bu sayede bu çocukların sene kaybı yaşamadan eğitimlerine kaldıkları yerden devam edebilmeleri ve aynı süre içerisinde Türkçe öğrenerek Türk eğitim sistemine dâhil edilmesi hedeflenmektedir.

2015-2016 eğitim ve öğretim yılının başlamasıyla birlikte kamplarda oluşturulmuş geçici eğitim merkezlerinde yaklaşık 82 bin, şehirlerde oluşturulmuş geçici eğitim merkezlerinde ise yaklaşık 155 bin Suriyeli öğrenci eğitim öğretimlerine devam etmektedir.

Bakanlığımızca öğrenci kayıtları ve yeni geçici eğitim merkezi oluşturma faaliyetleri sürmektedir. Yıl sonuna kadar 450 bin Suriyeli öğrenciye ulaşılması hedeflenmektedir.

Ayrıca, Başbakanlık AFAD ile iş birliği içerisinde uluslararası fonlardan da yararlanarak 70'in üzerinde prefabrik, çelik konstrüksiyon ve betonarme okul inşa edilmiş, yaklaşık 150 okul binası yarı zamanlı olarak tahsis edilmiş, ayrıca 60 kadar da müstakil bina belediyeler veya sivil toplum kuruluşları desteğiyle geçici eğitim merkezine dönüştürülmüştür.

Eğitim kurumlarımızda ve oluşturulan geçici eğitim merkezlerinde yürütülen eğitim ve öğretim faaliyetleriyle ilgili her türlü iş ve işlemi kayıt altına alacak "Yabancı Öğrenciler Bilgi İşletim Sistemi" adı altında bir otomasyon sistemini kurduk. Bu sistem üzerinden Bakanlığımıza bağlı kurumlarda, kamplarda ve şehirlerde oluşturulan geçici eğitim merkezlerine yabancı tanıtma belgesi bulunan öğrencilerin kayıtları yapılıyor, eğitim merkezlerinde görev alan öğretmenlere ve öğrencilere yönelik her türlü veriler bu sistem üzerinden takip ediliyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim ve öğretime erişimin arttırılarak fırsat eşitliğinin sağlanması, eğitim ve öğretimde hizmet sunumunun kalitesinin iyileştirilmesi ile kurumsal kapasitenin geliştirilmesi yönündeki çalışmalarımızın önem arz eden bir diğer boyutu da, öğretmen açığının giderilmesi ve mevcut öğretmenlerimizin güncel gelişmeler, yenilikler ve değişiklikler konusunda tekrar tekrar eğitilmesi yöntemleriyle niteliklerinin artırılmasıdır. Bunun için, etkili, objektif ve günümüzün gereklerine uygun teknoloji yoğun bir personel politikası çerçevesinde öğretmenlerimizin ülke içinde dengeli dağılımını sağlamaya, atıl kapasiteyi aktif kapasiteye çevirmeye yönelik uygulamalarımız devam etmektedir.

Bu noktada mevcut personelimiz hakkında bazı bilgileri sizlerle yeniden paylaşmak isterim. Bildiğiniz üzere, dün Bakanlığımız bünyesine 30 bin öğretmen atamasını gerçekleştirdik. Dünkü atama öncesi Bakanlığımız bünyesinde kadrolu statüde görev yapan öğretmen sayımız 893.448'ken, son atamayla birlikte bu sayı 923.448 oldu. Bu sayının yüzde 58,70'ine karşılık gelen 542.120 öğretmenin ataması iktidarımız döneminde yapılmıştır, 542.120 öğretmen ataması bu dönemde yapılmıştır.

Diğer yandan, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılında 45.351 ücretli öğretmen görev yapmaktadır. Kamuoyundaki yanlış bir yorumu düzeltmek için söylemek istiyorum. Ücretli öğretmen istihdamında önceliğimiz öğretmenliğe kaynak teşkil eden fakülte ve bölüm mezunlarıdır. Ha, yeterince başvuru olmayan yerlerde de diğer yüksek öğretim kurumlarından mezun olanlarla öğretmen ihtiyacımızı gideriyoruz.

Eğitim kurumlarının ihtiyacı olan öğretmen sayıları, norm kadrolara ilişkin yönetmelik esaslarına göre belirlenmektedir. Bu duruma göre ülke genelinde doluluk oranı, dün yaptığımız atamayla birlikte yüzde 93'lere ulaşmıştır. Hedefimizin ülke genelinde yüzde 100 doluluk oranına ulaşmak olduğunu herhalde söylemeye gerek yok. Nitekim, bugün itibarıyla bazı illerde norm kadro doluluk oranı noktasında bu hedefe ulaşmış durumdayız.

Bu minvalde bazı illerimizde öğretmen sirkülasyonunun çok hızlı olduğu gerçeğinden hareketle bir kısım tedbirler alacağımızı da belirtmek isterim. Öğretmenlerin çalışma sürelerinin çok düşük olduğu bu illerde ve eğitim kurumlarında daha uzun süre görev yapmayı teşvik edici mekanizmalar üzerinde çalışıyoruz. Bu çalışmanın bölgeler arasındaki eğitim farklılığını en aza indirmede de önemli bir fonksiyon icra edeceğini ve bütün öğrencilerimiz için eşit eğitim fırsatı sağlamayı kolaylaştıracağına inanıyoruz. Bu çalışmalarımızı tamamladıktan sonra bunların bir kısmı yasal düzenleme gerektirdiği için yine huzurunuza getireceğiz. Orada da katkılarınızı esirgemeyeceğinizden eminim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; iktidarımız döneminde öğretmenlerimizin mali ve sosyal haklarında önemli iyileştirmeler yapıldığını da hatırlatmak isterim.

Bilindiği gibi, Bakanlığımız bünyesinde göreve yeni başlamış 9'uncu derece 1'inci kademedeki bir öğretmenimizin maaşı 2002 yılında 470 lira 20 kuruşken 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla yüzde 441 artışla 2.544 liraya yükselmiştir.

MUSA ÇAM (İzmir) - Geçen yıla göre mukayese yaptınız mı?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Yaptık, onları da konuşuruz.

MUSA ÇAM (İzmir) - Yani hep 2002, 2002 geldi de...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Kendi iktidarımızın hesabını verdiğimiz için 2002'de yaptıklarımızı anlatıyorum.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Sayın Bakanım, zaten "On beş yılda 450 bin öğretmen atadık." dediniz. Yılda ortalama 30 bin öğretmen yapıyor, afaki bir rakam değil. Yani toplam 450 bin öğretmeni 2002 ile 2016 yılı arasında. Yılda ortalama 30 bin yapıyor yani çok şey bir rakam değil.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - İnsaf... Mevcut 544 bin öğretmenimize... 2002 yılında Türkiye'de 544 bin öğretmen vardı. Biz bunun üzerine 542 bin yeni öğretmen koymuşuz.

KADİM DURMAZ (Tokat) - Çok doğal değil mi?

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - 2002 yılında ek ders ücretinin saati net 2 lira 75 kuruş, brüt 3 lira 26 kuruşken 2016 yılında 10 lira 47 kuruş, brüt 12 lira 43 kuruş olmuştur. Bu durumda haftada on beş saatten ayda toplam altmış saat ders veren öğretmenlerimizin ek ders ücreti 2002 yılında 165 lirayken 1 Ocak 2016 tarihi itibarıyla yüzde 281 artışla net 628 lira 49 kuruşa yükselmiştir. Haftada on beş saat ek ders veren bir öğretmene 2002 yılında maaşıyla birlikte toplam 635 lira ödenirken -küsurları söylemiyorum- 2016 yılının ilk yarısında toplamda yüzde 399 artışla 3.173 lira ödenmektedir.

Bütün öğretmenlere her eğitim ve öğretim yılında bir defa olmak üzere, ders yılına başlarken, öğretim yılına hazırlık ödeneği ödenmektedir. Söz konusu yapılan ödeme 2002-2003 eğitim ve öğretim yılında 175 liraydı. Geçen yıl yani bu yılın eğitim yılı başında, 2015-2016 eğitim ve öğretim yılı başında bunu yüzde 442 artışla 950 liraya yükselttik.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; okul türleri ve bölgeler arası başarı farklılıklarını azaltarak eğitimde fırsat eşitliğine bütün boyutlarıyla hayatiyet kazandıracağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, sunum süreniz doldu kırk beş dakika.

MUSA ÇAM (İzmir) - Bir kırk beş dakika daha...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Teşekkür ederim.

BAŞKAN - Sayın Bakanım, en yüksek reyting Bakanlığınızda. Dışarıdan neredeyse 13-14 milletvekili arkadaşımız var Komisyonda.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Biz en büyük kamu kuruluşuyuz.

BAŞKAN - Evet efendim.

MUSTAFA AKAYDIN (Antalya) - Sayın Başkanım, AKP'li Millî Eğitim Komisyonu kaç üyesi var bu toplantıda, merak ettim.

BAŞKAN - Efendim, onu ben bilemiyorum ama ben Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinden sorumluyum, onu söyleyebilirim.

Buyurun Sayın Bakan.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Sayın Başkan, süremi kullanmak için müsaade eder misiniz...

Bu amaçla, öğretmenlerimizin hizmet öncesi eğitiminden itibaren, mesleğe girişi, adaylık ve sürekli mesleki gelişim eğitimleri ve kariyer eğitimine yönelik Bakanlığımızca yapılacak çalışmalara ışık tutması amacıyla eğitimin tüm paydaşlarının katılımıyla hazırlanan "Öğretmen Strateji Belgesi" kamuoyunun dikkatine nihayet sunulacaktır.

Eğitim fakültesi öğrenci ve mezunlarının öğretmenlik dışındaki alanlarda da istihdamının önünü açmak için eğitim fakültesi dışındaki fakültelerde çift ana dal veya yan dal yapma imkânı sağlayacağız. Eğitim fakülteleri ile diğer öğretmen adayı yetiştirilen yükseköğretim kurumlarının ve formasyon programlarının öğrenci kontenjanlarını, öğretmen ihtiyaç analiz ve projeksiyonlarını dikkate alarak belirleyeceğiz.

Bakanlığımızın ileriye yönelik programlarında eğitim sisteminin günümüzün eğitim ihtiyaçlarına cevap verecek yapıya kavuşturulmasının yanı sıra, öğretmenlerin nitelik ve statülerinin iyileştirilmesine de özel önem verilmektedir.

En ücra yerlerde görev yapmak üzere yurdumuzun dört bir köşesine dağılarak, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı hayata hazırlayan öğretmenlerimizin mutlu, huzurlu ve güvenli bir şekilde görev yapmalarını sağlamak en önemli görevlerimiz arasındadır.

Bu minvalde, yeni ataması yapılan 30 bin öğretmen adayı için ilk defa bu yıl düzenlenecek altı aylık bir eğitim süreci başlatılacaktır. Bu eğitim kapsamında bu atanan öğretmen adaylarımıza görev yapacakları farklı bölgelerin yerel şartlarına, eğitim sistemine ve kurumlarımıza uyum sağlamalarını kolaylaştıracak teorik ve uygulamalı eğitimler verilecektir. Yeni atanan bu 30 bin öğretmenimiz, öğretmenlik hayatları boyunca yol gösterecek en az on yıllık mesleki deneyimi olan danışman öğretmenler eşliğinde alacakları uygulamalı eğitim sayesinde -aday öğretmenlerimiz, bu 30 bin öğretmenimiz- 2016-2017 eğitim öğretim yılına mesleğe daha hazır hâle gelecekler inşallah.

Her sınıfa yüksek nitelikli öğretmenin ulaşmasını sağlamak, öğretmenlerin mesleki ve kurumsal bağlılığını iyileştirmek ve sürdürülebilir kılmak, öğretmenlik mesleğinin algı ve statüsünü güçlendirmek en temel amaçlarımız arasındadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bilim ve teknolojideki gelişmeler ile bireylerin, toplumun ve ekonominin ihtiyacı ve zorunluluğu dikkate alınarak 2012 yılında başlatılan öğretim programı güncelleme geliştirme çalışmalarımız kararlılıkla devam etmektedir.

Haftalık ders çizelgelerinin yeniden düzenlenmesi, okullarımızda okutulacak seçmeli derslerin belirlenmesi ve bu derslerin öğretim programları ile ders kitaplarının hazırlanması sürecinde önemli yenilikler hayata geçirilmiştir. Öğrencilerin yetenek, gelişim ve tercihlerine göre seçmeli dersler almalarına imkân sağlanmıştır.

Öğretim materyalleri ve ders kitapları inceleme ve değerlendirme süreci yeniden düzenlenerek öğretmenlerimizin kendi okutacağı kitabın incelenmesinde ve değerlendirilmesinde söz sahibi olmaları sağlanmıştır.

Ders kitaplarının inceleme ve değerlendirilmesinde uygulanan panel sistemi, ders kitaplarının kalitesinin geliştirilmesinin yanında, sektörün kaliteli ders kitabı hazırlama kapasitesinin artmasına da katkı sağlamaktadır.

Mesleki ve teknik eğitim, dışa açılma ve uluslararası rekabet gücünü artırma çabası içinde olan Türkiye ekonomisi için nitelikli insan gücü ihtiyacının karşılanması bakımından büyük önem taşıyor.

Eğitim istihdam bağlantısı Hükûmetimizin büyük önem atfettiği alanlardan biridir. Bu bağlamda, iş dünyasının ihtiyaç duyduğu meslek ve alanlarda kaliteli elaman yetiştirilmesini sağlayacak şekilde mesleki eğitimin kalitesini artıracak tedbirleri almaya devam edeceğiz.

Eğitim istihdam bağını güçlendirme çerçevesinde hazırladığımız Temel ve Mesleki Becerileri Geliştirme Öncelikli Dönüşüm Programı'mızla iş piyasasındaki insan gücüne olan talep ile yükseköğretim de dâhil olmak üzere eğitim sistemimizin o alanlarda sağlayabileceği arz arasında uyumu sağlıyoruz.

Şirketlerin, sektörlerine yönelik özel mesleki ve teknik eğitim okulu açabilmeleri için düzenleme yapacağız.

Mesleki ve teknik okul ve kurumlarında atölye ortamlarını sektörel bazlı olarak iyileştirmeye başladık, bunu daha da yaygınlaştıracağız. Mesleki ve teknik eğitim okul yönetim modelini geliştiriyoruz. Yerel yönetimlerin ve sektör temsilcilerinin katılımını sağlayacak bir modeli yürürlüğe koyacağız inşallah.

Bu çerçevede, başta mesleki ve teknik Anadolu liseleri olmak üzere, bir mesleğe yönelik olarak eğitim veren bütün kurumlarımızın sektörle bağlantılı ve sektörün istihdam için ihtiyaç duyduğu niteliklerle donanmış biçimde yeniden yapılandırılması için ilgili bütün paydaşlar ve sektörlerle çok kapsamlı bir çalışma programını hazırlamış bulunuyoruz.

Mesleki eğitimin niteliğinin yükseltilmesi amacıyla Onuncu Kalkınma Planı'nda da belirlenen eğitim hedefleri ve politikaları da dikkate alınarak Bakanlığımız koordinasyonunda sosyal paydaşlarla birlikte geliştirilen Türkiye Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2014-2018), Yüksek Planlama Kurulunca uygun bulunarak Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu çok önemli bir belge. Maalesef medyamız bu konuda biraz uzak kaldı. Türkiye Mesleki ve Teknik Eğitim Strateji Belgesi ve Eylem Planı.

Bu kapsamda, ilgili kamu kurum ve kuruluşları ve sosyal paydaşlarla oluşturulan yıllık çalışma planları çerçevesinde mesleki ve teknik eğitimin hedeflenen düzeye ulaştırılmasına çalışılmaktadır. Faaliyetlerin gerçekleşme durumları da net İnternet üzerinden web tabanlı olarak izlenmektedir.

Türkiye'nin en önemli ve öncelikli gündem maddelerinden olan işsizliğin azaltılması ve nitelikli eleman ihtiyacının karşılanması amacıyla 2010 yılında başlatılan Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi ile Bakanlığımız, İŞKUR ve TOBB iş birliğinde gençlerimizin mesleki eğitim almalarına ve donanımlı olarak iş hayatına atılmalarına yönelik çalışmalara devam edilmektedir. Yine bu projenin, Uzmanlaşmış Meslek Edindirme Merkezleri (UMEM) Projesi'nin özellikle arzu ettikleri alanlara atanamamış olan bütün yükseköğrenim mezunları için çok önemli bir fırsat oluşturduğunu, çok önemli bir imkân oluşturduğunu buradan bir kere daha vurgulamak istiyorum.

Ayrıca, Mesleki Becerilerin Geliştirilmesi Projesi ile meslek sahibi olmayanlara, meslek sahibi olmasına rağmen -biraz önce söylediğim gibi- istihdam alanı dar olanlara, engellilere, ev kadınlarına, dul ve yetimlere, eski hükümlülere, terör mağdurlarına, göçe maruz bırakılanlara, ayrıca özellikle genç işsizlere ve mesleğini değiştirmek isteyenlere, ilgi ve istidatları göz önüne alınarak meslek edindirilmekte ve bu becerilerini üst seviyelere çıkararak mesleki yeterlilik kazandırılmaktadır.

Mesleki Becerilerin Geliştirilmesi Projesi (MESGEP) ile de 35 ilde özel politika gerektiren grupların hayat kalitelerinin yükseltilmesine katkı sağlayacak mesleki eğitim faaliyetlerinin planlanması ve uygulanması için ihtiyaç duyulan bilgilerin üretilmesi amacıyla bir araştırma yapılmıştır. İllerdeki çalışmalar, her ilde, işte bu araştırma sonuçlarına göre raporlanmakta ve planlanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, mesleki ve teknik eğitimin geliştirilmesi konusunda endüstriyel otomasyon teknolojileri alanında ülkemizde yapılan çalışmalar model alınarak, endüstriyel otomasyon teknolojileri alanının Orta Asya ve Orta Doğu'daki diğer ülkelere de yaygınlaştırılması, bu ülkelerdeki sektörün ihtiyaçlarına göre eğitim programı hazırlanması, öğretmen eğitim sisteminin kurulması ve öğretmenlerin Türkiye'de veya ülkelerinde eğitilmesini amaçlayan Endüstriyel Otomasyon Teknolojilerinin Orta Asya ve Orta Doğu Ülkelerine Yaygınlaştırılması Projesi gerçekleştirilmiştir.

Projeyle endüstriyel otomasyon teknolojileri alanında ülkemizin edinmiş olduğu deneyimlerin dost ve kardeş ülkelere transfer edilmesi hedeflenmiştir.

Bakanlık olarak mesleki ve teknik eğitimde kaliteyi artırmak, sanayi kuruluşlarına kaliteli iş gücü sağlamak ve istihdamı artırmak amacıyla organize sanayi bölgelerinde açtığımız özel mesleki ve teknik eğitim okullarında öğrenim gören her öğrenci için 2012-2013 eğitim ve öğretim yılından başlamak üzere, resmî okullarda öğrenim gören bir öğrencinin okul türüne göre devlete maliyetinin 1,5 katını geçmemek üzere eğitim desteği yapılmaktadır.

Bugün itibarıyla, organize sanayi bölgelerinde 34 resmî ve 23 özel mesleki ve teknik Anadolu lisesinde 35.611 öğrenci öğrenim görmekte ve bu 23 özel mesleki ve teknik Anadolu lisesinde öğrenim gören 16.411 öğrencinin öğrenim giderleri de Bakanlığımızca karşılanmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; önümüzdeki süreçte öncelikli konularımızdan bir diğeri de yükseköğretim kurumları ve süreciyle ilgili yapacağımız değişiklikler olacaktır. Demokratik, özgürlükçü ve evrensel değerlere uygun bir üniversite tasavvurunun yanı sıra, ülkemizin uluslararası öğrenci havuzundan aldığı payın artırılması da önemli hedeflerimizden birisi olacaktır.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Sayın Bakanım, çok koşturarak konuşuyorsunuz. Bence süre verirler.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Rahat olayım yani. Tamam, peki.

GARO PAYLAN (İstanbul) - Hayır, Sayın Binali Yıldırım iki saat konuştu. Biz kaçırıyoruz çünkü, lütfen...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Çok teşekkür ederim. Tamam.

İlgili bütün kurum, kuruluş ve kişilerin görüş ve önerilerini dikkate alarak Bakanlığımız tarafından hazırlanacak yeni yasal düzenlemeyi önümüzdeki dönemde Parlamentoya sunmayı amaçlıyoruz.

Kamu, özel sektör ve yükseköğretimin temsil edildiği, eğitim sisteminin talep ve arzı arasında bağlantı kuran ve bu çerçevede yükseköğretim politikalarını ele alan bir Yükseköğretim Planlama Kurulu oluşturulacaktır.

Kurulacak yeni üniversite ve fakülteler için, öğrenci ve öğretim elemanı sayısı ile fakültelerin doluluk oranları gibi objektif kuralları baz alan bir mekanizma geliştireceğiz.

Bölgesel ihtiyaçlar ile yetkinlik düzeylerini dikkate alarak üniversitelerimizin ayrı ayrı ihtisaslaşmalarını destekleyeceğiz.

Özel üniversitelerin kurulmasına ve yurt dışındaki üniversitelerin Türkiye'de, Türkiye'deki üniversitelerin de yurt dışında faaliyet göstermelerine imkân vereceğiz.

Yükseköğretim kurumları bünyesinde veya yükseköğretim kurumlarıyla iş birliği içinde bağımsız ileri araştırma merkezlerinin kurulması için yeni destek mekanizmaları oluşturacağız.

Üniversitelerin uluslararası rekabet gücünü artırmak amacıyla daha fazla yabancı öğrenci kabul etmeleri ve öğretim elemanı istihdam edebilmelerini sağlayacağız.

Öncelikle üniversitelerde veya araştırma ve geliştirme merkezlerinde olmak üzere, yurt dışındaki yetişmiş insan gücünün uygun imkânlar sağlanarak ülkemize dönüşünü hızlandıracak yeni politikalar geliştireceğiz. Ama buradaki "uygun imkânlar sağlanarak" cümlesinin altını özellikle çizmek istiyorum. Yani illa herkes buraya gelsin değil, yurt dışında gerçekleştirmeyi planladığı bilimsel çalışmaları burada da yapabilecek gerekli altyapıyı sağladıktan sonra onları davet etmeye hakkımız olduğunu düşünüyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ayrıca, millî ve manevi değerlerine bağlı, evrensel değerleri özümsemiş bir öğrenci profilinin yetişmesi için gerekli eğitim ve öğretim müfredatının oluşturulmasına yönelik çalışmalarımız devam etmektedir.

Müfredatın eğitimin her kademesinde öğrenciyi hayata hazırlayan, öğrenmeyi öğreten, istidatlarını ortaya çıkaran, yeteneklerini ortaya çıkaran, temel becerileri veren, öz güvenlerini pekiştiren, evrensel değerleri aktaran bir içeriğe sahip hâle getirilmesi yönündeki çalışmalarımıza devam edeceğiz.

Müfredatımızı bilgi teknolojileri destekli öğretime uygun hâle getirerek eğitsel e-içeriklerin (elektronik içeriklerin) genişletilmesi ve daha da yaygınlaştırılmasını sağlayacağız.

Okul öncesi ve ilköğretim kademelerinde oyun tabanlı öğrenmeyi etkin hâle getireceğiz. Mobil erişim sistemlerini geliştirecek, sosyal medyanın öğrenme aracı olarak da daha etkin biçimde kullanılmasını sağlayacağız.

Öğrencilerimize yazılı ve sözlü iletişim kurabilecek düzeyde yabancı dil öğretimine öncelik veriyoruz. Bu amaca yönelik olarak öğretme sistematiğini ve müfredatı gözden geçirerek, dil öğrenimini etkin hâle getiriyoruz.

Birlikte, problem çözmeye dayalı ve proje tabanlı öğrenmeyi teşvik eden eğitim teknolojilerini yaygınlaştırıyoruz.

Hayat boyu öğrenme stratejimiz doğrultusunda çalışmalar genişleyerek devam ediyor. Eğitim sürecinin toplumsal hayatın en dinamik unsuru olduğu gerçeğini dikkate alarak yaygın eğitim kurumlarını, halk eğitim merkezlerini, mesleki eğitim merkezlerini, turizm eğitim merkezlerini ve olgunlaşma enstitülerini hayat boyu öğrenmeye katılımı artırmaya yönelik tedbirlerimizi devam ettiriyoruz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; eğitim alanında gerçekleştireceğimiz bütün bu faaliyetler için 52 milyar 735 milyon 625 bin lirası personel giderleri, 8 milyar 109 milyon 878 bin lirası Sosyal Güvenlik Kurumuna devlet primi giderleri,

7 milyar 36 milyon 578 bin lirası mal ve hizmet alım giderlerinde kullanılmak üzere cari harcamalar,

2 milyar 49 milyon 64 bin lirası devlet parasız yatılı öğrencileri, burslar ve diğer cari transferler, 6 milyar 284 milyon 628 bin lirası sermaye giderleri,

138 milyon 533 bin lirası sermaye transferlerini karşılamaya matuf şekilde, 76 milyar 354 milyon 306 bin lirası Bakanlığımız bütçesi, 23 milyar 590 milyon 696 bin lirası Yüksek Öğretim Kurulu ve üniversitelerin bütçesi, 445 milyon 303 bin lirası Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı bütçesi olmak üzere, toplam eğitim bütçemiz 100 milyar 390 milyon 305 bin Türk lirası olarak öngörülmüştür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; son olarak, 2014 yılı kesin hesabı ve Sayıştay denetim raporuyla ilgili açıklamaları da yapmak istiyorum.

Bilindiği üzere, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu ile Bakanlığımız 01 personel giderleri ve 02 sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri kalemlerine toplam 33 milyar 202 milyon 756 bin 610 Türk lirası ödenek tahsis edilmişti. Söz konusu kalemlerden Maliye Bakanlığı tarafından yıl içerisinde 12 milyar 670 milyon Türk lirası yedek ödenek tertibine alınmıştır. Yine, yıl içerisinde Maliye Bakanlığı tarafından 1 milyar 809 milyon 738 bin 508 Türk lirası ödenek eklenmiştir.

Bu bağlamda, 01 kaleminden 11 milyar 963 milyon 487 bin 959 Türk lirası, 02 kaleminden 6 milyar 93 milyon 664 bin 993 Türk lirası olmak itibarıyla, yıl sonu itibarıyla toplam 14 milyar 37 milyon 675 bin 949 Türk lirası ödenek üstü gerçekleştirilmiştir.

2014 yılı sonu itibarıyla, ayrıca Bakanlığımız personel giderleri ve sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderleri harcama kalemlerinden 3 milyar 51 milyon 264 bin 805 Türk lirası ödenek iptal edilmiş ve 2 milyon 507 bin 308 lira ödenek ertesi yıla devredilmiştir.

İptal ve devredilen ödenek toplamları 3 milyar 53 milyon 772 bin 113 Türk lirası eklendiğinde 14 milyar 37 milyon 675 bin 949 Türk lirası ödenek üstü verilmiştir.

Söz konusu tertiplerde ortaya çıkan ödenek üstü harcama Maliye Bakanlığınca resen yedek ödeneğe yaptığı aktarmalardan dolayı oluşmuştur.

Ayrıca, 03 mal ve hizmet alım giderleri, 05 cari transferler, 06 sermaye giderlerinde hem ödenek üstü gider hem de ödenek iptalleri bulunmaktadır. Bu kapsamda, harcama birimlerine ödenek üstü harcama yapılmaması, aynı harcama kaleminden hem ödenek üstü hem de ödenek iptallerinin önlenmesi ödenek gönderme ve tenkis işlemlerinde gerekli hassasiyetin gösterilmesi hususlarında uyarılar yapılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bakanlığımız her yıl olduğu gibi 2015 yılında da Sayıştay denetimine tabi tutulmuş olup 2014 Sayıştay denetimi Bakanlığımız merkez teşkilatı bütçesi ve 13 il millî eğitim müdürlüğü ve bunlara bağlı bazı ilçe millî eğitim müdürlükleri ve okullarda gerçekleştirilmiştir. Bu iller; Afyonkarahisar, Ankara, Bartın, Konya, Kahramanmaraş, Kırşehir, Çankırı, Muğla, Kars, Yalova, Rize, İstanbul ve Erzincan. Söz konusu denetim raporunda genel bütçe hesabıyla ilgili olarak 3 bulgu, döner sermaye işletmeleri hesabıyla ilgili olarak 2 bulgu, öğretmenevleri hesabıyla ilgili olarak 2 bulgu olmak üzere toplam 7 bulgu yer almaktadır. 2014 yılı Denetim Raporu 2014 Yılı Genel Uygunluk Bildirimi ekinde Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş olup birer örneği elinizde bulunmaktadır. Ayrıca, bu rapor Sayıştay Başkanlığının İnternet sayfasında da yayımlanarak kamuoyuna duyurulmuştur. Bu nedenle, bu raporda yer alan bulguların ayrıntılarına girmeyeceğim. Söz konusu...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına Kâtip Emine Nur Günay geçti)

BAŞKAN - Sayın Bakanım, beş dakika daha ek süre veriyorum.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Çok teşekkür ediyorum.

Söz konusu rapor kapsamında gerçek ve tüzel kişilere yapılan fazla ve yersiz ödemelerden izahı mümkün olanlar hariç diğerlerinin tahsil edilmesi amacıyla kamu zararlarının tahsiline ilişkin ve usul ve esaslara göre takip ve tahsil işlemleri yapılmıştır. Aykırı iş ve işlem yapmış olan kamu görevlileri hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu ve diğer mevzuat kapsamında gerekli işlemlerin uygulanması sağlanmakta olup bulguya konu eksikliklerin Bakanlığımızın diğer birimlerinde yaşanmaması için gerekli düzenlemeler, uyarılar ve duyurular yapılmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Millî Eğitim Bakanı olarak, şahsım, eğitim camiamız ve milletimiz adına bize bu desteği veren, Başbakanlığı döneminde genel bütçeden en çok payı eğitime ayırma geleneğini başlatan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a ve bu geleneği büyük bir özveriyle devam ettiren başta Sayın Başbakanımız Ahmet Davutoğlu olmak üzere, Kalkınma Bakanımız ve Maliye Bakanımıza, Hükûmetimizin bütün üyelerine, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu; Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı ve çok değerli üyelerine, eğitim ile ilgili konularda duyarlılığını ortaya koyan Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan ve üyelerine ve Meclis çalışanlarına, sivil toplum kuruluşlarına, eğitim konularına özellikle yakın ilgi gösteren medya kuruluşlarımıza, bu çalışmalarda emeği geçen bütün bürokrat ve uzman arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı 2016 yılı Bütçesinin eğitim camiamıza, öğretmenlerimize, çocuklarımıza, gençlerimize, velilerimize, eğitim çalışanlarımıza ve ülkemize hayırlı olması dileği ile muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

BAŞKAN - Çok teşekkür ederiz Sayın Bakanım.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Bize niye teşekkür etmediniz?

BAŞKAN - Görüşmelere geçmeden Plan ve Bütçe Komisyonunda alınan bir kararı hem hatırlatmak hem de dikkatinize sunmak istiyorum. Plan ve Bütçe Komisyonu üyelerinin konuşma süresi on dakika, misafir milletvekillerimizin konuşma süresi beş dakikadır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Buyurun lütfen.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Arkadaşlarım bir ihmali hatırlattılar, müsaade eder misiniz...

BAŞKAN - Tabii, lütfen...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Komisyon üyesi olmayan ama ilgili sivil toplum kuruluşlarından, sendikalardan gelen arkadaşlarımız "Bize niye teşekkür etmediniz?" diye sitem ediyorlar, onlara da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Ben bütün...

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Ben muhalefet olarak bize dedim.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - "Emeği geçen herkese" derken aslında kimseyi dışarıda bırakmamaya özen gösterdiğimi zannediyorum ama özellikle sivil toplum kuruluşlarımıza, bu konularda çalışan düşünce kuruluşlarımıza, sendikalarımıza da ayrıca çok teşekkür ederim. Sağ olun.