KOMİSYON KONUŞMASI

AYLİN CESUR (Isparta) - Teşekkür ederim.

Ben de sayın hocalarıma çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Biraz geç katıldım, Nilüfer Hanım'ın sunumunun bir kısmını dinleyemedim, Genel Kurulda konuşmam vardı; onun için özür diliyorum hem Komisyondan hem sizlerden.

Ben tıp doktoruyum, tabii, o nedenle söylediğiniz şeylere biraz daha -en azından terminolojiye- daha aşina olduğumu belirteyim.

Çok önemli veriler. Özellikle, hani, tıp camiasından olmayan ama konunun ne kadar hassas olduğuna... Aslında istismarın tanımını -yani ben birkaç toplantı öncesinde bunu dile getirmiştim- iyi yapmamız lazım. İstismar nedir? Çünkü sorunun ne olduğunu bilmezsek çözüme gitmekte biraz daha zorlanabiliriz diye...

Tabii, biz burada yasama organıyız. Aslında siz haklı olarak -bu çok önemli- çok güzel sunumda hani "vesaire" diye geçtiğiniz yerin içindeyiz biz şimdi, o "vesaire"yi yapmak üzere buradayız ve bu Komisyonu da çok önemsiyorum ben. Hani, Komisyon tek başına ne kadar çare getirir, çözüm getirir, o değil ama buna Komisyonun kurulma kararının 5 parti tarafından verilmiş olması en azından doğru bir hareketti çünkü "devlet" dediğiniz şeyin işte, toplumuyla beraber ama devleti yönetenlerin ve devleti yönetmeye talip olanların, halkın diğer temsilcileri olan muhalefetin birlikte bu sorunu ortaya bir çıkarması lazım.

Şimdi, sizin söylediğiniz bu tanım ve bunun ne kadar hassas olduğu konusu bir tarafa, bu çok önemli, o manada sizlerin sunumları çok çok kıymetli ancak biz burada şu anda çözüme yönelik iş yapmaya çalışan bir kurumsal yapıyız; bunun için de burası yasama organı. Hâliyle, tabii, sizin kendi konunuzun dışında bir konu ama ben sizden Türkiye'deki durumun tespiti anlamında tavsiyelerinizi almak istiyorum. Yani nedir, Türkiye'de yasamada neler eksik ki daha ilgili... Biraz önce saydığınız, hani, iletişimde kalması gereken ve birlikte çalışması gereken diğer kurumların da biz temsilcilerini dinliyoruz burada, hem devlet anlamında hem sivil toplum örgütleri anlamında ve onların önerilerini de alıyoruz, elbette bir rapor çıkacak. Ama bizi bu geniş yelpazenin içerisinde daha daraltacak ve en hızlı şekilde konunun acilleri akut ve kronik anlamda bu işi nasıl çözmeliyiz? Biz yasama temsilcileri burada ne yapmalıyız ki sizlerin işini, tedavi edicilerin, tespit koyucuların ya da maruz kalanların -maruz kaldıklarını hafifletelim- sizlerin işlerini de kolaylaştıralım? Ben bu konuda tavsiyeleriniz varsa bunu bir öğrenmek istiyorum.

Bir de Türkiye'de bölgesel olarak acaba -az önce yaş grubu diye sormuştum ama elbette çok geniş bir konu burada, onu verme imkânınız yok, biliyoruz; mümkünse sunumlardan rica ederiz, eğer mümkün olursa, çok değerli çünkü- farklılıklar var mıdır istismara uğrayan çocuklar anlamında? Bölgesel farklılık varsa bunun göreceleri nelerdir? Ve Türkiye dışında, Türkiye'nin diğer bölgelerle karşılaştırılmasında... Daha çağdaş dediğimiz, işte, daha sosyokültürel veya hani, eğitim düzeyi daha yüksek gibi olan, üniversite okumuşluğu... Az önce dediniz ki: "Toplumun genelini aslında tedavi etmek gerekiyor." Çok doğru, katılıyorum; tabii, bu uzun bir yol haritası. O uzun yol haritasını aşmış, belki eğitim anlamında veya beklenenler anlamında daha farklı yerlere gelmiş toplumlarla bizi veya bizden -bizdeki verilere göre- çok daha ileri boyutta olan diğer toplumların bir karşılaştırması var mıdır? Biz bir an önce kendimizi o, daha az istismara uğrayan toplumlar var ise oralara... Veya rakamları azaltmak için ne yapmalıyız? Onu sormak istedim.

Biraz uzun bir soru ama hani, ana başlıklarıyla eğer söyleme imkânınız olursa çok memnun olurum.

Teşekkür ederim.