KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, değerli Komisyon üyeleri, kıymetli bürokrat ve basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Millî Eğitim Bakanlığı, YÖK ile üniversitelerimizin 2016 yılı bütçesi hakkında görüşlerimi paylaşmak üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çok muazzam bir genç nesil potansiyeline sahip olan Türkiye sahip olduğu bu potansiyeli doğru değerlendirdiği takdirde sadece bugünün dünyasında değil, geleceğin dünyasında da büyük ve öncü bir ülke olacaktır. Eğitimde yeniliklerin önemi ve önceliği dolayısıyla bütçeden ciddi bir pay alınması bizleri memnun etmektedir. 2016 yılında eğitime 76 milyar 350 milyon 306 bin TL ödeneğin ayrılması çok olumludur. Üniversite ve millî eğitimin bütçesinin 100 milyarı aşması daha da olumlu bir politikadır. Dün itibarıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın iştirakiyle 30 bin öğretmen ataması yapılması sevindirici bir gelişmedir. Bu yeni atanan öğretmenlerimize hayırlı olsun diyorum. Son atamayla -Sayın Bakanım, sizin de ifade ettiğiniz gibi- 923.448 öğretmene ulaşarak yaklaşık 1 milyon öğretmen sınırına yaklaştık. Bu, Türkiye için çok muazzam bir gelişmedir. Yine, bu 542.102 öğretmenin bizim dönemimizde atanmış olması da bizim Hükûmet olarak eğitime verdiğimiz önemin en önemli göstergesidir ki oransal olarak yüzde 58,7'ye tekabül etmektedir.

1997 yılında Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinin gayrisafi millî hasılaya oranı yüzde 1,77 iken, 2015 yılında yüzde 3,46'ya çıkmıştır. Yine, bunun gayrisafi millî hasılaya oranı, Sayın Bakanım, 1977 yılında yüzde 8,2 iken, 2016 yılında yüzde 13,3'a çıkmasının hedeflenmesi doğru bir politikadır.

Bu bağlamda, Millî Eğitim Bakanlığının, eğitim öğretime erişimin artırılması, eğitim öğretimin niteliğinin geliştirilmesi ile kurumsal kapasitenin artırılması yönündeki çabalarının geçmişte olduğu gibi önümüzdeki yıllarda da artarak devam etmesini temenni ediyoruz ve bekliyoruz Sayın Bakanım.

Takdir edersiniz ki hükûmetlerimiz döneminde, özgürlükçü bir eğitim felsefesi temelinde daha esnek, sivil ve demokratik bir eğitim sistemi oluşturmak için eğitim alanımızın her türlü vesayetçi anlayıştan, eşitlik ilkesine aykırı vesayetçi uygulamalardan arındırılmasının sağlanması ülkemiz için sağlıklı bir gelişme olmuştur. Bu dönemde mağdur edilen öğrencilerimizin mağduriyetleri giderilmiş bulunmaktadır.

Sayın Bakanım, aynı zamanda eğitimde özel sektörün payının artırılması da doğru bir politikadır. Özel sektörün payı ne kadar artırılırsa daha adil, daha sağlıklı ve daha eğitime ulaşır bir politika uygulanmış olacaktır. Bu noktada, özel sektöre teşvik için, ilk ve ortaöğretimde öğrenci başına 2.680 ile 3.750 arasında değişen tutarlarda eğitim öğretim desteği uygulaması özel sektörde eğitimin kalitesini artıran önemli bir teşvik unsuru olmuştur. Bu dönemde okullaşma oranlarına baktığımızda ciddi bir artış olduğunu görmekteyiz. 2002 öğretim yılında, okul öncesi eğitimde 4-5 yaş için okullaşma oranı yüzde 11,7 iken, bugün, 2014-2015 eğitim öğretim yılında yüzde 41,57'ye, ilköğretimde bu oran yüzde 90,98'den 97,17'ye, ortaöğretimde 50,57'den 70,7'ye; yükseköğrenimde ise yüzde 14,65'ten yüzde 39,49'a çıkması önemli bir gelişmedir. Yani, sadece ben seçim bölgem olan Şanlıurfa'ya baktığımda, 2002 yılında derslik başına düşen öğrenci sayısı 70 iken, bugün 35'lere düşmüştür, hatta kırsal ilçelerimizde 28 öğrencinin altına inmiştir. Merkezde 32-33 öğrenci olmasının sebebi ise arsa üretilmemesinden kaynaklanmaktadır, bu da çok güzel bir gelişme olmuştur. Ancak bu arada bir hususu da belirtmeden geçemeyeceğim Sayın Bakanım. Nüfusun eğitim düzeyi yükselmekle birlikte OECD ve Avrupa Birliği ortalamalarına göre düşük kalmaya devam etmiştir. Ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alınması ve yükseköğretime erişimde sağlanan gelişmeler sonucunda nüfusun eğitim düzeyinin artması gerekmektedir. Diğer yandan, eğitim sistemi, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalmış ve eğitimli genç bireylerin işsizlik oranlarında sağlanan düşüş sınırlı düzeyde gerçekleştirilmiştir.

Eğitim öğretime erişimin artırılması bağlamında, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında yapılan protokol çerçevesinde, Türkiye çapında şartlı eğitim yardımı programı uygulanması önemli bir ihtiyacı gidermiştir. İhtiyaç sahibi ailelere çocuklarını düzenli olarak okula göndermeleri şartıyla her ay eğitim yardımı yapılması uygulamasını destekliyor ve devam etmesini diliyoruz. Özellikle bizim bölgemizde mevsimlik göçlerden dolayı bu ciddi bir sıkıntıdır. Bunun verilmesi, bizim bölgemizde, geri kalmış bölgelerde okullaşma oranını ve eğitime devam oranını artırmaktadır. Özellikle kız çocuklarımızın okullaşması ve ilköğretimden ortaöğretime geçiş oranlarının artırılması amacıyla kız çocuklarımıza ve ortaöğretime devam eden öğrencilerimize verilen yardım miktarları daha yüksek tutulmuştur. Bu noktada kız öğrencilere pozitif bir ayrımcılık yapılması da doğru bir karardır. İlköğretime devam eden erkek öğrencilere 35, kızlara 40; ortaöğretime devam eden erkeklere 50, kızlara 60 TL eğitim öğretime destek verilmesi doğru bir politikadır. Bu desteğin verilmesi dar gelirli ailelerin çocuklarının eğitime devam etmelerini sağlamaktadır, bu da sosyal adalet noktasında çok önemlidir. Bu uygulama doğrultusunda 230 bin öğrenciye destek verilmesi okullaşma oranını ve okulda kalma süresini artıran bir unsur olacaktır.

Yine, önemli gelişmelerden biri, eğitimde fırsat ve imkân eşitliği noktasında dar gelirli aileler için de çok daha önemli olan ücretsiz kitap verilmesi politikasının devam etmesi çok doğrudur. Bunun özel okullarda da 2014-2015 yılında gerçekleştirilmesi doğru bir politikadır.

Sayın Bakanım, özellikle takdir edilecek önemli bir husus da engelli vatandaşlarımıza yönelik uygulamalardır. Millî Eğitim Bakanlığının eğitim ve rehabilitasyon hizmetlerinden engelli vatandaşlarımızın hakkıyla yararlanabilmesi engelli vatandaşlarımızın tüketici değil üretici olmaları açısından çok önemlidir. 2003'ten bugüne kadar, yine bizim dönemimizde 2.705 engelli öğretmenin atamasının yapılması engelli vatandaşlarımız için yaptığımız pozitif bir ayrıcalıktır. Ayrıca bu engelli öğretmenlerimizin Bakanlık bünyesinde istihdam edilmesi de takdire şayandır.

Diğer önemli bir husus, yurt dışında bulunan vatandaşlarımızın ve soydaşlarımızın her türlü eğitim ve öğrenim faaliyetleriyle ilgili iş ve işlemleri yürütmek, eğitim ve öğretim alanındaki uluslararası ilişkilerimizin geliştirilmesini sağlamak amacıyla 34 ülkede 31 eğitim müşavirliği ve 25 eğitim ataşeliği olmak üzere toplam 56 temsilciliğimizin oluşturulması yurt dışında bulunan vatandaşlarımız için önemli bir hizmettir. Toplam 64 okul ve merkezde bu çalışmaların yapılmasından memnun olduk.

Malum, Bakanlığımızca açılan, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın, soydaşlarımızın, kardeşlerimizin çocuklarının devam ettiği çok sayıda okulumuzda eğitim ve öğretim hizmeti verilmesi, yurt dışındaki çocuklarımızın mensubiyet ve kimliklerini koruyarak eğitimlerini almaları yurt dışındaki nesiller için çok önemlidir. Bu okulların ve ülkelerin sayısının artırılması faydalı olacaktır.

Bütün bunların yanı sıra, ülkemizde geçici koruma altında bulunan Suriyeli vatandaşlarımız başta olmak üzere ülkemize sığınan yabancılara yönelik olarak da geçici eğitim merkezleri oluşturulması yerinde bir uygulamadır. Bu kapsamda yaklaşık 260 bin öğrenciye eğitim verilmektedir. Sadece Şanlıurfa'da 50 bin öğrenci bu eğitimi almaktadır ki gittikçe bu rakam daha da artmaktadır. Tabii, bunlar fedakârlıklar getiriyor yani okullarda eğitim noktasında ciddi fedakârlık gerekiyor ama bu kardeşlerimizin de eğitimlerini almaları doğru bir karardır. Bu sayının ülke genelinde 400 binler civarına -ki son dönemlerde gelişen politikalardan dolayı- varacağı tahmin edilmektedir. Bunun için de şimdiden önlem alınması doğru bir karar olacaktır.

Sayın Başkanım, Sayın Bakanım, değerli üyeler; kaliteli bir eğitim için öğretmenlerimizin de kaliteli bir eğitimden geçirilmesi gerekmektedir. Millî Eğitim Bakanlığının ileriye dönük programlarında, eğitim sisteminin günümüzün eğitim ihtiyaçlarına cevap verecek yapıya kavuşturulmasının yanı sıra öğretmenlerin nitelik ve statülerinin iyileştirilmesine de özel önem verilmelidir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Cevheri, ek süre veriyorum.

Buyurun.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Teşekkür ediyorum.

Başkanım, çok ek süre vereceksiniz bize, bugün talebimiz öyle olacak.

BAŞKAN - Siz devam edin.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Bunun için, öğretmen akademilerinin kurulması acil önem arz etmektedir.

Bilim ve teknolojideki gelişmeler ile bireylerin, toplumun ve ekonominin ihtiyacı ve zorunluluğu dikkate alınarak öğretim programlarının güncellenmesi ve geliştirilmesi önem arz etmektedir. Çocuklarımıza tarih bilincinin verilmesine ve değerler eğitiminin verilmesine daha fazla ağırlık verilmesi gerekmektedir. Diğer yandan, yabancı dil eğitiminin erken yaşlarda başlatılması kaliteli bir eğitim için önemlidir. İlkokul 2'den itibaren bu öğrencilere ders verilmesi doğru bir karardır ama iki saat eğitim takdir edersiniz ki yetersizdir, bu sürenin artırılması gerekmektedir, ileride özellikle dünyayla entegre bir eğitim alınması noktasında.

Yine sağlıklı bir eğitimde gençliğimizin sağlıklı bir bedene kavuşması da önem arz etmektedir. Önümüzdeki dönemde temel eğitim ve ortaöğretim kapsamındaki okullarımızdaki öğrencilerimizin sosyal, sanatsal, kültürel ve sportif faaliyetlere ve etkinliklere daha fazla zaman ayırmasıyla birlikte sağlıklı bir gençliğin yetişmesi geleceğimiz için önem arz etmektedir. Bu hususta yine YÖK üzerinde de görüşlerimi belirtmek istiyorum.

Sayın Başkan, Değerli Bakanım, kıymetli milletvekillerim; 1981-1982 eğitim-öğretim yılının başında üniversite sayısı Türkiye'de 19 idi ve hepimiz sadece orada eğitim almak için değil sınavlara girmek için il dışındaki büyük şehirlere gidiyorduk. Ben mesela ilk üniversite sınavımda İstanbul'a gitmek zorunda kaldım, bunu yaşadım İstanbul'u bilmeyen biri olarak. Üniversitelerin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Cevheri, tekrar ek süre veriyorum.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - ...genelleştirilmesi doğru bir politikadır. Muhakkak ki, tabii ki ilk açıldıklarında birtakım sıkıntılar olacaktır ama takdir edersiniz ki kervan yolda düzülür. 1992 yılında kurulan Harran Üniversitesi bugün uluslararası bir düzeyde, özellikle kampüsüyle, eğitim alanıyla o seviyeye gelmiştir. Tabii ki sıkıntıları olmayacak mıdır? Olacaktır ama bunun da üzerinden geleceğimize ben inanıyorum.

Yine, 2003 yılında 54 devlet üniversitesiyle birlikte 24 vakıf yükseköğretim kurumu olmak üzere toplam 78 üniversiteye ulaşmıştır. Şu anda geldiğimiz üniversite sayımız 193'tür. Temenni ederim ki bu sayı daha da artırılsın çünkü okullaşma ve yükseköğrenimin devamı noktasında bu çok önemlidir.

Evet, Sayın Bakanım ben üniversitede hocaydım. Harran Üniversitesinde on iki yıl yüksekokul müdürlüğü yaptım, Genel Sekreter Yardımcılığı yaptım. O süreçte özellikle bizim yaşadığımız ciddi bir sıkıntı vardı, meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş. Daha önceden üniversite sınavıyla geliyorlardı öğrencilerimiz, sonradan yapılan bir uygulamayla meslek liselerinden meslek yüksekokullarına sınavsız geçiş hakkı tanındı. İnanın ki Sayın Bakanım, ismini yazamayacak derecede öğrencilerin geldiğini gördük ve eğitimin kalitesini sıfırladı. 2006 veya 2005 yılında -ben tam tarihini hatırlamıyorum- Muğla'da yapılan meslek yüksekokulları müdürleri toplantısına ben katıldım. Oraya bir bildiriyle katılmıştım, 80 müdür katılmıştı, 80 müdürün tamamı da...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - ...bu sistemin değişmesi gerektiğini söylemişti.

BAŞKAN - Sayın Cevheri, toparlamanız için tekrar ek süre veriyorum.

Buyurun.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkanım, zaman rica ediyorum.

Evet, bu çok önemli bir husus. Yine, hocamın değindiği ikinci öğretimdeki ücret. Daha önceleri örneğin 2 katının yüzde 60'ı, sonra işte 1 katının yüzde 60'ı veya 2 katı, sonra 1 katı yüzde 60'ı politikası doğru bir politikaydı. O noktada ben kendim yaşadım, ikinci öğretimde hoca bulabilmek için akademisyen olamayan meslek mensuplarını çoğu zaman davet ediyorduk. 2 katının yüzde 60'ı veya 2 katı veya 1 katının yüzde 60'ı gibi politikalara tekrar dönülürse özellikle üniversitede doğru bir karar olur diye düşünüyorum.

Tabii, bu noktada ben Şanlıurfa noktasında da Sayın Başkanım, müsaade buyurursanız birkaç hususa değinmek istiyorum. 2002 yılında Şanlıurfa genelinde derslik sayısı 4.201'di ve öğrenci sayımız 296.040'dı. Bugün geldiğimiz noktada 17.496 derslik ve öğrenci sayımız 613.224'tür. Tabii, Şanlıurfa Türkiye'nin en çok göç alan ve yine nüfus artışında birinci sırada olan bir il, zannedersem şimdi bu 613 bin 617 bine çıkmış. Bu dönemde bizim hâlen 4.200 dersliğe ihtiyacımız var. En büyük sorun da gelen öğretmenlerimizin bir iki yıl kaldıktan sonra tekrar tayin istemeleri. Bu bizim için ciddi bir sorundur. Konut kiralarının yüksek olması bunda ciddi bir faktör ve bunların gitmeleri eğitimin kalitesini düşürmektedir. Bunun için çözümler üretilmesi gerekmektedir. Artık rotasyon sistemi mi getirilir yoksa bizim bölgemizdeki öğretmenler için bir teşvik sistemi mi getirilir... Ki bir teşvik sisteminin getirilmesi doğru bir karar olacaktır. Aynı zamanda kırsalda eğitim yapan öğretmene örneğin 300 TL bizim bölgede...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Cevheri, dördüncü kez uzatıyorum sürenizi.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) - Yine bizim o bölgede yakındığımız önemli husus, bu taşımalı eğitimi. O noktada taşıma işlemini yapan taşıyıcılar, o minibüs sahipleri öğrenciler arasında ciddi bir mağduriyet meydana getirmektedirler. Bu taşıma şirketlerine değil de öğrenci başına verilirse doğru bir karar olacaktır.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Elden.

MEHMET ALİ CEVHERİ (Şanlıurfa) -Evet, "elden." Şunu yaptığımızda, örneğin öğrenci bir ayda yirmi gün mü gelecektir, günlük 7,5 TL, devam ettiği günler baz alınarak verilirse hem eğitim öğretime devam etmesi sağlanır hem de dolayısıyla servislerin istimrarı sağlanmış olur.

Ben sonraki görüşlerimi soru faslında belirteceğim, bütçemizin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bütün hazırunu saygıya selamlıyorum.