| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Araştırma Komisyonunun çalışma takvimine, komisyonda görevlendirilecek uzmanların belirlenmesine ve komisyona davet edileceklerin tespitine ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 15 .03.2023 |
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, teşekkür ederiz.
Şimdi, Sayın Vekilim, Mürsel Bey, bir kere şunu söyleyeyim: Bu deprem... Yani ben sismoloji dersi okumuş, betonarme ve zemin mekaniği dersi vermiş bir kişiyim. Dolayısıyla, böyle bir deprem gerçekten beş yüz yılda bir gelecek deprem. Tabii, biliyorsunuz, mühendislikler belli bir büyüklüğe göre hesap yapıyor her binayı. Siz az önce sel baskınlarından bahsettiniz. Evet, ben Bakanken 5 bin dereyi ıslah ettim ama biz ıslah ederken beş yüz yılda bir tekerrür eden debiye göre hesap yapıyoruz. Bin yıla göre hesap yaparsak o zaman tamamen her tarafı kaldırmamız gerekiyor. Yani dünyada belli riskler dikkate alınarak yapılıyor. Siz kalkıp da 12 büyüklükteki bir deprem için bina yapamazsınız, bunu dikkate alalım. Hakikaten alan çok büyüktü, bütün yabancı ekiplerle de konuştum yani hakikaten arkadaşlarımız, bütün ekip, gerek Jandarma, arama kurtarma, madenciler, AFAD'ın ekipleri, sivil toplum kuruluşları, Kızılay, hepsi cansiparane çalıştı orada. Çünkü benim de vazifem önce Besni'deydi, oraya gittim ama şöyle, herkes diyor ki orada: "Çadır istiyorum." Ama ben şunu yaptım orada, dedim ki: Kardeşim, burada binaların hepsi yıkılmamış; tamam, yüzde 20'si yıkılmış ama diğer binalar sağlam. Hemen binaları ekiple beraber tespit ettik, yukarıda TOKİ'nin konutları vardı, insanlar girmiyor içeri ama sapasağlam. İnceledik ekiplerle, hatta ben de bir mühendis olarak girdim; kimse girmiyor, korkuyor, korku şeyi var. Hatta şunu söyledim onlara, etrafa toplanmış o civardaki insanlar, dedim ki: Benim burada kalacak yerim yok, arabada kalacağım. Sizin evler çok sağlam, lütfen bana evinizin bir anahtarını verin, ben orada kalayım deyince insanlar güvenerek evlerine geçti. Yani burada herkese çadır, konteyner yetiştirmek mümkün değil. Burada tespit edip sağlam binalara vatandaşın girmesi gerektiği kanaati var.
Bir de "yardımlar" diyorsunuz. Hakikaten, bakın, bütün Türkiye, bütün millet, sizin ta Muğla'dan Kars'a kadar, ta Hakkâri'den Afyonkarahisar'a kadar oraya koştu, bakın, seferber oldu, öyle ki depolar doldu. Ben Besni'ye gittiğim zaman, bizim memleket de ben oraya gidiyorum diye Çay'dan bir tır göndermişler yani depolarda koyacak yer yok yani özellikle her türlü malzemeyi millet götürdü, bunu gönderdi, sevk etti. Hatta benim gittiğim bütün yerlerde tırlardan geçemiyorduk. Bu milletimiz gerçekten dünyada örneği olmayan bir millet. Ben pek çok konferans için dünyayı gezdim, doktora sonrası çalışmalara gittim yani böyle vefakâr bir millet yok, doğusundan batısına herkes, parti ayrımı yapmadan.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Millet vefakâr Sayın Başkanım, millette bir sorun yok.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Millet vefakâr. Ben bunu söyleyeyim. Mesela, Afyonkarahisar, bakın, 844 tane tır gönderdi sadece, buraya 5.802 çadır gönderdi Afyonkarahisar.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Son hafta ne gönderdi Sayın Başkanım?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yok, yok...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Mesele, son hafta ne gönderdi?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bakın, müsaade buyurun, başlangıçtan beri, bakın, benim memleketim...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Eş güdüm bu.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misin.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - O eş güdüm nasıl olur biliyor musunuz Sayın Bakan? İlk hafta bin tane gönderip 8'inci hafta da 1'e düşüyorsa işte onu yönetme, planlama eksikliği.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yok, değil. Bakın, şunu ifade edeyim: Ben daha sonra Kırıkhan'da, Hatay'da, İskenderun'da görevlendirdim, orada çalışma yaptım. Bakın, Kırıkhan'da, inanın, orada bizim Afyonkarahisar'ın kurduğu bir lojistik merkezi vardı. Ya, bunları dağıtın diyorum, yumurtalar bozulacak, vesaire fakat o kadar çok gelmiş ki "Alacak yok." dediler yani.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Ya, Başkan, dağıtmadılar, dağıtmadılar.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, hayır, kesinlikle gelen herkes aldı, ben orada şahit oldum.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - İşte, kuyruklar oluştu kilometrelerce, 3-5 kilometre.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hayır efendim, hayır. Bizzat hatta efendim, bakın, ben...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sorun ilk gün hepsinin yollanması değil, sorun 8'inci haftada...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ama ben sizi dinledim, müsaade buyurun.
Bakın, ben orada bizzat bulundum, Kırıkhan bize bağlıydı. Mesela benim memleketim Şuhut'un Kaymakamı ilk gün Hatay'a, Antakya'ya, merkeze gitti, hâlâ orada. Yani hakikaten bakıyoruz, büyük bir felaket. Asi Nehri'nin kenarındaki bütün yapılar yıkıldı yani böyle korkunç bir şey olmamıştı. Belki yüz yıllardır ayakta kalan birtakım kiliseler ve camiler yıkılmadı mı? Dolayısıyla, bakın...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Habib-i Neccar Camisi.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Habib-i Neccar Camisi yıkıldı, orası gittiğim zaman çok sağlam bir camiydi, ben oraya defalarca gittim.
Yani burada şunu şey yapalım: Yani burada büyük bir felaket yaşadık, acımız büyük. Diyorsunuz ki: "Kanun." Sadece kanun değil, siz yokken biz konuştuk bu meseleyi, hatta dedik ki: Sadece kanun gerekmeyen işler var; mevzuat, yönetmelik, tamim, genelge, bunları hakikaten teklif edelim. Hatta -siz yoktunuz- biz dedik ki: Bir Komisyon kuralım, bir hazırlayalım; bazı Bakanlıklara nasıl bir tamim gönderilecek, herkesi harekete geçirmemiz lazım. Hatalar varsa göreceğiz, ben de sizinle aynı kanaatteyim, sağlam zemine sağlam bina, doğru ama bu konuda...
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Yeni yerleşim yerleri öyle planlanıyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - ...bakın, Cumhurbaşkanımız, geçtiğimiz cuma günü bütün hocaları topladı, saatlerce dinledi. Ayrıca, özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanımız, bütün üniversitedeki hocalarımızın tamamı, büyük üniversitelerin tamamı arazide. Yani neticede sizin dediğiniz...
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - O raporu alabiliyor muyuz Başkanım, o dediğiniz raporu?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Alırsınız, var, mesela şu anda üniversitenin ilk raporu çıktı.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Hayır, hayır, Cumhurbaşkanıyla toplanan bilim insanlarının raporunu.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Onu alalım ama İTÜ'nün raporunu ben aldım hemen, size gönderdik.
NECİP NASIR (İzmir) - Komisyon üyelerimizde var.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - ODTÜ'nün var, TMMOB'un var, birçok kurum hazırladı.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, şöyle ifade edeyim: Yani biz burada -Allah aşkına, bu mesele partilerüstü bir mesela- birtakım tavsiyelerimizi yapalım. Yani acımız yüreğimizde, hepimizin yüreğinde acı var.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Doğru, acı hepimizin içerisinde.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Bakanım, Komisyonu nasıl çalıştırmayı düşünüyorsunuz? İki haftamız var.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, şöyle: Biz çok süratli şekilde... Efendim, daha önce hakikaten mükemmel bir komisyon yapılmış. Bu yeni depreme göre biz bazı dinlememiz gereken önemli kurumları dinleyelim; ne yaptılar, sizin sorularınıza onlar cevap versin. Daha sonra, bu arada, bazı yapılacak kanun teklifi varsa onu teklif edelim. Kanun çoğu şeyde... Ben Bakanlık yaptım, on iki yıllık Bakanlık dönemimde 2 tane kanun teklifi hazırladım ama gerisini mevzuatla, yönetmelikle, yönergeyle, tamimle hallettim.
GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Makul, makul Sayın Bakanım, bunları toparlayalım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Biz bir müsaade ederseniz bunları toparlayalım. Bunları toparlayalım, şöyle...
GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Makul, makul. Zaman aşımına gerek yok, biraz seri olmak lazım.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Faydalı şeyleri biz...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Faydalı şeyler yapalım.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Yapalım. Onu demiyorum, tamamladıysanız bir şey söyleyeyim: Mesela, odun ihtiyaçtır...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Siz bugün mü şey yaparsınız, yarın söz versek olur mu acaba?
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Dün konuştum, stenograf yoktu, bugün de...
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Yarın devam edecek miyiz Başkan?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yarın devam edelim.
MÜRSEL ALBAN (Muğla) - Necdet Hocam devam ediyorsa etsin. Ben iki cümleyle tamamlayım mı meseleyi?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani şeyde de bir toplantı var ama isterseniz bugün konuşun.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yarın da olabilir, şeyi yok.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Uzun konuşacaksanız yarın ama beş dakikalık şeyse...
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yani ben tabii bir kısmına katılamadım Başkan, şöyle bir şey söyleyeceğim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hayır, bir de zabıtları okursanız, çok güzel konuşmalar oldu, aynı şeyleri söylememek açısından.