| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Afyonkarahisar Milletvekili İbrahim Yurdunuseven ve Tokat Milletvekili Mustafa Arslan ile 119 Milletvekilinin; İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4997) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 15 .03.2023 |
ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, şimdi, değerli hatipler önemli düşünceler ortaya koydular. Fakat ben şunu söyleyeyim hemen: Şimdi, bir hukuk devletinde olması gereken kriterlerin başında şu husus gelir: Hepimiz hukukçuyuz, burada önemli bir kanun teklifi var. Müracaat edebileceğimiz temel kanun Anayasa'dır. Şimdi, Anayasa'nın ilgili hükmü ne diyor? Yargı faaliyetini, yargısal faaliyetleri tarafsız ve bağımsız mahkemelere tanınmış bir hüküm var. Anayasa'da bu tartışılmaz bir hüküm aynı zamanda. Peki, delil tespiti nedir? Yani bir delil tespit etmek, tanık dinlemek ve bilirkişi vasıtasıyla bir de üstüne üstlük yemin ettirilmek suretiyle herhangi bir hususu yargısal faaliyet çerçevesinde tespit edip ve daha sonra dava konusu veya davanın delili hâline getirmek yargısal bir faaliyettir. Dolayısıyla bir yargısal faaliyeti bizim herhangi bir kuruma karşı olmaktan ötürü dediğimiz bir şey değil çünkü bir hukukçu ve bilimsel görüştür bu aynı zamanda. Bu faaliyeti tutup herhangi bir kuruma vermeniz, başlı başına bir Anayasa'ya aykırılık söz konusudur. Örnek vereceğim, çok yakın bir tarihte Türk yargı sisteminde bir örnek vardı, o da şuydu: Avukat arkadaşlar çok iyi bilirler, şimdi, bir dönem avukatlık ücretiyle ilgili uyuşmazlıkların çözümü için bir kanun değişikliği yapıldı ve baro hakem heyetleri yetkili kılındı. Bir barodaki herhangi bir avukat kendi avukatlık cübbesini giymek suretiyle mahkeme gibi yargılamalar yaptı ve kararlar verdi ve daha sonra Anayasa Mahkemesi bunun zinhar Anayasa'ya aykırı olduğunu tespit etti ve derhâl son verilmesi gerektiğini söyledi ve nitekim bununla ilgili gerçek anlamda çok ciddi hukuksuzluklar da ortaya çıktı. Bizim bir kuruma karşı bir şeyden dolayı söylemiyoruz, Anayasa'ya bağlılık açısından, Anayasa hükmü uyarınca nasıl bir avukat tutup yargısal hizmet yapamayacağına göre, çünkü doğal hâkim ilkesi var, sonuçta bu bir yargısal bir faaliyettir. Dolayısıyla bu kanun hükmü bence çok uymamış ve Anayasa Mahkemesinden dönecek yani bu şekilde ve çok ciddi şekilde zararlara da neden olacak. Çünkü bir yemin etme meselesi sadece mahkemeler huzurunda verilmesi gereken ve bir de istisnalardan bir tanesi de Türkiye Büyük Millet Meclisinin milletvekilleri ve Cumhurbaşkanının yeminiyle ilgili olan hususlar var ve buna dikkat etmek gerekiyor, bence bunun geri çekilmesi gerekiyor. Çünkü açıkça Anayasa'ya aykırıdır diye düşünüyoruz.
Teşekkür ediyorum.