| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .11.2014 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Bu en son meydana gelen kazaların münferit kaza olmadığı ortaya çıkıyor. Şimdi, 13 Mayısta Soma'da, 6 Eylülde İstanbul'da ve 28 Ekimde Ermenek'te meydana gelen maden ve inşaat kazalarının ortak özellikleri var. Sorumu sormak için öncelikle bunları kısaca hatırlatmak istiyorum.
3 kazanın da ortak özelliği, 3'ünde de toplu ölümler var ve 2'sinde mülkün sahibi devlet, 1'inin de -bu Torunlar içinde- TOKİ'yle ilintisi var. 3 firma da aynı zamanda inşaat işleriyle uğraşıyor ve rantiye faaliyetleri söz konusu. 3 firma da "yandaş firma" tabir ettiğimiz firmalar. 3 kazada da denetim zaafı olduğu açık şekilde görünüyor ve 3'ünde de -birinde göstermelik ve diğerlerinde sendika yok- sendika sorunu var. Bu firmaların büyük ihaleler aldığını biliyoruz ve büyük ihaleleri de bizzat dönemin Başbakanı Sayın Erdoğan'ın dağıttığı da malumlarınızdır ve maden alanları ve gayrimenkulleri de Sayın Erdoğan tahsis ediyor. Bu kadar ortak özelliğe sahip kazaların da ortak sorumluluğunun bulunması gerekir. Bunun adına "kolektif sorumluluk" diyoruz. Sayın Bakan, acaba Hükûmeti sorumlu tutuyor musunuz, tutmuyor musunuz bu konuda?
İkinci sorum da Sayın Başkan: Şimdi, denetim dedik. Evet, 2 türlü düşünmek lazım Sayın Bakan. Müfettişlerin, Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin sistem içerisindeki mevcut hâliyle görevi, var olan mevzuatın iş yerinin o anki durumuna göre anlık uygulanıp uygulanmadığını görmek, izlemek ve denetlemek. Bunun da tam yerine getirildiği söylenemez ama şimdi, tabii, iş yeri, yaşayan, canlı, dinamik bir organizma ve sürekli değişim gösterebiliyor ve her an bir değişim olabiliyor.
BAŞKAN - Sayın Akçay, 12 arkadaşımız daha soru sormak için bekliyor. Lütfen...
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Yani hoşgörünüzle Sayın Başkan, çok önemli olduğu için...
Tabii, biz buna "dış denetim" diyebiliriz. Bir de en iyi denetim, iş yerlerindeki sürekli denetim olan iç denetimdir. Şimdi, iş güvenliği uzmanları var. Bunlar ücretlerini firmadan alıyor. Bu da iş güvenliği uzmanlarının denetimlerini tamamen etkisiz hâle getirmektedir. Sorumun a şıkkı: En azından yer altı kömür madenciliğinde bu iş güvenliği uzmanlarının ücretinin devlet tarafından ödenmesi için bir düzenleme yapmayı düşünür müsünüz? İkinci, b şıkkı da: Yer altı madenlerinde teknik nezaretçiye ve daimî nezaretçiye bu görevleri dışında yani asli görevi dışında başka görevler de veriliyor yani bu kişiler aynı zamanda hem icracı hem denetçi oluyor. Eğer bir kişi hem icracı hem denetçi olursa tabii orada denetim zaafı doğar. Bu durumu düzeltmeyi düşünüyor musunuz?
Teşekkür ediyorum.