| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | AFAD Başkanı Yunus Sezer'in, AFAD'ın teşkilat yapısı, afetle ilgili çalışmaları ve Kahramanmaraş depremleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 20 .03.2023 |
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Efendim, müsaade ederseniz, ben de bir bilgi vereyim.
Evvela, ben şu ana kadar konuşmadım. Ben de deprem bölgesini iki üç defa dolaştım, müsaadenizle, kendi müşahedelerimi kısaca arz etmek istiyorum. Çünkü daha önce ifade ettim ben de, pek çok depremde bizzat işin içinde bulundum; 99 İstanbul depremi, arkasından Düzce depremi, Simav, Van vesaire, Dinar depremi, Eber depremlerinde bizzat faaliyet içindeydim. Dolayısıyla burada şunu ifade edelim: Hakikaten büyük bir deprem, bunu kabul etmek lazım.
Ben de özellikle Adıyaman Besni'de vazifelendirilmiştim. Hakikaten giderken tabii, mühendis gözüyle Pazarcık'ı, arkasından Gölbaşı'nı, daha sonra Besni'deki yapılan bütün binaları bizzat müşahede ettim. Kendim de iyi bir mühendisim ve bunların niçin yıkıldıklarını bizzat müşahede ettik, tespitleri aldık, hakikaten bu tespitlerimi rapora zaten koyacağız ama şunu ifade edeyim: Besni'ye gittiğim zaman tabii, orada da herkes çadır istiyordu, konteyner istiyordu ama orada binaların tamamı yıkılmamış. Biz orada şunu yaptık: Ben orada Çevre Şehircilik Bakanlığındaki özellikle denetim elemanlarıyla birlikte bizzat kendim oradaki büyük yapılara, KYK yurtlarına, diğer birtakım yıkılmayan yapılara, TOKİ'nin binalarına gittik, bunları çok süratli şekilde "Bunlar sağlamdır." diye karar aldık, ben de kendim girdim, yapıları bizzat kontrol ettim ve bunlara bunları yerleştirdik. Mesela, Besni'deki hastaneye kimse cesaret edip girmiyor ama baktığımız zaman yapıda, herhangi bir sistemde bir hata yok ama bir iki sıva döküntüsü var veyahut da asma tavandan bir iki tane plaka düşmüş, bunları gördük, hemen bunu kontrol ettirdik. Hatta oradaki vatandaşlar binalara geçmek istemiyordu, arka arkaya iki deprem olmuş neticede. Hatta TOKİ'nin binalarının etrafında vatandaşlar toplanmış, evlerine girmiyor. Kendilerine şunu söyledim, çok dikkat çekici bir şey: "Bakın, benim burada kalacak yerim yok, araba içinde kalmak istemiyorum. Sizin bu evler çok güvenli, anahtarı verin, ben bu evlerden birine -girmiyorsunuz- gireyim." deyince oradaki insanlar hakikaten inandı ve hemen TOKİ binalarına girdi. Tabii, orada BOTAŞ'ın doğal gaz hattında problem vardı, onu da yaptırdık. Yani herkes çadır istiyordu ama sağlam binalara kısa zamanda bunları yerleştirdik.
Arkasından ben Şanlıurfa'daki durumu gördüm, Kilis'teki durumu gördük. Tabii, barajlarla ilgili problemlerden bahsettiler. Kendim bizzat Tahtaköprü Barajı'nı inceledim. Ayrıca, Reyhanlı Barajı, Yarseli Barajı ve Büyük Karaçay Barajlarını bizzat yerinde görerek inceledik. Sayın Başkanım, burada şunu ifade etmek istiyorum: Öyle birtakım dedikodular çıkıyor ki; mesela "Yarseli Barajı yıkıldı, kaçın." diye ve oradaki bütün herkes, Antakya'dan herkes kaçtı. Belki biz insanlara "Ya, yıkılma falan yok, geri dönün." deyinceye kadar gerçekten zaman aldı...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Bakanım, çok özür diliyorum, bir şey söyleyeyim...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bitti, müsaade edin.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Orada tsunami ilanını bizim yetkililerimiz yaptı, sahilde, ikinci depremde.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade ederseniz ben kendi müşahedelerimi anlatayım.
Daha sonra, ben Ankara'ya geri döndüğüm zaman "Büyük Karaçay Barajı yıkıldı, yıkılıyor." diye bir şayia çıktı ve bu şayia neticesinde, inanır mısın -o baraj Bakanlığım döneminde yapılan bir barajdı- gecenin saat 03.00'üne kadar bütün hesaplara baktım ve gece saat 03.00'te dedim ki: "Bu baraj yıkılmaz." Ondan sonra uyudum ve daha sonra da bizzat yerine gittim, barajda inceleme yaptık, herhangi bir sıkıntı yok. Hatta biz gittiğimiz zaman tabii, orada, Antakya'da vatandaş su istiyordu. Hemen tabii, Büyük Karaçay'dan Antakya'ya ve civar ilçelere giden isale hattımız vardı, barajdan arıtma tesisine. Arıtma tesisi ve isale hattının yapımını biliyorum ama isale hattıyla şehir arasında kırıklar vardı. Orada KOSKİ'nin ekipleri vardı, bizim Afyonkarahisar Belediyesinin ekipleri Antakya'ya gelmişti, onlara tamir ettirdik ve belli hatlara su verilmeye başlandı. Yani bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Oradan, ben özellikle barajların kontrolünden sonra... Tabii, Kırıkhan da benim görev alanımdaydı, bizim Afyonkarahisar, Kırıkhan'ı sahiplenmişti.
Şimdi, değerli arkadaşlar, yani ben orada şunu gördüm: Besni'ye gittiğimiz zaman o kadar çok malzeme geldi ki Başkanım, hakikaten. Hatta belediyenin bütün depoları doldu, tırlar orada malzemeleri indirmek için sıra beklediler, hatta Besni merkezde biz Çankırı Valisiyle tırdaki malzemeleri indirmek için birlikte çalıştık yani o kadar çoktu. Ben buradan bütün milletimize, doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine her türlü anlayıştaki insanımıza gönülden teşekkür ediyorum, milletimle gerçekten gurur duyuyorum çünkü bütün millet gerçekten seferber oldu, hatta biz tırlardan çoğu yerde geçemedik. Tabii, bu arada İskenderun bana vazife verildi -İskenderun sizin memleket- orada tabii, gidince, vatandaş bizi görünce "Su." diyor. Hakikaten orada da biz önemli bir çalışma yaptık. Bakın, burada şunu belirteyim: Lütfi Bey'e söylemiştim, biz 2017 yılında İskenderun için dev bir isale hattı, 1.500 milimetre çapında isale hattı yaptık, çok modern, İstanbul'daki gibi çok ileri bir içme suyu arıtma tesisini teslim ettik Hatay Su Kanalizasyon İdaresine. Fakat...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Nerede teslim ettiniz Sayın Bakan? Neresi bahsettiğiniz yer?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - İskenderun isale hattı, içme suyu arıtma hattı. Müsaade et, bak raporlar var. Benim bildiğim konu.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Beraber toplantılarımız oldu...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hayır, müsaade eder misin. 2017'de teslim ettik. Ben Suzan Hanımefendi size onun teslim, tesellüm şeylerini gönderebilirim. Mükemmel, hatta depolara, yeni depolara su bastık fakat daha sonra şunu ifade edeyim, çok üzüldüm: Orada, İskenderun'da vatandaşlar benden su istedi "Suyumuz yok." deyince "Ya, burada isale hattı var, arıtma tesisi var, nasıl su gelmiyor?" dedim. Şöyle bir şey olmuş bakın, çok acı bir şey: HATSU bu tesisi aldıktan sonra çalıştırtmamış, çalıştırmamış, hatta oradan limana bir boru hattı çekilecekmiş, belli bir hattı da tamamen kaldırmış, boruları bir kenara koymuş...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ben de izah edeyim Sayın Bakanım size...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bir dakika müsaade edin.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Biz Valilikle toplantı yaptık...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ya, bırakın Valilikle toplantıyı, ben bizzat işin içindeyim. Dedik: "Ya, bunu çok acele yapalım." 750 metre uzunluğunda; 1,5 metre çapında duktil font boru gerekiyordu. Tabii, bunu kim alacak? Ben bizzat Samsun Makinanın sahibini aradım Adana'da.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - 1 kişi üretiyor zaten Türkiye'de.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - "Ne olur, sana belki yüklü olacak ama bu boruyu tamamen ver." dedim ve hiç tereddüt etmeden 750 metre uzunluğunda; 1,5 metre çapındaki boruyu verdi, döşedik, arıtma tesisine bağladık. Ben bizzat bu...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Deprem zamanında bu oldu sanıyorum.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii tabii, yeni.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Bunu biliyorum ben. Abdulkadir Bey, sizler...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hatta Abdulkadir Bey'le beraber çalıştık.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Zaten bu afet yönetimi devletin artık yani sizin.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - İkincisi... Suzan Hanımefendi bakın, burada az önce Sayın Vekilimiz Gökhan Bey şunu söyledi: "Ya, burada bazı hataları sadece Hükûmete yüklemeyelim, kurumlara yüklemeyelim, herkesin bir hatası var."
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Hayır, bir araştırmaya başlarsak bu Komisyon amacından çıkar, bizden yardım bekleyen insanlar var, insanlar bir şey bekliyorlar.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bunu, Hatay'ı araştırmayacağız şimdi.
Bakın, ona bakarsak Lütfi Bey'e sordum: "Ya niye çalıştırmadı..."
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Başkanım, buraya belediye başkanlarını çağırın onlarla konuşalım. Bugün AFAD burada, AFAD burada olduğu için...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ya, dönüyor dönüyor, oraya geliyor. Maraş'ı anlatan yok, Antep'i anlatan yok, Urfa'yı anlatan yok.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misin...
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Antep'i anlattık ya, siz yoktunuz, biz anlattık ya. Ne kadar çirkin ya!
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Arkadaşlar, bir dakika müsaade eder misiniz.
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Ya, çok çirkin Başkanım, gerçekten çok ayıp ediyorlar. Her toplantıda konuştum, kendileri gelmiyorlar, dinlemiyorlar "Konuşulmadı." deniliyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Size söz vermedim.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Hangi toplantıda konuştun?
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Tutanaklardan lütfen...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Derya Hanım, size söz vermedim.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Hayır, ben başka bir şey söylüyorum; su konusu ya da başka bir konuda onların belediye başkanlarının eleştirildiğini duydunuz mu arkadaşlar, siz katılmıyor musunuz?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bir dakika, müsaade edin.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Dönüyor dönüyor Lütfü Savaş, bunu da anlayamadım ya!
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ya, bir dakika müsaade edin, ben olanı anlatıyorum.
DERYA BAKBAK (Gaziantep) - Bugün AFAD'ı konuştuk, AFAD'la ilgili...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misiniz arkadaşlar, söz vermiyorum.
Netice itibarıyla arıtma tesisine gittim. İnanır mısın, arıtma tesisinde otlar bitmiş, çok üzüldüm. Neticede, bunu DSİ'den rica ettik, KOSKİ, Denizli Büyükşehir Belediyesi ekipleriyle birlikte orasını şimdi ayağa kaldıracaklar, İskenderun'a son derece kaliteli, yüzde yüz güvenilir su verecekler. Burada şunu söylemek istiyorum: Yani orada bütün kurumlar, sadece KOSKİ değil, Afyonkarahisar değil, Denizli'den tutun, İstanbul'a, Ankara'ya kadar bütün kurumlar çalıştı. Bunlara, çalışan herkese...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Bütün belediyeler de geldi, her parti.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tamam, ben de onu söylüyorum. Yani dolayısıyla çalışan herkesi kucaklayalım, teşekkür edelim. Orada çalışmak kolay değil arkadaşlar.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Onların hepsine sonsuz teşekkür ediyoruz, ayrı. Biz bu kurtarma kısmında bir eleştiri yapıyoruz yani.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Şimdi, burada benim de tabii tenkitlerim var.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ve şu an eksik...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misiniz, benim de tenkitlerim var.
Sayın Başkanım, benim sizden ricam, az önce söyledim, yeni gelen vekillerimiz var, mutlaka AFAD binalarını elden geçirin, gerekli ödenek için ne gerekiyorsa ayırtalım. Buraya İstanbul'da olduğu gibi depreme dayanıklı AFAD binalarını hemen yaptıralım.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkanım, bir yapıcı eleştiri ilave etmek isterim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misiniz.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Toplanma alanları, sığınma alanları da yok yani.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii, tabii onları söyleyeyim.
Efendim, ayrıca belli toplanma alanları maalesef işgal edilmiş.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Sayın Başkan...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Müsaade eder misiniz, ben sizlere hiç müdahale etmedim, ben de bir toparlayayım.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Pardon.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Yani tecrübelerimi anlatıyorum ve çok kısa, beş dakikada özetleyeceğim, müsaade eder misiniz.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Tabii, tabii.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Başkanım, bir de şunu gördüm: Malzemelerin dağıtımı için -Allah aşkına ben bunu raporumla da ilgili makamlara bildirdim- AFAD'ın artık mutlaka çok iyi bir bilgisayar programına ve mutlaka barkodlu bir sisteme geçmesi lazım. Nerede ihtiyaç var? Bu lojistik meselesi... Bu konuda AFAD'a şunu tavsiye ediyorum: Bir program yazalım, bütün malzemeleri...
ZEYNEP YILDIZ (Ankara) - Bir programı var Sayın Başkanım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Bir dakika, var ama çalışmadı.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Büyük marketler var ya 10 bin bayisi olan, keşke bunların yöneticileri bize sunum yapsa da bu dağıtım nasıl yapılıyor bir görsek.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Arkadaşlar, müsaade eder misiniz.
Ben büyük marketlerle de görüştüm, aradım. "Bizimkiler ona uymaz, biz bir yerden dağıtım yapıyoruz." dediler.
AFAD için özel bir program lazım ve tamamen barkod sistemiyle malzemelerin sınıflandırılması lazım. "Nerede ihtiyaç var, nereden temin edecek?" Bunun belli olması lazım Başkanım, bunu özetle vurgulamak istiyorum.
MÜCAHİT DURMUŞOĞLU (Osmaniye) - Sayın Bakanım, Amazon'dan geldi mesela, çok güzel bir şey yaptı.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - En hızlı ve en yakın ulaşılabilir noktalarda olması lazım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Arkadaşlar, bana izin vermiyorsunuz, ben hiç kimsenin sözünü kesmedim.
Başkanım, en çok ihtiyaç WC ve duş ihtiyacı. Gerçekten bunun başlangıçta düşünülmesi lazım, bunu her depremde görüyoruz. 99 depreminde tuvaletler yaptık, konteynerlerden özellikle duş ve WC'ler yaptık.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Engelli WC...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Engelliler için de yapılması lazım.
Başkanım, Van depreminde bazı kurum ve kuruluşlar için -burada arkadaşlarımız da var- çok hızlı prefabrik, çelik veya beton, betonarme yapılar yaptık; onlar uzun süre kalıcı olarak kullanıldı, hatta şu anda Van Gölü'nün yanındaki çelik konstrüksiyondan yapılan yapılar DSİ tarafından hâlâ kullanılıyor. Yani bu konuda İstanbul Teknik Üniversitesi şu anda bir çalışma yapıyor, konteynerlerden ziyade çok hızlı bir şekilde mümkünse bizim kalıcı konutları yapmamız gerekiyor. Bir de Sayın Başkanım, sizden şunu rica edeceğim...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Prefabrik kalıcı konut ama.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, evet prefabrik kalıcı konut.
Bu konuda da bir çalışma var, ben de gönderebilirim. Şu anda İTÜ'deki bir ekip çalışma yapıyor, birinci raporu çıkardılar, size de ulaşmıştır herhâlde. Şimdi, bu hafta sonuna kadar İTÜ'deki bütün gruplar diğer üniversitelerle iş birliğiyle ikinci bir rapor hazırlayacaklar, ben de rapora katkı vermek için gayret ediyorum.
Sayın Başkanım, size çok önemli bir hususu daha ifade etmek istiyorum. İl afet risk azaltma planlarını bütün illerde çıkartmışsınız, teşekkür ediyoruz ancak şunu belirtelim: Ama inanır mısınız, bazı yerlerde inceleme yaptık -şimdi isim vermeyeyim, burada bazıları için sıkıntı olabilir- bazı illerde bu raporlardan ilgili kurumların haberi yok. Gönderilmiş fakat takibi yapılmamış yani bu konuda sizden bütün bu raporların takibinin yapılmasını istiyoruz. Hatta biz Komisyon olarak şunu teklif edeceğiz Necip Bey'le beraber Komisyonda, birkaç arkadaşın, sizlerin de görüşünü de alarak, hatta Cumhurbaşkanımızın bir tebliğiyle, kararnamesiyle illerdeki valiliklere gönderelim: Bir üst kurul kurulsun, ardından ilçelerde, kaymakamlıkların başkanlıklarında ve teknik ekiplerle hızlı bir şekilde yapılması gereken çalışmaları yapsın, takipler yapsın. Bunu özellikle rica ediyoruz. Sorarsanız siz de zaten bunu göreceksiniz.
Binaların depreme karşı takviyesi konusu var. Bu takviye konusu gerçekten çok su götürür bir konudur hatta 99 depreminden sonra İstanbul'daki bütün üniversitelerdeki hocaları toplayarak "Depremde binaların güçlendirilmesi, takviyesi nasıl olur?" diye bir kitap da çıkarmıştık yani bu güçlendirmenin de ele alınması gerekiyor.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Suistimal eden firmalar oluştu efendim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Suistimal eden firmalar var "takviye" adıyla yapının yükünü daha da artıyor, bunun da mutlaka ele alınması gerekiyor.
Konsollardan bahsetti az önce değerli vekilimiz.
Tabii, proje hataları var, zemin, temel hataları, inşaat malzemesi, beton, demir uygulama hataları var. Yani bir defa, dünyada pek çok yerde, deprem olan bölgede işçilerden ustalara kadar herkes sertifikalı hâle geliyor. Bakın, kalıp ustası... Eline bir çekiç alan geliyor "Ben kalıpçı ustasıyım ve demirci ustasıyım." diyor. Dolayısıyla bu böyle olmaz, mutlaka sertifikasyon işlemleri; su tesisatçısı, demirci, kalıpçı, bunlar... Mühendisler için de... Bakıyoruz yeni mezun olmuş bir arkadaş, daha inşaat görmemiş ama 20 katlı bir binanın projesini imzalayabiliyor.
RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) - 20 kata atabiliyor mu?
NECİP NASIR (İzmir) - Yok, atamıyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Sonradan düzeldi.
NECİP NASIR (İzmir) - Düzeldi, doğru.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Düzeldi ama bana göre gene de...
NECİP NASIR (İzmir) - Sertifikada var da tam, net denetimi yok.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Net denetim olması lazım.
Sayın Başkanım, az önce arkadaşlar da Derya Hanım da bahsetti, pek çok yerde kolon kesilmesi veya kirişlerden tesisat geçirilmesi gibi yapının statiğini tamamen bozacak işlemler yapılıyor. Bunlar için mutlaka, belli bir süre, üç yıl mı olur, beş yıl mı olur... Yapıların mutlaka denetlenmesi gerekiyor, hatta yapıların özellikle bir kayda alınması gerekiyor. Buna ne diyeceğiz? Yapı stokunun bütün illerde envanterinin çıkarılması gerekir. Bunun için tek bir program yapalım ve önce bütün riskli illerden başlayarak bunu belirleyelim.
Biliyorsunuz bugün bir toplantı yapılıyor, TÜBİTAK ve MTA'nın katıldığı bir toplantı; "Hangi iller riskli?" buradan başlayarak onun isimlerini bize bildirecekler. Bu denetimleri yapalım.
Benim sizlere de şu teklifim var: Sizler özellikle kurum olarak mevzuatta; kanun, genelge, ilgili yönetmelik gibi hususlarda talepleriniz varsa, eksiklikler varsa, bunlarla ilgili birtakım tenkit, tavsiye ve teklifleriniz varsa bunları da bildirin ki... Mühim olan, maksadımız, bir daha böyle bir felaket yaşanmasın; yaşanırsa bile bunun sevk ve idaresi, yönetimi çok daha sağlıklı olsun diye teklif ediyoruz sadece konutlar için değil, organize sanayi bölgeleri için de. Gerçekten sanayinin yoğun olduğu bölgelerde de ciddi bir çalışma yapılması gerektiği kanaatindeyim.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Enerji nakil hatları, doğal gaz hatları...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Tabii, enerji nakil hatları, doğal gaz hatları, vesaire bunların hepsinin incelenmesi lazım.
Böylece biz konuşmalarımızı tamamladık.
Sayın Başkanım, size ve ekibinize şimdi söz veriyorum. Tabii bugün kısa bir süre zarfında, on beş dakika içinde sorulan sorulara cevap verebilirseniz memnun oluruz, yok veremezseniz bunları yazılı olarak bize, Komisyonumuza en geç önümüzdeki pazartesi akşamına kadar bildirmenizi rica ediyoruz; bir haftalık bir süre veriyoruz.
Teşekkür ediyoruz.
Söz sizde.