KOMİSYON KONUŞMASI

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Bakan, özellikle son zamanlarda Sayın Cumhurbaşkanının kaymakamlara "Mevzuata uymayın, yasalara uymayın." uygulamasını millî eğitimde siz daha önce başlattınız. Özellikle 1.726 Millî Eğitim Bakanlığı şube müdürünün ataması maalesef Danıştay tarafından iptal edilmesine rağmen bu iptali yerine getirmediniz. Yani yüksek mahkemenin almış olduğu bu kararla ilgili -iki üç senedir- geçen sene bütçe görüşmelerinde "Genel Kurulda bunun gereğini yapacağız." demenize rağmen maalesef yapmadınız. Yani yasalar mı geçerli, yoksa yeni bir uygulama yöntemi mi gelişti Türkiye'de, çok merak ediyorum. Neden yapmıyorsunuz, ya niçin? "Yasalara uymayın." mı demek istiyorsunuz Türkiye'de?

Aynı şeyi YÖK Başkanı da yapıyor. YÖK Başkanı oraya oturmuş, sadece yukarıdan gelen talimatları yerine getiriyor. Özellikle akademisyenlerle ilgili anında soruşturma açıyorsunuz ama hiçbir yasal, hiçbir anayasal dayanağınız yok. İnsanları bir günde odalarından atmak için talimat veriyorsunuz ve hiç kimse de ses çıkarmıyor. YÖK Yasası gereği olarak bunların hiçbir temel dayanağı yok. Dokuz ay önce iptal edilmiş, Anayasa Mahkemesi "Yeni disiplin sistemi, yönetmeliği hazırlayın." diye sizlere görev vermiş ama bunları yapmamışsınız, şu anda hiçbir dayanak yok, hiçbir anayasal dayanağınız yok ama siz şahsi olarak emir veriyorsunuz ve insanları mağdur ediyorsunuz. Dolayısıyla, bu hukuksuzluğun giderilmesi, özellikle Millî Eğitimin adalete ve hukuka ne kadar önem verdiğini göstermesi gerekir ki öğrencileri de ona göre yetiştirmek lazım. Öyle değil mi? Siz hukuka, yönetmeliklere, yasalara uymazsanız sizin yetiştireceğiniz öğrenciler de uymayacaktır yarın bir gün, bu da anarşiyi doğuracaktır, devlet düzenini bozacaktır Sayın Bakan. Bu Millî Eğitim şube müdürlerinin atamasının iptali için... Eğer haklıysanız tekrar bir düzenleme yapın lütfen, ortada bırakmayın. Böyle bir şey olur mu devlet düzeninde? Aynı şekilde, YÖK Başkanı ne yapar ben bilmiyorum. Ne öğrencilerine sahip çıkar ne akademisyenlerine sahip çıkar. Orada ne diye durur? Anayasa'nın vermiş olduğu yetkileri neden kullanmaz? Sayın YÖK Başkanı rahatsız oldu ama sizin elinize veririm bunları.

Yeni bir şey var Sayın Bakan, biraz önce Mehmet Bekaroğlu'nun dediği gibi, okullarımız dökülüyor maalesef. Temizlik ve korumayla ilgili, güvenlikle ilgili ciddi sorunlar var, siz maşallah güzel bir çözüm bulmuşsunuz, öğretmenlere güvenlik görevi veriyorsunuz yeni, okul içindeki düzen tertibi, kontrolü...

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI NABİ AVCI (Eskişehir) - Yok öyle bir şey.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Haberlerde çıktı, inşallah yanlıştır ama gerçekten de okulların güvenliğe, güvenlikli bir ortama ihtiyacı var. Benim size önerim şu: Uzman çavuşları, biliyorsunuz, doğuda bu kadar yıl kullanıyoruz, onların enerjisini, gençliğini devlet olarak kullanıyoruz, sonra diyoruz ki onlara: "Siz gidin kardeşim belediyelere, sizin atamalarınızı yapsınlar." 60 bin dolayında uzman çavuş her gün milletvekillerini arıyor: "Şuradan bizi tayin ettirin, yatay geçiş yaptırın, memur edin." Bakın, gerçekten okul çevrelerindeki uyuşturuculara, kaçakçılara karşı bunlara birer kadro ihdas edelim, bunun için ne gerekiyorsa yapalım. Bu gençlerimizi de bu insanlarımızı da devletin uzun süre kullanıp sonra sokağa bırakmasından kurtarmış oluruz. Yine, Sayın Bakan, Van Özalp'ta bir okulun gerçekten sıralarının döküldüğünü, kırıldığını, pencere ve kapılarının yerlerde dolaştığını fotoğraflarda görüyoruz, bize şikâyet ediyor aileler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Demir, bir dakika, ilave süre vereyim.

Buyurun.

NURETTİN DEMİR (Muğla) - Bunu bir örnek olarak veriyorum, tabii, Urfa'da da var, birçok yerde var. Lütfen yani bizim Türkiye'ye yakışan okullarımızın yeniden elden geçirmek... Bırakın yeni derslikler kazandırmayı, mevcudu hiç olmazsa insana yakışır, öğrencilerimize yakışır bir noktaya getirelim diye düşünüyorum.

Hele biraz önce konuşmalarınızı dinlerken FATİH Projesi'ni allandıra pullandıra anlattınız ama ben gittiğim yerlerde ne FATİH Projesi'ni görüyorum ne insanların elinde bilgisayar görüyorum. Ya, yapmayın, etmeyin, Allah aşkına, bir öz eleştiri getirin, deyin ki: "Biz şunu şu kadar zamanda yapacaktık, yapamadık." Doğruyu söyleyin halka, bizlere. Kimde var FATİH Projesi'nden bir bilgisayar da insanlar, öğrenciler kullanıyor? Ya da onların evlerinde -Muğla'da, gelin, bakın- İnternet mi var? Eğer gerçekten bir İnternet imkânını sağlarsanız bunlara eyvallah, biz karşı değiliz ama oturacak bir sıra yokken FATİH Projesi'ni burada anlatmanın bir anlamı yok, manası da yok. Penceresi kırık bir ilkokulda veya ortaokulda, Türkiye'nin birçok yerinde varken, biraz önce... 1.500 öğrenciye bir başöğretmenle bir okul öğretmeni varsa FATİH Projesi'nden bahsetmemek lazım ya da İstanbul kanalından bahsetmemek lazım Sayın Bakan.

Bir sorum daha var, bitiriyorum Sayın Başkan, çok da zamanınızı almak istemiyorum, çok söylenecek şey var ama. Özellikle soru sırasında da soracağım ama TEOG'un başlamasından bu yana kaç öğrenci intihar etti...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN DEMİR (Muğla) - ...bunu öğrenmek istiyorum.

Özel eğitim uygulamasını yaygınlaştırdığınızı ve desteklediğinizi söylüyorsunuz. Doğrudur. Ama eğitimde piyasalaştırmanın sağlıktaki gibi önünü açtığınızın da farkında mısınız? Devletin daha çok, herkese eşit bir eğitim ortamını yaratması gerekiyor.

Bir de, benim bir önerim var: Özellikle, Sayın Bakan, bölgesini tanımayan, bölgesinin üretimini, sanayisini ve kültürünü bilmeyen bir gençlik yetiştiriyoruz. Bölgesel olarak öğrencilerimize bir seçmeli ders verebilir miyiz? Fındık bölgesindeki gençlerimiz, çocuklarımız fındığı bilmiyor, narenciye bölgesinde narenciyeden haberleri yok insanların. Eğitim veriyoruz ama kendilerini tanımıyorlar, bölgelerini tanımıyorlar.

Bir son sözüm, bir hekim olarak, Sağlık Bakanı...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

NURETTİN DEMİR (Muğla) - ...obeziteyle mücadele ediyoruz." diyor. Doğrudur. Tribünlere evet, bu konuda AKP iktidarı güzel söylemler, spotlar filan veriyor ama gelin görün ki beden eğitimi, sanat, müzik, bunlar birçok okulda yok. Hiç olmazsa çocuklara ilkokul, ortaokuldan sonra jimnastik ve spor yapma alışkanlığın kazandıracak ek derslerin konulması, bu konuda çalışma yapmanızı, ben özellikle bir hekim olarak, bu obeziteyle mücadele konusunda, kronik hastalıklarla mücadele konusunda Sağlık Bakanlığına Millî Eğitim Bakanlığının destek vermesini istiyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan, sağ olun.