KOMİSYON KONUŞMASI

RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.

Değerli Komisyon üyelerimiz, çok kıymetli heyetimiz; Genel Müdürümüz Banu Hanım'a hassaten teşekkür ediyorum güzel sunumları için. Bu sunumda, özellikle bir önceki Deprem Araştırma Komisyonunun "öneriler" kısmında ve "öncelikler" kısmında ele aldığımız birçok konunun da hayata geçmiş olması, geçiyor olması -geçenler var, hazırlıkları olanlar var- bizi de ziyadesiyle memnun etti.

Özellikle yapı denetimi noktasındaki sıkıntıları aşmak üzere bizim de öneriler arasında zikrettiğimiz değişik aplikasyonların, hem denetçilerin hem şantiye şeflerinin şantiyede bulunduğunu tespit edebilecek, kimlik doğrulamayla çalışabilecek çeşitli mobil aplikasyonların da hayata geçiyor olması çok önemli. Aynı zamanda, yapı denetimlerle beraber beton izleme sistemindeki çipli uygulamanın da -ki Bakanlığımızın da bu noktada AR-GE çalışması var- betonarme donatıların da bu şekilde yine test edilecek olması, Darphaneyle birlikte çalışılan metal üzerine işlenebilecek diğer kimliklendirme uygulamalarının, hologramın olması da bizim raporumuzda zikrettiğimiz hususlardan biriydi, bu da gayet memnun edici bir gelişme.

Tabii, bir yandan da bakın, bu bölgede 151.990 bina 2011 yılından beri yapı denetiminden yararlanmış 11 ilde, bizdeki veriye göre bunlardan yıkılanların sayısı sadece 132 yani yıkılıp içinde can kaybı oluşturma riski meydana getiren. Baktığınızda yüzde 99,9; bölgede 2011 yılından beri yapılıp yapı denetiminden geçmiş 151.990 binanın sadece 132'si yıkılmış. Yani bu noktada baktığınızda, Yapı Denetim Sistemi'ni baypas etmeye çalışan çok cılız da olsa kötü örneklerine rağmen, yüzde 99 oranında başarılı olduğunu Elâzığ depreminde de gördük, İzmir'de de gördük ve bu depremde de görmüş olduk. İnşallah, denetlemenin etkinliğini artıracak o küçük düzenlemelerle Yapı Denetim Sistemi'miz de yüzde yüz başarı verecek bir orana gelir, o binde 1'lik fark da kapanır.

Bir yandan, yine memnun edici bir gelişme, Müzeyyen Hanım'ın da özellikle altını çizdiği zemin ve temel etüdü uygulamalarında zemin etütlerinin denetlenmeyle birlikte yapılması, bunların standardize edilmesi noktasında da zemin ve temel etüdü uygulama esaslarının Resmî Gazete'de yayınlanıp standart bir format altında yapılması da yine raporumuzda yer alan maddelerden biriydi, bu da hayata geçmiş durumda; bu konuda da teşekkür ediyoruz. İnşallah, bu zemin etütlerine ilişkin bilgiler yapıya ilişkin bilgi formlarına da aktarılarak, standardize edilerek, kullanıma açılarak bunların mikro bölgelemede -çünkü Türkiye genelinde bütün ruhsat alınan yapılarda zemin etütleri yapılıyor- bunlara ilişkin bu verilerin de hem ekonomik olarak hem zaman kaybını engelleme açısından kullanıma açılmasında fayda görüyoruz.

Yine, bizi memnun eden bir gelişme, Bina Kimlik Sistemi (BKS)'nin hayata geçmesi, kimlik sisteminin hayata geçmesi. Bunlar yapı denetimi geçirmiş binalar, inşallah diğer binalara da yaygınlaşmalı, diğer binaların da aynı kimlik sistemine kavuşması önemli. Bir yandan periyodik denetim, bu da bizim raporumuzda altını çizdiğimiz, önemsediğimiz hususlardan biriydi; periyodik denetim de bugün tamamlanmış, iskân almış, yapı denetimi marifetiyle yapılmış yapıları kapsıyor, onun da kapsamı inşallah önümüzdeki süreçte tüm yapıları kapsayacak şekilde gelişir.

Tabii, bu depremler şunu gösterdi: Biz gerçekten afet yönetim kapasitemizle, geliştirdiğimiz diğer tüm yönetmeliklerimizle, hasar tespit metodolojimizle, AFAD, DASK, ilgili kurumların bütün koordinasyonunu her depremden çıkardıkları sonuçlarla beraber güncel tutmalarıyla önemli bir noktaya geldi fakat hâlâ bizim mühendislik hizmeti almamış ya da yeterli düzeyde almamış, eski yönetmeliklere göre denetlenmeden yapılmış çok büyük bir yapı stokumuz var. İşte, Hatay'da, Maraş'ta, Adıyaman'da önümüze çıkan tablo, maalesef, o eski yapı stokunun bu depremler karşısında direnç gösterememesi böyle bir afete dönüşmesi neticesinde oldu. O yüzden, biz raporumuzda da altını çizmiştik, devam eden Mekânsal Adres Kayıt Sistemi (MAKS)'ın çalışmalarının tamamlanıp bunun dinamik bir şekilde güncellenerek bir bina envanter sistemine dönüştürülmesi, bina envanter kayıt sisteminin CBS bilgileriyle donatılması ve bugün hak sahipliği noktasında, 2018'den sonra yapılmış bazı yapıların MAKS'ta görünmemesi sebebiyle hak sahibi olamayan vatandaşlarımız oldu, bu depremde de yaşandı, bu envanterin mutlaka MAKS'la entegre, CBS'yle entegre bir şekilde mutlaka tamamlanması, tüm yapıları kapsar hâlde...

ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BAKANLIĞI YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRÜ BANU ASLAN - 6 kurumla konuşuluyor bu yazılım için.

RECEP UNCUOĞLU (Sakarya) - Evet, orada da çalışmaları var Bakanlığımızın, onu da biliyoruz, takip ediyoruz. İnşallah, o da tamamlanıp bütün yapının tüm bilgilerini -bağımsız bölüm sayısı, taşıyıcı sistemine ilişkin bilgiler, yapım yılı vesaire- içinde ihtiva eden bir bina envanter kayıt sistemini artık nihayetiyle geçirmek hayata elzem bir durumda çünkü bu envanter lazım ki biz önceliklendirme yapalım, kentsel dönüşüm ve riskli yapıların tespitiyle beraber elimizdeki kaynakları en riskli yapılara kullanıp dönüştürmeye hız verelim. Tabii, burada, bu riskli yapıların tespitine ilişkin esasların, 2019'daki bu risk değerlendirmelerinin, hızlı taramanın, ön değerlendirmelerin, bunların da bir standardizasyona ihtiyacı var. Bugün, sizin farklı farklı natamam binalarda hocalarla çalışarak 2018 Bina Deprem Yönetmeliği'ne göre yapılmış, o performansı hesap esasları olarak karşılayan yapılarda nasıl bir yol izleyeceğimizi dahi neredeyse 200 kişilik bir akademisyen ekiple kararlaştırırken... Kaldı ki bu yönetmeliğin performanslarını sağlamayan bir önceki yönetmelikteki tüm binaların, önceki yönetmeliklerdeki tüm binaların değerlendirilmesinde, bunların güçlendirilmesinde ya da risk analizlerinin yapılmasında da mutlaka bir standardizasyona ihtiyaç var, bu da bizim raporumuzun içinde birçok başlıkta, birçok öneriyle incelenen bir konuydu. Bu güçlendirme ve yeniden yapımda aynı hızlı tarama metotlarının ve tahribatsız test yöntemlerinin, istatistiki metotların geliştirilmesine ihtiyaç duyulan bir yöntem, bunun için çalışmalar devam ediyor, biliyoruz ama burada, özellikle İzmir özelinde, Bayraklı'da orta hasarlı olup da hâlâ istese dahi güçlendirme yapamayacak olan çünkü yeni yönetmeliğin, 2018 yönetmeliğinin performanslarını yakalamayacak olan... Kaldı ki 2016, 2017'de yapılmış bir binayı dahi bugün 2018 yönetmeliğine göre performans analizine tabi tutun, onu karşılamayacağı ortadadır. Yani fiiliyatta 2019'dan önce yapılmış hiçbir binanın bu yönetmeliğe göre güçlendirilmesi mümkün olmamaktadır, hele hele eski yapıların temel sistemi, taşıyıcı sistemi gibi büyük kapsamlı değişiklikler gerektiren Bayraklı gibi yerlerde orta hasarlının güçlendirilmesi mümkün olmamaktadır. Bu noktada, mutlaka bizim performans analizini hasar görebilirlik, gevrek kırılma, toptan göçme gibi kademelendirerek, en azından can kaybını azaltacak şekilde güçlendirme yönetmeliğini, hatta mümkünse müstakil bir güçlendirme yönetmeliğini ve bunu da kademelendirerek ve burada da riskli yapı tespitlerindeki standart esasları da çok iyi belirleyerek hayata geçirmemiz lazım ki bu yapı stokunu sadece yıkıp yeniden yapmak değil, güçlendirerek de büyük can kayıplarının önüne geçmek mümkün olabilsin. Sonuçta, kaynaklarımız, bütün imkânlarımız bu yapı stokunun tamamını yıkıp yeniden yapmaya müsait değil.

Bir de yönetmelikte yığma yapılarla alakalı, her iki yöndeki dolu duvarlarla ilgili oransal bazı tespitler vardır, bunu mutlaka 2018 Deprem Yönetmeliği'mize şöyle eklemekte fayda var: "Taşıyıcı sistemde her iki yönde belli bir oranda, kesit oranlarında betonarme perdelerin yapıların deprem davranışı noktasındaki faydası tartışılmaz." Bakın, bugün, birçok yıkımda "U" şeklinde asansör kulelerinin veya perde olan bina çekirdeklerinin, binaların toptan göçmesi hâlinde bile ayakta kaldığına dair Nurdağı'ndan dahi fotoğraflar var. Bu perdelerin yönetmeliğe eklenerek -biz bunu raporumuza yazmıştık, öneriler arasında, 268 madde arasında bu da var- belli bir oranda mutlaka taşıyıcı sistemde betonarme perde kullanılmasının gerekliliğine dair bir ilavede fayda var. Tabii ki bu taşıyıcı sisteme hasar verilmesi, kolon kesilmesi, çeşitli zararlar, bazı yapıların zemin katlarının imalathane, sanayi vesaire amaçlarıyla kullanılmasıyla ilgili hasar alması, bunların ivedilikle, sadece yapı denetimden geçmiş, bitmiş, iskân almış, hazır binalarda değil, tüm binalarda... Nasıl ki hasar tespiti için tüm Türkiye'de hem gönüllülük hem de diğer kurum, kuruluşlardaki arkadaşları, teknik arkadaşları hızlıca bir eğitimden geçirip birer Android cihazla sahaya sürüp bu hasar tespit taramalarını hızlıca yapabiliyorsak, envanterle beraber mutlaka riskli yapı tespitlerini de böyle bir seferberlikle, gerekirse mühendislik fakültelerindeki son sınıf öğrencilerini de kullanarak -bunlar da raporumuzda detaylı bir şekilde var- bir Kartal Yeşilyurt daha yaşamamak adına -deprem beklemeden dahi göçebilecek, Allah korusun, yapılar var- böyle bir seferberlikle... Bakanlığımızın bu altyapısı var, bu tecrübesi var; bu risk analizlerinin, riskli yapı tespitlerinin -yapısal hasar görebilirlik, sadece 2000 yılı öncesi yapılar değil, yapısal hasar görebilirlik, işte, ağır çıkma, kısa kolon, yumuşak kat vesaire gibi birtakım şeyleri haiz yapılardan başlamak üzere- böyle bir seferberlikle riskli yapı analizlerinin de çok hızlı tamamlanıp kentsel dönüşümün hızlandırılması, önünün açılması, en riskli yapılardan başlatılması bütün bu tecrübeler ışığında elzem gözüküyor.

Ben tekrar teşekkür ediyorum, emeğinize sağlık.

Başarılar diliyorum.