| Komisyon Adı | : | (10 / 6996, 7004, 7005, 7006, 7007, 7009, 7010, 7024, 7026, 7034, 7035, 7036, 7037, 7038, 7039, 7040, 7041, 7042, 7043, 7044, 7045, 7046, 7047, 7048, 7049, 7050) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Mekânsal Planlama Genel Müdürü Yavuz Erdal Kayapınar'ın, yer bilimsel etüt çalışmaları ve deprem bölgesinde yaptıkları çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 22 .03.2023 |
NECİP NASIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Bakanım.
Çok değerli Mekânsal Planlama Genel Müdürümüze sunumlarından dolayı teşekkür ediyorum. Sık sık başını ağrıtan bir milletvekiliyim çünkü İzmir'deki planlama problemlerimizi sürekli Bakanlığa taşıyorum ve sürekli gece gündüz rahatsız ediyorum; geceleri de arıyorum, cumartesi arıyorum, bayramda arıyorum, hakkını helal etsin; teşekkür ediyorum, o da hiç üşenmeden telefonunu kaldırıyor.
Değerli komisyon üyeleri, nüfusunun yüzde 71'i topraklarının yüzde 66'sı deprem riskinde olan ülkemizde, bir inşaat mühendisi olarak hep bir şeyi merak ettim. Gelişmiş ülkelerde -ki bu, hayatın merkezinin bir gerçeğidir- planlamasız hiçbir şey olmaz. Şehirlerimizin neden planlaması yok, neden anayasası yok diye hep merak etmişimdir ve bununla ilgili de 2012'den itibaren sürekli ifade etmişimdir, İzmir özelinde kendimiz yaşadığımız için. Maalesef, tabii, hepimiz Türkiye'yi, ülkemizin gerçeklerini biliyoruz; geçmiş yıllarda siyasi, ekonomik, politik terör vesaire nedenlerle büyük göçler yaşanmış ve özellikle büyük kentlerde çarpık kentleşmeler olmuş. Tabii, burada, en büyük etkenlerden biri de yerel yönetimlerin bu anlamda özellikle kendilerine gelir elde edebilmek için "şehrin anayasası" dediğimiz kalıcı planlamanın yapılması yönünde hiç adım atmamaları ve özellikle de revizyon planlarıyla bir gelir temin ederek bunları sürdürmeleri, özellikle parsel bazlı tadilatlarda bile bir gelir kaynağı görmeleri nedeniyle, maalesef "şehirlerin anayasası" dediğimiz planlar büyük çoğunlukta yapılmamış henüz. Bu 2012'deki bir yasal düzenlemeyle zapturapt altına alınmaya çalışılmış, 2012'den sonra düzenlenen kanunda da maalesef bu konuda yaptırım gücü olmadığını görüyoruz. Örnek veriyorum, İzmir'in alt ve üst ölçekli planları hâlâ birbiriyle uyumlu değil. 2012'de çıkan kanun der ki: "Alt ve üst ölçekli planları birbirine uyduracaksınız." "Uyduracaksınız." demiş ama bir yaptırım yok.
MÜZEYYEN ŞEVKİN (Adana) - Düzenlemenin de bir manası yok.
NECİP NASIR (İzmir) - Yaptırım olmadığı için şu anda düzenlemenin bir manası yok. İzmir'in merkez ilçelerinde hâlâ 1/5.000'lik planları yok.
Şimdi, bizim bu Komisyonda yaşadığımız bu kıyametten sonra öne çıkan, kentsel dönüşüm ve şehrin dönüşümü, bu dönüşümün de şehrin planlaması genel planlamaları dâhilinde olması bir zaruret.
Şimdi, burada, değerli Komisyon üyeleri, artık, biz, bu yasama döneminde de aldığımız bazı kararlarla hem kentsel dönüşümün önünü açtık hem de yasal düzenlemeleri olumlu noktaya getirdik. Birkaç gündür değerli Bakanlık temsilcilerimiz ilgili kurumlarıyla ilgili sunumlar yapıyorlar. Bunlar ne? MTA geldi, mükemmel bir çalışması var ama makro düzeyde; AFAD geldi, o da makro düzeyde. Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğünün genel çalışmaları var, şimdi Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğü... Coğrafi Bilgi Sistemleri Genel Müdürlüğünün devrim niteliğinde çalışmaları var, dünyaya örnek çalışmaları var ama bunları yaptırarak uygulamaya geçirtecek bir mekanizma yok. Sayın vekillerimin sorularına da cevap verecek aslında malzeme var; un var, helva yapmak için her şey var ama hiçbir şey yapmıyoruz. Yani ne yapıyoruz? Bir kere bizim planlarımız yok ki bunu yapalım. İlk önce bütünüyle, bütün illerin ilçeleriyle, bölgeleriyle bütüncül planlarının yapılması gerekiyor. Bununla ilgili ben İzmir'de bundan dört yıl önce bir araştırma yapmıştım. İlçelerinin bölgeleriyle bütüncül planlarının yapılmasının maliyetini tespit ettireyim dedim. O zamanın parasıyla 30-40 milyon lira civarında para gidiyordu. Hatta, gittim, İller Bankasıyla görüştüm "Kredi de veriyoruz." dediler. Muhalif İzmir'de muhalif milletvekili olduğum için, sürekli, hangi ilçe belediye başkanı istiyorsa gelsin, ben ilçesiyle ilgili yapacağı bütüncül planlarda ona kredi temin edeceğim diye ifade ettim. Şimdi, her şey var ama bir türlü sonuca gidilmiyor. Aslında kanunlarımıza bakıyorum, mesela, bir mühendis olarak 2018 Deprem Yönetmeliği'ne bakıyorum, dört dörtlük bir seviyeye gelmiş. Tasarımıyla aynı, yapı denetimi aynı, her şey var, planlamayla ilgili kanunlar da çıkmış -bazı eksiklikleri var, oradaki düzenlemeleri, kanuni eksiklikleri tespit ederek hayata geçirelim- ama uygulamaya geçirecek, aktive edecek bir mekanizma yok. Sayın Bakanımın ilk başladığımızda Afyonkarahisar için belirlemiş olduğu bir sistem vardı. Aslında bunları çok hızlı bir şekilde biz hayata geçirebiliriz. "Bir üst yönetim oluşturalım." demişti Sayın Bakanım.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet.
NECİP NASIR (İzmir) - İlin Valisi, Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanları, kaymakamları; oradaki Çevre Ve Şehircilik İl Müdürlüğü, İl AFAD Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İl Millî Eğitim Müdürlüğü, üniversiteler, inşaat, jeoloji, jeofizik mühendislik ve mimarlık odaları, İl Planlama, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü. MTA'nın da yani bütün kurumların içinde olacağı bir üst yönetim oluşturalım. Aslında İl AFAD koordinasyon var ama o, işlevsel olarak yetkilendirilerek, görevlendirilerek sonuca giden bir mekanizma değil. O da sadece masada kalıyor. Burada bu kurulun görevleri ne olmalı?
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Gökan Bey, sizlerin de tavsiyelerini bekliyoruz. Dikkat ederseniz önemli bir konudan bahsediyor aslında, icraata geçeceğiz.
NECİP NASIR (İzmir) - Örnek veriyorum, bu kurulun şunu yapması lazım, Valinin başkanlığındaki bu kurul diyecek ki... orada STK'ler de olacak sayın vekilim, STK'ler, bütün ilgili kurumlar...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Çok özür diliyorum kestiğim için Sayın Vekilim, bu önerilerinizi daha önce hiçbir yerde dile getirdiniz mi? Yani daha önce başka platformlarda...
NECİP NASIR (İzmir) - Hayır, şu anda Sayın Bakanımızın Afyon'da böyle bir hazırlık yapmasının...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Merakımdan soruyorum, ilk defa burada mı konuşuyorsunuz? Yani ilk defa bu şeyleri burada...
NECİP NASIR (İzmir) - İlk defa burada, ilk defa şu anda burada ifade ediyorum.
Şimdi, örneğin İzmir'den söz ediyorum. Ben "İzmir" dedikçe Gökan Bey de diyor... Ama İzmir çok önemli bir yer, güzel de bir yer, Ege'nin yıldızı, Akdeniz'in incisi.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İzmir'i 10 milyonluk kent yapacaksınız.
NECİP NASIR (İzmir) - Şimdi, İzmir'in güncel deprem master planı yok, kent jeoloji çalışmaları yok, mikro bölge çalışmaları yok. Yeni başlattılar, İzmir depreminden sonra sadece bölge... Ben şunu demek istiyorum, isim vermeyeyim: Yer bilgi sistemi, tsunami tehlikesi, deprem hasar analizi, afet risk göstergesi, erken uyarı, heyelan tehlikesi... Heyelan tehlikesini MTA yapmış ama makro düzeyde var. Sorduk: "İzmir'le ilgili mikro düzeyde var mı?" "Yok." E, tamam, sen altlığını hazırlamışsın ama bunu İzmir'le paylaşmış mısın? Yani ben, orada, İzmir'deki herhangi bir yönetim anlayışını sadece eleştirir şekilde ifade etmiyorum, bu kurumlar arasındaki kopukluğa da dikkat çekmek istiyorum.
Yine, kentsel dönüşüm stratejik planı... Şimdi, bu ana başlıklar... Birincisi, bütün afete karşı, afet öncesi ve afet sonrası bütün talepleri içerir sorunların, mevcudiyetin il bazında takibini yapacak bir mekanizmanın olması gerekir. Bu mekanizmanın da bu üst kurul tarafından yapılması lazım. Aslında un var, şeker var, görüyoruz biz, ana altlıkları var ama MTA makro düzeyde...
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Aslında o konuda yetkili bir birim de var, Bakanlıklar.
NECİP NASIR (İzmir) - Şimdi, bakın, Değerli Milletvekilim, size başka bir örnek daha vereceğim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Koordinasyon yok.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Koordinasyon niye yok Sayın Başkan?
NECİP NASIR (İzmir) - Değil. Sayın Vekilim, ona ben örnek vereceğim.
Şimdi, birincisi bu. Bu afet öncesi, sonrası hazırlıklarla ilgili bu üst kurulun tamamen yetkili ve denetleyici olması lazım. Kim? MTA gerekli bilgiyi vermiyorsa direkt yazışmalarla mutlaka talep edip oradaki görevini yerine getirmesi lazım.
Yine başka bir şey daha, hem bu Gökan Bey'in tereddütlerini de içerecek: Şimdi, illerde başka bir şey var. İllerde bu sürekli oluşur. Geçmişten planlama yapılırken de sürekli Mekânsal Planlama da töhmet altında kalır. Bu da neye sebep veriyor? Plansızlığa sebep veriyor. Gökan Bey dedi ki: "Planlamanın süreçleri var mı?" Var planlamanın süreçleri. 1/1.000'likler, 1/5.000'likler yerel yönetimlere ait, üst ölçekli planlar Mekânsal Planlamaya. İzmir'in 1/100.000'lik planlarını yıllardır, ilk defa bir yıl önce zorlaya zorlaya, bizzat üzerinde durarak onaylattık. Oradaki onay sahipleri de... Size ifade edeyim: Bir memleketin 1/100.000'lik onaylı planı yok. Alt üst ölçekli planları onaylı değil. Sebep? 2012'de yapmışlar, mahkemeye verilmiş, itiraz edilmiş. 2014 itiraz etmiş, 2018'de itiraz etmiş; yapılmış, itiraz etmiş. En son dedik ki: İtirazları kaldıralım. En son bütün itiraz edilenler genişleme alanları... Konuyu Gökan Bey'in oraya getireceğim. 2014'te genişleme alanı Büyükşehir Belediyesinin istediği tarzda yapılmış, plan onaya gittiğinde bir itiraz olmuş, iptal edilmiş. 2018'de daha önceki alanları talep etmişler, vazgeçmişler, tekrar iptal edilmiş. Sonuç itibarıyla bilmiyorum yine mahkeme devam ediyor mu, bitirttik. Bütün itiraz olanları kaldıralım. İzmir plansız kalmasın diye rica ettik Bakanımdan, genel müdürümüz o konuda çalışma yaparak askıya çıkardı.
Şimdi, yerel yönetimlere yetki verilmiş 1/5.000'lik plan. Şimdi burada siyasi saikler de ortaya giriyor. Bir ilçe, AK PARTİ'li belediye, geçen şeyde söyledim, genişleme anlamında değil... Kentsel dönüşümün de önünü tıkayan etken plansızlık. AK PARTİ'li belediye diye yedi yıldır 1/5.000'lik planını onaylamıyor. Onaylamadığı için o da kent içinde dönüşüm yapabilecek herhangi bir 1.000'likte revizyon yapamıyor. Yaptığı takdirde... 2012'de çıkan yasa demiş ki: "Kardeşim alt planlar ile üst planları uydurmazsan senin yapacağın planlar geçersizdir." Tabii ki haklı olarak mühendis, mimar odaları da itiraz ediyor, mahkemeye veriyor ve o yapılan revizyon planı iptal oluyor.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sizinle bu konuda anlaşamayacağız. Yerleşimlerin siz imara açılmasını sağlamak...
NECİP NASIR (İzmir) - Hayır, şöyle söylüyoruz. Bakın, siz bunu yanlış anlıyorsunuz.
Şimdi şunu öneriyorum: Diyoruz ki: "İllerde bu planlamada..."
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Gökan, İstanbul'un... İzmir değiliz.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - İyi biliyorum ben.
NECİP NASIR (İzmir) - Yok, o değil, ben yerleşim yerinden söz ediyorum, ana yerleşim yerlerinden, orada da şöyle bir önerimiz var, bunu da böyle yapalım Gökan Bey: Şimdi, illerin bu planlama süreçleri hep mahkemelere intikal ediyor.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet.
NECİP NASIR (İzmir) - Genişleme alanları gerekiyor. İzmir'de şimdi bir rezerv alan oluşturma sıkıntısı var. İzmir'in büyük yoğunluğu -örnek veriyorum- kentin merkezinde, 7 emsallerin, 8 emsallerin...
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Necip Bey, özür diliyorum.
NECİP NASIR (İzmir) - Bir müsaade edin, bitireyim. Bir saniye Gökan Bey, sözümü bitireyim ondan sonra...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Gökan Bey, size söz vermiyorum.
Müsaade edin, sırayla herkese vereceğim.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - Ben de söz istiyorum.
NECİP NASIR (İzmir) - Emsaller var.
Burada dönüşümle ilgili problemi nasıl çözebiliriz? Şimdi orada bir plan yapılacak, o planda bir rezerv alan belirlenecek, siz muhalefet veya İzmir'deki muhalefet anlayışı itiraz edecek, iş mahkemeye gidecek.
SUZAN ŞAHİN (Hatay) - İtirazlar kafadan mı? Yani siz itiraz edeceksiniz.
NECİP NASIR (İzmir) - Sayın Vekilim, müsaade edin, sözümü bitireyim.
Derken yine iş çatala binecek. Şöyle bir öneri yapalım, diyoruz ki: Biraz önce bir üst kurul kuruldu. O üst kurulu... Yine bir kurul oluşsun. Sizin bütün tereddütlerinizi... Benim de tereddüttüm aslında sizin tereddüdünüz. Ben bir inşaat mühendisi olarak çukurun, çamurun içine de denizin ortasına da bugünkü yönetmeliklerle en iyi binayı yaparım ama maliyeti yüksek olur; orada bir sıkıntı yok. Ama tarım alanlarında herhangi bir yapılanmaya sizden daha fazla ben karşıyım.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Ben itiraz etmiyorum. Ben havza tipi planlamayı, siz küçük ölçekli planlamayı savunuyorsunuz.
NECİP NASIR (İzmir) - Yok, ben genel, bölgesiyle bütüncül...
Şimdi, Sayın Milletvekilim, siz Anayasa'yı belirlerseniz, sanayi alanlarını belirlerseniz bir yerde; bilimsel kriterlere göre, sosyal donatı alanlarını, sanayi alanlarını, yerleşim alanlarını, hatta AVM alanlarını belirlerseniz, kentin bir anayasasını oluşturursanız hiçbir sorun kalmaz. Bunu yapabilmek için de büyük bir maliyete de ihtiyaç yok; onu vurguluyorum.
Şimdi, bütün bu problemlerin de ortadan kaldırılıp kentlerde genişlemenin sağlanması, rezerv alanının oluşturulması için yine bir üst kurul oluşsun; yine valinin, belediye başkanlarının, tarım, orman, tapu, maden tetkik, çevre ve üniversitelerin inşaat, jeoloji, mimarlık, planlama bölümlerinin, ziraat mühendislerinin olduğu bir üst kurul oluşsun. Çok hızlı buna...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Sivil toplum kuruluşları.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Bölgesel olmalı, havza tipi olmalı.
NECİP NASIR (İzmir) - Bölgesel, evet, bölgesel diyorum. Sayın Milletvekillim, ben bölgesiyle bütüncül planlardan söz ediyorum. İzmir'i bölgesiyle Kiraz'ından Kınık'ına kadar yani a'dan z'ye, tarım alanları, tarım ile kırsal alanı kendi bünyesinde, sanayinin gideceği yerler, sosyal donatı alanlarıyla; bununla da ilgili bir üst kurul oluşsun; önerimiz bu olsun ve yine aynı komisyon -ki biraz daha daraltılmış komisyon- bir bölgesel planlama yapılınca ilçesine gittiği kaymakamı da içinde olsun. Bu anlamda bana göre, biz kentlerimizin çok hızlı... Bunun da önünde bir engel var, onu da ifade edeyim: Orada da şu anki mevcut kanunlarla planlama yetkileri tamamen yerel yönetimlere ait. Bakanlığın bu konuda mevcut kanunlarla yapabileceği bir şey yok. Orada da önerimiz şu olacak: Yine, bunun takipçisi valiler olsun mevcut kanun içerisinde, ilgili ilin alt ölçekli, 1/1.000'lik, 1/5.000'lik planlarını yapmadığı takdirde valilerin tasarrufuyla direkt Bakanlığa aktarılsın ya da bir kanuni düzenleme yapalım, Bakanlık ihale yoluyla yaptırarak belediyelerin İller Bankası gelirlerinden kessin.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Evet, toparlayalım.
NECİP NASIR (İzmir) - Ben başka bir şeye daha dokunmak istiyorum.
Birincisi: Bölgesiyle bütüncül planlamalar olmazsa, biz lokal lokal depremsel çözümler üreterek il il gidersek, Türkiye'nin deprem gerçeğinin her zaman acılarıyla karşılaşırız. 81 vilayetin tamamının, çok hızlı bir şekilde, geleceğe yönelik, elli-yüz yıllık master planlarını yapmalıyız, bunu yaparken de oradaki -gelişime yönelik- gelişim alanları üst kurullar tarafından belirlenmeli. Yine orada takip edici, demin ifade ettiğim kurumlar, kamu kurumları olmalı.
Ben bu Komisyonda bir şeye daha değinmek istiyorum değerli milletvekilleri. Diğer milletvekili arkadaşlarım, özellikle muhalefetten, imar aflarına sürekli vurgu yaparak imar barışını da imar affı statüsüne sokuyorlar. Burada bir şeyi açıkça belirlemek lazım. Biz bunu bir İzmir özelinden çok iyi biliyoruz. Bazıları "imar affı" olarak nitelendiriyor ama ben imar barışını devrim niteliğinde bir karar olarak İzmir özelinde... Çünkü İzmir'de bu, siyasi, ekonomik, terör ne sebeple olursa olsun göçlerle... Özellikle metropollere gelen vatandaşlarımız, onurlu yaşam mücadelesi verebilmek için, başlarını sokacak bir ev arayışından kaynaklı, kamu arazilerinde ve buna benzer yerlerde gidip ev yapıp içine girmişlerdi. Bunların zamanla -daha önce de ifade etmiştim- çocukları büyüdü, bir kat attı, biraz genişledi, şu oldu, bu oldu. Çoğu -özellikle benim çok arkadaşım öyle- her gün "Evim yıkılacak." korkusuyla ölüp gitti; mülkiyet sorunu vardı, mülkiyet sorunu. Şimdi, siz bir kentsel dönüşüm yapabilmek için de... 2012'de çıkan bu kentsel dönüşüm yasasının önündeki en büyük engellerden biri de mülkiyet sorunun giderilmesiydi.
İkincisi, başka bir sorun daha vardı... Ki o mülkiyet sorununun giderilmesi imar barışıyla giderildi. İmar barışının, lütfen, imar affı gibi değerlendirilmemesi lazım. Şimdi imar barışının faydaları daha çok görülecek, niye? Bugüne kadar kaçak, kayıt dışı olan bütün yapı stoku Bakanlığın bilgi sisteminde yüklü durumda şu anda. Bir, mülkiyet sorunu giderildi, planlamanın önü açıldı, kentsel dönüşümün önü açıldı. İki, yapı stoğunu kontrol altına aldınız.
Yine, büyük bir sıkıntı vardı mesela -sizlerle birlikte bu Bayındırlık, İmar, Ulaştırma Komisyonunda- o da kentsel dönüşümün ve meri imar planlarında kentin planlanmasının önünü tıkıyordu; bizim yasama döneminde çıktı. 2981, 4706 sayılı Yasalarla, imar aflarıyla çıkmış, yüzde 2, yüzde 3 DOP'la hak kaybı olan vatandaşların planlamadaki ortaklık katılım payı alınamaması nedeniyle kentlerin gelişimi ve dönüşümü engellenmiştir. Onunla ilgili bizim bu yasama döneminde çıkan kanununla, yüzde 45'le aynı ortaklık katılım payıyla düzenleme getirilerek kentsel dönüşümün, 6306 sayılı Yasa'nın önünde hiçbir engel kalmamıştır. Bana göre, şu andaki yapı denetim, kentsel dönüşüm, deprem yönetmeliği, bütün yasalar uygundur. Makro planda da Bakanlığın bütün altyapısı hazırdır ama yerelde, uygulamada kamu kurum, kuruluşları arasında koordinasyon eksikliği vardır, bu eksikliğin giderilmesi için de bu tür kurulların kurulmasının çok uygun olduğunu düşünüyorum.
Çok teşekkür ediyorum.